Fuat Kuş nereye koşuyor?

Beykoz’da doğan, büyüyen, ekmeğini Beykoz’da kazanan, Beykoz’da barınan, çocuklarını okutan 250 bin insan var. Farklı bölgelerden, değişik kültürlerden gelen bu insanların ortak olan bir tek paydası var: Beykoz’da yaşamak…

Ardahan, Artvin, Rize, Trabzon, Giresun, Ordu, Samsun, Kastamonu ve niceleri… Hepsinin ortak paydası; Beykozlu olmaları, Beykoz’da yaşamaları.

Böyle bir renk, böyle bir harmoni varken ve bunun sağlayabileceği sinerjiyi yaşadığımız yeri daha yaşanabilir bir hale getirmek için kullanmak varken; kısır çekişmeler, siyasi hesaplar ve kişisel hırslar peşinde koşup hem toplumda pozitif ayrımcılığı en uç noktalara kadar taşıyıp, hem de gerilime ve tehlikeli rekabetlere yol açmak hangi akl-ı selimle izah edilebilir?

Maalesef son zamanlarda yaşanan hadiseler pozitif ayrımcılığın temsilcisi olmuş birçok isme rahmet okutacak cinsten. Artık öyle bir hale geldi ki, haberlerimize gelen yorumlarda “Beykoz Beykozlunundur” gibi tuhaf rumuzlara rast gelmeye başladık. Bu, ortaya konulan pozitif ayrımcılığın geldiği tehlikeli noktayı aydınlatmak için küçük ama çok çarpıcı bir ayrıntı değil midir?

Biz gazeteciler sokağın nabzını iyi tutarız. Kaldı ki Beykoz’da sokağın nabzını tutmana pek gerek yoktur. Zira, Küçüksu deresine atacağın taşın sıçrattığı su Poyraz’a kadar gider.

Sokakta bazıları için “üstün ırk” söylemleri ironik de olsa kullanılmaya başlanmışsa, bu tehlikenin ne kadar büyüdüğünü göstermeye yeterlidir sanırım.

Fuat Kuş Beykozlu Giresunlular Dernek Başkanı olduğunu ve 28 köy ve ilçe derneğinin adına konuştuğunu her fırsatta dile getirir. Gerçekten çok güzel bir dayanışma. Keşke bunu Beykoz için kullanabilse. Keşke bu gücü Beykoz’da yaşayan ve Fuat Kuş’a göre Giresunlu bana göre Beykozlu olan bazı isimleri bir yerlere getirmek için kullanmasa. Keşke bu gücü pozitif ayrımcılık yaparak heba etmese ve geleceği parlak, liyakat sahibi birçok değerli ismin önünü kapatmasa. Bu anlamda Giresun kökenli birçok değerli ismin önündeki en büyük engel Fuat Kuş ama maalesef bunu göremiyorlar.

Belediye Başkanı doğru veya yanlış bir karar almış ve kendisine -bence de hiç ihtiyacı olmadığı halde- başkan yardımcısı atamıştır. Hayırlı olsun… Başkan yardımcılığına atanan kardeşimiz bu görevi kabul etmiştir -ki bence yanlış yapmıştır- yine hayırlı olsun..

Basın açıklamanda “Kastamonulu veya Ordulu birisini niye başkan yardımcısı yapmadı” diye sorguluyorsun ya Fuat Kuş. İşte orada sen Beykoz’da yaşayan Giresunluları temsil etmekten son derece uzak olduğunu deklare etmiş oluyorsun.

Daha da kötüsü, seçimle CHP İlçe Başkanı olmuş Mahmut Yavuz’u başka bir basın açıklamanla eleştiriyor, sayende Giresunlu olduğunu öğrendiğim Gökhan Taneri Vural’ın ilçe başkanı seçilmeyişini anti demokratik olarak değerlendirip, bütün siyasi partilere de gözdağı veriyorsun. Hoş, yaklaşık iki yıl önce yapılan AK Parti Kongresi’nden sonra da parti merkezini basmıştın…

Sevgili Fuat Kuş, insanların, yöneticilerin iradelerine ipotek koyamazsın. “Ben Giresunluyum, bizim nüfusumuz daha çok, her yerde olmalıyız” gibi tuhaf ve aykırı çıkışlarla da hiçbir yere varamazsın. Yukarıda da değindiğim gibi, Giresun asıllı Beykozlulara zarardan başka hiçbir katkın olmaz, olmuyor. İddia ettiğin gibi gerçekten de Giresun kökenli arkadaşlarımız bir yerlere gelemiyorlarsa bunun için önce kendini sorgulamalısın. İyi bilirsin ki “rüzgâr eken, fırtına biçer”.

Kavga ve husumetten başka Beykoz’un hangi sorununa yönelik çözüm ürettiğini maalesef bilmiyorum. Gönül isterdi ki, bütün yöre dernekleri birleşsin, 50 bin kişiyi Kavacık Meydanı’na toplasın ve Beykoz’un kangren olmuş sorunlarını tüm dünyaya duyursun. Şimdiye kadar Beykoz birçok sorununu aşmış olurdu. Üstelik senin bir de TV Kanalın var. Böyle bir avantajı heba ediyorsun, çok yazık.

Sayende Beykoz o kadar enteresan bir hale geldi ki, Beykoz’da yaşayan birine “nerelisin?” diye sorduğunda “Beykozluyum” cevabını alabiliyorsun.

Lütfen Fuat Kuş, lütfen…

Sinan KAVRAKOĞLU HAKKINDA

Sinan KAVRAKOĞLU... 1969 yılında Rize’de dünyaya geldi. İlk, orta ve lise eğitimini İstanbul’da tamamladı. Yüksek öğrenimini İ.T.Ü SMF DMYO’nda yapan Kavrakoğlu eğitimini yarım bırakarak 1990 yılında Çin Halk Cumhuriyeti’ne gitti. Burada yaklaşık 1 yıl kalarak Photo-finishing sistemlerine yönelik teknik eğitim aldı. İyi derecede İngilizce bilen Kavrak aile şirketinde ithalat ve dış ilişkiler sorumlusu olarak görev aldı. Avrupa ve Uzakdoğu’da birçok uluslararası fuar organizasyonuna katılan Kavrak sık sık yurt dışı ziyaretlerde bulundu. 1995 yılında evlendi ve 1998 yılında Beykoz’a yerleşti. 2002 yılında Kader Gür’le tanıştı ve Dost Beykoz’un gazete formatında yayınlanmasına öncülük eden isimlerden oldu. Haber Müdürü olarak başladığı Dost Beykoz kariyerine şu an Sorumlu Yazıişleri Müdürü olarak devam ediyor. Kavrak’ın www.antoloji.com sitesinde yayınlanan bazı şiir denemelerinin yanı sıra “Yazmış Bulunduk” ve “Dost Yazılar” adlı iki kitapta derlenmiş makaleleri yer almaktadır.