O tehlikeli adam aslında Beykoz'da

  • 1
  • 47199
O tehlikeli adam aslında Beykoz'da
O tehlikeli adam aslında Beykoz'da
O tehlikeli adam aslında Beykoz'da
O tehlikeli adam aslında Beykoz'da
O tehlikeli adam aslında Beykoz'da
O tehlikeli adam aslında Beykoz'da
O tehlikeli adam aslında Beykoz'da
O tehlikeli adam aslında Beykoz'da
O tehlikeli adam aslında Beykoz'da
O tehlikeli adam aslında Beykoz'da
O tehlikeli adam aslında Beykoz'da
O tehlikeli adam aslında Beykoz'da
O tehlikeli adam aslında Beykoz'da

Televizyonlarda ve beyaz perdedeki birçok aksiyon sahnesinde gördüğünüz kişinin aslında Beykoz’da olduğunu biliyor muydunuz?

Dizilerde ve beyaz perde de yürekleri ağızlara getiren sahnelerin birçoğunda yer alan 39 yaşındaki dublör Taşkın Kılıç meslek yaşantısını Dost Beykoz’a anlattı.

Ziya Ünsel Ortaokulu'ndan mezun olduktan sonra bisiklete olan merakından dolayı projeler yapmayı amaçlayan dublör Taşkın Kılıç, yeterli destek bulamamasından dolayı bu isteğinden vazgeçmiş. Yaptığı akrobasi hareketleriyle sinema sektörünün ilgisini çeken Kılıç, aslında televizyonlarda izlenen birçok sahnenin asıl oyuncusu durumunda kariyerine devam ediyor.

Yetenek Sizsiniz Irak, Ninja Warrior Türkiye, Arif v 216, Gora, Kaçak, Kardeş Payı, Hadi İnşallah gibi filmlerde dublör olarak rol alan Kılıç, yurt dışında birçok yarışmaya katıldığını, en son Irak'ta katıldığı ve yarı finalde elendiği yarışmada kendisini Beykozlu olarak tanıtmaktan gurur duyduğunu ifade etti.

Kılıç, yurt genelinde katıldığı yarışmalarda "Beykoz'dan katılıyorum, cümlesini kullanıyorum" dedi.

"Sen bizim işimizi görürsün, yeteneğin var"

Dost Beykoz İmtiyaz Sahibi Kader Gür'ün sorularını yanıtlayan Kılıç, "Ben küçükken atletizm ile başladım ve sonrasında dövüş sporlarına merak sardım. Bir enerji var, yerimizde duramıyoruz. Videolar çekmeye başladık, kendi çapımızda tehlikeli videolar çekmeye başladık. Bunu dublör ekipleri fark ettiler. Videolarımı izleyince, aradılar beni 'sen bizim işimizi görürsün, yeteneğin var' dediler. İlk gittim yabancı bir sinema filminde dublörlük yaptım. Camdan uçma sahnesi vardı. Başarıyla tamamlayınca işlerin arkası da gelmeye devam etti" şeklinde konuştu.

"Bir Türk olarak Irak'ta yarı finale çıkmak başarılıydı bence"

Türkiye genelinde çoğunlukla Kurtlar Vadisi'nde aksiyon sahnelerinin görüldüğünü, zaman zaman ATV'de bir dönem yer alan 'Kaçak' dizisinde buna benzer sahnelerin olduğuna değinen dublör Taşkın Kılıç, "Yurt dışındaki yarışmalara videolarım sayesinde çağırabiliyorlar. Yarışmaya gelir misiniz diye arıyorlar. En son mesela Irak'tan çağırıldım, gittim. Bir Türk olarak yarı finale çıkmak başarılıydı bence, kendimle övündüm. Bütün jüriden tam oy aldım, SMS ile eleme sürecine gelince elendim. İsmimi duyurmuş oldum" ifadelerini kullandı.

"Tam anlamıyla, dövüş, kavga olan bir film yok"

Dublör sanatçılarının aksiyon dalında Türk filmlerinde iş yapamadıklarına vurgu yaparak sektördeki sıkıntılarına da değinen Taşkın Kılıç, "Türkiye'de film sektörü aksiyonu pek beceremiyor. Mafya filmleri var, onlarda da silahlar daha çok ön planda oluyor. Tam anlamıyla, dövüş, kavga olan bir film yok. Hiçbir yönetmende buna cesaret edemiyor. Yabancı sinema filmlerinde bizim Türkler daha çok aksiyon gördükleri için, bu aksiyon dalına kimse yanaşmıyor" diye konuştu.

Türk izleyicisinin yerli filmlerdeki aksiyon sahnelerini beğenmediği görüşünü de savunan Kılıç, Türk dublör ekiplerinde Avrupa hatta Hollywood düzeyinde arkadaşlarının olduğunu söyledi.

"Bu aralar komedi filmleri ağırlıklı..."

Türk yönetmenlerin 'aksiyon yapsak becerebilir miyiz, yetenekli arkadaşlar var mı?' gibi düşüncelere düştüğünü ve netice alınamadığına atıfta bulunan Kılıç, "Biz kendimizi bildiğimiz için olayın farkındayız. Mafya filmleriyle, ufak tefek aksiyon sahneleriyle Türkiye'yi dizi ve film sektöründe öyle idare ediyorlar. Genelde komedi filmleri ağırlıklı bu aralar" dedi.

Aktif olarak düzenli spor yaptığını ve asla salon sporunu tercih etmediğini, Beykoz'un parklarında ve koşu parkurlarında kendini geliştirdiğini sözlerine ekleyen Kılıç, daha sonra şöyle devam etti:

"Sporu bıraktığınız zaman vücudunuz formdan düşüyor. Bu da filmlerde performansı etkiliyor. O yüzden biz sürekli spor halindeyiz, vücudumuzu formda tutmamız gerekiyor"

"Yurt dışında dublörlük yapan bir iki arkadaşımız var"

"Yeni filmler geliyor. Hindistan'dan gelmeye başladı, o filmin yapım işlerini de Türk firmaları alıyor. Bizde ekip olarak, onlara destek veriyoruz. Amacımız yurt dışına açılmak, Hindistan işinden sonra beğenip oradaki filmler içinde çağırabilirler. Onun peşindeyiz. Yurt dışında dublörlük yapan bir iki arkadaşımız var"

"Gerçekten tehlikeli, cesaret isteyen bir iş..."

"Bu alt yapı, spora ve alt yapıya dayalı bir sektör diyebiliriz. Bir dansçı veya uzak doğu sporcusu çok rahat dublör olabilir. Ama normal salonlarda spor yapan arkadaşlar kolay gibi görür, zorluğu da işin içine girildiğinde anlaşılır. Gerçekten tehlikeli ve cesaret isteyen bir iştir"

"Üç gün eğitim aldıktan sonra o sahneyi çektik"

"Hint yapımı bir filmde oynadım. Yaklaşık iki metreden düşüyordum, camdan atlayarak sırt üstü düştüm. Orada baya tehlikeli bir sahne çekmiştik. Çünkü yanlış bir hareketimde boynumun kırılma riski vardı. Cam kesebilirdi, aşağıda masa var, belim kırılabilirdi. Günler öncesinden çalışılmış bir sahneydi. Biz daha önce çalıştık, yabancı bir koordinatörümüz vardı. O bizi bu tarz sahneler için eğitir. Üç gün eğitim aldıktan sonra bu sahneyi çektik"

"Türkiye'de 3-4 tane dublör ekibi var"

"Ajanslar bizim için bir iletişim kanalıdır. İstanbul dublör ekibi, Türkiye dublör ekibi şeklinde isimleri vardır bunların. 3-4 tane dublör ekibi var. Ajanslar zaten bunu biliyor. Böyle bir istek olduğu zaman dublör ekibini arıyor. Şu vasıflarda, şu boylarda atletik birisi lazım diye talep ediliyor"

"...camdan atladığında farklı, dayak yediğinde farklı oluyor"

"Avrupa'ya göre ücretlendirmelerimiz Türkiye'de oldukça düşük durumda. Ama yine de figürasyonlara göre tabii ki iyidir. Yapılan sahneye göre dublörün fiyatı artabiliyor. Risk oranına göre değişiyor tabii ki, camdan atladığında farklı dayak yediğinde farklı oluyor"

"Bunların görülmemesi kesinlikle eksikliktir"

"Dublör ekiplerinde, Avrupa düzeyinde aksiyon filmi yapabilecek arkadaşlar var. Bunları yönetmenlerin bilmemesi, sıkıntı oluyor. Ninja gibi hareketler yapıyoruz. Bunların görülmemesi kesinlikle bir eksikliktir. Bizim kendi filmimiz olsa, ondan sonra patlayacağına inanıyorum. 'Türkler böyle şeyler yapabiliyor mu?' dedirteceğimizden hiçbir şüphem yok"

"Spor için Beykoz'dan, Caddebostan Sahiline gidiyoruz"

"Beykoz'da spor alanları yetersiz, kendim hep burada spor yaptığım için bunu rahatlıkla söyleyebiliyorum. Nasıl yetersiz? Caddebostan Sahili'ni biliyorsunuz. Gençlerin orada toplanıp spor yapabileceği alanlar var. Avrupa düzeyinde bir yer, ben kalkıp buradan oraya spor yapmaya gidiyorum. Beykoz'da böyle bir yer olsa ben neden kendi ilçemi bırakıp Caddebostan Sahili'ne gideyim? Dublörlük için gereken sporu o parkur bize sağlıyor."

"...her şey yapılmış; hastane, cezaevi, okul..."

"Deri Kundura Fabrikası, Yalıköy hemen hemen bütün diziler buralarda çekiliyor. Ben orada da filmlerde oynadım. Deri Kundura Fabrikasını ben o kadar bilmiyordum. Her şey yapılmış, cadde, sokak, askeriye, cezaevi, hastane her şey var. Bütün dizilerin Beykoz'a gelmesi bence çok iyi bir şeydir"

"Hafta sonları fark ettiğim bir şey var. Özellikle pazar günleri Beykoz'un trafiği alt üst oluyor. Bütün İstanbul, Beykoz'a akın ediyor. Dizilerden görenler buralara geliyorlar. Bence filmler bu anlamda etkili oluyor. Eksiklerimiz var, yine iyi bir seviyede olduğunu görebiliyorum"

"Beykoz'unda reklamını yapmak istiyorum"

"Beykoz'a ben aslında çok şey yapmak istiyorum. Aksiyonu Beykoz'da yapmak istiyorum. Yaptığım bazı kısa filmlerim var. Karlıtepe'de video çekmiştim. Karlıtepe'deki manzarayı görenler burası neresi diye çok sordular. Ufak tefek Beykoz'un reklamını da yapmak istiyorum. Seviyorum bu ilçeyi. Beykoz'un halkının beni tanımasını isterim"

"Fazla kurcalamadım, tanımıyorum kimseyi diye"

"Bir kere belediyeye dilekçe verdim. Caddebostan Sahilini örnek vererek böyle bir şey talep ettim. Beykoz'da çayırda iki tane var ama onlar yetersiz, hem de alçak oluyor. Profesyoneller için böyle bir şey lazım, neden buradan profesyonel sporcu çıkmıyor. Gençlerin atletik yapısı zayıf, bu aletlerde bir saat antrenman yapsa ki ben derste veririm. Böyle bir talebim oldu, bir ay sonra 'Beykoz'da bu çalışmanın yapılabilmesi için müsait alanımız yoktur' diye bir cevap geldi. Benim istediğim şey 20m²'ydi. Fazla da kurcalamadım, tanımıyorum kimseyi sonuçta. Büyükşehir Belediyesi'ne de aynı şekilde başvurdum. O bölge için çalışmalarımız devam etmektedir cevabı geldi. Kaç ay geçti üzerinde bir gelişme ben göremedim"

"Beykoz Sahili'ne spor için iki demir koymak çok zor olmasa gerek, Belediye Başkanımızın sporu destekleyen bir kimse olduğunu da biliyorum. Bir yandan da böyle bir barfiks parkuru desteği olmasını ben çok isterdim"

Dost Beykoz / Kader Gür

Beykoz'dan Bosna'ya kültür evi
Önceki Beykoz'dan Bosna'ya kültür evi
İdarecilerin görev ve sorumluluğu
Sonraki İdarecilerin görev ve sorumluluğu