Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Prof. Dr. İsmail KOCAÇALIŞKAN
Prof. Dr. İsmail KOCAÇALIŞKAN

Entropi ve manevi hayatımız

Termodinamik, mühendislikte sıkça kullanılan bir kavram ve bir Bilim Dalıdır. Termodinamiğin birinci prensibi enerjinin korunumu, ikinci prensibi ise entropi’dir.

Entropi, düzensizliğe gidiş anlamına gelir. Evrende kendi haline bırakılan açık sistemler düzensizliğe doğru gider. Bu sırada entropi artarken potansiyel enerjide azalma olur.

Bunları niçin anlatıyorum? Çünkü canlı hayatı için entropi çok önemlidir. Canlı organizmalar izole bir sistem olmadıklarından daima entropilerini sabit tutmak için çevresinden enerji almak zorundadırlar. Aksi halde hayatlarını davam ettiremezler.

Elektrik enerjisi kondansatörlerde ve pillerde depo edildiği gibi, güneş ışığının fiziksel enerjisi bitkilerin yapraklarındaki kloroplastlarda fotosentez adı verilen mucizevi bir olayla ATP adı verilen kimyasal enerjiye çevrilir ve organik maddelerin kimyasal bağlarında saklanır. Sonra yapraklardaki enerjinin bir kısmı meyvelere ve tohumlara organik madde olarak taşınır. Hayvanlar ve insanlar bitkileri yiyerek bitkilerdeki bu maddelerden kendileri için gerekli enerjiyi sağlarlar.

Bizler yürürken, konuşurken hatta uyurken bile farkında olmasak da hücrelerimizde organik maddelerin yapısında bulunan potansiyel enerji enzimler vasıtasıyla kimyasal reaksiyonlarla kinetik enerjiye dönüştürülür. Fakat potansiyel enerji kinetik enerjiye dönüşürken entropide artış olur. Eğer harcanan bu enerjinin yerine yenisi sağlanmazsa yani canlı beslenmezse canlının entropisi gittikçe artar ve canlının hayatı sona erer.

Canlılar açısından dünyadaki enerjinin kaynağı güneştir. Enerji akışı güneşten bitkilere, sonra  hayvanlara ve insana doğrudur. Yani entropilerini muhafaza edebilmeleri için bitkiler ışık enerjisine, diğer canlılar da bitkilerdeki kimyasal enerji kaynaklarına muhtaçtır.

Hücrelerimizdeki organik maddelerin yapısında saklanan potansiyel enerjinin bir kısmı devamlı olarak kimyasal reaksiyonlarla ısı enerjisine dönüştürülür. Hücre sıcaklığını korumak için kullanılan bu enerji tekrar potansiyel enerjiye dönüşemez. Bu yüzden canlılar devamlı dışarıdan enerji (besin) almakla entropisini korumak zorundadır.

Hücrelerimizdeki entropi olayını şimdi evimiz için düşünelim. Evimizi düzenli olarak temizleyip, havalandırıp, toparlamazsak yani kendi haline bırakırsak bir hafta sonra evde entropi artar ve ev yaşanmaz hale gelir. Bulaşıklar yığılmış, çöpler birikmiş, tuvalet pislik içinde, eşyalar her tarafa dağılmış, pis kokular etrafa yayılmıştır. Komşuları da rahatsız eden böyle evlere çöp ev deniyor. Evde entropiyi korumak için temizlik ve toparlama hususunda sürekli gayret göstermek gerekir.

 

Her insan büyük bir hücre ve bir ev gibidir. Bedenimizde entropiyi korumak için düzenli olarak bir şeyler yiyip içmemiz gerekiyorsa, aynı şekilde manevi hayatımızda entropiyi korumak için bir şeyler yapmamız gerekir. İşlediğimiz günahlar manevi enerjimizi tüketirken manevi entropimizi zıplatmaktadır. Bu ise istenmeyen bir durumdur. Manevi entropi korunmaz da sürekli artarsa manevi hayat sona erer.

 

Manevi entropinin artışına engel olmak için ne yapmalıyız? Sıkça tevbe istiğfarda bulunmak, başta namaz olmak üzere Allaha karşı olan kulluk borçlarımızı yerine getirmek, ahlakımızı güzelleştirmeye çalışmak, kul hakkına, hayvan hakkına hatta bitki hakkına riayet etmek gerekir. Peygamberimiz “Ben günde en az 70 defa tevbe istiğfar ederim” diyor. Bediüzzaman hazretleri ise günahlar için şöyle der: “Her bir günah içinde küfre (inkarcılığa) giden bir yol vardır. O günah istiğfar ile çabuk imha edilmezse, küçük bir manevi yılan olarak kalbi ısırır”.

 

Kalp, manevi hayatımızın merkezi ve iman mahalli olduğu için günahlar birike birike Allah korusun manevi hayatımızı öldürür. Onun için entropimizi koruyalım.

Prof. Dr. İsmail KOCAÇALIŞKAN
Prof. Dr. İsmail KOCAÇALIŞKAN HAKKINDA

İsmail Kocaçalışkan, Akademik, Bilim, Doğa Bilimleri kategorilerinde eserler yazmış bir yazardır. Başlıca kitapları alfabetik sırayla; Bitkiler Bize Neler Söyler?, Biyoistatistik, Doku ve Hücre Kültürü Teknikleri olarak sayılabilir. İsmail Kocaçalışkan kitapları; LP Akademi Yayınları, Nobel Akademik Yayıncılık aracılığıyla kitapseverlerle buluşmuştur. İsmail Kocaçalışkan tarafından yazılan son kitap "Biyoistatistik", Nobel Akademik Yayıncılık tarafından okurların beğenisine sunulmuştur. E-posta: [email protected] Eğitim Bilgileri Doktora, Yıldız Teknik Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi / Fen Bilimleri Enstitüsü, Moleküler Biyoloji Ve Genetik, Türkiye 2010 - Devam Ediyor Araştırma Alanları Yaşam Bilimleri, Bitki Biyolojisi, Bitki Fizyolojisi, Temel Bilimler Yönetilen Tezler Bursa Uludağ'ın Arabis drabiformis Boiss., Aubrieta olympica ve Erodium sibthorpianum Boiss. subsp.sibthorpianum endemik bitki türlerinin doku kültürü yöntemleriyle çoğaltılması, Ceviz yaprak özütleri ve juglon’un bazı mikroorganizmalar üzerine etkileri, Juglon’un kavun ve hıyarda bazı fizyolojik, biyokimyasal ve anatomik parametreler üzerine etkisi, Dormansi kırıcı yöntemlerin yabancı ot tohumları üzerine etkileri, Çam fidelerinin büyümesi üzerinde bazı süs bitkilerinin allelopatik etkileri, Çeşitli şiddetteki gök gürültüsü seslerinin tohum çimlenmesi üzerine etkileri, Juglon’un hıyar fidelerinde protein ve enzim parametreleri üzerine etkisi, Ceviz yapraklarından mevsimsel olarak elde edilen özütlerin tohum çimlenmesine etkileri, Juglon’un kavun fidelerinde protein ve enzim parametreleri üzerine etkisi, Kozalaklı bitkilerde amonyum ve nitrat beslenmesinin kozalaklı bitkilerde büyüme üzerine etkilerinin karşılaştırılması, Kütahya kaplıca sularının tohum çimlenmesi üzerine etkileri, Saponin’in buğday tohumlarının çimlenmesi üzerine olan etkilerinin polifenol oksidaz ve amilaz aktiviteleriyle ilişkisi, Çeşitli çözücülerde hazırlanmış ceviz yaprak özütlerinin tohum çimlenmesi ve fide büyümesi üzerine etkileri, Bazı allelokimyasal maddelerin Kütahya yöresinde yaygın yabancı otlar üzerine herbisit etkileri, YTÜ Davutpaşa Kampüsü Fen Edebiyat Fakültesi avlusundaki çamların kurumasında çimlerin allelopatik rolünün araştırılması, Ceviz yapraklarında Juglon ve toplam fenolik madde miktarlarındaki mevsimsel değişimin belirlenmesi, Düşük sıcaklık stresinin kışlık buğday ve karalahana yapraklarında çözünebilir ve apoplastik proteinler ile prolin ve klorofil üzerine etkileri, Fenolik allelokimyasalların mikroorganizmalar üzerine etkileri, Ceviz yaprak özütlerinin bazı tohumların çimlenmesi üzerine allelopatik etkileri, Yonca özütlerinin çimlenme üzerine allelopatik etkileri, Bitkilerin tuz stresine toleransında prolin'in fizyolojik rolü ve öneminin doku kültürü şartlarında araştırılması, Büyümeyi düzenleyici maddelerin bazı bitkilerde soğuğa dayanıklılık üzerine etkileri, Bazı tohumların çimlenmesi sırasında polifenol oksidaz enzim aktivitesindeki değişmeler,

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER