Recep ÖNCEL
  • 11/01/2021 Son günceleme: 11/01/2021 10:20
  • 3.541

Geçtiğimiz günlerde, Ebubekir Sofuoğlu katıldığı bir televizyon programında; 'üniversiteler neredeyse fuhuş evleridir' diye söyledi.

Hocanın bu sözleri büyük tepki gördü. Özellikle sol basın, hocaya hakaretler ettiler. Bu arada, İslami değerlere küfür etmeyi ihmal etmediler.

Bendeniz bu mesele ile ilgili olarak, kendi karsılaştığım bazı şeyleri aktarmaya çalışacağım.

Bir müddet evvel inşaat için emlakçılarla  üniversite yakınlarında evlerle  ilgili olarak, fiyatı konumu özellikleri hakkında  konuşmuş bilgi almıştım. Bu konuşma sonunda emlakçi arkadaşlar, 'Recep bey ancak bu bölgede ahlakı durum sıkıntılı, hepsi öyle diyemeyiz ama üniversite yakınlarında evlerde  gençler kız erkek karışık kalıyorlar. Arabaların biri gelip biri gidiyor, genellikle evler fuhuş için kullanılıyor' dediler.

Gene üniversitelerde görüyoruz. Öğrencilerin hareketleri, ahlaki  hassasiyetlerimize uymayan gayet serbest davranışları, dikkat çekiyor..

Geçtiğimiz sene deniz kenarında  bir yere çay içmeye gitmiştik. Orada genç topluluğu gördük. Gençlerin kıyafetleri adeta sahne kıyafetleri, çoğu yarı çıplak haldeydi. Bu nedir? diye sorduğumuz zaman, 'okul yıl sonu balosu' diye cevap verdiler.

Bunlar bu ülkenin gerçeklerdir!

Tabloyu görmek, ona göre problemi tespit etmek, çözümü üretmek gerekmektedir.

Ama şimdi, maalesef çözüm üretmek hastalığı teşhis etmek yerine, adeta bu tür gayri ahlaki durumları teşvik edercesine davranışlar yapılıyor.

Bu tavır ve davranışların bir kısmı, belki iyi niyetli olabilir. Yalnız, çoğunluğu  kötü niyetlidir.

Çünkü; basın yayın organlarında milletin değerlerine ters düşen insanlar, yuvalanmış durumdadır.

Bu insanlar  ramazan ayında içki içmekle övünüyor, bir kısmi ise zinayı aşk olarak görüyor, çocuğu yaşında kişilerle  gayrimeşru ilişki yaşamayı bir marifet olarak değerlendiriyor. Kendi yaptığı ahlaksızlığı,  çağdaşlık olarak lanse etmek istiyor.

Bunlar algı operasyonu yapıp, milletin kafasını karıştırıyorlar.

Bu vesileyle İslam’a  saldırıyor.

Ama bizimkilerden ses çıkmıyor. Bunlarda, biraz daha cesaretle, daha cüretle saldırıyorlar. Çünkü; yaptıkları şey  prim yapıyor.

Şöyle bir gerçek var.

 Türkiye’de, akademisyen, gazeteci, bürokrat, siyasetçi vb olmak için yeterlilik, bilgi, çalışma, kapasite önemli değildir. Kim İslam'a daha çok küfür ederse, o daha ön plana çıkar, daha popüler olur, daha çabuk yükselir.

Buna dur demek lazım!

Bu memleketin sorunlarına, samimiyetle eğilmek lazım.

Yapılacak şey; hocanın söylediği ahlaksızlığı ve fuhuş problemini ciddi olarak ele almak, çözüm bulmaya çalışmak olmalıdır.

Yıllar evvel, rahmetli  Mehmet Şevket Eygi; 'köprüler havaalanları yollar yaparsınız, her yeri  bilgisayarlar cep telefonları ile donatırsınız, ekonomik olarak gençliğin istediğini verirsiniz ama gençliği manevi olarak yetiştirmezseniz'  bu yapılanlar bir anlam ifade etmez demişti...

Aynen katılıyorum.

Gençliği, manevi donanımlı olarak yetiştirmek gerekir.

Biz üniversite okurken, para teknoloji ve maddi imkanlar bu kadar yeterli değildi.

Ama aşk vardı..

Bizim neslimiz; Allah, Peygamber, vatan, millet aşkını ve mücadele şevkini içinde hissetti.

Biz çoğu kez karlar içinde yürüyerek  sohbetlere gittik.

Bu günkü gençlik, internette parmağını kımıldatıp sohbet dinlemek istemiyor. Ancak o parmaklarla, internetten zehirli sokaklarında chat yapıyor, cep telefonu ile mesajlar atıyor.

Üstelik o mesajlarda ruh yok, edebiyat yok, muhabbet yok...

Acilen bu konularda tedbir almak lazım.

Gençlik, bu ülkenin en önemli değeridir!

Bu konu sadece iktidarın değil, sivil toplum kuruluşları ve ailelerin, topyekûn hepimizin meselesidir.

Bizler, Allah’ın izni ile gayret ederek başaracağız.

Bir  güzel şeyle, moral ve ümit vermek istiyorum.

30 Aralık 2020 akşamı DERSİAD in düzenlediği; Asimin Nesli adlı Webinari izledim. Burada şair  Mehmet Akif'in, 'Asımın nesli  diyordum, nesilmiş gerçek, çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek' şiiri okundu..

Bu şiiri  dua kabul ederek, amin diyorum. Ve istiklal marşımızın şairini rahmetle anıyorum. İnşallah  bu nesil namusunu çiğnetmeyecek.

Sonuç olarak;  gençliğimiz için, geleceğimiz için, ahlak ve eğitim meselesi çok önemlidir.

Aileler çocuklarına sahip çıkmalıdır. Onları başıboş bırakmamalıdır

Özellikle manevi eğitim çok önem arz etmektedir. Allah korkusuyla, helal, haram bilgisi ve hassasiyetiyle yetişen bir gençlik, yanlış yollara sapmaz. Manevi donanımı olan gençlik, aileyi okulu memleket sevgisini bilir, her şeyi yerli yerine oturtur.

Bu günkü ortamda, kabuğuna çekilip durmak  mümkün değildir. Günün şartlarına göre, en iyi şekilde mücadele etmek gayret etmek lazımdır. Netice; biiznillah iyi olacaktır.

Çünkü; kader gayrete aşıktır!

Yazarın Yazıları