Bilgehan Murat MİNİÇ
  • 16/08/2018 Son günceleme: 16/08/2018 17:04
  • 10.913

Eleştiri yapmak kötü bir şey midir sizce? Ya da her eleştiri yapan kötü müdür? Yoksa eleştirdiği şeye göre değişir mi?

Mesela sizin sevdiğiniz, benimsediğiniz bir şeyi ya da bir kişiyi eleştiren bir kişi nasıl birisidir? Ya da tam tersi sizin de rahatsız olduğunuz, pek de sevmediğiniz kişileri ya da kurumları eleştiren birine karşı sempati ile mi bakarsınız? 

Bir soru daha sorup esas meseleye gelelim. Eleştiri ya da eski hali ile tenkit nedir, gerekli midir? Türk Dil Kurumuna bakılırsa öyledir, zira orada yapılan tarife göre eleştiri yapmak ya da tenkit etmek "Bir eseri, kişiyi ya da konuyu doğru ve yanlış yönleri ile ortaya koymaktır. Konunun yanlış yönlerini gösterebileceği gibi, doğru yönlerini de açıklayarak daha iyi anlaşılmasını amaçlar."

Bu tarife göre eleştiri ya da tenkit toplum için de birey için de lüzumludur. Bu kabulden sonra tekrar baştaki sorularımıza dönelim isterseniz. Şöyle tek tek cevaplayın soruları. Lütfen. Şimdi bir soru daha soracağım, eleştiri yapanın ne dediği, ne anlattığı sizin için önemli midir, yoksa sizin sevdiklerinizi eleştiriyorsa ne dediğinin hiç önemi yok mudur?

Bu sorunun cevabı "ne dediğinin önemi yoktur" ise durum vahim demektir. Zira bu apaçık körlük demektir. Bu körlük "aşk meşk, gönül meselelerinde" belki kabul edilebilir, zira akıl ve mantık devre dışı kalır. Lakin kamuya ait konularda kabul edilmesi mümkün değildir. Çünkü toplumun bütününün faydasının söz konusu olduğu yerde öncelik akıl ve mantıkla birlikte hareket etmek olmalıdır.

Akıl ve mantık süzgecinden geçirilmeden hemen her eleştirinin reddedilmesi, her eleştiri sahibinin ihanetle, işbirlikçilikle, bilmem kimlerin ağzı ile konuşmakla itham edilmesi, ancak geri kalmış, düşünmeyen, akletme melekesi gelişmemiş ilkel toplulukların işidir. 

Bizim derdimiz, muasır medeniyetler seviyesinin de üzerine çıkmak, yeni nesillerimizi bu ideallerle yetiştirmekse eğer, eleştiriri den korkmamalıyız. Büyükler soru ilmin anahtarıdır diye boşuna dememişler. Kim bilir belki de yüzlerce yıllık geri kalmışlığımızın ve başımıza gelen birçok musibetin ardında milletçe soru sormayı unutmuş olmamız geliyor...

Gazi Mustafa Kemal'in işaret ettiği "Fikri hür, İrfanı hür, Vicdanı hür" nesiller yetişmesi ümidiyle...

Yazarın Yazıları