Çetin ÜNLÜ
  • 31/01/2017 Son günceleme: 31/01/2017 17:56
  • 12.931

Hatırlarsanız, yıllar önce bir televizyon kanalın da yayınlanan bir eğlence programında, yarışmacılar evet veya hayır demeksizin, sorulara mantıklı cevap vererek 2 dakikayı doldurabilirler ise yarışmayı kazanıyorlardı…

Şu anki gündemimiz ise yarışmanın tam tersine, toplum olarak oy verme yetkisine sahip bireyler olarak, evet yâda hayır demek için sandığa gideceğiz.

Evet dersek bazı maddeleri değişen anayasa ve başkanlık sistemi ile yönetileceğiz. Hayır dersek şayet mevcut parlamenter sistem devam edecek.

Ülkemizin şu anki durumuna vatandaş gözü ile bakacak olursak durum vahim. Enflasyon canavarı işverenlerin, çalışanların, emeklinin belini büküyor.  Dolar ve Euro'nun TL karşısında artışı yetmezmiş gibi akaryakıttan sonra ödediğimiz vergilere, köprülere otoyollara, sağlık muayenelerine, ilaca, elektriğe zam üstüne zam geldiğinden vatandaşın ana derdi geçim sıkıntısı. İşçi-Memur-Emekli yeni yılda alacağı maaşlarına verilecek zammın şimdiden fazlasıyla eriyip yok olduğunun farkında.

PKK / IŞID/ PYD/ FETÖ terörü ülkemizin üzerine karabulut gibi çökmüş, dağılmaya da niyetleri yok gibi. Şehit veya Gazi olan Polis ve Askerlerimiz, her kesimin vicdanlarını sızlatıyor. Ülkemizi orta doğuda yalnız bırakan ABD ve AB ülkeleri bizi maşa gibi kullanma gayretindeler.

Ülkemiz ve vatandaşlarımız bu durumdayken, Türkiye Büyük Millet Meclisi Parlamentosunda anayasa ve başkanlık sistemi tartışmaları, hiçte tasvip edilmeyen, medeni insanlara yakışmayan kavgalarla sonuçlanarak, muhtemelen Nisan ayı içerisinde referandum adı altında sandığa gidilecek. İktidar olan AK Parti "EVET", Muhalefet Partisi CHP "HAYIR" diye direttiği bu tartışma ortamında diğer muhalefet partisi MHP'de de yönetim ve taban farklı düşüncelere sahip gibi görülüyor.

Dolayısıyla referandumda "EVET" çıkarsa AK Parti'ye göre her şeyin daha da güzel olacağı savunulurken, CHP'ye göre de diktatörlüğün resmiyete kazandırılmış fikri öne çıkacak…

Biz referanduma gitmeden önce aşağıda atfedilen soruları kendimizle ve yakın çevremizle istişare ederek, evet çilere ve hayırcılara bir yöneltelim bakalım;

Şu an gayri resmi olarak sürdürülen başkanlık durumu, resmiyet kazandığı takdirde, 15 yıldır yapılamayan neler yapılacak?

Ülkemizin bozulan ekonomisi, ticaretimi düzelecek?

Sanayici düştüğü dar boğazdan mı kurtulacak?

İşçi, memur, emekli hak ettiği maaşımı alacak?

Emeklilikte yaşa takılan insanlarımızın, haksızlığa uğradıkları çok aşikârken, onlara geçmiş hakları teslim edilerek, mağduriyetleri mi giderilecek? (yaklaşık 4 milyon seçmen / oy)

2 yıl milletvekilliği yaparak, tüyü bitmedik yetimlerin hakkı gasp edilerek, emeklilik hakkı getirilen vekillerin emeklilik yaşlarında tekrardan bir düzenleme mi yapılacak?

Senden, benden olmayanlar (ayrıştırılanlarda) iş bulabilecekler mi?

Terör son bulup, ülkemizde barış rüzgârlarımı esecek?

Döviz, altın fiyatları düşecek, zamlar duracak mı?

Çocuk tacizleri, kadın cinayetleri bitecek mi?

Halkımızın %80’in istediği idam yasası mı çıkacak?

Hukukun herkese eşit olduğu, daha demokratik bir ülkemiz mi olacak?

Yabancılara satılan limanlar, madenler, fabrikalar gerimi alınacak?

Bu süreçten sonra, camiaya yakın iş adamları, holding sahipleri, yeşil alanları yani ormanlarımızı mı talan edemeyecekler?

Eğitim, sağlık, ulaşım hizmetleri, Suriyeli mültecilerde bedava olduğu gibi T.C. vatandaşına da bedava/beleş olacak mı?

Mültecilere, KPSS imtihanına girmeden, kamu da istihdam sağlamak amacıyla görevlendirmeler yapılırken, benim kendi vatandaşım da kendi vergisini ödediği, gerektiğinde hiç şüphesiz vatanı uğruna kanını döktüğü ülkesinde, aynı haklara sahip olacak mı?

Dolayısıyla yukarıda belirttiğim, anekdot ve soruların karşılığı vatandaşımıza pozitif yönden yansıması adına rabbim hakkımız da en iyisini lütfeylesin…

Kalın sağlıcakla

Yazarın Yazıları