Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK

Faizin bu kadar önemli olduğunu bilmiyordum

İlim; öylesine geniş ve sınırsız ki, gençlik yıllarımdan beri ilimle meşgul olmaya çalıştığım halde, birçok önemli konuları yeni yeni öğrendiğim de oluyor.

 

 Aşağıdaki konu da işte bunlardan birisidir.

Kitaplarımda da köşe yazılarımda da Yüce Rabbimizin Gâfûr, Rahîm, Afüv Esmaları ve sıfatlarından dolayı, çok af edici olduğunu defalarca yazmışımdır. Hatta bazı kullarını sadece af etmekle bırakmayıp, geçmişte işlediği günahlarını, sevaba çevirdiği halde, faizle meşgûl olanların, tövbe etmeleri halinde bile, bundan müstesna bırakılmış olduğunu ben maalesef yeni öğrendim.

Her iki âyeti de arz ediyorum ki, hiçbir tereddüdünüz kalmasın:

İşte; (Furkan S., 69. Âyet özeti: Önceden gayrimüslim olup, kâtil ve zânî olsa da,) Ancak, tövbe edip iman edenler, güzel ve makbul işler işleyenler bundan (ebedî ve kat kat azaptan) müstesnâdır. Allah onların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Çünkü Allah gafûrdur, rahîmdir, çok affedicidir, pek merhametlidir.” (Furkan, 70)

Bakara S. Âyet 275.: “Bundan böyle her kim, Rabbinden kendisine gelen bir öğüt üzerine faizciliği bırakıp son verirse, geçmişte yaptıkları kendisine ve (af veya ceza) hakkındaki hüküm de Allah'a kalmıştır.” Bakınız, yukarıdaki af ve iyiliğe çevirme hükmü burada yok! Böylesine bağışlamayı, mağfireti ve Af etmeyi seven Yüce Rabbimiz, acaba faizcileri niçin bu lütuftan mahrum bırakıyor?..

Bu sorunun cevabını da, en yetkili kaynak olan, yine Kur’an’dan öğreniyoruz:

Bakara Suresi, 278. 279. ayetler: Ey iman edenler, Allah'tan sakının ve eğer inanmışsanız, faizden olan alacakları bırakın (almayın.). Şayet böyle yapmazsanız, Allah'a ve Resulüne karşı SAVAŞ AÇTIĞINIZI bilin…

Görüldüğü gibi FAİZ konusunda; hem “Allah'a ve Resulüne karşı SAVAŞ AÇMAK” gibi çok ciddi bir günah içlenmiş olunuyor, hem çok ciddi bir sosyal yara olması sebebiyle Allah cc ve Rasûlü tarafından çok önem verildiği vurgulanıyor. Hem de malımızın artacağını zannettiğimiz Fâiz yerine, malımızı gerçekten arttıranın ZEKÂT olduğu bildiriliyor.

  • Faiz, nasıl bir sosyal yaradır?

CEVAP: Asrımız medeniyetinin inatla savunduğu ve kurumsallaştırdığı haramlardan birisi de faizdir. Faiz, asla üreterek kazanma aracı değildir. Sinsi bir şekilde alt sınıftan çalma, gasp ve kul hakkı yeme mekanizmasıdır. Bu nedenledir ki faiz, Kur’an’ın şiddetli yasaklarından biridir. Birçok ekonomik problemin altında da faiz vardır.

Asrımızın Bedîsi; Birçok sosyal problemlerin başında “Ben tok olayım; başkası açlıktan ölse bana ne!” ve “Sen çalış, ben yiyeyim” düşüncesinin olduğunu ifade etmektedir. Ona göre birinci düşünceyi ortadan kaldıracak olan unsur zekâtın farz olması, ikinci düşünceyi ortadan kaldıracak olan unsur da faizin haram kılınmasıdır.

Zekât; insanlar arasında yardımlaşmayı ve muhabbeti arttırır, faizin yasaklaması da zenginlerin, ihtiyaç sahiplerini sömürmesini engeller. Fâizcilik, çalışmaya azmi-şevki kırar, tembelliğe atar. Böylece Müslüman, fâiz günahının dünyevî bedelini de mutlaka öder.

Kur’ân parayı toplayıp biriktirmeyi yasaklamış, işi, istihdamı, üretimi ve emeği emretmişken, medeniyet ise bankaları para toplama merkezleri olarak kurmuş ve işi ve emeği değil, paranın durduğu yerde para doğurduğu, zengini çok zengin, fakiri çok fakir den eden bir sömürü düzeni olan faizi teşvik etmiştir. Kur’ân; toplum fertlerini barıştırmış, medeniyet ise birbirilerine düşman kılmıştır.

ABD Merkez Bankası (FED) bile, Covid-19 salgınının ekonomideki etkisi geçene kadar faiz oranlarının "sıfır" düzeyinde tutulacağı sinyalini verdi. Zira gelişmiş ülkelerin çoğunda, nominal faiz sıfıra en yakın düzeyde seyrediyor. Örnek ülke Japonya’da faiz olanı SIFIR hükmünde (0,07) dir. Enflasyon ise otomatikman YOK gibi, yani 0,3’tür. (Dünya.com.)

  • Bediüzzaman Hz.’nin teklifi nettir:

Âyet-i Kur’âniye, âlem kapısında durup, Kavga kapısını kapamak için faize “Yasaktır!” der. “İnsan barış isterse, hayatını severse, zekâtı vaz’ etmeli, faizi kaldırmalı.” (Sözler.)

Bütün bunlara rağmen fâize devam edenlerin, yine Bakara 275. Âyetin ilk yarısında bildirildiği gibi; “Faiz yiyenler, şeytan çarpmış kimsenin kalkışı gibi kabirlerinden kalkarlar. Bu, onların “Alışveriş de faiz gibidir” demeleri yüzündendir. Oysa Allah alışverişi helâl, faizi haram kılmıştır…”

Rum Suresi, 39. ayet: İnsanların mallarından artsın diye, verdiğiniz faiz Allah Katında artmaz. Ama Allah'ın yüzünü (rızasını) isteyerek verdiğiniz zekât ise, işte (sevaplarını ve gelirlerini) kat kat arttıranlar onlardır.

Rasûlullah Sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz de ümmetini şöyle îkaz buyurmuşlardır: “Kim malını fâiz yoluyla artırırsa, onun âkıbeti mutlakâ malının azalarak iflâsa (fakirliğe) sürüklenmesidir.” (Bkz.: İbn-i Mâce, Ticârât, 58; Hâkim, IV, 353/7892; Beyhakî)

“Miraç gecesi, bir kısım insanlara uğradım ki, karınları evler gibi iri idi. Karınlarının içi yılanlarla doluydu ve bunlar dışardan görünüyordu. Ben: «Ey Cibrîl bunlar kimlerdir?» diye sordum. «Bunlar faiz yiyenlerdir!» cevabını verdi.” (İbn-i Mâce, Ticârât, 58)

Her şeye rağmen hepimiz kesinlikle Âhiret yolcularıyız. Er veya geç kabir hayatına başlayacağımız gibi, Haşir, Kıyamet, Sırat ve Mahkeme-i Kübra’da hesaba çekileceğiz. Yüce Rabbimizin afvına ve mağfiretimize çok muhtacız.

Bu nedenle; bu yazıyı okuduğumuza göre, şükürler olsun ki henüz hayattayız ve sınavımız devam ediyor. Cân-u gönülden ve kararlılıkla tövbe ve istiğfardan başka çaremiz yok…

Israrlı tövbelerimizle de Bakara S. Âyet 275.’deki ..(af veya ceza hakkında) hüküm de Allah'a kalmıştır” ..tehlikesini, Yüce Rabbimizin affıyla neticelendirebiliriz, inşâAllah…

 

 

A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK HAKKINDA

A. Raif ÖZTÜRK... 20 Nisan 1950 yılında Tekirdağ Çorlu’da doğan Raif Öztürk, ilkokulu Çatalca’da okudu. O dönemin şartlarına göre eğitimini ve iş yaşantısını birlikte sürdürmeyi hedefleyen A. Raif Öztürk, Meslekî Ortaokulu Paşabahçe’de sürdürerek, Sultanahmet Meslek Lisesi’nde özel olarak Makine Yüksek Teknik Ressamlığa devam etti. Türkiye Şişe ve Cam fabrikalarında 26 sene ‘Robotik ve Tam Otomatik Makineler Üretim Hattı Makine Teknisyenliği’ & Fabrika Vardiya amirliği yaptı. ‘Özel Araştırma, Geliştirme ve Eğitmen’ (ARGE) görevlisi olarak 1980’de İngiltere’ye, 1986 yılında da Japonya’ya giden yazarımız, dönüşünde de Meslek Lisesi mezunlarına, (Üretim makinaları, Kalite çemberleri ve beyin fırtınası teknikleri hakkında) iş programlamaları, eğitmenlik, rehberlik ve liderlik dersleri verdi. 1990 yılında Türkiye Şişe Cam Fabrikalarından kendi isteğiyle emekli olan A. Raif Öztürk, Öz Emek Spor Ltd. Şt. Mağazalarını açarak, hâlen işletmeye devam etmektedir. 1990’lı yıllarda bir yıl Diksiyon, bir yıl Osmanlıca, iki yıl da Arapça eğitim alan Öztürk, Halen (1962’den beri) Beykoz, Kavacık’ta ikamet etmektedir. Hiç Kur’ân bilmeyen 30-40 kişiye; aynı anda ve 10 Saatte Kur’ân öğretme uzmanı olan yazarımız, 2014 yılında Sakarya Üniversitesinden “Eğitimciye Eğitim” adıyla eğitim aldıktan sonra, “DEĞERLER EĞİTİMİ UZMANI” sertifikası kazanarak, Beykoz Milli Eğitim Müdürlüğünde ve ülkenin çeşitli illerinde 6 yıldan beri konferanslar ve görsel seminerler vermektedir. Yazarımızın, 2002 yılından bu yana; ‘Fikir Bahçesinden BİR DEMET’, “Derdim bana DERMAN imiş”, ‘Biyoenerji ve Kozmik Bilimin ışığında ŞİFA OLAYI’ adlı Belgesel, tevhid ve tefekkür içerikli kitapları yayınlandı. Sn. Öztürk Ulusal ve Uluslararası Sempozyumlarda, 2015’te Kastamonu Üniversitesinde ve 2018’de Ukrayna Üniversitesindeki sunumlarda kürsü almış olup, hâlen köşe yazılarına ve Kitap çalışmalarına devam etmektedir. 2006 Yılından beri “Dost Beykoz Ailesi” mensubudur…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER