Erdal Öztürk ile Beykoz'da nostalji yolculuğu son bölüm

  • 0
  • 10733
Erdal Öztürk ile Beykoz'da nostalji yolculuğu son bölüm
Erdal Öztürk ile Beykoz'da nostalji yolculuğu son bölüm
Erdal Öztürk ile Beykoz'da nostalji yolculuğu son bölüm
Erdal Öztürk ile Beykoz'da nostalji yolculuğu son bölüm
Erdal Öztürk ile Beykoz'da nostalji yolculuğu son bölüm
Erdal Öztürk ile Beykoz'da nostalji yolculuğu son bölüm
Erdal Öztürk ile Beykoz'da nostalji yolculuğu son bölüm

Dost Beykoz Yazarı Erdal Öztürk, Beykoz’un kısa süreli siyasi tarihini kaleme aldığı yazı dizisinin son bölümünde yine önemli isimleri anlattı.

Beykoz siyasetinde adından söz ettirmiş kişilere yönelik yaşadıklarını anlatan Erdal Öztürk, “Çalıştığım Başkanlar” başlıklı belgesel yazı dizisinin son bölümünde, Yücel Çelikbilek, Selahattin Öztürk, Yunus Çapoğlu, Yüksel Baki ve Zeki Aksu gibi isimlerle yaşadıklarını kaleme aldı.

Beykoz Belediyesi eski Başkanı Yücel Çelikbilek

Yücel Çelikbilek’le tanışıklığımız çok eskilere dayanır. 1994-1999 yılları arasında Refah Partisinden Beykoz Belediye Başkanlığı yapmıştı. 1999’da kıl payı seçimi kaybetti. 10 yıl Büyükşehir Belediye Başkanlığında danışmanlık görevi yaptı.

AK Parti’nin kuruluş çalışmalarının içinde oldu. Benim asıl Çelikbilek ile sohbetli sıcak temasım bir akşam Beykozspor gecesinde gerçekleşti. Ben o zamanlar Beykoz Haber Gazetesinde Yayın Koordinatörlüğü yapıyordum. Aynı zamanda CHP Beykoz İlçe Sekreterliği görevini sürdürüyordum. Yine bugünlerdeki gibi bir koltukta çifter çifter karpuzları sığdırıyordum.

Yemekli gecede yerimden kalktım Çelikbilek’in masasına gittim. ‘Beykoz Haber Gazetesi’ni takip ediyor musun?’ diye sordum. ‘Tiryakisiyim’ dedi. ‘Benim yaptığım röportajları nasıl buluyorsun?’ dedim. ‘Keyifle okuyorum’ dedi. ‘Var mısın bu sayı sizi konuk alalım.’ teklifinde bulununca ‘Memnuniyetle olur’ dedi. ‘Yalnız bir hatırlatma yapayım ben aynı zamanda CHP ilçe sekreteriyim bilgin olsun’ dediğimde, ‘problem yok alışığım’ diye cevapladı.

 

Gülüştük, randevulaştık. O zamanlar Paşabahçe İskele Caddesinde internet kafe vardı. Gittiğimde henüz gelmemişti. Küçük küçük çocuklar ve gençler odaya girip çıkıyordu. Hepsi birer minyatür Çelikbilek gibiydi. Meğer hepsi de çocukları imiş. Sonra kendisi geldi.

Ben sordum o cevapladı. O söyledi ben yazdım. O gün aldığım cep telefon numarası bugün dahi hiç değişmeyerek telefonumda kayıtlı duruyor. Birden fazla telefon numarası kullanan, telefon numarasını basına verip de sonra telefona hiç kimsenin çıkmamasını yaşatanlara kapak olsun. Yücel Çelikbilek ile o kadar çok anı ve yaşananlar var ki kendi içinde ayrı kitap olur. Bu yazı dizimizde Yücel Çelikbilek bölümü bir nevi özet olmuş olacak.

Biz CHP olarak 2009 seçimlerine çok iyi hazırlanmıştık. Adayımız Alaattin Köseler 2004’teki gibi hatalar da yapmıyordu. Seçimi alacağımız aday CHP örgütünün içinden yapılmıştı. Lakin AK Parti bütün hesaplarımızı bozdu. Muharrem Ergül’ü aday göstermedi. Bu ilk kez oluyordu. Bir belediye başkanı aday gösterilmiyordu. Muharrem Ergül’e karşı seçimi çok rahat kazanırdık. Olsun mevcut aday adaylarına da kim olursa olsun yine kazanırdık. Fakat AK Parti aday adaylarından hiç kimseyi aday göstermedi. Yücel Çelikbilek karşımıza aday çıkarıldı. Ancak seçimi elimizden o alabilirdi ve aldı da. Kıl payı da olsa ipi göğüslemişti. Hem Sarıyer, hem Beykoz, CHP’nin olacaktı fakat Çelikbilek oyunu bozdu. Sarıyer CHP’ye geçti Beykoz AK Parti’de kaldı.

Yücel Çelikbilek 10 yıl sonra ikinci kez belediye başkanlığı koltuğuna oturuyordu. Ben de ikinci kez Meclis Üyesi seçilerek 13 arkadaşımızla meclise giriyorduk. Çelikbilek ile evveliyatımız vardı ama siyaset böyle bir şey mecliste zaman zaman karşı karşıya geliyor, sert tartışmalarımız oluyordu. Tam yavaş yavaş seçim atmosferinden çıkıp normalleşiyorduk ki türban krizi patladı.

AK Parti’nin Neslihan adında bir bayan Meclis Üyesi vardı. Meclise başı açık girdi, mecliste kapanarak tesettüre girdi. CHP meclis üyeleri, meclis kamusal alandır diyordu ve meclisi çoğu kez terk ederek boykot ediyorduk. AK Parti grubu da türban milli davamız dercesine tavizsiz davranıyordu. Hatta meclise girerken Neslihan Hanım’ın etrafında iri yapılı meclis üyeleri koruma kalkanı gibi çembere alıyorlardı. Sanki bizler türbanlıyı dövecekmişiz. Çok komik oluyorlardı. Bu kriz biraz uzun sürdü. Birincisi Neslihan Hanım’ın dini inancından dolayı tesettüre girdiğine inanmıyorduk, çünkü araştırmıştık onu (şimdi geldiğimiz noktada yanılmadığımızı daha iyi anlıyoruz.) Yücel ağabeyin hassasiyetini kullanıyordu.

İlçe başkanımız Ayten Hanım da bizi kamusal alan konusunda diri tutuyordu. O aralar ilçe başkanımız değişti. İsmet Konca İlçe Başkanı oldu. Türban krizi de çözülmüş oldu. Bir müddet sonra da Neslihan Hanım meclis üyeliğinden istifa ederek gitti.

Meclis, Beykoz’un sorunlarına geri dönmüştü. O yıllarda Beykoz’un en büyük problemi mülkiyetti. Bugünkü gibi imar safhasına gelmemiştik. Başkan Çelikbilek, Beykoz’da bulunan Büyükşehir’e ait taşınmazları takas yoluyla belediyemize devrini gerçekleştirdi.

Başkan Çelikbilek’e bu taşınmazları ne yapacaksın diye sorduğumda üzerindekileri makul bir fiyata satıp tapularını vereceğim demişti. Bu özellikle Çiğdem ve Çubuklu Mahallelerinde önemli bir rahatlatma yapacaktı. Buna hayır demek mümkün müydü? CHP grubu olarak bu çalışmalara mecliste hep ‘evet’ dedik. Hep destek verdik. Doğrusunu yapıyorduk. Ta ki tapulandırma çalışmaları tamamlanıp vatandaşa verilene kadar. O arada CHP’de çok gelenek olan sık sık ilçe başkanı değişimi ile Hızır Yılmaz göreve gelmişti. Bana göre rahmetli Hızır Yılmaz’ın bir hatası da, ‘bu tapuları almayın şerh var, sahtelik var, eksiklik var’ demesiydi. Milletin kafası bulandı. CHP meclisinin bütün çalışmaları da arada telef olmuştu. Vatandaş her şeye rağmen geldi, parasını yatırdı, tapusunu aldı ve kazandı. Sağduyulu davranmayan tahminim 50-100 kişi tapusunu almadı. Bugün çok mağdur durumdalar.

Sonrasında bana gelenler çok oldu ama yapacak bir şey yoktu. Bugün durumları da ne olacak bilmiyorum.

Yücel ağabey kararlıydı. Mülkiyet sorununu çözmek istiyordu 2B yasası TBMM’den geçmişti. Üstelik bu sefer TBMM’de CHP de olumlu oy kullanmıştı. Sıkıntı sadece rayiç bedellerindeydi. Bilenler bilir Yücel Başkan o aralar Ankara yollarını sık sık arşınlıyordu. Çünkü Milli Emlak’ın ortaya koyduğu rakamlar yenilir yutulur cinsten değildi. Tabi o günler çabuk unutuluyor. Önce 4 mahalle sonra 9 mahalle daha sonra Beykoz’un tamamı Özel Proje Alanı (ÖPA) çerçevesinde 2B arazileri Beykoz Belediyesine devir yapıldı. Bu devirden sonra fiyatlar yeniden belirlendi.

Ben bir Allah’ın kulundan duymadım param yetişmedi tapumu alamadım diye. Herkes tapusunu aldı, trilyonlar Beykoz’da kaldı. Biz bunların heyecanını Beykoz Belediye Meclisinde yaşamış insanlarız. Benim siyasete girmemin en büyük nedenlerinden birisi de mülkiyet sıkıntılarının çözümü için çalışmaların içinde bulunmaktı. Keşke bu çalışmaları CHP çatısı içinde çözseydik. Maalesef olmadı. Yücel Çelikbilek başkanla yakınlaşmamın en önemli nedenlerinden birisi de budur. Ön görünüm hariç Beykoz’un mülkiyet sıkıntısı çözülmüştür.

Ön görünümle ilgili tapu çalışmalarını da Murat Aydın seçim konuşmalarında çözeceği sözünü vermişti. İnşallah çözeceğiz. Başkan Çelikbilek, tecrübeli bir belediye başkanıydı. Mülkiyet sıkıntısının çözümünden sonra imar beklentilerinin doruğa çıkacağını biliyordu. 2014 yılına gelindiğinde Beykoz ilk kez kendi planlarını yapıyordu. Çok ciddi bir şekilde ön görünüm hariç etap etap planlar vatandaşın lehine, plan notlarına sadık kalınarak olabildiğince mevcudu kurtaracak planlar yapıldı.

Çavuşbaşı ile eski köyler yeni mahalle statüsünde olan yerlerin de zemin etütleri yapılarak planlarına başlanarak yapılması hazır hale getirilmişti. Rahat durmayanlar yine iş başına çıkmıştı. Planlar mahkemeye verildi. Beykoz talan ediliyor denildi. Mahkeme yürütmeyi durdurdu. Dolayısıyla imarın hızı kesildi. Önemli olan mülkiyetti ve çözüldü. İmar artık bir çizgi kadar yakındır Beykozlulara. İmar konusu Beykoz’da mazerete açık bir konu değildir. Ben CHP’den istifa edip ayrıldıktan sonra kendi kendime karar almıştım. Partiler üstü köşe yazılarıma devam edecektim. Bu kararımı 11 ay sürdürebildim. 11 ay sonra bir akşamüstü AK Partinin Gümüşsuyu Meclis Üyeleri arkadaşlarım Ahmet Soylu ve Engin Yıldız beni AK Partiye davet ettiler. ‘Başkanımızın bilgisi dahilinde hep beraber birlikte AK Parti’de çalışalım’ dediler. Bu bana sürpriz olmuştu, çok da hoşuma gitmişti. Sade bir törenle AK Parti rozetini taktım. Daha sonrasında Başkan Çelikbilek’in tasarrufu ile başkan danışmanlığı görevine getirildim. Bu benim için onurlu bir görevdi. Beykoz’un tarihinde üç dönem başkanlık yapmış, duayen bir başkana danışmanlık yapmak, bugüne kadar yaptığım görevlerin en onurlusuydu.

Bir ikinci onur da daha önce hiçbir örneği olmayan, belediyenin yayın organı olan dergide bir tam sayfa bana ayrılmıştı. O sayfada düşüncelerimi ve yorumlarımı yazıyordum. Belediyenin dergisinde sadece belediye başkanlarının yazıları olurdu. Bir ilki bana yaşattığı için de ayrıca Çelikbilek başkanıma teşekkür ediyorum. Çok güzel ve uyumlu çalışmalarımız oldu. Aldığım maaşın hakkını vermeye çalıştım. Maaşımın haricinde antin kuntin işlere bulaşmadım. Belediye ile ilgili ticari ilişkilere girmedim. Makamımı kullanarak gayrimeşru ilişkilere ve para ticaretine girmedim. Bunları iddialı yazıyorum. Allah’a şükür olsun şaibeli işlerde bulunmadık. Çelikbilek bana güvenirdi. Kendisine asla yapmacık, gerçek dışı beyanlarda bulunmadım. Güvenini hiç boşa çıkarmadım. Başkan danışmanlığı boyunca hayatıma, yaşantıma, konuşmalarıma, yazılarıma çok dikkat eyledim. 4 yıl boyunca danışmanlık görevinde başkanı hiçbir sıkıntıya düşürmedim.

Başkan Çelikbilek ile anılar çok, yaşanmışlıklar çok. Kavga da var muhabbet de var. Acımızı tatlımızı sevincimizi kederimizi yaşadık. Çok ciddi hastalık geçirdi. Hastalığı ile mücadele ederken kapalı kapıların ardında değil kapıların önünde gelecek hesapları yapıldı. Bunlar hoş şeyler değildi. Beykozluların duaları ile tekrar sağlığına kavuştu. Tabii ki eskisi gibi olmadı. Eskisi gibi hangimiz yerinde duruyoruz ki. Başkan Çelikbilek tanıdığım bildiğim hayırseverliğin önde gideniydi. Beykoz’da dokunmadık aile bırakmamıştır. Her yuvanın Çelikbilek ile bir hikâyesi vardır. Çelikbilek isminin Beykoz’da unutulması mümkün değildir.

15 Temmuz’da Fatih Sultan Mehmet köprüsü bir farklı Çelikbilek görmüştür. Yaşına sağlığına bakmadan en önde teşkilatıyla birlikte tankların bertaraf edilmesini sağlamıştı. Bedir’in aslanları gibiydiler. AK Parti İlçe Başkanlığı’nın önüne gelen tüm Beykozluları köprüye yönlendirmesi ve en önde olması Beykoz destanının yazılmasını sağladı. Çelikbilek ile yaşanmışlıklar fazlasıyla var. Biz bu yazı dizisiyle fragman yapmış oluyoruz. Rabbim ömrünü bereketli eylesin. Rabbimin güzellikleri üzerine olsun. Şahadet ederim ki iyi bir Müslüman, güzel bir kul, faydalı bir insan, cesur bir dava adamıdır.

NOT: Bu yazıyı yaklaşık 10 ay önce yazdım. Hiç değişiklik yapmadım. Mekânı cennet olsun. Rabbim peygamberimize komşu eylesin.

Yazlık Köyü Dernek Başkanı Selahattin Öztürk

Selahattin Öztürk, iyi bir akrabam, iyi bir abimdir. Kendisiyle oldum olası tanışırız. Trabzon Of ilçesi İvyan – Yazlık Köyü derneğinde çalıştık. Ben yönetim kurulu üyesiydim, Selahattin abi başkandı. Sanırım iki dönem görev yaptık. Refah Partisi ekolünden geliyordu. Ben CHP’li olmama rağmen dernekçilikte iyi anlaşıyorduk. Planlı titiz itinalı bir çalışma metodu vardı. Ofluların merkezi o zamanlar Gümüşsuyu’ndaydı. Sonra yönetim olarak Küçükyalı’da bir arsa aldık. Burada rahmetli olan Vural Akyüz abimizin katkılarına yer vermek istiyorum. Ekonomik katkıları çok büyüktü. Biz istekli hırslı ve yapıcı çalıştıkça Vural abi de bize ekonomik yardımlarını yağdırıyordu. Selahattin Öztürk başkanın geçmiş tecrübeleri ile Küçükyalı’daki binamızı bitirdik. Bugün köylülerimiz İstanbul’un her kesiminden gelerek dernek binamızda etkinliklere katılıyor, bir araya gelerek muhabbetin lezzeti yaşıyoruz. Selahattin Öztürk ile her zaman görüşüyoruz. Bir araya geliyoruz. Belediye Başkanımız Murat Aydın’ın da iyi bir arkadaşıdır. Seçim döneminde bir gün Paşabahçe’ye gelerek çalışmalara katılmıştı. Kendisi Ataşehir’de İsmail Erdem ile çalıştı. Kısmet olmadı. Kendisine her zaman başarılar diliyorum.

Gümüşsuyu Spor Kulübü eski Başkanı Yunus Çapoğlu

Yunus Çapoğlu ile Gümüşsuyu’ndan tanışıyorduk. Gümüşsuyuspor Kulüp başkanıydı. Ben de CHP meclis üyesiydim. 2005 yılında bana geldi. ‘Kulübün durumu iyi değil yönetici bulmakta zorlanıyoruz’ diyerek benden destek istedi. Ben de dedim ki tamam destek vereceğim. Kavacık’tan, Çubuklu’dan yönetici bulamayacağımız için Gümüşsuyu’nun kendi iç dinamiklerinden yönetim yapacağız. Gümüşsuyu’nun iktidar-muhalefet meclis üyeleri, muhtarı, Gümüşsuyu Vakfı yöneticilerini, ileri gelen esnaflarını, eski sporcuları bir araya topladık. Muhteşem bir yönetim yaptık. Yönetim kurulu üyeleri başlı başına bir ekoldü. Başkan Çapoğlu sembolikti. O yönetim çok güzel işler başardı. Halı sahamız yapıldı. Sporcuların soyunma odaları, duş ve wcleri toptan yenilendi. İdari bina yapıldı. Çiftlik 91’de bir gece yaptık ki bütün Beykoz protokolü ordaydı. Cimilli İbo sahne almıştı. Horon oynamaktan helak olmuştuk. Gümüşsuyuspor o gün yakaladığı ivme ile bugün yol almaya devam ediyor. Yunus Çapoğlu ile bugün eskisi gibi görüşmüyoruz.

Beykoz Belediyesi eski Başkan Yardımcısı Yüksel Baki

Yüksel Baki ile Beykozlu Doğu Karadenizliler Derneği’nde tanışmıştık. Genç bir avukattı. Dernek lokalinde zaman zaman bir araya gelir, yararlı sohbetlerimiz olurdu. 2004 yerel seçimlerine hazırlanırken ben CHP meclis üyesi adayıydım. Baktım Yüksel Baki’de AK Parti meclis üyesi adayıydı. İkimiz de seçilmiştik. Beykoz Belediye Meclisi’nde buluştuk. Sonra Yüksel Baki başkan yardımcısı oldu. Aynı zamanda mecliste AK Parti sözcüsüydü. Mecliste çok karşı karşıya geldik. Benim sert ve vurucu eleştirilerime o nezaketle, kibarca cevap verirdi. Sesini hiç yükseltmezdi. Hukukçuydu, konulara hakimdi. Yaptığı bilgilendirmelerde siyasi amaçları olmazdı. 5. Dönemi tamamladığımızda meclisin sonuna yanaşmıştık. Muharrem Ergül’ü aday göstermediler. Yücel Çelikbilek başkan adayıydı. AK Parti meclis üyeleri listesi açıklandığında Yüksel Baki yine listedeydi. Bana göre bunu hak eden isimlerdendi. 6. Dönemde Yüksel Baki yine meclis üyesi seçildi. Ben de CHP’den yine meclis üyesi seçildim. Yine birlikte mecliste çalışacaktık. Yücel Çelikbilek, Yüksel Baki’yi yine başkan yardımcısı yaptı. Yüksel Baki ile hukuk komisyonunda yine yollarımız kesişti. Hukuk komisyonuna gelen dosyaların içeriklerini, biz muhalefet meclis üyelerine o kadar güzel anlatırdı ki birçok komisyon raporu oy birliği ile geçerdi. Sadece siyaseten hayır dediğimiz raporlar olurdu. Yüksel Baki 10 yıl belediye başkan yardımcılığı yaptı. Sonrasında Beykoz Belediye Başkanlığına aday adayı oldu. Aday yapılmadı. O partisinden hiç kopmadı. AK Parti ilçe kongresinde Mustafa Gürkan’ın başkanlığında yönetim kurulu üyeliğine seçildi. Hiçbir kompleksi yoktu. Tam bir görev adamıydı. Kendisini çok takdir ederim. Kariyeri değiştiğinde karakteri değişmeyen ender insanlardandır. Her zaman görüşürüz, her zaman konuşuruz.

Beykoz Spor Kulübü Başkanı Zeki Aksu

Zeki Aksu ismini hep duyardım. Bazen Beykoz Haber Gazetesi Şişe Cam Paşabahçe fabrikasına gelirdi. Köşe yazılarını okurdum. Radyolarda program yaptığım günlerdi. Sonrasında Prestijim gazetesinde ben ilk köşe yazarlığına başlamıştım. Yine o günlerde CHP ilçe yönetimine girdiğim günlerdi. Yıl 2001 CHP ilçe merkezi binasından çıktım. Merdivenlerin başında Zeki Aksu önümü kesti. ‘Seni istiyorum’ dedi. Haydaa! Nereye istiyorsun dedim. Beykoz Haber Gazetesi’ne dedi. Heyecanlanmıştım. Zeki Aksu ile o gün kesişen yollarımız bugün hiç ayrılmadan devam ediyor. Beykoz Haber Gazetesinde çok güzel işler yaptık. Kendimi çok geliştirdim. Çok röportajlar yaptık. İlçenin gündemini salladık. Belediye meclis üyesi seçildim, gazetedeki görevlerimi yine sürdürdüm. Zeki Aksu’nun Alaattin Köseler ile ilişkileri üst seviyedeydi. Buna rağmen köşe yazılarımda eleştirdiğim için asla bana bir şey söylemek şöyle dursun, ima bile etmezdi. Özgür bir gazetecilik yapıyordum. Zeki Aksu çok farklı bir insandı. Belediye Başkanı Köseler’e karşı Beykozspor Kulübü’nde karşısına aday oldu. Müthiş bir kongreydi. Biz Zeki Aksu tarafında idik ve kongreyi biz kazanmıştık. Köseler’in o salondan çıkışındaki halini hala unutamıyorum. Zeki Aksu Beykozspor Kulübü’nün başkanı olmuştu. Sonra Köseler gitti, Ergül belediye başkanı oldu. Bende belediye meclis üyesiydim. Aksu ile Ergül hep birbirini kollardı. Sonra Aksu’nun gazetecilik aşkı azalmaya, spor kulübü aşkı büyümeye başlamıştı. Bu da benim Dost Beykoz’a geçiş sürecimi başlattı. Artık Dost Beykoz’daydım. Dost Beykoz’a gitmeme Zeki Aksu hiç gönül koymadı. Biraz alınır diye düşündüm ama yanıldım. Hiç mevzusunu yapmadı. Dostluğumuz hiç eksilmedi. Daha sonra Yücel Çelikbilek başkan oldu. Futbolun hisseleri de o dönemde Beykozspor Kulübü Derneği’ne devredildi. Basketbol gibi artık futbol da Zeki Aksu’ya bağlanmıştı. Bir dönem Beykozspor Kulübünde Zeki Aksu başkanlığında yönetim kurulu üyeliği yaptım. Çok güzel bir yönetim kuruluydu. Sonra benim meclis üyeliğim sona erdi. Zeki Aksu başkanlığa devam ediyor. Beykozspor Kulübü Aksu ile çok çıkışlar, çok inişler yaşadı. Belki de 150’ye yakın yönetim kurlu üyesi eskitmiştir. 4 belediye başkanı görmüştür. Zeki Aksu ile uzun süreli dost kalmak çok zor iştir. Peki ben bu işi nasıl başardım. Kesintisiz yıllara dayanan dostluğumuz bulunuyor. Hiç ekonomik ilişkilere girmedim. İşin sırrı bu. Zaten giremeyiz ben emekli birisiyim. O da beni bilir ben de onu bilirim. Sık sık görüşür, telefonlaşırız. Geri dönüp baktığımda dostluğumuzdan hiç pişmanlık duymadım. Allah’tan dileğim bir 20 sene daha başkanlığı sürdürür. Başarılar diliyorum.

Dost Beykoz / Erdal Öztürk

İremya
Önceki İremya
Beykoz'da çocuğunu kemerle gezdiren anne gündem oldu
Sonraki Beykoz'da çocuğunu kemerle gezdiren anne gündem oldu