Talip ERCAN
  • 01/01/1970 Son günceleme: 16/07/2012 00:11
  • 15.370

Günler aylar gelip geçmekte, insanoğlu her günün sonunda ömründen bir bölümünü daha tamamlamakta.

İleriye dönüp bakıldığında kimin 20-30 sene daha yaşayacağı ise meçhul. Yüce Yaradan’ın çizdiği ömür yolculuk kilometrelerimiz nerede ne zaman tamamlanacak ondan gayrisi bilemez. Onun için Atasözlerimizden birinde anlam bulduğu gibi-Allah sıralı ölüm versin-çıkar ağzımızdan ister istemez, gayri ihtiyari. Gün geçmiyor ki bir tanıdığımız, bir akrabamız, bir okul arkadaşımız Hakkın rahmetine kavuşmuş diye duymayalım. Her bir insan her an yaşadığı hayatı sorgulama kudretini kendinde bulabilmeli. Gönül kırmak, dedikodu yapmak, gıybet etmek, iftira atmak gibi olumsuzlukları hayatımızdan bir an önce silip atmalı.
 
Bu yazımıza biraz karamsar bir hava ile giriş yaptık ancak bunlar yazılanlar hayatın da birer gerçeği değil mi? Kendimizi bildik bileli yazmaktayız, okumaktayız sonrasında binlerce on binlerce resim karesi için fotoğraf makinemize dokunuşumuz var. Müthiş bir tanınmışlığımız var, çevremiz var, eşimiz dostumuz ahbabımız var…Yüce Allah karşımıza hep yanlış insanları çıkaracak değil ya, ömrü hayatımca iyi dileklerle dualarla anacağım birçok dostumuz da eksik olmadı yaşantımdan. Allah onlara uzun ömürler ihsan etsin diyorum.
 
AH KENDİMİZLE BİR YÜZLEŞEBİLSEK…
 
Evet değerli dostlar zaman zaman kendimizle yüzleşmemiz gerekli, hatalarımı, günahlarımızı bir bir hatırlamamız gerekli ki bunlardan yeterince ders çıkarabilelim. İşte Mübarek 3 Aylar münasebeti ile özellikle de Ramazan Ayında birçok insanda oluşan manevi atmosferin oksijenini çok iyi özümseyerek solumak gerekli. Yüce Allah hayat yolculuğumuzda kullarına seçenekler bahşetmiş. Gönderdiği peygamberler vasıtası ile yoldan çıkan ya da çıkmakta olanları bu kötü durumdan tuzaklardan kurtarmak için seçenekler sunmuş. Tamam hayat güzel, gülüp oynamak güzel, arkadaşlarla, dostlarla ya da ailece hoş sohbetler güzel mi güzel. Ya Allah’a kulluk görevlerimiz ne olacak? İzlediğimiz televizyon dizisinden en heyecanlı anı kaçırmamak için affedersiniz tuvalete girme ihtiyacımız bile ertelemiyor muyuz? Yemeklerimiz yerken gözlerimiz yemek tabağındaki kaşıkta değil de televizyon ekranlarında değil mi? Ancak, ve maalesef Allah’a kulluk vazifelerimizi ise ötelemiyor muyuz? Daha erken şöyle 10-15 sene hayattan yeterince zevk alayım diye düşünmüyor muyuz?
 
HER DAİM UYANIK OLUNMALI !
 
Sevgili dostlar yazımın başlığında dediğim gibi film geri sarılıp izlenir de ya hayat filmimiz? Türk Milleti olarak Türk-İslam alemine yaptığımız katkıları kesinlikle göz ardı etmemek gerekli. Bu sebeple hem kişisel geçmişimizle, hem de ülke geçmişimiz ile yüzleşmek gerekli. Bu ülke üzerinde birilerinin her zaman hesapları olmuştur ve de olmaya da devam edecektir. Ülke insanlarımızı bölecek-ayrıştıracak o kadar çok gerçek, bize özgü haller var ki…her daim uyanık olmak gerekli. Bizlere sunulanlara yani kitle iletişim araçları vasıtaları olan Televizyon, gazeteler, İnternet ortamları ile dayatılanları körü körüne sorgulamadan kabullenmemek gerekli.
 
Son yıllarda it izi at izine karışmış durumda. Her zaman yazılarını taktir ettiğimiz insanlar zamanla gerçek yüzlerini göstermekten kaçamamakta. Müthiş bir psikolojik harbin etkisi altındaki insanlarımız dayatılan düşünceleri ne de çabuk kabullenmekte. Biz ki Yaratılanı severim yaratandan ötürü düsturu ile her bir insanoğluna iyi niyetli bakan bir toplum idik. Zamanla ülke insanlarını bir birine düşman gözlerle bakar hale getirdiler. Ve maalesef insanlarımız okumaktan, araştırmaktan, fikirlerin eksi ve artılarını teste tabii tutmaktan yoksun bir hale getirildi. Varsa yoksa kamuoyuna bilinçli olarak yerleştirilen, özel görevleri olanların fikirlerini daha ne kadar muteber kılmaya devam edeceğiz.
 
Her zaman Beykoz eksenli yazdığım yazılardan farklı bir bakış açısını bu yazımda yansıtma gayeti içerisinde oldum. Hem kişisel hem de toplumsal mevzulara üstü kapalı da olsa bir giriş yapmak istedim. Aman ha aman öncelikle bu ülke insanı bazı temel direklerini iyi muhafaza etmek zorunda dilini, dinini,geleneklerini, tarihini..bu direklerden birisi yıkıldı mı vah ki vah diyorum. Çocuklarımız bilgisayar ekranlarında oyun oynasın da Yüce dinimizin Kuran’ını da öğrensin, teravihlere teşvik edilip götürülsün, tutabildikleri kadar gücü yettiğince oruç tutmaları talep edilsin. Temel sağlam atılmaz ise gelecekte, Allah göstermesin cinsel sapıklık da, uyuşturucu-sigara-içki bağımlılığı da, hırsızlık da, büyüklere saygı küçüklere sevgi, akrabaları unutma, anne-babaya saygısızlıklar da alır başını gider.
 
Bu duygular altında mübarek 3 aylarınızın ve bilhassa sayılı günler kalan Ramazan Ayınızın hayırlara vesile olmasını temenni ederim. İnşallah bu ayın bereketi ve feyzi kişisel ve toplumsal arınmamıza vesile olur.
 
DOST BEYKOZ 10 YILI GERİDE BIRAKTI
 
Değerli Dostlar,sevgili okuyucular yazılarımın yayınlanmakta olduğu ve Künye İtibarı ile Spor Müdürü olarak göründüğüm Dost Beykoz Gazetesi 10.Yılını geride bıraktı. Başta İmtiyaz Sahibi Kader Gür olmak üzere bu gazeteyi yayın hayatına sokan kurucularını tebrik ediyorum. Evet, Dost Beykoz her zaman ifade olduğu gibi bir düşünce platformu olma özelliğini 10 yıldır devam ettirmekte. Ben 2 senedir bu ailenin bir ferdiyim. Karınca kararınca ilçedeki sportif faaliyetleri yansıtma gayreti içerisindeyim. İnanıyorum ve iddia ediyorum ki bırakın İstanbul’u Türkiye’de ilçesindeki bu kadar çok spor dalından haber veren bir başka yayın organı daha yok.
 
Yasak savarcasına sadece futbol ve bir iki branşın yanda bizlerin 20 dolayında spor branşından haber vermemizin takdirlerini sizlere bırakıyorum. Kars’taki turnuvada 1.olan Boksörümüzün de yanında, Rize’de tekvando da madalya alan gencimizin yanında da Edirne-Keşan’da mücadele eden Beykozspor 1908 A.Ş.nin yanında da, Eskişehir’de Futsal Ligi şampiyonu olan okul takımımızın yanında da hep biz vardık olmaya da devam edeceğiz. Nice 10 yıllara diyorum.
Yazarın Yazıları