Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Kader Gür
Kader Gür

Gelin birlik olalım!

Zannediyorum başlık yazının içeriği hakkında bilgi veriyor… Türkiye olarak zor günler yaşıyoruz… Bazı gerçekleri görmek istemeyenler var. Bu gerçeğin en somut olanı Ülkemizekarşı oynanan büyük oyun.

Bu ülkenin dinamiği olduğunu düşündüğümüz kesimin bu oyunun farkına varamamış gibi gözükmesi de acaba başka bir oyun mu?

Yaklaşık bir aydır kavga ediyoruz! Ne kazandık, ne kaybettik? Buna bakmak lazım. Çok şeykaybettiğimiz ortada. Ekonomik olarak büyük bir güç kaybettik. Toplumun tüm kesimleri üzerinde, saygıyla andığımız elimizden geleni yaptığımız, her şartta, ‘onlar var olmalı’ dediğimiz “Hizmet Hareketi”ne karşı bir güvensizlik ve itibar kaybı söz konusu oldu.

Yaşananları tekrar özetlersek, daha önce Ergenekon, Balyoz gibi davalarla ortaya çıkan Yargı iradesinin Türkiye’nin ufkunu açtığını ve bu olumlu gelişmelerin hükümetin verdiği destekle siyasete yansıdığını kabul etmekle birlikte Türkiye’nin rahat bir nefes aldığını hissetmiştik.

Türkiye’nin güçlenmesini istemeyenlerin şaşkın bakışlarla izlediği büyük Türkiye ahengini hiç kimse bozamıyordu. Çünkü tüm dinamiklerimizle omuz omuzaydık. Güç birliği yapmıştık. BizlerFethullah Gülen Cemaati’nin devlet içinde etkin konumda olduğunu biliyorduk, oralarda olmalarını da istiyorduk. Çünkü frekanslarımız aynıydı! 30 yıldır varlığını bildiğimiz, takip ettiğimiz Hizmet Hareketi’ne desteğimiz de oldu…

Hangi bölgelerde hangi kurumlar için insan yetiştiriliyor, kiminle ilgili nelerin hedeflendiğini ve nasıl eğitim verildiğini biliyoruz! Ama bunların bu ülkeye edepli, adaplı insan yetiştirmek için yapıldığını düşünüyor ve öyle inanıyoruz.

Benim oğlum da Cemaatin dershanesine gidiyor, hiç almayı da düşünmedim. Çünkü tavanla tabanı ayırıyor, bu oyunun her iki kesim tarafından da fark edileceğine yönelik inancımı muhafaza ediyorum. Hala onların, son zamanlarda ekonomiyi biraz öne taşımış olsalar da, edebini, adabını örnek almamız gereken insanlar olduklarına inanmakla birlikte toplum tarafından her gün tartışma konusu olmalarına bizzat kendilerinin fırsat veriyor olmasını da şiddetle reddediyor ve artık yeter diyorum!

17 Aralık Operasyonu, ardından 25 Aralık… Başbakan’ın oğlunu gözaltına alma girişimleri.3. Havaalanı3. KöprüKanal İstanbulHalk Bankası. Bunları yolsuzlukla bağdaştırmak mümkün mü? Asla değil. Yolsuzluk varsa da, sadece kılıf olarak kullanılmış olmaktan öteye şu ana kadar geçemedi.

Değerlerimize yazık ediyoruz! Ülkemize karşı oynanan oyunların farkına varamamış olmamız saflığımızdan mıdır, yoksa vatan haini olduğumuz için işimize mi gelmiyor?

ABD’nin hiçbir devlete iyi rüya gördüğüne hiç tanıklık ettiniz mi? Ya da İsrail’in Türkiye’ye karşı hayırlı bir girişimi olmuş mudur? ABD’de İran’a ambargo uyguluyor diye biz de mi uygulayalım. İsrail, Filistin’e dehşet saçıyor, sesimizi çıkarmayalım mı? Türkiye hep başkalarının belirlediği çizgiler üzerinden mi gitsin… Bu ülkede terör sorunu bitmesin mi?Oğlumuzu veya bir yakınımızı vatani görev için Doğu’ya gönderdiğimizde, ne zaman acı haber gelecek diye, hep telefonun ucunda bekleyelim mi?

Yaşanan bunca olayın Cemaatin devlet içindeki yapılanmasıyla bağdaştırılmasına tepki gösteriliyor, “hayır biz yapmadık” deniliyor. Ama ortaya çıkan argümanlar pek öyle demiyor. O zaman Emniyetteki bu görevden almalara neden tepki gösteriliyor? Zaman Gazetesi’nin,Sözcü gazetesi gibi hedefe ulaşma girişimlerini nasıl yorumlamalıyız?

Ekrem Dumanlı ve Mümtaz Er Türköne; Emin Çölaşan ve Uğur Dündar gibi isimler AK Partiye saldırıyor… STV’yi kanal listemizden çıkaralım mı? Zaman gazetesini artık okumayalım mı?

Hizmet Hareketi demokrasiden yüz mü çeviriyor? Yoksa bizim dediğimiz hareket, demokratik yollarla hiçbir dönemde iktidar yüzü göremeyip, hep karanlık yolları tercih edenlerle iş birliği içinde mi?

Tavan, çeşitli nedenlerle bunlarla iş birliği yapmak zorunda kalabilir, ama taban bunu asla yapmayacağı gibi, yapanları da affetmez. Şu anda bir kırgınlık, bir soğukluk olsa da, tabandakiler ikiyüzlü insanları nasıl tanıyacakları konusunda da oldukça eğitimlidirler.

Her iki tabanı birbirlerine bağlayan unsurlar, çıkarları değildir. DuygularıdırAile bağlarıdır.  Daha önceki yazımda da yazmıştım. Her ailenin uzaktan yakından mutlaka Hizmet Hareketi’ne bir katkısı olduğu gibi, bu insanlar aynı zamanda Dünya liderine de gönülden bağlı olan insanlardır. Duygularımız bizim vazgeçilmezlerimizle doludur.

Gelin birlik olalım, yarın çok geç olmadan
Gelin dirlik bulalım, vazgeçin öç almadan

Nefreti yok edelim, gel sen de katıl bize
İntikam eşkıyası, sevgiyle gelir dize

Yedi düvel elinden, kim kurtardı bu yurdu
Mehmetçik değil miydi, Laz’ı, Çerkez’i, Kürdü

Hangimizin ecdadı, feda olmadı yurda
Hangi bahçeden bir gül, solmadı bu uğurda

Asırlardır dinmedi, bir bölücü ninnisi
Aynı dinden değil mi, alevi si, Sünni si

Bin kere lanet olsun, Yezit denen deliye
Muhabbetle bağlıyız, Muhammed’e, Ali’ye

Geçin o sınıfları, geçin kardeşim geçin
Barış ta buluşalım, mutlu Türkiye için

Düşman sevindirmenin, ne âlemi var şimdi
Milletçe kenetlenip, sarılmamız kâr şimdi

Bir başka ulus var mı böyle temiz böyle saf?
İnsaf edelim dostlar, insaf edelim insaf!

Cemal Safi

Kader Gür
Kader Gür HAKKINDA

1972 yılında Rize’nin Güneysu ilçesinde doğdu… Eğitim hayatını orada tamamladı… Ortadoğu ve Avrupa ülkelerine yapmış olduğu birçok seyahatinde çeşitli araştırmalar yaptı. Libya, Cezayir, Tunus, Fas, Beyrut, Suriye, İtalya, İspanya, Rusya, Romanya, Bulgaristan ve Yunanistan gibi ülkelerde seyahatleri sırasında Türkiye ile ticari ilişkiler üzerinde çalışmalar yürüttü. Kader Gür, Refah Partisi Gençlik Kollarında siyaset yaptı. 1997 yılında Sağlık Bakanlığı bünyesinde kamuda çalışmaya başladı. 1997 yılında Akit Gazetesinde, Recep Tayyip Erdoğan’ı konu alan bir makalesi nedeniyle 28 Şubat aktörleri tarafından soruşturmaya tabi tutuldu. Daha sonra Recep Tayyip Erdoğan’ın Pınarhisar Cezaevi’nde başlatmış olduğu parti çalışmalarına Beykoz’da destek verdi. Partinin kuruluş aşmasında aktif rol oynadı. AK Parti Kurucu Beykoz İlçe Başkanı Dr. Ahmet Hulusi Batu, Salim Kararmaz ve Adem Sefer’in basın danışmanlığını uzun yıllar yürüttü… 1998 yılında yazmaya başladığı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi hayatını konu alan, “Esaretten Zirveye” isimli kitabı 2002 yılında yayınlandı. Kader Gür'ün yine kendi yazılarından oluşan 2 kitabı bir de Yayın Yönetmenliğini yaptığı toplamda 4 kitabı raflardadır. Beykoz Rizeliler Derneği’nin kurucuları arasında da yer alan Gür, halen Beykoz Polis Hizmetlerini Koruma Derneği Yöneticisidir. Kader Gür, Anadolu Yakası Gazeteciler Derneği ve Yüzüncü Yıl Gazeteciler Derneği üyesidir. 2024 yılında kamu çalışma hayatını sonlandıran Gür, evli ve 3 çocuk babasıdır… Kader Gür, yine 2002 yılında bir araya geldiği arkadaşlarıyla Dost Beykoz’u kurdu.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER