Beş yıl önce ne demişti, şimdi ne dedi?

  • 0
  • 33455
Beş yıl önce ne demişti, şimdi ne dedi?
Beş yıl önce ne demişti, şimdi ne dedi?
Beş yıl önce ne demişti, şimdi ne dedi?
Beş yıl önce ne demişti, şimdi ne dedi?
Beş yıl önce ne demişti, şimdi ne dedi?
Beş yıl önce ne demişti, şimdi ne dedi?
Beş yıl önce ne demişti, şimdi ne dedi?
Beş yıl önce ne demişti, şimdi ne dedi?
Beş yıl önce ne demişti, şimdi ne dedi?
Beş yıl önce ne demişti, şimdi ne dedi?
Beş yıl önce ne demişti, şimdi ne dedi?
Beş yıl önce ne demişti, şimdi ne dedi?
Beş yıl önce ne demişti, şimdi ne dedi?
Beş yıl önce ne demişti, şimdi ne dedi?
Beş yıl önce ne demişti, şimdi ne dedi?

2009 Yerel Seçimleri’nin hemen ardından “Beş yıl sonra daha rahat kazanacağız” şeklindeki sözleriyle AK Parti adına iddialı bir çıkış yaptı…

Bu sözleri onun siyasi kulislerin en çok tartışılan isimleri arasında yer almasını sağladı…

Renkli kişiliği, doğal tavrı ve siyasi pozisyonu gereği her zaman parti içindeki yapılanmaların merkezinde olmayı başardı. 30 Mart 2014 Yerel Seçimleri aday adaylığı sürecindeki duruşu ve öngörülerinin gerçekleşmesi sonrası Beykoz’da bir siyasi otorite olduğunu ciddi manada hissettiren Muhammed Hanefi Dilmaç,  Dost Beykoz yazarı Sinan Kavrak’ın 30 Mart 2014 Yerel Seçimlerine ilişkin sorularını cevapladı.

Henüz 30 Mart yorgunluğunu üzerinden atamayan Dilmaç, seçim sonuçlardan dolayı memnuniyet duyduğunu ifade ederek başladığı açıklamalarında, bundan sonra AK Parti’nin Beykoz’da seçim kaybetmeyeceğini iddia etti.

Sayın Başkan 2009 yılı mayıs ayında yine Dost Beykoz’a vermiş olduğunuz röportajda, “Beş yıl sonra daha rahat kazanacağız” demiştiniz… Bu ifadelerin bu güne uyarlamasını nasıl yapacaksınız?

2009 seçimlerinden sonra yaptığımız o röportajda Yücel Çelikbilek’in oluşturacağı kadroyu gördükten sonra bu iddiada bulunmuştum. Ali Zengin ve şahsımın olduğu iki belediye başkanı, diğer arkadaşlar ve meclis üyelerimiz çok güçlü ve başarılı bir kadroydu. Öte yandan AK Parti olarak bu güne kadar geçirdiğimiz 8 seçimde de istikrarlı bir şekilde büyüdük, çıtayı hep daha yukarı taşıdık. Bu seçimde de aynı şey oldu. Hem Beykoz’da, hem Türkiye genelinde vatandaşlarımızın büyük bir teveccühüyle karşılaştık.

“Bundan sonra Beykoz’da seçim kaybetmeyiz”

Öte yandan önümüzdeki dönemlerde de AK Parti’nin Beykoz’da uzun yıllar seçim kaybetmeyeceğini düşünüyorum. Bu açıdan bu seçimler çok önemliydi. Çevre ilçelere bakıldığında yeni gelişen ilçelerimizde oy oranlarımız yükseliyor. Mesela Çekmeköy, Sultanbeyli gibi... Çekmeköy’ü kaybedeceğimizi iddia ettiler ama aksine oy oranlarını arttıran bir Çekmeköy var. Bunun nedeni vatandaşlarımızın istikrar ve güven ortamının devamından yana tavır almasıdır. Artık bence Anadolu Yakası’nda Beykoz stratejik anlamda “kaybediliyor, kaybedilecek” kategorisinden çıkmıştır, çünkü bundan sonraki seçimlerde çok büyük bir hata yapmazsak Beykoz’da biz seçim kaybetmeyiz. 30 yıldır süre gelen “Beykoz’da hiçbir parti veya belediye başkanı iki dönem peş peşe seçim kazanamaz” klişesi tarihe gömülmüştür artık. Bu bile başlı başına AK Parti’nin giderek nasıl büyüdüğünü göstermeye yetecek bir referanstır. 

20 bine yakın bir oy farkı var. Bu kadar fark bekliyor muydunuz?

Bu seçimi etkileyen çok önemli faktörler var. Bu faktörler seçimi yerelden çıkarıp, genel seçim havasına soktu. İşin gerçeği Sayın Başbakanımızın Devlet içindeki çetelerle mücadeledeki duruşu ve Genel Merkezin bu konuda belirlediği politikalar kamuoyunda önemli bir destek buldu.

“Bu başarının en büyük mimarı teşkilattır”

Bu başarıdaki diğer çok önemli bir faktör AK Parti’nin tüm teşkilatlarıyla adeta sıkılmış bir yumruk gibi olmasıydı. 17 Aralık ve 25 Aralık girişimleri bu kenetlenmenin en önemli nedeni olmuştur. Hiç kimse tek başına bu başarıyı kendine mal etmemelidir diye düşünüyorum. Hakikaten çok çetin bir mücadele verdi teşkilat. Düşünsenize, yazılı ve görsel medya bir taraftan, sosyal medya bir taraftan sürekli hakaretlere, iftiralara maruz kalıyorsunuz ve kulaklarını bunlara kapayıp ülken için, geleceğin için korkunç bir mücadelenin içine giriyorsun. Bu başarının en büyük mimarı teşkilattır.

“Mülkiyetle ilgili çalışmalar farkı açtı”

Beykoz genelinde de mülkiyetle ilgili yaptığımız çalışmalar farkın açılmasını sağladı. Bu konuda vatandaşlarımız bizlere güven duydu. Sayın başkanımızın önderliğinde bizler de taşın altına elimizi koyduk. Tüm Türkiye’de uygulanan 2-B yasasını biz kendi irademizle reddettik ve Beykozlu vatandaşlarımızın alım gücüne uygun olacak şekilde yeni bir düzenleme getirilmesini sağlayarak Özel Proje Alanı uygulamasını Beykoz için kabul ettirdik. Bu bile Beykoz için başlı başına bir devrimdir ve Başkanımız Yücel Çelikbilek sırf bu başarısıyla bile tarihe geçecektir. Aynı şeyi İBB arazilerinin Belediyemize devri ve ihale ile vatandaşlarımıza satışı için söyleyebiliriz. Düşünsenize Tarihi Kışla Binasına karşılık bütün İBB taşınmazlarını bedelsiz devraldık. Sonra bir de öğrendik ki Kışla bizim değil, vakıflarınmış!

Yaklaşık üç hafta Çavuşbaşı’ndan hiç ayrılmadım. İnsanlarımızla ev ev, bire bir ziyaretler yaptık. İnsanlar AK Partili olmamalarına rağmen özellikle 2-B ve imar çalışmalarıyla ilgili bu kadroya güveniyor. Eskisi gibi takım tutar gibi değil, güvendiği partiye ve insanlara oy veriyorlar.

Bu seçimde ilginç şeyler de gördük, yaşadık. MHP’li olup CHP’ye oy veren olduğu gibi, CHP’li olup MHP’ye oy verenler oldu. Birebir yaptığım tespitlerde kesinlikle MHP’nin dışında oy vermeyecek aileler vardır Çavuşbaşı’nda. Bu aileleri temsil eden kişiler dahi CHP’ye oy verdiler. Bu gelişmeleri görünce açıkçası çok şaşırdım. Bu seçim üzerine sosyolojik bir çalışma yapılması gerektiğini düşünüyorum.

Çavuşbaşı’nı ayrıca bir değerlendirirsek?

Çavuşbaşı halkı AK Parti’ye güveniyor. Bu kadrolara güveniyor. 2009 seçimlerinden çok daha yüksek bir destekle 30 Mart’ta sandık başına gittiler. Bu desteği sadece mülkiyet konusuna bağlamak haksızlık olur. 2-B sorunu çözülememiş olsaydı dahi, milletimiz sorunun çözüm merciini AK Parti olarak görüyor. Onun için oy oranlarında çok fazla bir değişiklik olmazdı. Kaldı ki Beykoz’da AK Parti’nin dışında vatandaşlarımıza proje sunan olmadı. Bunun yerine yalan, iftira ve bilgi kirliliğiyle siyaset yapmayı tercih edenler vatandaşlarımızın sandık iradesinin ne kadar güçlü olduğunu görmüş oldu.

Çavuşbaşı’nda da Beykoz genelinde olduğu gibi % 92 oranıyla seçimlere son derece yüksek bir katılım oldu. 2009’da bu oran % 87 idi. Toplamda 13 105 geçerli oyun 8 766’sını almışız ki bu yaklaşık olarak % 67’ye tekabül ediyor. Çok ciddi bir oran. 2009 seçimlerinde dahi bu oran % 58 olmuştu. Ben buradan Dost Beykoz vasıtasıyla tüm Beykozlulara duydukları güven ve verdikleri destek için teşekkür etmek istiyorum. Şundan emin olsunlar ki inşallah bu destek ve güvenin karşılığını projelerimizle ve çalışmalarımızla kendilerine ve gelecek kuşaklarımıza vereceğiz.    

2009 seçimlerinin kazanılmasında Çavuşbaşı’nın rolü çok büyük. 2014’te Çavuşbaşı ve köyler farkı çok açtı. Nasıl değerlendireceksiniz bu sonucu?

2009 seçimleriyle ilgili yaptığım yorumda her zaman şunu söyledim; 2009 seçimlerinin kazanılmasını Çavuşbaşı’na bağlamayı doğru bulmuyorum. Eğer biz Gümüşsuyu Mahallesi’nde % 50’ler değilde % 30’lar civarında oy alsaydık veya Yenimahalle’den % 45’ler civarında değil de % 30’lar civarında oy alsaydık seçimi yine kazanamazdık. Dolayısıyla bunu Çavuşbaşı’na bağlamak bence doğru bir değerlendirme değil. Sonuçta Çavuşbaşı da Beykoz’un bir parçasıdır.

“AK Parti’nin oyları her mahallede çok yükseldi”

Genel anlamda bu oy farkının böyle yüksek olması, Çavuşbaşı ve Köyleri çıktığınızda bile farkın 10 bin civarında olması veya onları dahil ettiğinizde farkın 20 bine yaklaşması matematiksel olarak hesapladığınızda doğru bir hesap olabilir ama siyasi olarak yorumladığınızda bu hesap doğru bir hesap değil. Şöyle ki her mahallede AK Parti’nin oyları yükseldi. Bazı yerlerde beklentilerinin çok çok üzerine çıktık ama genel olarak oylarımız ciddi artış sağladı.

Tüm mahallelerde olduğu gibi Çavuşbaşı’nın 5 mahallesi de oy farkını ciddi oranda arttırmıştır. Ben bu ayrıştırmayı çok doğru bulmuyorum. Sonuçta Köyler de, Çavuşbaşı da Beykoz’un ayrılmaz birer parçasıdır.  

 

Bir Acarlar Mahallesi’ni, Göksu’yu ya da Kanlıca’yı seçim sonuçları üzerinden değerlendirirsek oradaki teşkilat mensuplarına haksızlık etmiş oluruz. Nasıl ki Çavuşbaşı ya da Yenimahalle’de yaşayan vatandaşlarımızın büyük çoğunluğu kendilerini AK Parti’nin temsil ettiğini düşünüyorsa, o mahallelerde yaşayan vatandaşlarımız da temsil noktasında kendilerine CHP’yi daha yakın hissediyorlar. Mesela Çavuşbaşı dendiği zaman başarıda benim adım ön plana çıkıyor. Bu doğru değil, bu Hanefi Dilmaç’ın başarısı değil. Burada yaşayan vatandaşlarımız temsil noktasında AK Parti’nin kendilerini daha iyi temsil ettiğine inandığı için sonuçlar böyle oluyor.

Beykoz’da olduğu gibi ülke genelinde de müthiş bir başarı var. Bu başarıyı sosyal boyutuyla yorumlar mısınız?

Beykoz Türkiye genelindeki oy oranlarının bir minyatürüdür. Bir önceki seçimlere bakın, bu seçimlere bakın sonuçlar neredeyse Türkiye geneliyle aynıdır. Fark 1 puan bile değildir. Elbette bunun sosyal nedenleri var. En önemli neden Beykoz’daki demografik yapı, gelir dengesi, eğitim ve iş istatistikleri Türkiye geneline çok yakındır. Beykoz Türkiye’nin özetidir.

İnsanlar artık gururla “AK Partiliyim” diyor!

Genel olarak AK Parti’nin oy oranının bu denli artmasının nedenlerinin başında istikrar ve güven var. Partimiz 5 yıl önceki kemikleşmiş oylarının üzerine çok koydu. Bunun en önemli nedeni ilk dönemlerde insanlar “AK Partiliyim” demeye çekiniyordu. Ama bu gün bunu gururla söyleyebiliyorlar. CHP’nin oluşturduğu algı sonucunda artık bu roller değişti ve insanlar CHP’liyim derken iki kere düşünüyor. Başarının kaynağındaki sosyal nedenlerin başında bunlar geliyor ama tabi dünya lideri olmuş, her türlü şartlarda dünyanın her yerine yetişebilen bir ülke olmamızın dinamosu şüphesiz Sayın Genel Başkanımızın olağanüstü karizması ve performansı olmuştur.

Çok tepki çeken “Gerçekler kazandı, yalan kaybetti” pankartını açıklar mısınız?

Başkasının başarısızlıkları üzerinden siyaset yapmak benim tarzım değil ama bu bir vakıa. CHP tarihine baktığımızda proje üretemediklerini görüyoruz. Tek projeleri “istemezük” olmuştur. Sonuçta vatandaş ta bunun karşılığını sandıkta veriyor. Bu seçimlerde de ne Beykoz’da ne de ülke genelinde projeden bahsetmediler.

“Kutsallarımızla oynadılar!”

Seçim çalışmalarında bir taraftan proje ve çalışmalarımızı anlatırken, bir taraftan da yol açtıkları bilgi kirliliğini düzeltmeye çalıştık. Evet, çok yalan söylendi, iftiralar atıldı. Bu konuya girildiği zaman söylenecek çok şeyler var. Ben Hanefi Dilmaç olarak yıllardır Beykoz siyasetinin içinde olan bir kardeşinizim. Benim dahi kutsallarımla oynadılar, ailemin içine girmeye çalıştılar. Bana yakın olan insanları kullanarak, benim üzerimden siyaset yapmaya çalıştılar. Bu sadece benim yaşadığım olumsuzluklar. Sayın Başkanımız, partimiz, başbakanımız. Hepimize karşı top yekûn bir kara propaganda kampanyası yürüttüler. Sonra mülkiyetle ilgili, vatandaşlarımıza verdiğimiz tapularla ilgili çok yalanlar, dedikodular ürettiler. Düşünsenize devletin verdiği tapuya sahte diyebilecek kadar ucuz hesaplar peşinde koştular. Defalarca iptal edip çözümsüzlüğe mahkûm ettikleri 2-B’yi bile seçim vaatleri arasına aldılar. 

Hemşericilik?

Yıllardan beri söylediğim bir şey var. Siyasetçi milliyetçilik üzerinden siyaset yapmamalı. Bu bir kor ateştir. Tutanı da, düştüğü yeri de yakar. Bunu açıkça her yerde söyledim; ben Trabzonluları temsil etmiyorum. Ben AK Partiliyim; AK Parti bana bir misyon yüklemiş ve ben onu temsil ediyorum. “Sadece Trabzonluları temsil ediyorum” demiş olsam 80 ilimizin insanlarını dışlamış olursunuz. Siyaset böyle yapılmaz. Ben AK Partiyi temsil ediyorum. Ortaya koymuş olduğu bir vizyon var. Tüzüğünün beni ve düşüncelerimi temsil ettiğini düşünüyorum. Kaldı ki siyaset belli bir zümre için değil o çatı altında bulunan tüm insanların refahı, mutluluğu için yapılır.

“İyi bir Trabzonspor taraftarıyım”

Mesela Trabzonlu olmak benim elimde değildi. Yani tercihen Trabzonlu olmadım. Ama AK Parti benim kişisel tercihimdi. Evet, Trabzon’u seviyorum. Ben orada doğdum, büyüdüm. Hepsi bu… Ha bir de iyi bir Trabzonspor taraftarıyım. Senede birkaç kez Trabzon’a giderim. Trabzon cemiyetlerinde görev almışımdır, alırım. Ama bu Beykozluluğumun önüne asla geçemez. Siyaseten bu benim için bir üst kimlik veya öncelik olamaz.

Yeni Kadro?

Kadromuzda geçen dönem olduğu gibi başarılı isimler var. Çok kaliteli bir grubumuz oldu. Komisyonlarda görev alan arkadaşlarımızı bildiğiniz gibi belirledik. İcra dediğimiz Başkan Yardımcılıklarında Sayın Başkanımız teveccüh göstererek şahsımı yine bu göreve layık gördü. Muharrem Kaşıtoğlu kardeşimiz genç yaşına rağmen çok parlak bir vizyona ve kariyere sahip. Hem geçen dönem meclisinde, hem de bu dönem seçim çalışmalarında çok büyük emekleri var. Salim Öztürk kardeşim de özellikle Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yaptığı başarılı çalışmalarla ve 5 yıllık tecrübesiyle bu makamı en iyi şekilde temsil edecektir. Her ne kadar atama ile göreve geldiyse de Mahmut Gülbasar kardeşimin Beykoz’a çok önemli katkılar sunacağından şüphem yok. Yine bu dönemin benim için ayrı bir özelliği var İBB Meclis Üyesi olarak üçüncü dönemim olacak. 15 yıl bu açıdan çok önemli bir süre. Başka bir örneği var mı bilmiyorum ama ben partime bana layık gördüğü bu ayrıcalık için teşekkür borçluyum. Sonuçta İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nde 15 yıl kesintisiz görev almak çok önemli bir tecrübe.

Sayın Başkan yeni Büyükşehir Yasasıyla köylerdeki işletmeler ve araziler Belediyeye devroldu. Başta Riva ve Poyrazköy olmak üzere bu yerlerle ilgili çalışmalar ve tasarrufunuz ne şekilde olacak?

25 köyümüzün tamamı mahalleye dönüştü. Yaklaşık olarak 170 adet taşınmaz bize devrediliyor. Yaklaşık 17 çalışan personel de aynı şekilde bize devrediliyor. Bu taşınmazların bir kısmı ekonomik değeri olan yerler olduğu gibi, bir kısmı da bize külfet getirecek yerler. Temel prensibimiz vatandaşlarımıza en güzel hizmet vereceğimiz modeli ve şartları oluşturmak. Bunun için gerekli araştırmaları yapacağız ve gerekirse yapıların bazılarını yıkıp yeniden yapacağız, bazılarında tadilat yapacağız. Bir kısmını Belediyemizin iştiraki olan Beytaş kanalıyla çalıştırırken belki bir kısmını da mevcut işletmelerle devam ettireceğiz. Buna kısa zaman içinde yapacağımız incelemelerle karar vereceğiz.

“Bu tesisler Beykoz’un marka değerini yükseltecek”

Bu yerlerin başında plajlar var. Plajları ve diğer tesisleri işleten müesseseler var. Bu müesseselerle 31 Aralık tarihine kadar yani bir sezonluk sözleşme yapacağız. Bu zaman zarfında hem çalışmaları gözlemleme ve veri toplama şansımız olacak, hem de önümüzdeki dönemlerle ilgili nasıl bir tasarrufta bulunacağımızı değerlendireceğiz. Ama sonuç itibariyle bu tesisler turizm açısından Beykoz’u daha da iyi geliştirebilmemiz için bize önemli bir fırsat sunacak ve bu fırsat Beykoz’a istihdam alanında da önemli katkı sağlayacak. En önemlisi bu tesisler Beykoz’un marka değerini yükseltecek.

Soma?

Öncelikle oradaki kardeşlerimizi rahmetle anıyor, ailelerine sabırlar diliyorum. Allah hiç kimseye böyle bir acı yaşatmasın. Ülke olarak yüreğimiz yandı.

Maalesef ülkemizde cenazeler üzerinden yıllardır siyaset yapılıyor. Maalesef Soma üzerinden de bunu yaptılar. Bu süreçte Soma’nın üzerinden hem siyasi partiler hem de bizi kendilerine rakip gören STK’lar da yaptılar. Bu durum bizi çok üzdü. Belki denetimler daha iyi yapılabilirdi ama bu kazadan direkt hükümeti suçlayan, siyasi rant elde etmeye çalışan bir blok oluştu. Milletimiz bunları görüyor ve hafızasına kaydediyor. Seçim sonuçlarından ders almadılar ve halen aynı algı üzerinden aynı ucuz taktiklerle AK Parti’yi yıpratmaya çalışıyorlar. Bunlara Allah fırsat vermeyecek inşallah. Burada bence hükümet sınavı başarıyla geçti. Özellikle Sayın Bakan Taner Yıldız’ın ortaya koyduğu performans bence takdire şayan. Oradaki ailelerle acıyı yaşadı ve paylaştı. Kaldı ki oradaki insanlar da kendisini bağırlarına bastılar. Allah böyle acıları bir daha ülkemize yaşatmasın inşallah.

Cumhurbaşkanlığı seçimleri hakkında ne düşünüyorsunuz?

Ben önceki dönemde de Sayın Başbakanımızın Cumhurbaşkanı olmasını isteyenlerdenim. Bu dönemde zaten parti tüzüğümüzde yer alan üç dönem kuralı bence her hangi bir belirsizliğe mahal vermiyor. İnşallah Sayın Başbakanımız Ağustos ayında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, hem de ilk turda çok rahat bir şekilde seçilecek ve Cumhurbaşkanı olacaktır. Onun için ben bu çatı adayı veya geometrik hesaplamalarla aday arayışının içini çok dolu görmüyorum.

Önümüzdeki dönem?

Önümüzdeki dönemle ilgili şunu söyleyebilirim; 5 yıl önce çok iddialı olarak çok rahat kazanacağız demiştim. Seçimden haftalar önce % 43 oy alacağımızı, CHP’nin de % 35 civarında oy alacağını söylemiştim. Keza Çavuşbaşı’nda da % 50’nin üzerinde oy alacağımızı söyledim. Bu benim analizimdi. Gelecekle ilgili de tecrübelerime dayanarak şunu söyleyebilirim; AK Parti giderek büyüyor. 5 yıl önce “Ben AK Partiliyim” diyenlerin sayısı azdı. Şimdi bu kimliği taşımak insanlara gurur veriyor. CHP için bunu söylemek mümkün değil. Çavuşbaşı’nda % 35-40 evlerde hep AK Parti bayrağı vardı. AK Parti seçmeni bir de sessiz çoğunluktur. Çok bilinçli ve ne istediğini bilen bir seçmen kitlemiz var. Bize oy vermeyecek insanlar dahi bu dönemde bayraklarımızı evlerine astılar. Beykoz’da bu tarihten sonra Sol’un iktidar çıkarma şansı ortadan kalkmıştır.

İnsanlarımız bize güvenmeye devam etsinler onları asla mahçup etmeyeceğiz ve asla kaybetmeyecekler. Mülkiyeti çözdük. Planları çözüyoruz. Şu an hedefimizde Boğaziçi Öngörünüm’le ilgili çalışmalarımız olacak. Bu konuda da vatandaşlarımızı rahatlatmamız lazım.

Aday adaylığı sürecindeki duruşunuz çok konuşuldu. Sayın Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek’in “son dönemim” ifadesinin ışığında önümüzdeki döneme ilişkin bir değerlendirme alabilir miyiz sizden?

Daha önce de ifade ettiğim gibi birlikte yola çıktığımız için asla Sayın Başkanımızın karşısında bir aday adaylığı düşünmedim. Böyle bir davranış kendimi ve değerlerimi inkâr etmek anlamına gelirdi. Bu konudaki düşüncemi daha önce de dile getirmiştim ve gereğini de yaptım.

Önümüzdeki döneme ilişkin değerlendirme yapmak için henüz çok erken. Ancak hedeflerim arasında partimin uygun görmesi ve Beykozlu hemşerilerimin teveccüh göstermesi durumunda Belediye Başkanlığı tabi ki var. Ama yukarıda da bahsettiğim gibi benim böyle bir adaylığım olabilmesi için olmazsa olmazlarım var. Sayın Başkanımın olduğu bir ortamda asla böyle bir talebim olamaz.

Sayın Başkanımızla 5 yıl çalıştık ve çok önemli, tarihe geçecek başarılara imza attık. Bu dönemde tecrübelerinden azami faydalandık, adeta bir okul gibiydi. Ondan önce de 2004-2009 döneminde Çavuşbaşı gibi son derece sorunlu bir bölgede Belediye Başkanlığı yaptım ve hamdolsun o dönemde de çok önemli çalışmalarımız oldu. En başta Çavuşbaşı’nın alt yapısını sıfırdan inşa ettik. Ve hamdolsun benim dönemimde doğalgaza kavuştu. Bunun gibi sayısız çalışmamız oldu Çavuşbaşı’na yönelik olarak.

Şimdi de 2014-2019 döneminde yine Sayın Başkanımla çalışmak ayrıcalığına sahip oldum. Belediyecilikte en önemli avantaj tecrübedir ve hamdolsun 15 yıl gibi bir süre ile bu tecrübeye sahip olacak ender insanlardan biri olacağım inşallah. Dediğim gibi Allah fırsat verirse gelecekte bu tecrübelerimi Beykozlu hemşerilerime hizmet olarak sunmak isterim tabi.

Beykozlulara söylemek istediğiniz özel bir şey?

Ben her şeyden önce Beykozlu hemşerilerime bizlere duydukları güven ve sevgi için teşekkür etmek istiyorum. Seçim öncesinde de sonrasında da bizleri bağrına bastı Beykoz. Bize inandı, güvendi ve emaneti bizlere teslim etti. Gittiğimiz her yerde, çaldığımız her kapıda büyük bir muhabbetle, yüreklerinin sıcaklığıyla ve gözlerindeki samimiyetle karşılandık. Allah bize bu güvene ve sevgiye layık olmayı nasip etsin inşallah. Beykozlu hemşerilerim bize güvenmeye devam etsin. Allah’ın izniyle asla onların yüzünü yere baktırmayacağız.

Dost Beykoz / Sinan Kavrak – Özel Röportaj

Yücel Çelikbilek seçimi nasıl kazandı?
Önceki Yücel Çelikbilek seçimi nasıl kazandı?
İYİ Parti Beykoz İlçe Başkanı sitemkar konuştu
Sonraki İYİ Parti Beykoz İlçe Başkanı sitemkar konuştu