“Herkese merhaba selam ve sevgiler hayırlı haftalar diliyorum.
”
Değerli Dost Beykoz Gazetesi okurlarına ve köşe yazılarımızı takip eden dostlarımıza ata topraklarımız Rize den sevgilerimi gönderiyorum.
Bazı görev ve çalışmalarımdan dolayı ayrı kaldığım köşe yazarlığıma tekrar başlamış bulunmaktayım. Bu ay ki yazımı köyümden Rize’mden yazıyorum. Sıla-ı Rahim için geldiğim memleketimin o yağmur kokulu, yağışlı havasının kokusunu içime çekerek hasret giderdim.
Evet, köyümü ziyaret dedim. Aslında hiç ayrı kalmamıştım, fırsat buldukça gelmeye ata topraklarımızı ve eş, dost akrabalarımızı ziyarete gelmişimdir. Köyümle bağımı koparmamaya gayret ettim. Büyük nenem, büyük dedelerimizin vasiyeti vardı. ‘Oğlum sakın köyden bir karış yer satmayın’. Hatta bedduası vardı büyüklerimizin. ‘Köyden kim yerini satarsa karnı ekmek doymasın’ diye. ‘Yarın bir gün gurbette düşman gelirse, gidersin köyüne eker biçersin’ derdi. ‘Bir inek bir evi bakar’ derdiler.
O zaman biraz garipserdik büyük nenemizin bu ileri görüşlü nasihatlerini. Ama çok haklılarmış! Bugün İstanbul ‘veya büyük şehirlerimiz düşman tarafından istila edilmemiş olabilir ama kapitalist sistem dünyada olduğu gibi ülkemizi de kıskacı altına almış, büyük şehirler artık yaşanılacak yer olmaktan çıkmaya başlamıştır.
Hatta bazı bilim adamlarımız, ‘zengin parası olan insanlar bile köye göç edecek’ diye açıklama yapıyorlar. Ayrıca ‘köydeki topraklarınızı ekin biçin, ağaç dikin, meyve, zeytin, ceviz dikin’ diyorlar.
Ama biz yaklaşan tehlikeyi, bilim adamlarımızın sözlerini değerlendirmiyor veya umursamıyoruz. En kötüsü köylerde hayvancılığın tamamen bittiğini, (Rize ve köyleri) kimsenin ahırında inek tavuk olmadığını, kimsenin üretmediğini, ev halkının tamamen hazır gıdaya yöneldiğini gözlemledim. Eskiden her evde en az iki inek olurdu. Artık yok! Ülke genelinde artık üreten, aile gelirine katkı sağlayan kışlık turşusunu, salçasını, tarhanasını, bulgurunu mısırını, yağını, peynirini yapan aileler yok denecek kadar azaldı.
Bu gidişat çok tehlikeli bir hal alıyor. Öyle ki bırakın bağı bahçeyi, evinde yemek yapmayan, yapamayan hanım kardeşlerimiz var. Hele birde çalışıyorsa tamamdır. Dışardan pizza söyle gelsin. Bu artık köylerimize kadar girdi. Bırakın Rize’nin merkezini, köyde çaylıklardan toplanan tonlarca ot bir yerlerde çürümeye veya bir yerlerde imha edilmeye çalışılıyor. Ülke olarak, ülke insanı olarak seferberlik ilan edilmeli. Herkes üretmeli. Köyünde yeri olan köyünde, şehirde yeri olan şehirde, yeri toprağı olmayan balkonunda saksıda domates maydanoz, kıvırcık ekecek, ama bir şey üretecek. Bunu parası olan da parası olmayanda yapacak. Ülkemizin ve hatta dünyamızın üzerinde karabulutlar dolaşıyor. Dilerim aydınlık yarınlar bizim olsun kalın sağlıcakla…
YORUMLAR