“Epifiz bezi, Hipofiz bezinin arka kısmında bir oyuk içinde bulunan bezelye tanesi büyüklüğünde bir bezdir. Ünlü filozof Descartes epifiz bezini “ruhun bulunduğu başlıca yer” olarak tanımlamıştır.
”
Epifiz bezi ve TEHECCÜD
Epifiz bezi, Hipofiz bezinin arka kısmında bir oyuk içinde bulunan bezelye tanesi büyüklüğünde bir bezdir. Ünlü filozof Descartes epifiz bezini “ruhun bulunduğu başlıca yer” olarak tanımlamıştır.
Beyindeki asıl görevi, Serotonin ve Melatonin salgısını gerçekleştirmek ve düzenlemek olan bu doku parçası, vücudumuzun en önemli dokularından olduğu keşfedildi. İnsanları ruhsal açıdan farklı bir dünyaya bağlayan üçüncü göz olarak beynimizde yer aldığı biliniyor.
Bu hormon gece ile gündüzün kontrolünü yapar ve bedenimizin günlük ritminin düzenlenmesine yardımcı olmaktadır. Epifiz bezi, karanlık ortamda çalışıyor.
Epifiz bezi, uyku/uyanıklık döngülerini uyaran melatonin hormonunu salgılar, vücudun biyoritminden ve biyolojik saat ayarlamasından sorumludur. Beynimizin ışığı algılama, gece ve gündüzü değerlendirme olduğu da düşünülürse, epifiz bezinin beynin diğer kısımlarından daha ayrı bir öneme sahip olduğu söylenebilir. Beynin en önemli içgüdüsel davranışları düzenleyen bölgesi olan, talamus ve hipotalamus ile uyum içinde çalışarak, duyuların ve algıların kontrolünü sağlamaya yardımcı olur.
Epifiz bezi iyi çalışmazsa; seratonin salgılaması azalır ve bunun sonucunda birçok depresif hastalık, yani anksiyete, panik atak hatta şizofreni gibi vakalar baş gösterebilir.
Epifiz bezinin Ruhsal farkındalığı artırmak için, Güneş kadar serotonin hormonuna da ihtiyacı vardır.
Serotonine faydalı gıdalar: Badem, muz, acı biber, pirinç, patates ve börülcedir. Kalın yaprakları bulunan lahana, şalgam, Çin lahanası ve hardal otu tarzındaki besinler, epifiz bezi açısından çok besleyici bitkilerdir.
Zararlı gıdalar ise vücutlarında yüksek oranda civa bulunan dip balıkları ve midye, suda bulunan flor, içerisinde karbon bulunan KOLA ve kafeinli içecekler, sürekli dumana maruz kalmak (Sigara ve kahvehaneler) epifiz bezini olumsuz olarak etkilemektedir.
Bunu bilen ve dünya yönetimini ellerinde tutmak isteyen dış şer güçler ve vatikan, bu gücü ellerinde tutmak adına haince planlar yapmaktadırlar. İçme sularına karıştırılan bazı maddelerle, paketlenmiş vs. gıdalarla, ilâçlara katılan kimyasallarla, insanların epifiz faaliyetleri köreltme plânları yıllardır işletiliyor. Hatta topluma, epifizi körelten çok gürültülü müzik dayatılması da bu plânın bir parçası olabilir. Böylece toplumların ruhsal bozukluklarının arttığını ve kolayca yöneteceklerini biliyorlar. Bu noktada diş macunu yerine, İslâm’ın tavsiyesi olan MİSVAK kullanımını tekrar düşünelim.
Ayrıca bizlere izletilen bazı gereksiz TV programlarından dizilere, reklâmlarla teşvik edilen alışveriş çılgınlıklarına, hatta çok basit sebeplerle kavgalar, saldırılar, tecavüzler, cinayetler, bunlar epifiz bezimizin köreltildiğinin belirtileridir.
Uygun gıdalar ile beslenmek; çiğ sebzeler tüketmek, evi sürekli havalandırmak ve temiz su içmek, epifiz bezinin düzgün bir şekilde çalışmasını sağlar.
Ayrıca NEY sesi ve dinletisi de Kur’ân ve ezan sesleri de epifiz bezi için besin kaynağıdır.
İslamiyet’te kalp gözü denen şey aslında epifizdir. İlk defa Descartes tarafından ruh ve bedenin irtibat alanı olarak tarif edilen epifizin, ruh-beden-zihin üçlüsünün komuta merkezi olduğu tahmin edilmektedir. Epifiz, melatonin ve pinolin’den başka, dimetiltriptamin (DMT) hormonu salgılar.
DMT; insanda mistik zevk, tasavvufta yükselme ve metafizik âleme geçişte rol oynar. Nitekim abdest alırken başa mesh etmenin, epifiz aktivasyonunu arttırdığı düşünülmektedir.
Epifizden salgılanan bir diğer önemli hormon, sadece karanlıkta salgılanan melatonindir. Melatonin hormonunun salgılanımı ne kadar yüksekse, ruhsal âlemlerle kurulan bağ da o denli güçlüdür. Bu nedenle İslamiyet’te olduğu gibi, diğer dinlerde de gece ibadetinin önemi büyüktür.
Melatonin aynı zamanda, sağlıklı uyku için de gerekli bir hormondur.
En büyük faydası ise insanları kanserden korumasıdır. Görme özürlülerin ve bedevî kabilelerin (medeni şehirlere göre 1/6 oluşu) kansere yakalanma ihtimalinin çok düşük olmasının sebebi de budur. Çünkü sürekli karanlık içerisinde olduklarından, melatonin salgılanması diğer insanlara göre daha fazladır.
Diğer taraftan epifiz bezinin, yüksek irtifalarda, denize seviyesine göre daha çok hormon salgıladığı eskiden beri bilinmektedir. Bu yüzden tarih boyunca ibadethaneler olabildiğince yükseğe yapılmıştır. Birçok manastırın dağ yamaçlarına, yüksek yerlere yapılması bu sebepledir.
- Gelelim EPİFİZ ile TEHECCÜDÜN alâkasına:
Hz. İSA Peygamberin meşhur “karanlıkta oturanlar, gerçek ışığı görebilirler” sözü, çok anlamlıdır. Vücudumuzun Ruhsal faaliyetlerine ve kanserden korunmasına yarayan Melatonin, epifiz bezinin sadece karanlıkta salgıladığı bir hormon oluşu da çok önemlidir. Çünkü epifiz bezinin çalışma saatleri 23:00 ile 05:00 arası olduğu gibi, en verimli ve yüksek seviyede çalıştığı saat ise 03:00 olduğu bilinmektedir…
Hz. Muhammed’in (SAV) erken yatıp, geceleri sürekli uyanık ve ibadet hâlinde olduğunu bilmeyen yoktur. Allah’ın cc veli kullarının, çilehanelerde 40 gün kapanarak kemâle ve velâyete erdiği de bilinen gerçeklerdir. Böylece üçüncü gözlerinin açıldığı için, artık dünyaya bambaşka duygularla bakmaktadırlar.
Ancak ibadetler, birtakım fayda ve menfaatler için yapılmaz, sırf Allah cc rızası için yapılır. Buna rağmen asrımızın teknolojisiyle keşfedilmiş olan bu akıl almaz avantajlar, bilinmediği halde, daha berrak ve net elde edilmiş olunur.
Bu da Allah’ın cc Teheccüde ve gece ibadetlerine çok önemli bir lütfudur. Veeselâm.
YORUMLAR