Sinan KAVRAKOĞLU
  • 10/01/2017 Son günceleme: 10/01/2017 22:48
  • 6.247

Millet olarak ne zaman kendi içimizden birini çıkarıp baş tacı ettiysek, onun önünü kesmek için her şeyi yaptılar.

Ya astılar, ya zehirlediler, ya da helikopterini kahpece düşürüp şehit ettiler. Vatandaş, Tayyip Erdoğan’ı vermemekte kararlı ve haklı!O yüzden ölümüne savunuyor. O yüzden 15 Temmuz’da olduğu gibi; çağırıldığı anda mücadelenin ortasına dalıyor, süs havuzlarında abdest alıp şehadete koşuyor. O yüzden sıradan bir güvenlik polisi dahi olsa, son kurşununa kadar adeta yürüyen birer cephanelik olan teröristleri darmadağın ediyor. İşte onun için yüce Allah bu vefa ve sadakati mangal gibi yüreklerle ödüllendirip, şehadetle taçlandırıyor.

Milletin Kur’an aşkını tahrip etmek için ezanları yasakladılar, ibadeti Türkçe’nin dar kalıplarına hapsetmeye çalıştılar. Yetmedi manevi değerlerimizi, aile yaşantımızı ve ananelerimizin dibini dinamitlemek için, kurban keserek genelevler açtılar. Yetmedi, birayı milli içecek yapıp neredeyse beşikteki bebelere bile bira içirdiler. O da yetmedi,sadece İstanbul’da üç eroin fabrikası kurup gelecek kuşakları eroin bağımlısı yaptılar!

Kısaca milleti kendi değerlerinden uzaklaştırmak için azdıkça azdılar! Yetmedi, kendi aşağılık, ucuz ve kokuşmuş değerlerini bizlere dayattılar. Seksenlerin başına kadar merkezinde uyuşturucu ve cinsellik olan batının o iğrenç Flower-Power akımını bizlere cilalayıp sundular.

Darbelerle, işkencelerle, postallarla, coplarla bizleri sindirmeye çalıştılar!Bırakın milleti, aileleri bile sağcı-solcu diye ikiye böldüler! Kardeşi kardeşe, babayı oğula düşman ettiler. Sonra da 15, 16 yaşında çocukların yaşlarını mahkeme kararıyla önce büyütüp sonra idam ettiler.

Kimi zaman enflasyonla, hayat pahalılığıyla terbiye etmeye çalıştılar! Bazen kazandıklarımızı ve alın terimizi faizlerle, devalüasyonlarla, hortumlarla baronlara peşkeş çektiler. Bütün bunlar yetmezmiş gibi akaryakıt, ekmek, gaz yağı, tüp gaz kuyruklarında bizleri sefaletten sefalete düşürdüler. Hasta olduk, hastanelerde rehin kaldık.

İlaç almak için gece yarısından sonra kuyruklara girdik ve çoğumuz o kuyruklarda öldük gittik.

Tüm bunlar yetmezmiş gibi ikna odaları kurup gencecik kızlarımızı Allah’ın emrinden koparmaya çalıştılar. Copladılar, saçlarını zorla açtılar, okullarını, kariyerlerini, gelecek hayallerini ellerinden aldılar, vaz geçmek zorunda bıraktılar. Zira dünya üzerindeki hiç bir şey Allah’ın bir emrinden daha kıymetli olamazdı!

Onlarca yıl bu aziz milleti kendi topraklarından, kendi öz değerlerinden, inançlarından ayırmaya, koparmaya çalıştılar. Kurtuluş savaşında, Çanakkale’de, Sarıkamış’ta biner biner, yüz biner yüz biner ölen bize, öz vatanımızda adeta parya hayatı yaşattılar.

Bu aziz millet asla pes etmedi, asla mücadeleden vazgeçmedi. Başörtüsünün namusunu, Allah ve Rasulü’nün (sav) emanetini yere düşürmedi!

Hani Anayasa Referandumu süreci başladı ya…

Kafanızda soru işaretleri varsa, bu yazıyı bir daha okuyun derim…

Selametle…

Yazarın Yazıları