Eğitimde; hala ciddi bir dengesizlik var. II

…Bir Değerler Eğitimi uzmanı olarak, her eğitim yılına başladığımızda, hayretler, tedirginlikler, üzüntüler ve şaşkınlıklar yaşıyorum.

Bu üzüntülerimi hayretlerimi ve şaşkınlıklarımı her zaman içime atıyor, ‘seçtiğimiz yetkililer düşünsün” diyerek, otoritenin işlerine karışmak istemiyordum. Ve “inşallah bu dengesizlikler bir gün herkes tarafından fark edilir, idrak edilir ve çoğunlukla değil de, hep birlikte düzeltilir” temenni ve dualarımla yutkunuyordum. Ancak bu kez yutkunmayacağım, içime atmayacağım, belki yine üzüleceğim, fakat müsterih olmak için, bu çok ciddi dengesizlikleri dilim döndüğünce arz etmeye çalışacağım…

..cümleleriyle başladığım önceki yazımın DEVAMIDIR. Önemli problemler önceki yazıda geçtiği için, öncelikle (I.) no’lu o yazı okunmalıdır.

Sevgi ve saygılarımla. A.R.Ö.

…

>>>… ..O ceberut tek parti döneminde silah zoruyla dayatılan lâik eğitim sistemine, yani medreselerin, zaviyelerin, Kur’ân kursları ve diğer tüm dini eğitim sistemlerinin kapatılmasına, lokal olarak öğretilmesinin bile yasaklanmasına, dini eğitim veren ve suçüstü (!) yakalanan hocaların fâil-i meçhullere atılmasına sebep olan o zalimlerden bahsetmeyeceğim.

Çünkü onlar şu anda her şeyi, tüm çıplaklığıyla gördüler ve ne kadar çok yanıldıklarını ve aldatıldıklarını anladılar. Onlar şu anda o inanamadıkları gerçek hayat olan, BERZAH hayatının ‘KABİR azabı’ süreci içindedirler. Tüm insanlığın ve her şeyin yaratıcısı Allah’ın vaadi böyle olduğu için, çok net konuşuyorum…

Ben şu anda, elinde hâlâ fırsat olan velilere ve yöneticilere  sesleniyorum.

Uzun yıllardan beri ihmal edilen bu Milli Eğitim sistemi dengesizliklerini, lütfen elbirliği ile düzeltiniz.

Bu konudaki; en kısa bir zamanda uygulandığında bile, en etkili biçimde ikna ederek, ÎMAN-KUR’ÂN ve Pedagojik Formasyon eğitim metotlarını içeren “Risale-i Nur eğitimini”, müfredata mutlaka koyunuz.

Bakınız daha dün; 42 ülkeden 600 küsur bilim adamı ve akademisyen, Risale-i Nurları tetkik ederek, o konuda övgülerle dolu tebliğlerini sunmaları için, İst. İlim ve Kültür Vakfımıza müracaat ettiler. Uluslararası 11. Sempozyumda sunum yapmaları için sadece 120 bilim adamları kabul edilebildi.

01.10.2017 Pazar günü Haliç Kongre Merkezinde, Sn. Cumhurbaşkanımız, Sn. T.B.M.M. Başkanımız, Sn. Başbakanımız vd. Sn. Bakan ve Milletvekillerinin TEBRİK mesajlarıyla ve binlerce seçkin izleyiciler karşısında ön sunum gerçekleştirildi. 02.10.2017 ve 03.10.2017 tarihlerinde de diğer akademisyenler ve bilim adamlarının sunumları, Topkapı’daki ERESİN Otelde gerçekleştirilecektir.

• Böylesine etkili ve uluslararası düzeyde takdir gören bir “Müspet Hareket Eğitimi”ni, bu güzide milletin evlâtlarından esirgemeyiniz!…

Aksi halde, yukarıda arz edilen ayetlerdeki şikâyetler, sizin için de yapılırsa, Mahkeme-i Kübra’da Hâliniz nice olur?…

O dehşetli günde teb’anız, halkınız ya da evlatlarınız, kendilerini ebedî azaplardan kurtarabilmek umuduyla, sizlerden ve eğitim sistemimizden, şu ayetlerde kopya verildiği gibi şikâyet edecekleri kesindir. Çünkü bu acı ve acıklı manzarayı bizlere vaat eden; Kainatın ve Ebedî hayatın Hâkimi olan ALLAH’TIR cc…

Ahzab Suresi; 67. Ayet: Yine derler ki: "Rabbimiz! Biz yöneticilerimize ve büyüklerimize itaat etmiştik, fakat onlar bizi yoldan saptırdılar." 68. Ayet: “Ey Rabbimiz! Onlara iki kat azap ver, onları büyük bir lânete uğrat" diyecekler…

Siz yöneticilerin; “Ey Yüce Rabbimiz, biz müfredatımıza defalarca DÎNÎ EĞİTİMİ ZORUNLU yapmıştık, fakat o günkü ana muhalefet AYM’ ne müracaat ederek her seferinde iptal ettirdi” diye yalvarmalarınız işe yaramayabilir. Çünkü bundan böyle, dilediğiniz yasaları çıkarma kudretine sahipsiniz…

Analar, babalar olarak bizler de, ebedî hayatımızı mahveden lâik eğitim sistemini dayatanlara, sempati duymaktan şiddetle sakınmalıyız. Yoksa Hûd suresi 113. Ayette “Yaratılış gayesi dışında yaşayanlara ve zulmedenlere asla EĞİLİM göstermeyin, meyletmeyin (sempati duymayın). Yoksa ahirette size ateş (Cehennem) dokunur ve Allah'tan başka koruyucunuz olmadığına göre o zaman, O'nun tarafından da yardım edilmez size” bildirilen gazaba uğrarız. (Allah cc hepimizi muhafaza eylesin.)

Hiç olmazsa, seçmeli ders olan dini eğitimi kesinlikle tercih etmeliyiz ve eksik kalanları da hoca tutarak tamamlatmalıyız ki, hem dünyada hem de ahrette o dehşet verici vebalden kurtulalım…

ÖZET: "De ki: Bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?

Doğrusu ancak aklıselim sahipleri öğüt alır." (Zümer, 9. Ayet.)

"Bizim düşmanımız; Cehalet, Zaruret (fakirlik ve geri kalmışlık), İhtilâftır.

Bu üç düşmana karşı Marifet (eğitim ve bilim), Sanat (sanayi & teknoloji), İttifak (birlik-beraberlik) silâhıyla cihat (mücadele) edeceğiz…" (Bediüzzaman Hz.)

“..Vallahi benim elime fırsat geçse, Risale-i Nur eğitimini İlkokuldan Üniversiteye kadar mecbur ederdim. İstikbalde, bütün okullarda okutulacak eserler, Risale-i Nurlardır. (Timurtaş hoca.)

“Ne dehşet verici şeydir ki;

16 sene okula git, DÜNYAYA NİÇİN GÖNDERİLDİĞİNE DAİR bir şey öğrenme!…” (Mahmud Efendi KS.) ..Vesselâm…

A. Raif ÖZTÜRK HAKKINDA

A. Raif ÖZTÜRK... 20 Nisan 1950 yılında Tekirdağ Çorlu’da doğan Raif Öztürk, ilkokulu Çatalca’da okudu. O dönemin şartlarına göre eğitimini ve iş yaşantısını birlikte sürdürmeyi hedefleyen A. Raif Öztürk, Meslekî Ortaokulu Paşabahçe’de sürdürerek, Sultanahmet Meslek Lisesi’nde özel olarak Makine Yüksek Teknik Ressamlığa devam etti. Türkiye Şişe ve Cam fabrikalarında 26 sene ‘Robotik ve Tam Otomatik Makineler Üretim Hattı Makine Teknisyenliği’ & Fabrika Vardiya amirliği yaptı. ‘Özel Araştırma, Geliştirme ve Eğitmen’ (ARGE) görevlisi olarak 1980’de İngiltere’ye, 1986 yılında da Japonya’ya giden yazarımız, dönüşünde de Meslek Lisesi mezunlarına, (Üretim makinaları, Kalite çemberleri ve beyin fırtınası teknikleri hakkında) iş programlamaları, eğitmenlik, rehberlik ve liderlik dersleri verdi. 1990 yılında Türkiye Şişe Cam Fabrikalarından kendi isteğiyle emekli olan A. Raif Öztürk, Öz Emek Spor Ltd. Şt. Mağazalarını açarak, hâlen işletmeye devam etmektedir. 1990’lı yıllarda bir yıl Diksiyon, bir yıl Osmanlıca, iki yıl da Arapça eğitim alan Öztürk, Halen (1962’den beri) Beykoz, Kavacık’ta ikamet etmektedir. Hiç Kur’ân bilmeyen 30-40 kişiye; aynı anda ve 10 Saatte Kur’ân öğretme uzmanı olan yazarımız, 2014 yılında Sakarya Üniversitesinden “Eğitimciye Eğitim” adıyla eğitim aldıktan sonra, “DEĞERLER EĞİTİMİ UZMANI” sertifikası kazanarak, Beykoz Milli Eğitim Müdürlüğünde ve ülkenin çeşitli illerinde 6 yıldan beri konferanslar ve görsel seminerler vermektedir. Yazarımızın, 2002 yılından bu yana; ‘Fikir Bahçesinden BİR DEMET’, “Derdim bana DERMAN imiş”, ‘Biyoenerji ve Kozmik Bilimin ışığında ŞİFA OLAYI’ adlı Belgesel, tevhid ve tefekkür içerikli kitapları yayınlandı. Sn. Öztürk Ulusal ve Uluslararası Sempozyumlarda, 2015’te Kastamonu Üniversitesinde ve 2018’de Ukrayna Üniversitesindeki sunumlarda kürsü almış olup, hâlen köşe yazılarına ve Kitap çalışmalarına devam etmektedir. 2006 Yılından beri “Dost Beykoz Ailesi” mensubudur…