Âhir zaman fitneleriyle boğuştuğumuz şu son yıllarda, öyle akıl almaz olaylarla karşılaşıyoruz ki, önce kendimizi rüyada sanıyoruz ve bu inanılmaz olaylara inanmaya ikna olmamız, günler alıyor. Meselâ; ülkemize ve eğitime hizmet ettiklerini sandığımız, cemaat kisvesiyle bizleri yıllarca aldatan FETÖ’den tutunuz da birbirileriyle dayanışma içinde olması gereken İslâm ülke liderlerinin kopkoyu gafletlerine kadar. Bunlar bizleri hep ters köşeye yatırdılar…
Türkî Cumhuriyetler dâhil, irili ufaklı 63 İslâm ülkesi var. Bunların 57’si uluslararası resmi toplantılara katılıyor. Yarısından çoğu da hatırı sayılı zengin ülkeler arasında. Sadece birisinin veliaht prensi, şahsi zevki ve keyfi için tek bir tabloya 450 000 000-$ verebiliyor. (Sn. Ali Koç’un Mal varlığının “700 000 000-$” yarısından fazla.) Bunların yöneticileri ve zenginleri birlik olup tavır koyarak, ABD bankalarından paralarını çekseler, ABD felç olur ve Trump bu saçma, çılgınca ve dünyanın yarısını ateşe atan girişiminden vazgeçmek zorunda kalır.
Hele hele tüm İslâm âlemi, Türkiye liderliğinde veya halifeliğinde, yekvücut olup Müslümanca bir dayanışma içinde hareket etseler, hangi şer ülke böyle bir rezalete cür’et edebilir? Böyle bir elbirliği ile teknolojik alanda da hamle üstüne hamleler yapsak, İslâm âlemi “Müttefik İslâm Cumhuriyetleri“ olarak Sanayi ve Teknolojide de Dünyaya hâkim olmaz mıydık?
Yüce Rabbimiz her Müslümana, “Elinizde 91 Gram altından fazlasını bekletmeyin. Yâ ticarette, Eğitimde veya Allah için infakta harcayın!” buyurmuyor mu? Bunca geri kalmışlık varken, komşu ülkeler aç, sefil ve esaretteyken, Dünya bankalarındaki stok milyarlar niye bekletiliyor? İnşirah Sûresi, 7. Âyette; “O hâlde boş kaldığın zaman, hemen (başka bir işe giriş) yorul!” ..buyurmuyor mu? Peki, bu kadar tembellik ve gaflet niye?...
- Fakat, nafile!...
ABD Bunları kukla gibi avucunda oynatıyor. Âdeta mankurtlaştırılmışlar.
Bir Kâbe imamı bile “Allah'a hamd olsun ki, Amerika ile birlikte dünyayı yönetiyoruz” ..diye beyanat verebiliyor ve Hamas ve İhvan'a Beddua edebiliyor. Mescidi Aksa için harekete geçilmesini savunan Prens AbdulAziz, İsrail’in Filistinli Müslümanlara yönelik baskılarını da eleştirdiği için öldürülmedi mi?
Muhammed b. Süleyman El Muheysini 2001 yılında Kâbe imamı iken, Filistin için dua ettikten sonra, İsrail Devletine, Amerika’ya ve bazı Avrupa ülkelerine beddua ettiği için namaz sonrası apar topar tutuklanıp götürülmedi mi?
Bu zât 9 yıl cezaevi hayatından sonra ev hapsi verilerek serbest bırakılmıştır.
Bir arap TV’dan İsrail’i kutsayan bir haber daha:
“Arap dünyasının İsrail ile gerçekleştirdiği ahlâksız flörtleşme devam ediyor. Hemen hemen her gün bir gazetede veya bir televizyon kanalında İsrail güzellemesi yapılırken, dün akşam Kuveytli bir gazeteci skandal sözlerin altına imzasını attı.” (Bkz. htttp://www.dinihaberler.com
- Peki, ben bunları niçin hatırlatıyorum?
Hani “su uyur, düşman uyumaz” atasözü var yâ.
Aynen öyle de; Kudüs’ün komşuları sayılan Arap dostlar böyle uyutulurken, Yahudi lobileri, bir nevi akıl hastası gibi hareket eden TRUMP’a, diğer yandan Kudüs’ü İsrail başkenti ilân ettirebiliyorlar. Şimdi şu aşağıdaki haritaya çok dikkatli bakınız:
O yeşil bölgelerin yöneticileri, biraz uyanık ve feraset sahibi olsalardı, o NOKTA kadar kırmızı yer acaba bu Kudüs’ü başkent isteğini yaptırabilir miydi? Oysa Yüce Rabbimiz bütün Müslümanlara, nasıl davranılması gerektiğini şöyle bildirmişti. Hucurât Sûresi, 10. Âyet: “Mü'minler ancak kardeştirler.”
Enfal Suresi, 73. Âyet: "İnkâr edenler birbirlerinin velileridir (dostlarıdır, yardımcılarıdır). Eğer siz bunu yapmazsanız (birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız), yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk (fesat) olur." Bir başka meâlde şu fitne bölümü şöyle açıklanmış: “..yeryüzünde bir fitne (İslâm zâ'fiyeti) ve büyük bir fesad (küfür hâkimiyeti) olur.”
Şimdi İslâm âleminin başına gelen zâfiyetin, esaretlerin, acziyetin, bir avuç Yahudi’ye karşı zilletin sebebi daha iyi anlaşıldı, değil mi?...
Mazlum veya esaret altında sadece Kudüs değil ki, Kudüs sadece güncel. Diğerlerinden ilk aklıma gelenler; Arakan, Afganistan, Suriye, Irak, Myanmar, Rohingya, Keşmir, vs. …
Şair ne güzel özetlemiş:
Baba! Tut Başımın Üzerine Ellerini, Başım Kanamakta.
Beni Kâfirin Zulmü Değil, Ümmetin Sessizliği Yaralamakta.
Varsın Yüzümden Kan Aksın, Varsın Bedenim Toprağa Bulansın.
Ya Rab, Asırlardır Uyuyan şu Ümmet Artık No’lur Uyansın…
Necm S., 39. Â.: “Ve (yine bildirilmedi mi ki) şübhesiz insan için, (kendi) çalıştığından başkası yoktur!” Dikkat ediniz; ‘Mü’min için’ değil, ‘İNSAN için’ buyruluyor!...
Gayrimüslim insanlar, inançları gereği olmasa da bu âyetin gereğini yerine getiriyorlar. Müslümanlar ise maalesef, yukarıda arz edildiği şekilde gaflet içindeler.
· İşte bu nedenledir ki, koskoca İslâm âlemini bölük-pörçük olmaları nedeniyle, yılan mesabesinde bile olmayan Yahudi lobisi yutabiliyor.
KÂİNAT asla BOŞLUK KABUL ETMEZ, sen gevşek davranırsan, yerini işgal ediverirler…
Yahu, be Müslüman kardeşim! Elimden hiçbir şey gelmiyor deme! Fetih sûresini her gün oku! Hiç olmazsa YAHUDİ MALLARINI BOYKOT ET…! Lütfen…
Üstelik te her Yahudi malının, mutlaka yerli malı alternatifi de pek çok…
