Dr. Akyıldız'dan Beykoz'da sağlıklı yaşam tavsiyeleri

  • 0
  • 12125
Dr. Akyıldız'dan Beykoz'da sağlıklı yaşam tavsiyeleri
Dr. Akyıldız'dan Beykoz'da sağlıklı yaşam tavsiyeleri
Dr. Akyıldız'dan Beykoz'da sağlıklı yaşam tavsiyeleri
Dr. Akyıldız'dan Beykoz'da sağlıklı yaşam tavsiyeleri

Ünlü kalp cerrahı Mahmut Akyıldız, Beykoz'da sağlıklı yaşam konusunda verdiği seminerde stresin insan yaşamına etkilerini hatırlattı.

Beykoz Rizeliler Derneği'nin konuğu olan Mahmut Akyıldız, kalp damar sağlığı üzerinde durdu. İçinde bulunduğumuz dönem ve şartlarda hastalık tanımlamamalarının değiştiğini, bazı ölümcül hastalıklar ölümcül olmaktan çıksa da yeni hastalıkların türediğini söyleyen Mahmut Akyıldız, "çağımızın hastalığı strestir" dedi.  

"İnsanın var olduğundan beri sürekli bir gelişim içerisinde. Eskiden atalarımıza baktığımızda, yaşamlarını sürdürebilmeleri için iki üç ihtiyacını temin edip canıyla ilgili de bir tehlike söz konusu değil se mutlu olabiliyordu" diye konuşan Mahmut Akyıldız, o dönemlerde, kanser, kalp damar hastalıkları, şeker gibi hastalıkların olmadığını ama bugün bu şartların değiştiğini söyledi.

"Teknoloji hepimize zarar veriyor"

"Ne zaman ki teknoloji ile birlikte gelişimler başladı, insanlar teknoloji ile bir yandan yaşamını kolaylaştırırken, diğer yandan kendine zarar vermeye başladı." ifadelerini kullanan Dr. Akyıldız, "Günümüzde yeni nesil hastalıklar dediğimiz, kalp, şeker ve kanser gibi hastalıklara son yüzyıl hastalıkları deniliyor. Eskiden insanlar bu kadar uzun yaşamıyordu. Enfeksiyon, Tüberküloz, Kolera gibi hastalıklar vardı." dedi.

Yaklaşık bir saat süre ile dinleyicilerini bilgilendiren Akyıldız sorulara da cevap verdi.

Dr. Akyıldız açıklamalarının devamında şunları söyledi:

Şimdi ortaya çıkan araştırmalardan anlıyoruz ki, beslenme ve stres son yüzyıl hastalıkları üzerinde etkin bir unsur.  Günümüz insanının stresle yüz yüze gelmesi çok daha sıklaştı. Ne kadar teknolojik imkana sahip olursak yaşamımızı o kadar monotonlaştırıyoruz. Bütün bunlara birde doğal olmayan beslenmemiz eklendiği zaman işin rengi büsbütün değişiyor.

Beslenmede rafine?

Rafine; yiyeceklerin işlenmesi demektir. Şeker, tuz ve pirinç rafine hale getirilmiş bir kaç üründür. Şeker, ünlü mamuller ve koka kola kokainden çok farksız değildir. Şekerin kokainden tek farkı ucuz ve yasal olmasıdır.

Son yüzyılda, hastalıkların ortaya çıkmasının en önemli nedeni kullanmış olduğumuz yağ miktarıdır. Teknolojinin tükettiğimiz doğal ürünlere girmesi, beslenme kalitesini her geçen gün düşürüyor.

"Beslenme çok önemlidir"

Orijinal tereyağı en güvenilir yağdır. Orijinalliği hiç bir şekilde bozulmuyor. Pişirme yağı olarak tereyağı kullanmakta fayda var.

Egzersiz yapmamakta vücutta yağ oluşumunu arttırıyor. Tüketeceğimiz besinleri mümkünse en orijinal haliyle tüketmemiz gerekiyor. Doğal ortamda olmayan sürekli ahırda beslenen bir hayvanın eti ile doğal ortamda beslenen bir hayvanın eti ve sütü aynı değildir. Doğal ortamda beslenen hayvanın ürünü tercih edilmelidir. Onun için insan sağlığında beslenme çok önemlidir. Mümkünse küçükbaş hayvanların etlerini tüketmek tercih edilmelidir. Çünkü küçük baş hayvanların doğal ortamda kalma zamanları daha fazladır.

"Hastalıkların temeli küçük yaşlarda atılıyor"

Diyabet şeker, kroner damar hastalıklarının temelleri, bu tarz beslenme sonucunda çocukluk yaşlarda atılıyor. Damar hastalıkları bir yaşlılık hastalığı değildir, Çok erken yaşta, hatta 10 yaşlarında başlayıp ilerliyor. Bunun en önemli nedeni sağlıksız beslenmedir.

Düzenli olarak egzersiz yapmak hem kilo kontrolü hem de, fiziksel, ruhsal ve zihinsel sağlığımız açısından çok çok önemlidir.

Egzersiz yaptığınız zaman neler oluyor?

Vücudunuzda mutluluk hormonları salgılanıyor. En etkili Antidepresan ilaç egzersizdir. Metabolizmanızı hızlandırıyor. Sadece o esnada değil, 24 saat boyunca metabolizmanızı hızlandırıyor. Bu sürede yine yağ yakan enzimlerinin aktif hale geçiyor ve 24 saat aktif oluyor. Egzersiz olmadan yapılan bir diyet yalnızca vücuttaki yağ miktarını değil, kas gücünü de eritiyor. Ve bir süre sonra daha yaşlandığınızı görüyorsunuz. Egzersizle birlikte yapılan diyet osteoporoza karşı direniyor. 100 yaşını aşan meslek grubu çobanlıktır. Çünkü sürekli dolaşıyor. Bu da bir nevi egzersizdir.

Stres nedir?

Günümüz insanı maalesef stresle çok fazla yüz yüze kalıyor. Stres çevremizdeki değişikliklere bizim vermiş olduğumuz kısa ve uzun vadeli cevaplara stres deniyor. Stres bedenin bir savunma mekanizmasıdır. Hayatta kalmak için genlerinize işlenmiş bir mekanizmadır.  

Her hangi bir sorunla karşılaştığımız zaman; ya savaşacaksın yada kaçacaksın. Savaşacaksan vücut bir takım hormonlar salgılayarak, alarma geçiyor. Vücut adrenalin salgılıyor, bir anda öfkeleniyorsun ve bütün enerjini aktif hale getiriyorsun.

"Stres aynı zamanda insanın rekorlar kırmasına neden olur?"

Stres hayatta kalmamız içinde gerekli bir şeydir. Ünlü bir düşünür, 'stres insanın rekorlar kırmasına da neden olur' diyor. Dozunda stresle yüz yüze gelmek, bizi motive edecektir, işimizi daha iyi yapmamıza katkı sağlayacaktır.

Bizi strese iten nedenler gerçekten gerekli mi?

Şu da önemli; Bizi strese iten nedenler gerçekten gereklimi?  Bu konuda da ciddi çalışmalar yapılmış. Stres motive edici bir güç ama yüzde doksan boşu boşuna üzülüyoruz. Sizin strese girmenizin kendinizi helak etmenizin ancak yüzde 5 makul ve mantıklı sebebi olabilir.

İnsanların strese girme nedenleri arasında % 40 geçmişte yaşadığı bir olayı kafasına takmasıdır. İnsan beyni boşluktan nefret eder. Boş kaldığı zaman geçmişte yaşadığı kötü bir olayı getirir ortaya koyar. Diğer bir çalışmada insan beyninden sürekli düşünceler geçtiği ve bu düşüncelerin yüzde 70-80 oranında olumsuz düşünceler olduğu söyleniyor.

Aynştayın ne diyor, 'aynı olaya aynı tepkiyi verip farklı sonuç beklemek deliliktir.' Yaşanmış bitmişse oradan alacağınız dersi alacaksınız, oraya takılıp kalmayacaksınız. Eğer bir insanla ilgiliyse affedeceksiniz.

Affetmek aslında yine kendinizi affediyorsunuz. Affetmediğiniz her insan için zehri kendiniz içiyorsunuz ve onun ölmesini bekliyorsunuz.

İnsanların strese girmesinin bir diğer nedeni de gelecekle ilgili kaygılardır. Bu konuda da yapılan çalışmalar, insanların; gelecekle ilgili kaygılarının yüzde 90'ının gerçekleşmediğini ortaya koyuyor. Yani yüzde doksan boşu boşuna üzülüyoruz.

İnsanın strese girmesinde yüzde 10-15 oranında da çevresel faktörler vardır. Bunlarında çok bir önemi yok. Ancak yüzde 8-10 mantıklı sebeplerle üzülebiliriz. Bilimsel verilerin sonucuna göre yüzde 90 boşu boşuna üzülüyoruz.

Üzüntü ne yapıyor?

Stresle her gün yüz yüze kalmak, vücudumuzdaki enerjinin zamanla tükenmesine yol açıyor. İlk önce direnme dönemi, daha sonra tükenme dönemi başlıyor. Çağımızın hastalığı dediğimiz panikatak bozukluklar, depresyonun en önemli nedenlerinden bir tanesi stres ve stresle çok yüz yüze kalmak. Ve bedendeki çöküş başlıyor. Halsizlik, yorgunluk ve bitkinlik. Özetle, ani ölümlerin tetikçisi strestir.

Haber Merkezi

Murat Aydın Beykoz'u kimlerle yönetecek?
Önceki Murat Aydın Beykoz'u kimlerle yönetecek?
Beykoz'un bir okuluna daha yeni kütüphane
Sonraki Beykoz'un bir okuluna daha yeni kütüphane
Yorumlar (0 Yorum)

Bu içeriğe yorum yapılmadı, yorum yapmak ister misin?

Yorum Yaz