Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Kader Gür
Kader Gür

Garson hesabı getirdi!

Köylülerin kurduğu siyasi parti ülkenin kaderini değiştirdi.

Hem iyi, hem de kötü yönde…

Bir Anadolu çocuğunun arkasına takılıp, yıllara meydan okuduk.

Çünkü biz bu ülkenin efendisiydik. Köylüydük. Saftık, temizdik, itaatkardık, cesaretliydik.

Bize atalarımız kanaatkar olmayı öğretti. Bizim bir zeytini ikiye bölüp yediğimiz günler vardı. Her halimize şükrederdik. Yeter ki, ülkemizin birliğine, bütünlüğüne zeval gelmesin. Yeter ki, ezanlarımız susmasın, yeter ki dinimizi muhafaza edecek kudretimiz olsun. Yeter ki şanlı bayrağımız semalarda dalgalansın.  

Türklüğümüzün gereği ve dinimizin bize emrettiği gibi hep 'yüzü suyu hürmetine' değer katma mücadelesi içinde olduk. Ülkemizin, 'yüzü suyu hürmetine' büyük felaketleri atlattığına inandığımız hatırlı insanlara saygıda kusur etmezdik. Çünkü biz Anadolu'yduk.

3 Kasım 2002'de iktidara geldiğimizde, manşetleri, "Büyük Anadolu ihtilalı" diye atmıştık. Ama bugün geldiğimiz noktada coğrafi olarak Anadolu toprakları üzerinde yaşıyoruz fakat, yaşam biçimimiz artık Anadolu kültüründen çok uzak. İnandığımız, kendimizden sayarak güven duyduğumuz insanların, teslim ettiğimiz makamların esiri olmalarına şiddetle karşı çıkmamıza rağmen, paranın büyüsüne kapılıp geçmişlerini unutmalarına engel olamadık.

Bir kesim canla başla mücadele ederek AK Parti'yi ayakta tutmaya çalışırken, bir kesimde AK Parti'nin üzerine bina edildiği değerleri tüketmeyle meşguldü. Öyle günler gördük ki, yaşadığımız ihanetlerin şokuyla aylarca kendimize gelemedik.

Milletimizin Recep Tayyip Erdoğan'a duyduğu güvenin seçim sonuçlarına yansımasını kendimize mal ederek, şımardıkça şımardık. Gözümüzün önünde yaşanan haksızlıklara bile ses çıkaramazken, hakkını, hukukunu sorgulayanları ihanetle suçladık.

Bir kesim; yer, içer, gezer, tozarken, bir diğer kesim sıranın kendisine geleceği ümidiyle saltanat sürenlere sahip çıktı. Bir kesim sokaklarda bayrak asarken, diğer bir kesim çantalarla para taşıdı. Bir kesim asgari ücretle geçinmeye çalışırken, bir kesim aldığı maaşına gerek olmadığı için dokunmadı. Bir kesim 5 yıldızlı otellerde havyar yerken, bir kesim okula giden çocuğunun servis parasını nasıl ödeyeceğinin hesabını yapıyordu. AK Parti döneminde sermaye bütünüyle el değiştirdi. Sermayeyi eline geçiren kesim maalesef çok bencil çıktı. Bu bencillik sermaye ile emekçi kesimin arasını açtıkça açtı. Zenginle fakirin arasındaki uçurum büyüdükçe büyüdü.

Herkesin kalkınacağı bir Türkiye hayal ederken, büyüyen; sermaye ve makam sahipleriyle birlikte etraflarındaki yalakalar oldu.

15 Temmuz gibi tarihimizin en büyük kahpeliği bile bizi kendimize getiremedi. Bu büyük ihanette bile huylu huyundan vazgeçmedi. Ülke için yapılan kutsal fedakarlığın karşısında Allah'ın lütfettiği gazilik gibi kutsal bir değeri bile kısa sürede istismar ederek, siyasi menfaatlerine entegre edenler meydanlara hükmetti.

Recep Tayyip Erdoğan'ın kurduğu AK Parti'nin 17 yıllık iktidarı döneminde bizim gibi kanaatkar insanlar çok şey öğrendi. Hayatı tanıma dönemlerimize denk gelen 28 Şubat'ın keşme keşliğinde, yaşadıklarımızdan yola çıkarak, "madem bu toplum bizi kabul etmiyor, bizde kendi toplumumuzu kendimiz kurarız" anlayışıyla yola çıktığımız arkadaşlarımızın bir çoğu ranta doğru yön değiştirdi.

Ama işin kötüsü, AK Parti tonlarca parayı elinde tutanlarla, yaptıkları yanlışlar sonucunda yollarını ayırsa da onlardan hesap soracak bir kültür geliştiremedi.

Dini, imanı, vatanı, bayrağı, aile yapısını, kültürü, edebi, sevgiyi, saygıyı, onurumuzu ve dostlukları tükettikçe tükettik. Selametle yoluna devam etmesi için mücadelemiz ve fedakarlığımızla, devletimizi zengin ettiğimizi zannederken, maalesef istismarcıları zengin ettiğimizi göremedik.

Ülkemizde bir kez daha yapanın yanına kar kaldı. Çünkü, garson hesabı getirip yine bizim önümüze koydu.

İğneden ipliğe her şeye zam geldi.

Biz bu hesabı ödeyebilir miyiz? Allah'ın izniyle öderiz. Ama şu bilinsin ki, hakkımızı asla helal etmeyiz.

Çünkü biz milletin ta kendisiyiz…

Kader Gür
Kader Gür HAKKINDA

1972 yılında Rize’nin Güneysu ilçesinde doğdu… Eğitim hayatını orada tamamladı… Ortadoğu ve Avrupa ülkelerine yapmış olduğu birçok seyahatinde çeşitli araştırmalar yaptı. Libya, Cezayir, Tunus, Fas, Beyrut, Suriye, İtalya, İspanya, Rusya, Romanya, Bulgaristan ve Yunanistan gibi ülkelerde seyahatleri sırasında Türkiye ile ticari ilişkiler üzerinde çalışmalar yürüttü. Kader Gür, Refah Partisi Gençlik Kollarında siyaset yaptı. 1997 yılında Sağlık Bakanlığı bünyesinde kamuda çalışmaya başladı. 1997 yılında Akit Gazetesinde, Recep Tayyip Erdoğan’ı konu alan bir makalesi nedeniyle 28 Şubat aktörleri tarafından soruşturmaya tabi tutuldu. Daha sonra Recep Tayyip Erdoğan’ın Pınarhisar Cezaevi’nde başlatmış olduğu parti çalışmalarına Beykoz’da destek verdi. Partinin kuruluş aşmasında aktif rol oynadı. AK Parti Kurucu Beykoz İlçe Başkanı Dr. Ahmet Hulusi Batu, Salim Kararmaz ve Adem Sefer’in basın danışmanlığını uzun yıllar yürüttü… 1998 yılında yazmaya başladığı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi hayatını konu alan, “Esaretten Zirveye” isimli kitabı 2002 yılında yayınlandı. Kader Gür'ün yine kendi yazılarından oluşan 2 kitabı bir de Yayın Yönetmenliğini yaptığı toplamda 4 kitabı raflardadır. Beykoz Rizeliler Derneği’nin kurucuları arasında da yer alan Gür, halen Beykoz Polis Hizmetlerini Koruma Derneği Yöneticisidir. Kader Gür, Anadolu Yakası Gazeteciler Derneği ve Yüzüncü Yıl Gazeteciler Derneği üyesidir. 2024 yılında kamu çalışma hayatını sonlandıran Gür, evli ve 3 çocuk babasıdır… Kader Gür, yine 2002 yılında bir araya geldiği arkadaşlarıyla Dost Beykoz’u kurdu.

YORUMLAR

4 adet yorum var

  1. Dusunen, sorgulayan ve elestiren olmadikca kisir donguler devam edecektir.

    Luksu terketmedikce, riyaa terk etmedikce gelisemeyiz.

    En onemlisi URETMEDİKCE, URETMEDİKCE, URETMEDİKCE olmayacak!!!

  2. kardeşim sedat kuvel’le bu yazı hakkında bilgi alışverişinde bulundum.Hatta bu yazı eğer biryerden alıntı olmadıysa yazar arkadaşımı kutlarım dedim. mükemmel bir içe dönük özeleştiri.izmirde tatildeyken bu yazıyı okudum ve etkili ama aynı zamanda biryerleri sarsıcı sıkıntı verici.aslında daha önceleri kaleme alınmaliydı.neden derseniz deniz bitti.biteceği daha çok öncelerinden belliydi.

    kardeşim sedatla (fatih emlak) bu konuları bazen masaya yatırıyoruz.hatta sedata ana muhalefet diye takılıyorum.ama anlattıkları yaşadıkları parti için üzüntü verici.
    mesela; Beykoz ilçe teşkilatı oluşturulurken beykoza hitap eden bir vitrin olmadığını beykozda doğmuş beykozda büyümüş bir karadenizlili(Arhavi) olarak söyleyebilirim.

    şimdi önümüzde yerel seçimler var.ve bu seçimler çok önem arzediyor.ama bu seçim çok zor(ekonomik tablodan dolayı) sahada bunları anlatabilecek partilliler kimler olacak.beykoz ilçesi tayyip erdoğana oy veriyorlardı.herkes bu güçlü lider sayesinde seçim alınarak bir yerlere seçiliyordu.ama şimdi çok zor olacak.onun için daha fazla köşeyi meşgul etmeden tekrar geç kaleme alınmış yazınız dolayısıyla sizi tebrik eder devletimize , bayrağımıza,vatanımıza zeval gelmemesini Allahtan niyaz ederim

  3. Görüşlerinize katılıyorum.bir nev i özeleştiri yapmışsınız.bu yönetim ve diğer ak parti yönetimleri nezaman ki aldıkları oyun recep tayyip erdoğan sayesinde olduğunun farkına varırlar,ozaman birşeyler değişmeye başlar.yoksa başkan adayları değişip insanların gazı alınır aynı yönetim aynı şekilde devam eder.Ye kürküm Ye hesabı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER