Kader GÜR
  • 01/01/1970 Son günceleme: 26/08/2010 00:11
  • 15.947

Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal , kendisini, “Ergenekon’un avukatı” olarak ilan etmişti. Oysa Sayın Baykal’ın hazin sonunu hazırlayan da Ergenekon oldu.

Yeni CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise daha genel başkan olmadan bu işe soyunmuştu zaten. Kılıçdaroğlu, bölücü terör örgütüne ait bir televizyonda, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e hakaret eden; terörist başı Öcalan’a övgüler yağdıran; PKK’nın sözde bayrakları altında, terörist başının Atatürk’e yönelik hakaretlerini, “Evet, evet!..” diye onaylayan; sık sık Suriye’deki Beka Vadisi’nde, terör örgütünün sözde eğitim kamplarına gidip “Kardeşim”dediği terörist başıyla sarmaş dolaş pozlar veren; terör örgütünün düzenlediği mitinglerde yine Türkiye’yi bölme hayalleri kuranları cesaretlendirecek konuşmalara imza atarak, “Selam Kürdistan dağlarındaki kardeşlerime, selam kardeşime!..” diyen Yalçın Küçük’ü, Ergenekon Davası’ndan tutuklandığında şu sözlerle savunmuştu: “Kimse Sayın Yalçın Küçük’ün haklı bir gerekçe ile tutuklandığını bize izah edemez…”

Ayrıca Kılıçdaroğlu, İstanbul’da belediye başkan adayıyken, yöneticileri Ergenekon Davası’ndan tutuklu, İşçi Partisi’nin yayın organı, Ulusal Kanal’ın Dayanışma Gecesi Programı’na da katılmıştı. Kanala desteklerini belirtmiş ve İşçi Partililere, “Aslında gönlümüz, düşüncemiz bir!.. Tek başına bir kişinin, bir partinin çalışması yetmiyor, hepimizin el birliği yapması gerekiyor!..” demişti. Ulusal Kanal yöneticileri, terörist başıyla verdikleri samimi pozlarla tanınıyor. Sağlık sebebiyle tahliye edilen Ergenekon Davası’nın tutuksuz sanığı İşçi Partisi’nin Genel Başkan Yardımcısı ve Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Ferit İlsever, PKK kamplarında, terörist başıyla yan yana görüntülenmişti.İşçi Partisi Doğu Perinçek’in terörist başıyla samimi fotoğraflarında, Ulusal Kanal İzmir Temsilcisi Hayati Özcan da vardı.

İşte, tam da Anıtkabir’de, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kemikleri sızlatacak bir durum… Atatürk’ün partisi, kendisine hakaret eden insanların avukatlığını yapan insanların eline geçmiş. Her şey ayan beyan ortada. Ama nedense, her zaman Atatürkçü olduklarını ve onu çok sevdiklerini söyleyen hiç kimse yok ortada… Çıt çıkmıyor ağızlarından…

Nerede Cumhuriyet’i sevenler?.. Ülkemizi parçalamaya azmetmiş güç odaklarına, “Aslında gönlümüz, düşüncemiz bir!..” diyen insana niçin tepki göstermiyorsunuz?

Evet,buradan, bu ülkeyi ve Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk’ü seven herkese sesleniyorum. Lütfen tepkinizi koyun. Atatürk’ün bin bir çile ile kurduğu güzel ülkemizi parçalamaya azmetmiş ve on binlerce askerimiz şehit etmiş terör örgütünün yandaşlarının yanında, ülkesini seven bir vatandaş yer alabilir mi? Bu gerçekten akıl işi mi? Atatürk’e hakaret edip tutuklanan biri için “haklı bir gerekçe” isteyen bir adamdan ne beklersiniz? Bundan daha haklı bir gerekçe mi olur? Bu kişinin Atatürk’ün partisinin başında ne işi var?

Diğer yandan, referandum öncesi, bir Kürt-Türk çatışması tezgâhlanıyor. Hatay’ın Dörtyol ilçesindeki olaylar oldukça ilginç. Jandarma raporuna göre 4 polisin şehit edilmesinde kullanılan aracın sahibi MHP'li meclis üyesi Bestami Kılıç…

Referandumda CHP , MHP , BDP(dolayısıyla terör örgütü) aynı safta… Görünüşte bu partilerin mayası birbirine tamamen zıt… Nasıl aynı teknede hamur olup yoğruluyorlar anlamak oldukça güç… Ama Dörtyol’daki olaylardan pis kokular geliyor. MHP , BDP, istihbaratçılar ile bir uzman çavuş işin içinde…

Referanduma kadar bu olaylar devam edecek gibi.

Türkiye’de, köklü partiler, giderek itibar kaybediyor. Çünkü kimin eli kimin cebinde belli değil. Her şey yılan hikâyesi gibi.

Ülkenin kurum ve kuruluşlarına ciddi şekilde sızılmış. Temizlemek oldukça zor. İstedikleri atı oynatıyorlar. Buna CHP ve MHP de dâhil. Çünkü bu partilerin gerçek ruhları bu değil. Ergenekon’un avukatlığını yapıyorlar.

Oysa her Ergenekon avukatının sonu hazin bitiyor. Bu onlar için kaçınılmaz bir son. Deniz Baykal, Tuncay Özkan ve Mustafa Balbay gibi… Şu an avukatlık yapanların da bunlardan farkı olmayacak… Onun için önümüzdeki referandumda ilk Ergenekon avukatları evet demeli. Nasıl olsa bir gün kaçınılmaz hazin sonları olacak. Anayasa değişiklikleri ise ilk olarak Ergenekoncuların sonunu hazırlayacak.

Yani aslında referandumda iki taraf var: Birincisi, ülkesini ve millî değerlerin seven “Evetçiler”; ikincisi, ülkeyi bölmek isteyen Ergenekoncular ve onların maşaları ya da yandaşları olan“Hayırcılar”. Bunun ötesi yok.

İşte tüm bu portrelere bakarak, sağduyulu Türk halkının, referandumda, ezici bir çoğunlukla “Evet”çıkaracağına inanıyoruz. O zaman ak ile kara daha da belirgin olarak ortaya çıkacaktır.

Yazarın Yazıları