Başkan Çelikbilek: "Beykoz'un nüfusu 400 bini aşmasın"

  • 1
  • 14457
Başkan Çelikbilek: "Beykoz'un nüfusu 400 bini aşmasın"
Başkan Çelikbilek: "Beykoz'un nüfusu 400 bini aşmasın"
Başkan Çelikbilek: "Beykoz'un nüfusu 400 bini aşmasın"
Başkan Çelikbilek: "Beykoz'un nüfusu 400 bini aşmasın"
Başkan Çelikbilek: "Beykoz'un nüfusu 400 bini aşmasın"
Başkan Çelikbilek: "Beykoz'un nüfusu 400 bini aşmasın"
Başkan Çelikbilek: "Beykoz'un nüfusu 400 bini aşmasın"
Başkan Çelikbilek: "Beykoz'un nüfusu 400 bini aşmasın"
Başkan Çelikbilek: "Beykoz'un nüfusu 400 bini aşmasın"
Başkan Çelikbilek: "Beykoz'un nüfusu 400 bini aşmasın"
Başkan Çelikbilek: "Beykoz'un nüfusu 400 bini aşmasın"
Başkan Çelikbilek: "Beykoz'un nüfusu 400 bini aşmasın"
Başkan Çelikbilek: "Beykoz'un nüfusu 400 bini aşmasın"
Başkan Çelikbilek: "Beykoz'un nüfusu 400 bini aşmasın"
Başkan Çelikbilek: "Beykoz'un nüfusu 400 bini aşmasın"
Başkan Çelikbilek: "Beykoz'un nüfusu 400 bini aşmasın"

Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek, Akit TV'de Şehrin Gündemi adlı programın ilk konuğu oldu ve programda Beykoz'u konuştu.

Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek, Akit TV'de Şehrin Gündemi adlı programın ilk konuğu oldu ve programda Beykoz'u konuştu.

Beykoz'un nüfusu 400 bini aşmasın

Akit TV'de yayınlanan Şehrin Gündemi adlı programda Canlı Yayın konuğu olan Beykoz belediye Başkanı Yücel Çelikbilek, ilçeye dair önemli bilgiler verdi ve Belediye Başkanı olarak duygularını dile getirdi. Yaklaşık 1 saat süren programda, aynı zamanda TRT'de spiker olarak da çalışmış Sırrı Er'in sorularına yanıt veren Başkan Çelikbilek, ilçede kilometre başına yalnızca 850 kişi düştüğünü ve 20 yıl sonra da bu rakamın bin 250'yi geçmesini istemediğini belirtti. Nüfusun 249 binden 250 bine geçişini beklediklerini kaydeden Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek, "Benim arazim çok geniş... 313 kilometrekare bir alanım var. Bende metrekareye şu anda 850 kişi düşüyor. Ama diğer ilçelerde bakıyorsunuz, metrekareye 40 bin, 50 bin kişi düşüyor. Benim en fazla hedeflediğim metrekare başına bin 250 kişidir. Ben 20 yıl sonra Beykoz'u en fazla 400 bin kişi olarak görmek istiyorum" şeklinde konuştu.

Başkan Çelikbilek ayrıca Sunucu Sırrı Er'in sorusu üzerine, bu rakam hedefinin aşılması durumunda da bir sorun olmayacağını, Beykoz'un 800 bine kadar bir nüfusu kaldırabileceğini ancak ferah bir şekilde yaşamak için rakamın çok yükselmemesi gerektiğini söyledi.

Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek, konuk olduğu Akit TV'de henüz yeni başlayan ve sunuculuğunu Sırrı Er'in üstlendiği Şehrin Gündemi programının canlı yayın konuğu oldu. Yeni başlayan programın ilk konuğu olmaktan mutluluk duyduğunu anlatan Başkan Yücel Çelikbilek, programdan önce Akit Medya İcra Kurulu Başkanı Mustafa Karahasanoğlu'yla da bir araya geldi.

Yaklaşık olarak 1 saat süren programda, Sunucu Sırrı Er ve Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek arasında şu diyalog gerçekleşti:

Beykoz'a çok şiir yazılmış, Beykoz'a şarkılar bestelenmiş. Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun şiiri... Ardından Yahya Kemal Beyatlı'nın şiiri... Mihribat Korusu'nda kaleme almış... Faruk Nafiz Çamlıbel, Özdemir Asaf'ın şiiri var. Zeki Müren'in söylediği şarkılar Beykoz’la ilgili... Beykoz'u bize özetleyecek olursanız birkaç cümleyle ne söyleyebilirsiniz?

"Ben kendi ilçemi anlattığım zaman abarttık mı diye düşünüyorum ama sizlerden bu sanatçılarımızın Beykoz’la ilgili yazdıklarını dinleyince bu konuda doğrusu daha da fazla haklı olduğumu düşünmeye başladım. Beykoz'u biz Boğaz'ın İncisi diye tarif ediyoruz. Yaklaşık 42 kilometre bir deniz kıyısı olan, Karadeniz ile Marmara'yı birbirine bağlayan bir alanda duran bir mekânız. Karadeniz'in hırçın dalgaları bizdedir... Marmara'nın sakin suları yine bizdedir. Boğaz'ın güzel suları yine bizdedir. Asya ile Avrupa'yı birbirine bağlayan bir güzergâh üzerindeyiz.

Manevi zenginliğimiz vardır. Onları saymakla bitirmek mümkün değil ama bir başlangıç yaparsam, İstanbul'un fethinin ilk ayağı olan Kale yani Anadoluhisarı Kalesi'nin yapımı Beykoz'da başlamıştır. Sultan Beyazıt döneminde yapımına başlanmış... Sonra Otağtepe ile şekillenmiş, Osmanlı'nın belki de ilk açıkhava mescidi bizim bölgededir, ikincisi de Okmeydanı bölgesinde yapılmıştır. Yuşa Aleyhisselam gibi tüm dinlerin ortak olarak kabul ettikleri bir Peygamberin topraklarının olduğunu ve oranın bir ziyaret mekânı olduğunu düşündüğümüz zaman biz her anlamda mutlu oluyoruz.

Yine Beykoz, tarihi çayırlarıyla ünlü ender ilçelerden... Bu sayıda çayır başka ilçelerde çok fazla yok. İstanbul'da çayır denildiği zaman hemen akla Beykoz Çayırı, Göksu Çayırı ve mesire alanlarımız geliyor. Belli yaşlarda olan Beykozlular buradaki anılarını gururla anlatıyorlar: 'Biz burada mısır yedik, güreş seyrettik, gezdik, oynadık' diyorlar. Beykoz, İstanbul'da yeşili en fazla olan ilçelerden bir tanesi... Yüzde 75-80'i orman olan bir ilçemizdir Beykoz... Biz şimdi Orman Bakanlığı'ndan Kanuni Sultan Süleyman Kent Ormanı'nı devraldık. İnşallah bir yıl içerisinde hayata geçireceğimiz bu alan 8 milyon metrekare büyüklüğünde... Bunun içerisinde Kuş Cenneti, hemen Elmalı Barajı yanında Su Sporları, yeni Nikâh Salonumuzun da olduğu alanlar, Macera Parkları ve Yöresel Ürün Pazarları olacak ve aynı anda yüzbini aşkın kişi burada piknik yapabilecek.

Biz Beykoz'da bu dönem arıcılığa önem verdik. Arıcılığı bir marka yapmak istiyoruz ve arıcılığı geliştiriyoruz. Beykoz'daki insanlarımızı kurslara göndererek, onlara sertifika aldırıyoruz ve sonrasında kendilerine dünyanın en iyi kovanını hediye ediyoruz. Şu ana kadar 5 bin kovan dağıttım, bir 5 bin kovan daha dağıtacağım. Bu İstanbul'da bir ilktir. Bunu benden başka yapan bir ilçe daha yoktur. Niçin yapıyorum? Beykoz, bal konusunda dünyanın sayılı yerlerinden bir tanesi... İstanbul Türkiye'nin en iyi yeri bal bakımından; Beykoz da İstanbul'un en iyi yeri... Özellikle bizde kestane balı çok meşhurdur. Biz, kestane balını çok özel bir marka yapmak istiyoruz ve onun dikkatli bir şekilde, içine bir şey karışmadan elde etmek istiyoruz. 2017 yılında yapılacak Dünya Arıcılık Kongresi'nin bir ayağı da Beykoz'da yapılacak. Böylece biz de çalışmalarımızı ortaya koymuş olacağız."

Siz bir yandan arıcılığı teşvik ederken, diğer yandan da istihdama bir çözüm bulmuş oluyorsunuz...

"Tabi o işin başka bir boyutu..."

Son zamanlarda GDO'suz maalesef ürün bulmamız çok zorlaştı. Hele kestane balında bulmak mümkün değil... Okuyoruz, görüyoruz: Şekeri seriyorlarmış, arılar oradan besleniyormuş. Yani orijinalini bulmak da çok zor…

"Bizim tümüyle amacımız, orijinaline yakın olanı yapmak ama bazı işler içinde sıkıntı olmaz diye bir şey var mı? Mümkün değil... Belki de olabilir ama ben şunu gördüm: Arıcılarımda bir gayret var, samimiyet var. Onlarda balı iyi bir şekilde üretmeye yönelik bir anlayış gördüm. Bu beni cesaretlendirdi. Onun için ben 15 bin kovan dağıtıyorum arıcılığa... Ciddi bir masraf ediyorum. Her yıl yarışmalar düzenliyorum. Burada birinciler seçiyorum. O da onun teşviki oluyor. Bu zamana kadar 7 festival düzenledik balla ilgili..."

Arının dışında küçükbaş büyükbaş hayvancılıkta neler yapıyorsunuz? Bildiğim kadarıyla Beykoz'un köyleri de var.

"Şöyle söyleyeyim: Bu işlerle uğraşanlar var ve biz de teşvik ediyoruz. Biz köylerle ilgili bir yeni planlama yapıyoruz. Bu yıl başladık, 2 yıl içerisinde bitirmemiz gerekiyor. Belki sadece konut olmasını isteyenler vardır ancak biz hemşerilerimize şunu söyledik: Kesinlikle tarım alanı konseptini değiştirmeyeceğiz. Ama bu şöyle olacak: İnsanları hem orada oturtacağız, hem de yaşatacağız. Yoksa tamamen mesken yap, konut yap, tarımdan uzaklaştır; böyle olursa tarıma yazık ederiz. Tamamen tarım yapmak da doğru değil. Mesela orada Belediye'nin bir arsası vardı, orayı meyve bahçesine dönüştürdüm. Yaklaşık 18 dönüm arazi üzerine 1000 tane ağaç diktim ben... Ha, Belediye'nin meyve ağacına ihtiyacı mı var, derseniz; kesinlikle yok. Ama benim insanım dışarıdan Beykoz'a geldikleri zaman, orada ellerini atacakları, dalından tertemiz yiyecekleri 17 çeşit meyve olsun istiyoruz. Ben inanıyorum, oraya geldiklerinde hemşerilimiz piknik yapacaklar; ağaçlar bodur olduğu için elini kaldırdığı zaman dalından meyve yiyebilecek.

Benim amacım neydi bu meyve bahçesini yaparken? Bölge insanına örnek olmaktı: Bakın, bölgeniz tarım arazisi diye işe yaramıyor sanmayın. Bunun için yaptım."

Siz doğrusunu yapıyorsunuz ama diğer yandan da biz maalesef üretim konusunda, Sayın Başkan beni bağışlayın ama sınıfta mı kaldık?

"Hazır almak, hazır yemek biraz öne geçti. Kolaycılık öne geçti. Hâlbuki kendi ürettiğinizden faydalanmanız, en doğru ve en anlamlı olanıdır. Bunu nasıl yapacağız? Tabi bu bir eğitim meselesi... Ben arkadaşlarımıza da talimat verdim, inşallah bu hafta sağlıklı beslenme konusunda bir çalışma yapacağız. Biz uzun yıllardır okulların kantininde satılan ürünleri sıkı bir şekilde denetliyoruz. İstanbul'da bunu ilk yapanlardan bir tanesiyiz biz... Ben 2009 yılında göreve geldiğimde ilk olarak okullarda bir obezite ölçümü yaptırdım. Çünkü obezite, sağlığın önündeki en büyük engellerden bir tanesi... İster istemez vbir takım hastalıkların açığa çıkmasına, hareket kısıtlanmasına gider; çocuklarımızı problemli hale getirir. Beykoz Kaymakamlığı ve Marmara Üniversitesi ile ortak hareket ederek, 20 bin çocuğumuzun ölçümünü yaptırdım. O günkü şartlarda gördüğüm manzara şuydu: Beykoz'da yüzde 20'ye varan obez vardı. Aslında Beykoz kırsal bir kesim... Benim çocuğumun çok hareketli olması gerekiyor.

Şunu da yaptık: Bir kooperatif kurduk çiçekle ilgili... Yaklaşık 20'ye yakın firma bir araya geldi. Onların birtakım masraflarını biz karlşıladık ve çiçek ektiler. Bu çiçekleri şimdi İstanbul Büyükşehir Belediyesi satın alıyor. Şimdi o arkadaşlarım ne oldu? Başka yerlere göç etmediler. Çiçekten gelen karşılıkla evlerini geçindirdiklerini görünce, o işi yapmaya devam ettiler."

İmar konusu ne aşamada?

"Şükür Allah'a diyeceğim. Bunu demeden geçmeyeyim. Beykoz'daki imarın biz şu an yüzde 70-80 kadarını tamamladık. Geriye kalan bir kısım var onlar da Allah nasip ederse, 2017 sonuna kadar onları bitirmeyi hedefliyorum. Onları da bitirdiğim zaman ki Beykoz Halkı da şu an bunun farkında, yeni yeni kentsel dönüşümü hayata geçireceğiz. Yani vatandaşımızı o bölgeden çıkartmadan yerinde dönüşüm yapmak suretiyle böyle bir işe başlıyoruz. Çok hızlı gitmeyeceğiz çünkü kentsel dönüşümün bazı riskleri var. İnsanları kaldırıp bir yere taşımanız lazım... Beykoz'da fazla yer yok oturtacak... Yani hiçkimseyi sıkıntıya sokmadan, rahatsız etmeden bir başlama tarzıyla kentsel dönüşümü de hayata geçireceğiz."

Bu zamana kadar tapu sahibi yapmış olduğunuz kişi sayısı nedir?

"Ben 2B ve bize ait olan arsalardan 20 bin kişiyi tapu sahibi yaptım. Bu hatırı sayılır bir rakamdır. Bazı Anadolu şehirlerinin büyüklüğü kadar bir sayıdır. Bir Hakkâri kadar, Şırnak kadar düşünün... O kadar kişiye tapu verdim.

Benim arazim çok geniş... 313 kilometrekare bir alanım var. Ben İstanbul'un dördüncü büyük ilçesiyim. Benden büyük Şile, Çatalca ve Silivri var. Bende metrekareye şu anda 850 kişi düşüyor. Ama diğer ilçelerde bakıyorsunuz, metrekareye 40 bin, 50 bin kişi düşüyor. Benim en fazla hedeflediğim metrekare başına bin 250 kişidir. Ben bin 250 kişiyi geçmek istemiyorum. Kaç yılına kadar? 20 yıl sonrasına kadar... Ben 20 yıl sonra Beykoz'u en fazla 400 bin kişi olarak görmek istiyorum."

Beykoz'da oturanlar, havasına, suyuna ve tabiatına zannediyorum âşıktır. Beykoz'da yaşayan ayrı bir ilçede yaşayabilir mi?

"Doğrudur. Birçok arkadaşım ziyaretime geldiğinde şunu söylüyor: "Ya siz cennette yaşıyorsunuz" diyorlar. Doğrudur. Allah'a hamd ediyoruz. Hakkaten Beykoz cennet gibi bir ilçedir. Ama tabi kıymetini bilmek lazım... Bazen insanlar, içinde bulundukları değerin farkına varmayabilirler. Hemşerilerime hep onu söylüyorum. Şimdi Kanuni Sultan Süleyman Ormanı da bitince, 7 tane güzel park ve 8 milyon metrekarelik bir alan... Bu İstanbul'un hiçbir yerinde olmayan bir güzellik... Bunun içerisindeki aktivitelerle birlikte, oradan günde 300-400 bin kişi yararlanacak. Böyle bir mekâna sahibiz. Şükretmemiz lazım...

Riva Köyümüz var... Biz DSİ ile birlikte ortak çalışıyoruz ve uluslararası bir yarışma düzenliyoruz. İnşallah 8 köyümüz yararlanacak."

Reklam arasında konuşurken aklıma geldi. Şeyh Edebali'nin Osmangazi'ye bir nasihati var ya? Orada 'Milleti yaşat ki, Devlet yaşasın. Öfke bize, gönül almak sana' der. Belediye Başkanı olmak da kolay bir iş değil... İnsanları yönetmek, idare etmek, sevk etmek çok zor değil mi?

"Doğrudur ancak insanlar idare edilmeyecek kadar zor değillerdir. Usulünü yöntemini bilmek lazım... Yani biraz fedakârlık sizler yapacaksınız, karşıdaki insan zaten yapacağı kadar fedakarlık yapar. Dolayısıyla, tabi ki zordur. Her geleni karşılamak, dinlemek veya talep ettiklerini sonuna kadar yerine getirebilmek... Ama şu vardır Sırrı Bey... Hani derler ya, dünyaya yeniden gelsen ne olursun diye, tabi kısmet meselesi... Bu noktalar kadar halka hizmetin yapıldığı başka noktalar bulmanız çok zordur. Samimi olarak hizmet yaparsanız, insanların duasını alıyorsunuz. Bizim AK Parti Hükümetinin, belediyelerin, Sayın Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın aldığı dualar çok önemli... Bu dualar olmasa, bu ülkenin bugünü olmaz. Vatandaşların bize vereceği en büyük ikram, samimi olarak yapacakları dualarıdır. Onu da aldığımıza inanıyoruz. Hayatımızda bunu çok görüyoruz.

Ben yaptığım işten zevk alıyorum. Evden çıkıp Belediye'ye giderken, bir yerde yol yapmışsam, asfaltını düzeltmişsem; bir okulun önünden geçerken, o okulun çevresini güzelleştirmişsem, okula farklı hizmetler katmışsam; sağlık alanında iyi işler yapmışsam bundan dolayı mutluluk ve huzur duyuyorum. Bir bakıyorum, sokaklarda benim sağlık aracım var. Ben koruyucu hekimlik yapıyorum şu anda... Ne demek bu koruyucu hekimlik? Vatandaşıma ben senede 15 bin-20 bin arası poliklinik muayenesi yapıyorum. Kan tahlilini yaptırıyorum, işitme ölçümünü yaptırıyorum, kemik erimesini göz muayenesini yaptırıyorum ve bunların tamamını ücretsiz olarak yapıyorum. Dolayısıyla bu insana huzur veriyor, zevk veriyor. Dört ambülâns almışım, her gün yaklaşık 30 vatandaşımı hastanelere taşıyorum.

Belediye Başkanı olarak sadece yol yapmak yetmiyor. Onun dışında çok farklı meslek kurslarında çocukları eğitmekle, aileleri eğitmekle; evlere gidip, kapı kapı dolaşıp engelli olanları dinlemekle mümkün oluyor. Kısacası hayatın her alanında Belediyecilik var. Bundan mutluyuz. Tek duamız da şu: Allah bize altından kalkabileceğimiz yükleri yüklesin, başka bir sıkıntımız yok."

Eskiden Belediye sadece çöp toplardı, kaldırımları yapardı. Ancak artık Belediyecilik de değişti. Bunlardan ibaret değil...

"Bu 5 yıl içerisinde 10 bine yakın hemşerimi iş sahibi yapmışım. Kariyer merkezimiz var. Kariyer merkezimizde 1000'in üzerinde firmayla çalışıyoruz. O firmalara ihtiyaçları olan elemanı biz arıyoruz, getiriyoruz; onları Belediyemiz bünyesinde buluşturuyoruz. Eğer 10 bin kişi eve giderken ekmek götürmüşse, sofra kurmuşsa, o sofrada bizim de payımız varsa, bundan daha büyük mutluluk olabilir mi?"

Program, Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek'in özellikle Riva Projesi konusunda verdiği bilgilerle devam etti. Sırrı Er'in sunuculuğunu üstlendiği ve Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek'in ilk olarak canlı yayın konuğu olduğu programın sonunda ise Başkan Çelikbilek, sabırla kendisini dinleyen izleyicilere teşekkür etti ve Akit TV'ye yayın hayatında başarılar diledi. 

Dost Beykoz / Özel Haber

Bilirkişi Heyeti'nden Polonezköy’e olumsuz rapor
Önceki Bilirkişi Heyeti'nden Polonezköy’e olumsuz rapor
Beykoz Riva'daki film platosunda yangın çıktı
Sonraki Beykoz Riva'daki film platosunda yangın çıktı
Yorumlar (1 Yorum)

hasan tas (9 yıl önce)

Bu sorular da cevaplar da danisikli dogus. Imar konusunda yuzde 70-80 tamamladim diyor zaat. Karsidaki de sormuyor nasil oldu bu is diye. Beykoz'un yarisindan fazlasi Cavusbasi ve koylerden olusuyor ve oralarin hicbirinin imari yoktur. Nasil oluyor bu yuzde 70-80 rakami. Demek istedigi muteahhitlerin bekledigi ranti yuksek bogaz bolgesi imari herhalde. Digerleri konusunda hicbir sey yok. Neden bu gazataciler detay sormaz veya soruyu adam gibi sormaz?

Yorum Yaz