Şeref KAÇMAZ
  • 15/08/2022 Son günceleme: 15/08/2022 21:03
  • 4.425

Sayın Kılıçdaroğlu, ülkemizdeki seçmenleri kastederek “Bizim elimizdeki bilgiler YSK’nın elinde yok, her bir seçmeni biliyoruz” dedi ve tartışma başladı.

Kılıçdaroğlu’na, iktidarın etkili ve yetkili isimleri başta olmak üzere birçok yandaş isim linç girişiminde bulundu, savcı oldular, hakim oldular, hatta KVKK kapsamında hüküm bile verdiler. Kılıçdaroğlu bakkallar dernek başkanı mı? Tunceli Spor Kulübü Derneği başkanı mı? Yoksa Emekli SGK çalışanları dernek başkanı mı? Buna benzer STK’ların herhangi birisinin başkanı aynı açıklamayı yapsa, savcılık harekete geçer ve bu bilgileri nereden ele geçirdiğini araştırır gereken cezayı da talep eder. Kılıçdaroğlu, Ana Muhalefet olan bir siyasi partinin genel başkanı. Türkiye’de kanunlarla kurulmuş bulunan diğer bütün siyasi partilerde olduğu gibi, YSK’nın periyodik olarak seçmen bilgilerini paylaştığı partilerden birinin genel başkanı. Yani bu bilgiler bütün siyasi partilerle paylaşılıyor. Bizi kimlerin fişlediğini ya da fişleyebileceğini varın siz düşünün. Dış güçlerle iş birliği yapan mı istersiniz, teröriste terörist diyemeyenler mi istersiniz? Kurumsal olmasa bile bireysel olarak bu bilgiler kim bilir hangi yabancı istihbarat örgütlerine servis edildi? Sadece seçmen listesi mi? Yoksa başka listeler de servis edilmiş olabilir mi? Ülkemizi işgal girişiminden önce KOZMİK odamıza bile girildiğini düşünürsek, Emniyet Teşkilatı kadro listesi, Hakim ve Savcılar listesi, Subay, Astsubay listesi, ya da yurt dışında faaliyet gösteren Can Suyu, İHH gibi STK’ların kadro listeleri, irtica gerekçesiyle kapatılan MGV’nin kadro listeleri… Daha neler neler… Yurt içinde ve yurt dışında faaliyet gösteren resmi gayri resmi kuruluşlar tarafından fişleme amacıyla ele geçirilmiş olabilir. Bir kişiyi en fazla kaç kişi ya da kurum fişleyebilir?  

Gelelim Sayın Kılıçdaroğlu’nun açıklamasına. Siyasetle az çok ilgilenen, resmi sandık görevi ya da sandık çalışması yapan herkes çok iyi bilir ki, siyasi partilerin ilk çalışma alanı seçmen listeleridir. Bunu da en iyi Milli Görüşçüler bilir. Bir anı ile somutlaştırmak istiyorum; 1994 yılında Mart seçimlerini Refah Partisi adayımız Yücel abi kazandı. Seçim iptal edildi ve 10 Temmuz 1994 tarihinde tekrarlandı. 10 Temmuz seçimleri için İstanbul’un değişik ilçeleri Beykoz’un mahallelerine gelerek destek oldular. Bizim de görevli olduğumuz Gümüşsuyu mahallemize, Seçime kadar destek olmak üzere Kağıthane ilçe Başkanımız Fazlı Kılıç ve kalabalık bir ekibi geldi. Mahallede 40 sandık vardı ve Merhum hocamızın talimatı ile her sandık bölgesinde 1 baş müşahit, 4 müşahit çalışmasını tamamlamıştık. Yani 40 sandığın her birinde 5 kişi olmak üzere toplamda 200 kişi ile çalışma yapıyorduk. Kağıthane Teşkilatından gelenlerle birlikte her sandıkta en az 6-7 kişilik ekiple gece gündüz vardiyalı çalışma düzeni tertipledik. Seçimden 10 gün önce Beykoz Kapalı Spor salonunda Mahalle olarak 400 kişilik Mahalle Divan Toplantısı yaptık. (Hayal gibi değil mi?)  Mahalle SKM bürosunda toplantı odasındaki bir duvara oy borsası çizelgesi yaptık ve siyasi partileri ve oy sayılarını yatay dikey çizelgede seçim gecesine kadar tarihlendirdik. Sandık çalışması yapan ekipler günlük raporlarını gece geç saatlerde SKM’ye teslim ediyor, raporlardaki güncel rakamlar Oy borsası çizelgesine işleniyordu. Misalen 1025 nolu sandık;

1 Temmuz günü yapılan çalışma raporunda, R.P. 150, Anap 100, Dsp 50, Kararsız 50,

2 Temmuz günü yapılan çalışma raporunda, R.P. 155, Anap 98, Dsp, 48, Kararsız 49

3 Temmuz Raporunda, R.P. 190, Anap 90, Dsp 40, Kararsız 30 gibi…

Seçimden önce Gümüşsuyu mahallemizde bizim ve diğer partilerin kaç oy alacağını %99 oranında biliyorduk.

Sandık bölgesinde kapı kapı, adam adama yaptığımız çalışma neticesinde, seçmen listesinde olduğu halde ölen, hastanede olup oy kullanamayacak olan, başka seçim bölgesine taşınan vs. bütün değişiklikleri İlçe seçim kurulundan çok daha önce güncel seçmen bilgilerine ulaşıyorduk. Menfaat beklemeden ve karşılıksız yaptığımız bu çalışmalar neticesinde Allah CC de bize zafer nasip etti.

YSK, seçmen listelerini Siyasi Partilere zaten veriyor, seçmen listeleri üzerinde sıkı bir çalışma yapan Siyasi Parti teşkilatlarının tamamı YSK’da bile olmayan seçmen bilgilerine ulaşır, bu mesele bu kadar basit.    

“Not: Fişleme; bir kişi veya bir insan topluluğu hakkında bir kurumun elindeki yetkileri ve gücü kullanarak kişilerin özel bilgilerini edinmesi, kayıt altına alması ve belirli durumlarda başka kurum ve kuruluşlarla paylaşması. Kişi ve insan topluluğu bu işlem neticesinde farklı muamele görebilir.”

Adaletin güçlü, güçlünün de adil olduğu bir Dünya’nın en kısa zamanda kurulması duası ile Allah’a (CC) emanet olunuz.

Yazarın Yazıları