Adı üstünde değil mi?
ER-demli:
ER kişi; erkek kişi, yiğit, mert, cesur ve dürüst kişi…
DEM ise çayın DEM’İ gibi; beklemiş, kıvamına ulaşmış, erginleşmiş kişi…
Peki, son yıllarda dünyanın ve özellikle de ülkemizin çok rezil günler yaşadığını duymayan, görmeyen, söylemeyen kimler kalmıştır acaba?
Tabi ki, bir eli haram yağda, bir eli haram balda tüm bu rezillikleri keyif içinde yaşayanlardır.
Kimler mi bunlar? Elbette ki; ERDEMSİZ İNSANLAR…
Aslında ERDEMSİZ canlılara insan bile denilemez ya… Neden mi?
Çünkü yaratanın yüzde yüz hünerleriyle insan doğanların, sonradan yüzde yüz kendi hünerleriyle insan olup, insan ölebilmeleri için önce ERDEMLİ insan olmaları gerekir.
Peki, erdemli insan olmak ve erdemli insan ölmek ne demektir?
Müslüman’a ayrı, Hıristiyan’a ayrı, Ateist’e ayrı, yoksa aynı mıdır İnsanlık Değerleri?
Veya erdemli insan olmanın ve erdemli insan ölmenin mutlak belirleyici noteri kimdir, ya da kimlerdir? Elbette ki bu makalenin yazanı olan sadece ben değilim.
Hiçbir Zaman Değişmez Noterler; YÜCE YARATANIN yüzde yüz hünerleriyle insan doğanların, sonradan yüzde yüz kendi hünerleriyle yaptıkları ve değiştirdikleri evrensel kabul gören tüm insani, ahlaki ve dini değerlerdir.
Örneğin; gerekçesi ne olursa olsun taammüden Doğruyu Rayından Çıkarmayan Yalanlar Söylemeyenler, İftara Etmeyenler, Sahtekârlık Yapmayanlar, Dolandırmayanlar, Kandırmayanlar, Hırsızlık Yapmayanlar, Hak, Yemeyenler, Hukuk Çiğnemeyenler, Eza Etmeyenler ve gerçekten nefsi müdafaa dışında Öldürmeyenlerin sonradan oluşturdukları değerlerdir.
Ve hangi gerekçeyle olursa olsun, bu değerlerin tersini yapmak da; İNSANİ, AHLAKİ VE DİNİ değerlerden nasip alamamak, insan olamamak ve insan ölememek demektir.
Yani bir kişi; yaratanın yüzde yüz hünerleriyle insan doğup, sonradan yüzde yüz kendi hünerleriyle sık, sık yalan söylüyor, iftara atıyor, hak yiyor, hukuk çiğniyor, hırsızlık yapıyor, gasp ediyor, dolandırıyor, kandırıyor, eza ediyor ve nefsi müdafaa gerekçesi olmadan taammüden öldürüyorsa O ERDEMLİ BİR İNSAN DEĞİLDİR…
Ne yazık ki bu canlıların bu dünyanın en kısa anını bile ve KARA DELİK ÖTESİ ebedi sonsuzluğunu kazanıp huzurlu ölmeleri asla mümkün değildir.
Tam aksine bunca işlediği ağır cezalı suçlardan dolayı ancak henüz yakalanmamış azılı bir katil kadar huzurludurlar…
Fakat ne garip?
Hala sonradan görme aç gözlü, ihtiras sahipleri; bütün tekstil fabrikalarını satın alacak gücü var diye; içine 999 tane don, ayağına 999 tane çorap giyme yarışında…
Bütün ekmek fırınlarını satın alacak gücü var diye, sanki her sabah kahvaltısında 999 ekmek yiyecekmiş gibi haris ve kibirli…
Neyse ki; erdemli veya erdemsiz de olsa hiç kimse 9 ay 69 günlük değildir ve er ya da geç gün gelir onlar da mutlaka derslerini alırlar…
