Ümit YILMAZ
  • 21/04/2017 Son günceleme: 21/04/2017 15:50
  • 3.649

Spor Toto Süper Ligde haftalar geçiyor. Ligin kalitesi artacağına her geçen gün biraz daha düşüyor.

Geçtiğimiz haftalarda Türk Telekom Arena Stadı'nda ligin kaderini etkileyecek önemli bir maç oynandı. Bir tarafta 47 puana sahip Beşiktaş, diğer tarafta 40 puana sahip ev sahibi Galatasaray.

Pazartesi akşamı olmasına rağmen tribünlerde yaklaşık kırk bin futbolsever.

Maç öncesi beklenti. Güzel futbol.

Ekranları başında milyonlar.

Maç başlıyor. Sıkıcı bir futbol oynanıyor.

Sahada 22 futbolcu. Hepsi kariyer olarak üst düzeyde. Ama oynanan oyun yerlerde sürünüyor. Doğru düzgün bir pozisyon yok. Orta sahada adeta bir kör dövüşü yaşanıyor.

Seyirciyi hareketlendirecek hiç bir aksiyon yok sahada.

Herkes saha içinde bir yerlere koşuyor. Dakikalar geçiyor değişen bir şey yok. Oyun kötü. Oyuncular birbirinden kötü. Hakem onlardan da kötü. Adeta hiç bir şeyi görmemek için çıkmış sahaya. FİFA Kokartlı bir hakem. Üstelik federasyonla profesyonel hakemlik sözleşmesi imzalamış. Hiç maç yönetmese bile federasyondan yaklaşık 18 bin TL maaş alıyor. Maç başına da yaklaşık 6 bin TL ücret alıyor.

Kısaca mesleği hakemlik. Yani hakemlik yapması lazım. Yapıyor mu ? Sadece sahada yaparmış gibi görünüyor. Bedeni saha da ama ruhu sahada değil.

Ya futbolcular. Onlarda yıllık ortalama 10 milyon lira civarında ücret alıyorlar.

Aralarında yıllık 15 milyon TL alanda var 5 milyon TL alanda var.

Bana kalsa bırakın 5 milyon TL'yi yılda 50 bin TL bile vermem.

Aldıkları paranın hakkını veriyorlar mı? Kesinlikle hayır. Stat güzel, seyirci güzel. Ama ortada kesinlikle futbol yok.

İki antrenörde birbirinden korkmuş. Öncelik gol yememek. Kısaca yenilmek istemiyorlar.

İlk yarı bitiyor nihayetinde. Akılda kalacak bir iki pozisyon kırıntısı var. Devre arası spor kanallarında yorumlara bakıyorum. Yorum yapan herkes istisnasız. Çok sıkıcı bir oyun olduğunu söylüyor. İkinci yarı daha iyi ve bol pozisyonlu bir maç beklediklerini söylüyorlar.

İkinci yarı başlıyor. 47. dakikada Beşiktaş biraz da şans eseri golü buluyor.

Sonrasında oyun değişir  diyoruz. Bizim ve seyircinin beklentisi bu. Sonrasında biraz kıpırdama oluyor ama sadece o kadar. Yine pozisyon yok denecek kadar az. Dakikalar ilerliyor değişen bir şey yok. Nihayetinde maç bitiyor. Kaybeden hak etmedik diyor. Kazanan hak ettik diyor. Yorumcuların her biri ayrı telden çalıyor.

Kısaca beklentilerin çok altında bir maç. Neredeyse sezonun en önemli maçı.

Sahada hakem yok, oyuncu yok, doğal olarak futbol da yok.

Bu takımlar bu ülkenin en önemli üç kulübünden ikisi. Milyonlarca taraftarı var. 120 milyon euroluk takımları var.

Oyun olarak böyle mi oynamalılar ?

Tabi ki böyle oynamamalılar. Adeta halı gibi dümdüz bir sahada oynuyorlar. Böyle kötü bir futbol oynamaya hakları yok.

Türkiye'de futbol bitmiş beyler. Kulüp başkanları, Futbol Federasyonu, basın, futbolcular eserinizle gurur duyun. İnsanların hafta sonu futbol keyfi vardı. Sağ olun onu da elinden aldınız.

Hani cenaze namazlarında hoca mevta için ruhuna el Fatiha der ya.

Türk futbolunun da geldiği nokta şu anda bu

FUTBOLUMUZUN RUHUNA EL FATİHA.

Yazarın Yazıları