Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK

Dünyanın en garip olaylarından biri!

Dünyanın en garip olaylarından biri!

“Dünyanın en garip olaylarından biri, bir insanın inandığı dinin kitabını okumamış olması veya okuyamamasıdır.”

Ben bu iddiayı ilk okuduğumda “..nasıl olur ki? Dünyada öyle çok garip, yani ilginç, enteresan ve hayretle karşılanan olaylar varken, niçin bu en garip olsun?” diye düşünmüştüm.

Fakat kendisine çok saygı duyduğum, değer verdiğim ve çok sevdiğim araştırmacı yazar Uğur Akkafa kardeşim iddia ettiğine göre, ‘mutlaka bir bildiği vardır’ diye yorum yaparak, ben de daha ciddi tahkik ve tetkik yapma ihtiyacı duydum. Netice de Uğur kardeşime yerden-göğe hak verdim. Ve “ben Uğur kardeşimden şu kadar yıllar önce dünyaya geldiğim halde, ben niye bunu daha önce fark edemedim” diye de kendimden utandım…

Gerçekten de “bir insanın inandığı dinin kitabını okumamış olması veya okuyamaması, hatta orijinalinden okumasını dahi bilememesi,” çok garip, ilginç, enteresan ve hayretle karşılanması gereken müessif olaylardandır. Hem de ilk emir “OKU” olduğu halde!…

Bizler basit bir mutfak eşyası veya tıraş makinesi veya herhangi bir cihaz aldığımız zaman, öncelikle gönderici firmanın tavsiyelerini içeren prospektüsünü, yani kullanım kılavuzunu dikkatlice okumuyor muyuz? Elbette okuyoruz…

Oysa Kur’ân, bizler için hem dünyada, hem Berzahta yani Kabirde, Haşirde, Kıyamette, Sıratta, hatta hem de Mahkeme-i Kübra’da, bu uzun yolculuklarımızda kılavuz, rehber, hatta yoldaş değil miydi? Sadece şu Dünya ve Berzah dediğimiz bu uzun yolculuklarda değil, Ebedî yaşayacağımız ÂHİRET yurdumuzda, bizlere Cennet hayatımızı kazandıracak mukaddes bir kitap değil midir?…

60-70 Senelik istikbal için 10-15 yıl tahsil yapıp, yabancı dil öğrendiğimiz halde, binlerce yıllık Berzah hayatı ve EBEDÎ olan Ahret hayatımız için niçin Kur’ân tahsili yapmıyoruz?

Acaba bu Kur’ânı okumayı öğrenmek çok mu zor?…

Asla zor değil? Çünkü Allah cc Kamer S. 17., 32, 40. Ayetlerde bizlere “Kur’ânı sizlere çok kolay kıldık” buyuruyor. Hatta daha önce defalarca yazmış, seminer ve konferanslarımda anlatmıştım. Ben bir din görevlisi olmadığım halde sadece 10 saatte öğretiyorum. Üstelik te aynı günde ve 20-30 kişiye birden. Bunu da ülkemizin 15 vilâyetine giderek, çeşitli topluluklara uyguladım. %75 ile %95 oranında başarılıydım. Bu %5-25 arası fire ise aile, iş, okul vs. problemi olup, kendini bu egzersizlere veremeyen kişilerdi.

Bu kadar detaya; “köşe yazarımız gibi bir işadamının bile Kur’ânı kolayca öğrettiğine göre, demek ki çok kolaymış” diyebilmeniz için girdim.

Benim uyguladığım Kur’ân öğretme metodunun üç ayağı var.

  1. Hâfıza tekniklerine göre hazırlanmış olan yeni elifbê’leri kullanıyorum. (Danışma ve isteme adresi: Mühendis- İlâhiyatçı imam H. İbrahim TUNÇ; 0535 250 81 24)
  2. Japonya’da öğrendiğim beyin fırtınası prensipleriyle, + GURUP ÇALIŞMASI.
  3. MOTİVASYON… Değerli dostlarım bu motivasyon çok önemlidir. 

Benim uyguladığım motivasyon özeti şöyle:  

  1. Bismillah her hayrın başıdır. Allaha sığınarak bu hayırlı eğitime başlıyoruz.
  2. En basit olan Brille alfabesi: Çok kolay olduğu halde, gözü gören hiçbir kimsenin, hatta tek bir Profesörün bile bilmemesi, sadece İHTİYAÇ DUYMADIĞI içindir. Demek ki bir şey öğrenmek, ihtiyaç duymakla doğru orantılıdır. Önce; “Niçin Kur’ân öğrenmeliyim?” Sorununu ve sorusunu hazmetmeliyiz. İnsan bir şey öğrenmek için, ihtiyaç duymalı. (veya duyurulmalı.)
  3. Bakınız Yunus Emre; “Kim ki Kur’ân bilmedi, sanki dünyaya gelmedi!” derken bile, Kur’ân okumayı bilmeyenin “ha var-ha yok” anlamında olduğunu vurguluyor.
  4. Sadece Tâ Hâ Suresi, 124. Ayet. “Kim zikrimden (Kur’ân okumaktan) yüz çevirirse, dünyada dar geçim ve Kıyamette KÖR olarak haşr ederiz” tehdidi bile, Kur’ân öğrenmek ve okumak için yeterli bir sebeptir.
  5. Namazda Kur’ân telâffuzuyla okunmayan Sure ve ayetler genellikle arızalıdır.
  6. Kur’ân Cennet lisanıdır.
  7. Kur’ân okumanın ve dinlemenin 3 etki alanı var. Cismanî (vücudumuza), Nurani (Biyoenerjik bedenimize) Ruhani (Ruhumuza)… Bu etki alanları iddia değil, tecrübelerle sabittir. Hatta Cismanî etki alanı Japon Prof. Masharu Emoto “SU KRİSTALLERİ kitabında ispat etmiştir. (Daha önce bu köşede arz etmiştim.)
  8. Hadis-i Kutsi: “Kim Kur’ân ile meşgulken, diğer kullarım dua ederek benden bir şeyler isterken, ben Kur’ânla meşgul olanlara, istemedikleri halde onlardan daha fazlasını vereceğim” müjdesi bile tek başına Kur’ân öğrenmeye yeter…
  9. Hadis-i Şerif: Hayatında Kur’ânla sürekli meşgul olan, her gün okuyan ve dinleyen bir Mü’min vefat ettiğinde, Kur’ân ona kabirden ta Mahkeme-i Kübra sorgulanmasından sonra “CENNETLİKSİN” denilinceye kadar ona refakatçisi olacağını müjdeliyor.

Ben işte bunlara benzer müjdeleri ve gerçekleri dersten önce anlatıyorum. Kişiler kendilerini Kur’ânı öğrenmeye mecbur hissettikleri için, can kulağı ile takip edip başarılı oluyorlar. Kur’ân-ı okumaya başlayıp, her gün de en az yarımşar saat okuyarak birkaç ay içinde hızlı okumaya başlıyorlar.

Zaten ülkemizin her camilerinde de Kur’ân okutma seferberliği birkaç seneden beri devam etmektedir. Ne mutlu bu fırsatları akıllıca değerlendiren bahtiyarlara…

A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK HAKKINDA

A. Raif ÖZTÜRK... 20 Nisan 1950 yılında Tekirdağ Çorlu’da doğan Raif Öztürk, ilkokulu Çatalca’da okudu. O dönemin şartlarına göre eğitimini ve iş yaşantısını birlikte sürdürmeyi hedefleyen A. Raif Öztürk, Meslekî Ortaokulu Paşabahçe’de sürdürerek, Sultanahmet Meslek Lisesi’nde özel olarak Makine Yüksek Teknik Ressamlığa devam etti. Türkiye Şişe ve Cam fabrikalarında 26 sene ‘Robotik ve Tam Otomatik Makineler Üretim Hattı Makine Teknisyenliği’ & Fabrika Vardiya amirliği yaptı. ‘Özel Araştırma, Geliştirme ve Eğitmen’ (ARGE) görevlisi olarak 1980’de İngiltere’ye, 1986 yılında da Japonya’ya giden yazarımız, dönüşünde de Meslek Lisesi mezunlarına, (Üretim makinaları, Kalite çemberleri ve beyin fırtınası teknikleri hakkında) iş programlamaları, eğitmenlik, rehberlik ve liderlik dersleri verdi. 1990 yılında Türkiye Şişe Cam Fabrikalarından kendi isteğiyle emekli olan A. Raif Öztürk, Öz Emek Spor Ltd. Şt. Mağazalarını açarak, hâlen işletmeye devam etmektedir. 1990’lı yıllarda bir yıl Diksiyon, bir yıl Osmanlıca, iki yıl da Arapça eğitim alan Öztürk, Halen (1962’den beri) Beykoz, Kavacık’ta ikamet etmektedir. Hiç Kur’ân bilmeyen 30-40 kişiye; aynı anda ve 10 Saatte Kur’ân öğretme uzmanı olan yazarımız, 2014 yılında Sakarya Üniversitesinden “Eğitimciye Eğitim” adıyla eğitim aldıktan sonra, “DEĞERLER EĞİTİMİ UZMANI” sertifikası kazanarak, Beykoz Milli Eğitim Müdürlüğünde ve ülkenin çeşitli illerinde 6 yıldan beri konferanslar ve görsel seminerler vermektedir. Yazarımızın, 2002 yılından bu yana; ‘Fikir Bahçesinden BİR DEMET’, “Derdim bana DERMAN imiş”, ‘Biyoenerji ve Kozmik Bilimin ışığında ŞİFA OLAYI’ adlı Belgesel, tevhid ve tefekkür içerikli kitapları yayınlandı. Sn. Öztürk Ulusal ve Uluslararası Sempozyumlarda, 2015’te Kastamonu Üniversitesinde ve 2018’de Ukrayna Üniversitesindeki sunumlarda kürsü almış olup, hâlen köşe yazılarına ve Kitap çalışmalarına devam etmektedir. 2006 Yılından beri “Dost Beykoz Ailesi” mensubudur…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER