“Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler, tam 186 gün cezaevinde kaldıktan sonra ilk duruşmada tahliye edildi.
”
Geciken adalet, adalet değildir
Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler, tam 186 gün cezaevinde kaldıktan sonra ilk duruşmada tahliye edildi.
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı, Köseler’in de aralarında bulunduğu 13’ü tutuklu 26 sanık hakkında “ihaleye fesat karıştırma” ve “suç işlemek amacıyla örgüt kurma, üye olma ve yardım etme” suçlamalarıyla dava açtı. İddianamede Köseler için 17 yıl 6 aydan 67 yıl 3 aya kadar hapis cezası istendi.
Sanıkların yargılandığı İstanbul Anadolu 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde üçüncü kez hâkim karşısına çıkıldı. Savcılık, bazı sanıkların tutukluluk hâlinin devamını talep ederken, mahkeme heyeti tüm tutukluların tahliyesine karar verdi.
Ne var ki, Köseler’in gözaltına alınması ve tutuklanması günlerce ulusal basında manşetlerden düşmezken, tahliye kararı ya görmezden gelindi ya da küçük haberlerle geçiştirildi.
Aslında olması gereken, bu tür davaların tutuksuz yargılama ile yürütülmesi; ailelerin ve sanık konumundaki kişilerin mağdur edilmemesidir.
Geçmişte FETÖ’nün emniyete ve yargıya hâkim olduğu dönemlerde siyaset kurumundan da aldıkları desteklerle birçok insan, bir telefon görüşmesi ya da tesadüfen bir yerde bulunma gerekçesiyle ya da uydurma kumpaslarla aylarca cezaevinde tutuldu… Suçsuz olduklarını ispat edene kadar birçok insan uzun tutukluluk süreçleri yaşadı. Aileleri de ağır mağduriyetler yaşadı.
Bugünde aynı şey onların başına geldi… Onlarda şimdi şikâyet ediyorlar… Diğer yandan KHK ile görevlerinden alınan, işini ve düzenini kaybeden pek çok kişi ise beraat etmesine rağmen işine dönemedi. Bu durum, adaletin gecikmesinin nasıl kalıcı yaralar açtığının en somut örneğidir.
Yani demek ki, adalet zamanı geldiğinde herkese lazım oluyormuş!
Unutulmamalıdır ki, suç sabit oluncaya kadar herkes masumdur. Medya eliyle yargısız infaz yapmak, insanları günlerce manşetlerden linç etmek hukuka da vicdana da aykırıdır. Adalet, sadece mahkeme salonlarında değil, toplumsal vicdanda da adil bir şekilde tecelli etmelidir.
Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu’nun yıllar önce yazdığı dizeler, bugün hâlâ yol göstericidir:
Ekmek, su, aş bulmak gecikebilir,
Temele taş bulmak gecikebilir,
Devlete baş bulmak gecikebilir,
Adalet gecikmez, tez verilmeli.
YORUMLAR