Mustafa ÇALIŞAN
  • 14/09/2019 Son günceleme: 14/09/2019 18:33
  • 7.005

Annemizin vefatının ardından ana ocağında toplandık.

Kuranlar okunuyor, cüzler dağıtılıyor, hatimler bitiriliyor, manevi bir iklimi akrabalarımızla, eş dostla birlikte yaşıyoruz.

Gecenin ilerleyen saatlerinde yeğenlerimden Kadir Berk elinde bir zarfla geldi ve bana uzattı: “ Amca bak ne buldum!” dedi.

Zarfı aldım baktım.

Kapağında VASİYETNAME yazıyor.

Merakla içini açtım ve yüksek sesle okudum:

“2008 Ocak. Bismillahirrahmanirrahim, Esselatü vesselamü aleyke ya Resülllah. Allah’ım önce sana müracaat ediyorum.

Ben ölünce Eyyübel Ensarinin mezarlığına defnedilmemi istiyorum.

Ey yüce Allah’ım, lütfün çok büyük bu arzumu gerçekleştir. Evlatlarıma kolaylık ihsan eyle… Senin her şeye gücün yeter. Yavrularımın babasıyla beraber olsun. Biz aciz kullarını düşünen hiçbir yerde daraltmayan sensin. Allaha hamd ve şükür ederim. Hasbünallahi venilmel vekil... ŞÜKRİYE (Islak imza)...”

Bu satırların yazıldığı zamanda bizim Eyüp Sultanda ne kabir yerimiz var. Ve de ne böyle bir düşüncemiz. Ki, babam halen hayatta idi. Ve derken babamız 11 Eylül 2011 tarihinde rahmetli oldu. Rabbim nasip etti Eyüp sultan kabristanında rahmetli Zübeyr Gündüzulp, Bekir Berk, Sungur abilerin üst tarafında bir yerde iki kişilik yer ayarladık.

İlk olarak babamızı oraya defnettik.

Ardından emri hak vuku bulunca 24 Mart 2018 recep ayının 6 günü rahmet yüklü bulutların eşliğinde, yüzlerce, binlerce cemaatin HELALLİĞİ VE İYİ BİLİRDİK ŞEHADETİ ile annemizin 10 sene öncesi vasiyetini yerine getirmeyi Mevla’m lütf etti, nasip etti, ihsan etti, ikram etti, inayet eyledi...

O bir Kuran âşığı idi. O bir Kuran sevdalısı idi. Hayatının her yerinde Kuran vardı. Sürekli okurdu. Hafızlık derecesinde eğitimi vardı. Mevlüthandı. Kaside ve ilahilerle büyüttü 5 evladını…

Bizlere helal haram, iyi kötü, doğru yanlış anlayışını o öğretti.

Belki onlarca kişiye kuran öğretti. Hayatını Müslümanca yaşardı. İslami hassasiyeti çok yüksekti. Kul hakkına çok riayet ederdi.

İzzet ve ikramı çok severdi.

O bir Çerkez kızı idi. Kafkas Çerkezlerinden gelmişti soyu. Çerkezlerin bütün özelliklerini taşırdı. Tam bir Osmanlı hanımefendisiydi...

40 Kişiyi bulan bir aileyi derleyen toparlayan harç görevi ifa ederdi. Vakur ama bir o kadar da samimi, yürekten, candan idi.

Komşu hakkı konusunda çok hassastı. Onları hiç incitmezdi.

Evlatları arasında öyle bir denge kurmuştu ki, birini diğerine değişmezdi. Her birini ayrı ayrı korur ve kollardı.

Beni de ailenin büyük oğlu olarak babalık misyonu ile taltif ederdi.  

Hayatını Kuran endeksli yaşamaya vermiş olmanın mükâfatını da hemen gördü. Vefatının duyulması ile birlikte birkaç gün içinde 150’nin üzerinde hatimler okundu. Ve halen de okunuyor.

Öyle ki, hiç haberimiz olmadan Anadolu’daki kardeşlerimiz telefon edip hatim duamızı yaptık diye bildiriyorlar. Bu da hayatınızın merkezine neyi koyuyorsanız o şekilde yaşıyor ve vefat ediyorsunuz. Yani Efendimizin kutlu hadisi şerifi tecelli ediyor.

“Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz.

Nasıl ölürseniz öyle dirilirsiniz...”

Yazarın Yazıları
Yorumlar (0 Yorum)

Bu içeriğe yorum yapılmadı, yorum yapmak ister misin?

Yorum Yaz