Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK

FETÖ mağdurlarına, bir anahtar soru?

FETÖ nedeniyle mağdur olanlara sorulacak o anahtar soru şöyle:

15 Temmuz Darbe teşebbüsündeki 241 Şehid ailelerinin ve 2797 gâzi ailelerinin mağduriyetlerini de düşünerek cevap veriniz. Acaba sizin ve bütün diğer mağduriyetlerin sorumlusu ve suçlusu sizce KİM?…

FETÖ mü? Devlet mi?…

Eğer bu soruya, her şeye rağmen “Devlet suçlu” hatta “her ikisi de suçlu” diye cevap verirse, o kişi eğer kara cahil değilse, hem bu mağduriyeti, hem de en ağır cezaları hak ediyor demektir. Hatta cahil değilse, “haindir” de denilebilir. Çünkü objektif nazarlarla olaylara ve itiraflara bakıldığı zaman, o hain darbe girişiminin feto tarafından planlandığı ve uygulatıldığı artık açık seçik ve çok net görülüyor.

·        Bakınız ayyuka çıkmış yüzlerce itiraftan sadece bir-iki tanesini arz edeceğim.

[İddianamede yer alan ve Gülen'in iadesi için delil olarak da gösterilen, Kuzgun ve Şapka kod adlı gizli tanıkların ifadelerinde ise şu detaylar öne çıktı:

Aralarında Tuğgeneral Mehmet Partigöç, Tümgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş, Koramiral Ömer Faruk Harmancık ile diğer darbeci subayların da bulunduğu cuntacılar, firari Hava Kuvvetleri İmamı Adil Öksüz ve diğer örgüt imamlarıyla Ankara'da lüks bir villada toplandı. Darbe planı burada yapılırken, Adil Öksüz de her detayı tek tek denetledi. Plan tamamlandıktan sonra Öksüz, Fetullah Gülen'i kastederek, "Bir aksilik olmazsa salı günü büyüğümüzle görüşüp çarşamba veya perşembe döneceğim" dedi. Ardından ABD'ye giden Öksüz, darbe planlarını Gülen'e (video ile) onaylatıp, (izletip) 12 Temmuz Salı günü döndü. Öksüz ve diğer darbeciler de, Genelkurmay Başkanı'nın ikna edilebileceği, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Galip Mendi'nin de FETÖ üyesi olmamasına rağmen darbeyi destekleyebileceği görüşü hâkimdi. O plana göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan İstanbul'da olması halinde, Özel Kuvvetler tarafından bir helikopterle alınıp açık denizde bekleyecek bir gemiye götürülecekti. Başbakan Binali Yıldırım, İçişleri Bakanı Efkan Ala, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Emniyet Genel Müdürü Celalettin Lekesiz, TEM Daire Başkanı Turgut Aslan ve Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç de Akıncılar Üssü'ne götürülecekti. Firari Adil Öksüz darbe toplantısında, öncelikli görevlerinin, halen cezaevlerinde bulunan FETÖ üyelerini çıkartmak olacağını söyledi. Öksüz, darbenin halka rağmen başarılı olamayabileceği görüşü dile getirildiğinde ise "Bu tür olumsuz düşüncelerle şeytanı içimize karıştırmayalım. Bu iş olumlu sonuçlanacaktır" diyerek müdahale etti.] (TV Ana haberler, Yeni akit, Habermektebi vd.) Başka delîle ve ispata gerek var mı?…

Elbette yok, fakat biz yine de devam edelim:

Levent Türkkan (Yarbay): 'Paralel Yapı üyesiyim. Fetullah Gülen cemaatindenim. 1989'da Işıklar Askeri Lisesi sınavlarına girdim. Sınavdan önceki gece soruları getirip verdiler ve liseyi kazandım. Genelkurmay'da emir subaylığı görevine getirildikten sonra, cemaat adına verilen görevleri yerine getirmeye başladım."…

AA muhabiri, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunca, FETÖ'ye yönelik yürütülen soruşturma kapsamında, bir gizli tanığın 25 Kasım 2015'te alınan ifadesinin detaylarına ulaştı. Gizli tanık; toplantıya, yapının üst düzey yöneticileri olan ve FETÖ soruşturma ve davalarında firari olarak aranan Mustafa Özcan, Suat Yıldırım, Mustafa Günay, Mehmet Ali Büyükçelebi, Yakup Kara, İrfan Durmaz (mali heyet başkanı), Şerif Ali Tekalan ile Kimse Yokmu Derneği Genel Müdürü'nün de katıldığını söyledi. Ayrıca 2015 yılı Haziran ayında da İstanbul Ümraniye'de mütevelli heyetinin toplandığını ve başkanlığını yine Mehmet Ali Şengül yaptığını anlattı. Gizli tanık; 30 Mart Yerel Seçimlerinde, AK Parti'nin birçok yerde seçimi kazanması üzerine örgütün yaptığı planları, anlattı. Gizli tanık, örgütün daha önce diyaloğa geçmediği Kürt halkı üzerinden yeni yöntemlere başvurduğunu dile getirerek, şunları aktardı:

"Haziran 2015 seçiminden önce, AK Parti'nin karşısında her bölgede ikinci parti kimse, onun desteklenmesi hususunda alt birimlere talimat verilmesi kararlaştırıldı. HDP'yi, PKK yanlılığı nedeniyle halkın olumsuz karşılayacağı dikkate alınarak, bu durumda da 'Oradaki has daireyi toparlayın, “AK Parti'nin gitmesi için ne yapılabilir?” sorusunu onlara yöneltin. AK Parti'ye; HDP dışında başka kimse zarar veremez. AK Parti'nin de gitmesi gerekir. Bu nedenle AK Parti'ye en yakın HDP'yi desteklemek gerekir. Bu da ‘dîni Mübin’e yapılmış en büyük hizmettir' algısını yerleştirin. Talep sanki onlardan gelmiş gibi olsun, fikri kararlaştırıldı. 'Kürt asıllı iş adamlarını yurt dışına çıkarın, onların bizim sayemizde para kazandıklarını işleyin ve daha çok bu iş adamlarını kullanalım' dediler. 'Her ülke kendi lobisini kullanarak, Recep Tayyip Erdoğan'ın yolsuzluk yaptığı hususunda ALGI oluşturup, ikna edilmesi asıl önceliğimiz olsun.' denildi…”

Ek olarak; F.G.’nin sağ kolu olup, kendisine 20 küsur sene hizmet eden ve içyüzünü öğrendikten sonra yanından ayrılan Latif Erdoğan ve diğer itirafçı kişilerin açıklamaları da çok net ortadadır. Bu açıklamalara göre kendisini “Kâinat İmamı”, “Mehdî”, “Hz. İsa”, hâşâ; “Allah ile konuşan biri”, hatta “Allah Kâinatı Hz. Muhammed SAV hatırına yarattığını, benim hatırıma da devam ettirdiğini söyledi” diyen birine inanmak veya ona itaat etmek, ne ile izah edilebilir? Bu sözler KÜFÜR değil mi? Şayet bu söylenilenler kısmen bile doğru olsaydı, Allah cc onları böylesine perişan eder miydi?…

Yine uzun yıllar FETÖ hareketi içinde FG’nin sağ kolu konumunda bulunduktan sonra, İslâm’a ve ülke menfaatlerine aykırı gelişmeleri görünce, 2013’ten önce ayrılan ve oradaki yanlış gidişatı itiraf eden bir kişiden bir belge daha arz ederek, bu konuyu noktalıyorum:

Gazeteci Yazar Hüseyin Gülerce; ..”FETÖ tabanı, diye bir şey kalmadı. Artık FETÖ holiganları, militanları var. FE'ne yardım ve yataklık eden insanlar var. Onlara artık taban denmez.” Dedi ve acı gerçeği ekledi; “Bir adam 15 Temmuz'dan sonra da hâlâ uyanamıyorsa, bu adam adam değildir, teröristtir.” (Televizyon/ Gazeteler. 23 Ekim 2016 Pazar)

A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK HAKKINDA

A. Raif ÖZTÜRK... 20 Nisan 1950 yılında Tekirdağ Çorlu’da doğan Raif Öztürk, ilkokulu Çatalca’da okudu. O dönemin şartlarına göre eğitimini ve iş yaşantısını birlikte sürdürmeyi hedefleyen A. Raif Öztürk, Meslekî Ortaokulu Paşabahçe’de sürdürerek, Sultanahmet Meslek Lisesi’nde özel olarak Makine Yüksek Teknik Ressamlığa devam etti. Türkiye Şişe ve Cam fabrikalarında 26 sene ‘Robotik ve Tam Otomatik Makineler Üretim Hattı Makine Teknisyenliği’ & Fabrika Vardiya amirliği yaptı. ‘Özel Araştırma, Geliştirme ve Eğitmen’ (ARGE) görevlisi olarak 1980’de İngiltere’ye, 1986 yılında da Japonya’ya giden yazarımız, dönüşünde de Meslek Lisesi mezunlarına, (Üretim makinaları, Kalite çemberleri ve beyin fırtınası teknikleri hakkında) iş programlamaları, eğitmenlik, rehberlik ve liderlik dersleri verdi. 1990 yılında Türkiye Şişe Cam Fabrikalarından kendi isteğiyle emekli olan A. Raif Öztürk, Öz Emek Spor Ltd. Şt. Mağazalarını açarak, hâlen işletmeye devam etmektedir. 1990’lı yıllarda bir yıl Diksiyon, bir yıl Osmanlıca, iki yıl da Arapça eğitim alan Öztürk, Halen (1962’den beri) Beykoz, Kavacık’ta ikamet etmektedir. Hiç Kur’ân bilmeyen 30-40 kişiye; aynı anda ve 10 Saatte Kur’ân öğretme uzmanı olan yazarımız, 2014 yılında Sakarya Üniversitesinden “Eğitimciye Eğitim” adıyla eğitim aldıktan sonra, “DEĞERLER EĞİTİMİ UZMANI” sertifikası kazanarak, Beykoz Milli Eğitim Müdürlüğünde ve ülkenin çeşitli illerinde 6 yıldan beri konferanslar ve görsel seminerler vermektedir. Yazarımızın, 2002 yılından bu yana; ‘Fikir Bahçesinden BİR DEMET’, “Derdim bana DERMAN imiş”, ‘Biyoenerji ve Kozmik Bilimin ışığında ŞİFA OLAYI’ adlı Belgesel, tevhid ve tefekkür içerikli kitapları yayınlandı. Sn. Öztürk Ulusal ve Uluslararası Sempozyumlarda, 2015’te Kastamonu Üniversitesinde ve 2018’de Ukrayna Üniversitesindeki sunumlarda kürsü almış olup, hâlen köşe yazılarına ve Kitap çalışmalarına devam etmektedir. 2006 Yılından beri “Dost Beykoz Ailesi” mensubudur…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER