Toplam 250 kilometrekarelik alanda yaşayan Beykozlular, ekmeklerini, aşlarını ve gönüllerini sokak hayvanlarlarıyla paylaşıyorlar.
Tarihi kimilerine göre 3 bin yıl öncesine kadar dayanan ve M.Ö. Roma döneminde Anadoluhisarı'yla bir 'adak yeri' olduğu belgelenen Beykoz, günümüzde İstanbul'un İncisi adıyla anılıyor. Boğaz'ın en güzel manzarasına sahip şirin ilçesi Beykoz, üzerinde yaşayan insanlarının 'insanlıklarıyla' da göz kamaştırıyor. İnsani ilişkilerinin peşi sıra hayvan hakları konusunda da duyarlı olan Beykozlular, Belediye tarafından mahallelere dağıtılan köpeklere de sahip çıkıyorlar. Kimi zaman mahallelerdeki köpekler vatandaşlara sorun yaratsa da hayvansever Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek ve vicdan sahibi Beykozlular, sorunları sineye çekiyorlar.
Kavacık'ta gerçekleştirilen 'kavşak çalışmasının' ardından yenilenen Cumhuriyet Caddesi durağı ise sabahın erken saatlerinde köpeklere yatak oluyor, yorgan oluyor. İşe gitme telaşındaki Beykozlular ise durak içerisinde yatan köpekleri rahatsız etmemek için durağın içine bile girmiyor, dışarıda bekliyor. Kimi duyarlı Beykozlu vatandaşlar ise durak içerisine köpeklerin 'sıcak yerde' yatması için karton seriyor, mama bırakıyor.
‘UNESCO’da hayvan hakları evrensel bildirgesi kabul edildi’
Hayvanların da insanlar gibi birer canlı olduğunu, onlarında hakları olduğunu belirten bir bildirge olan Hayvan Hakları Bildirgesi, hayvanlara zulmü önlemek ve onların refahını geliştirmeye yönelik bir Hükümetler arası anlaşma önergesi... Birleşmiş Milletler'in (BM) özel bir kurumu olan Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), Paris'teki Merkezi'nde Hayvan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni 15 Ekim 1978'de ilan etmişti. 1990 yılında UNESCO Genel Direktörü'ne sunulan ve aynı yıl halka açılan Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi'nde ilk 3 maddede ise şöyle denilmişti:
1. Bütün hayvanlar yaşam önünde eşit doğarlar ve aynı var olma hakkına sahiptirler.
2. Bütün hayvanlar saygı görme hakkına sahiptir. Bu hakkı çiğneyerek onları sömüremez. Bilgilerini hayvanların hizmetine sunmakla görevlidir. Bütün hayvanların insanca gözetilme, bakılma ve korunma hakları vardır.
3. Hiçbir hayvana kötü davranılamaz, acımasız ve zalimce eylem yapılamaz. Bir hayvanın öldürülmesi zorunlu olursa, bu bir anda, acı çektirmeden ve korkutmadan yapılmalıdır.
‘Çelikbilek, sanki Furkan Suresi’nin 48 ve 49. Ayetlerini yaşama geçiriyor’
Geçen yılların ardından dünyada çok şey değişti. Beykoz'da son iki dönemdir üst üste Belediye Başkanı olan Yücel Çelikbilek, hayvan hakları konusunda oldukça dikkatli bir kişi... İlçede yaşayan insanlar kadar hayvanların da rahat etmesini sağlayan Başkan Yücel Çelikbilek, Belediye olanaklarıyla belirli yerlere yiyecek ve su bırakılmasını sağlıyor. Muhafazakâr yapısıyla tanınan ve Soğuksu'daki komşuları tarafından Kur'an okuyan, namaz kılan bir mümin olarak anlatılan Yücel Çelikbilek ise sanki Furkan Sûresi'nin 48 ve 49. ayetlerini okuyarak, fikirlerine bu şekilde yön veriyor. Zira Furkân Sûresi'nin 48 ve 49. Ayetleri'nde Kur'an-ı Kerîm, şöyle diyor:
"Rüzgârları rahmetinin önünde müjdeci olarak gönderen O'dur. Biz, ölü toprağa can vermek, yarattığımız nice hayvanlara ve nice insanlara su vermek için gökten tertemiz su indirdik."
‘Beykozlu, ilçede yaşayan köpeklere, merhametle yaklaşıyor’
Aslında Kur'an-ı Kerîm, insanlara dünyada yalnızca kendilerinin olmadığını hatırlatıyor. Furkan Sûresi'nde de denildiği gibi yalnızca insanlar için değil, gökyüzünden tertemiz su (yağmur) hayvan için de iniyor. Dünyada yaşayan insanlar ise bu Ayet-i Kerime'den okuyarak, düşünerek ilham alıyor.
Beykozlular ise belki UNESCO'nun Evrensel Beyannamesi'nden belki Furkan Suresi'nden belki de bir başka yerden aldıkları ilhamla hareket ediyor ve ilçedeki hayvanlara hoşgörü gösteriyor. Beykoz’un inançlı insanları, köpeklerin de Allah'ın yarattığı canlılardan olduğunu düşünerek, onlara sevgi ve merhametle yaklaşıyor.
Beykozlu, hayvan sevgisiyle, köpek sevgisiyle diğer ilçelere ve diğer ülkelere örnek oluyor.
Haber Merkezi
