Sinan KAVRAKOĞLU
  • 01/01/1970 Son günceleme: 14/01/2009 23:11
  • 25.403

Dost Beykoz’un 49. Sayısı’nda kullandığımız manşetler siyaset dünyasının ezberini bir anda bozuverdi. Bu ezber bozan manşetten ilk etkilenen parti MHP olurken, 6 Aralık’ta Zekeriya Gündoğdu olarak açıkladıkları adaylarını geri çekerek, eski Çubuklu Muhtarı Şenel Ustabaşı’nın adaylığını ilan ettiler. İşin tuhaf yanı MHP’nin resmi web sitesinde Beykoz adayı halen Zekeriya Gündoğdu görünüyor. Sanırız bu durum basit bir güncelleme aksaklığından kaynaklanıyor.

Eski Çubuklu Muhtarı Şenel Ustabaşı’nın yakaladığı bu fırsatı Beykoz için her açıdan olumlu bir gelişme olarak değerlendiriyoruz.

“Bu güne kadar Beykoz’u Beykozlular yönetti ve geldiğimiz durum ortada” diyerek Beykoz dışından gelecek adaylara açık olduğunu her toplantıda ima eden MHP İlçe Başkanı Sadık Ali Uslu ve Yönetim Kurulu Üyeleri’nin de bu gelişmeyi memnuniyetle karşıladığını düşünüyoruz. Ama bu durum bağımsız adaylığı düşünen Hamit Olgun Coşkuntuna’nın düşüncelerinin eyleme dönüşmesine ne şekilde tesir eder, onu kestirmek biraz güç. Bekleyip göreceğiz…

CHP’nin de ezberini bozması lazım…

Yine 49. Sayımızda kullandığımız diğer bir manşet, eski Belediye Başkanı Alaattin Köseler Dönemi’nde meydana gelen bir takım yolsuzluk ve rüşvet iddialarıyla ilgiliydi. Bu iddialarımız CHP Beykoz İlçe Teşkilatı’nın bir toplantısında da gündeme gelmiş, gündeme getirenlere de yargı yolunun açık olduğu lisan-ı uygun bir şekilde ifade edilmişti. Ancak, Köseler dönemini ilgilendiren ve hayli iddialı belgeler içeren bu haberimizle ilgili şu ana kadar Haber Merkezimize her hangi bir “Tekzip” talebi ya da“mahkeme celbi” gelmedi. Onların yerine Ümraniye’den çok cılız bir ses yükseldi.

O cılız sesin Köseler’in ağzından ortaya attığı iddialar ne hikmetse sadece Ümraniye’de konuşulurken, Beykoz’un gündeminde iddia edildiği gibi bir konunun olmadığını da eklemek isterim. Öte yandan, Alaattin Köseler’in oldukça sıkıntılı olan adaylık sürecinin bu iddialardan sonra ne şekilde etkileneceğini de çok yakında göreceğiz.

Burada bir parantez de Yavuz Gürkan’a açmam lazım. Zaten aday adaylarından tanıdıklarım Yavuz bey, Alaattin bey bir de Şaban Tören. Şaban Tören’den hiç bahsetmeyeceğim, merak edenler Beykoz Vakfı Nereye Gidiyor başlıklı yazımı okuyabilirler (halen en çok okunan yazım olarak da ayrı bir gurur kaynağım).

Yavuz Gürkan gibi kirlenmemiş, yıpranmamış, hiçbir şaibeye bulaşmamış, son derece donanımlı ve her kesimden oy alma potansiyeline sahip bir ismin Beykoz’da aday gösterilmemesi eşyanın tabiatına aykırı diyeceğim ama karşımızda CHP’nin olduğunu da bir kenara not etmek lazım. Ayten hanımın demokratik geçmesi gereken yarışa bu anlamda katkı koyamadığını, Köseler’i haftalar öncesinden adaymış gibi göstermesini, Köseler’le birlikte çeşitli toplantılarda boy gösterip diğer aday adaylarını yok saymasını etik bulmadığımı tekrar belirtmeliyim. Seçimlerden sonra Ayten hanıma teşkilatları bunun bedelini ödetecektir diye düşünüyorum.

Bir sonraki yazımda sanıyorum ilan edilen Belediye Başkan Adayları’nı mercek altına alacağız. Tekrar hatırlatmakta fayda görüyorum: Bu bir demokratik yarıştır. Bu yarışın kaybedeni kazananı görecedir. Sonuçta kazanması gereken Beykoz olmalıdır. Zira Beykoz kazanırsa, Beykozlular da kazanmış olacaktır. Bu arenada yer alan herkes 30 Mart sabahı kucaklaşıp, Beykoz’u yarınlara taşımanın hesaplarını yapıyor olacağız.

Yazarın Yazıları