Bu seçimde, DOĞRU TERCİH çok kolaylaştı. Çünkü; bir tarafta halk çoğunluğunun tercihi olan istikrarlı bir iktidar var. Diğer yanda ise iktidar olmaktan ümidini kesmiş ve HAÇLI SEFERLERİ gibi kümelenmiş olan muhalefetin yalan ve uçuk vaadleri, kuyruk acılı Paralel Vatan HÂİNLERİ, PKK, DHCKP, bunlara yaslanmış olan HDP, tüm İÇ ve DIŞ şer güçler vs…. var. Ayrıca, Kırkpınar güreşlerindeki maskot minik çocukların kıspet giydikleri gibi, ortada dolaşan küçük partiler de var. Bunlar şahsi kin ve kıskançlıkla sahneye çıkmış, baronların beslemeleriyle de iktidarın ve istikrarın oylarını bölmek için teşvik edilmiş guruplardır. Merhum Lider Muhsin Yazıcıoğlu’nun önceki seçimlerde, “Bu kritik dönemde İktidarın %2 oy kaybı olmaması için İTTİFAK yapmadığı” çok anlamlıdır. Halkta da var olan bu akıllı, sağduyulu ve ferasetli anlayış, bugünkü egoist ve cüce başkanlarda maalesef yok!…
Buna rağmen, bu hassas konuda hem çok temkinliyim, hem de çok müsterihim. Çünkü bu konuda çok ciddi araştırmalar yaptım ve ‘Sempozyum Tebliği’ hazırlayarak, K. Üniv.’de Rektör ve akademisyenler huzurunda bu tebliğimi sundum. Sizler de müsterih olunuz…
Bediüzzaman Hz. R. Nur talebelerini, “İman ve Kur’ân hizmetleri adına” siyasetten men ediyor. Ancak, seçimden seçime ‘bir nebzecik ilgilenmekle bile doğru karar verebilmemiz’ için, bize ŞABLON hükmünde prensipler veriyor. İşte ilki; Münazarat, 51 ve 52. Sayfalar:
-“Muhâli taleb etmek, (olmayacak bir şeyi istemek) kendine fenalık (kötülük) etmektir. Zerratı günahkârlardan mürekkeb bir hükûmet, (her bir ferdi günahlarla karışık bir hükümet,) tamamıyla masum (günahsız-kusursuz) olamaz. Demek, nokta-i nazar, (bakış açımız) hükûmetin hasenâtı seyyiatına tereccuhudur. (..yani tercih sebebiniz, hükümetin iyi işlerinin ve icraatlarının, kötü işlerinden fazla olmasıdır.) Yoksa seyyiesiz (günahsız-kusursuz) hükûmet, muhal-i âdidir. (Az düşünenlerin de bile bileceği, asla mümkün olmayan bir hükümettir.) Ben öyle (düşünen) adamlara, ANARŞİST nazarıyla bakıyorum. Zira onlardan birisi -Allah etmesin- bin sene yaşayacak olsa, âdeta mümkün hükûmetin hangi suretini görse, (her türlü hükümeti denese) hülya (tatlı düş, hayal, kuruntu) ile yine razı olmayacak. Şu hülyanın neticesi olan meyl-üt tahrib (kırıp, döküp, tahrip etmek eğilimi) ile o sureti (mevcut gidişatı) bozmağa çalışacaktır…” Bediüzzaman…
Şimdi şu paragrafın, mesaj yani şablon yönünü özetleyelim: “Kusursuz bir hükümet bulmak imkânsızdır. Oy vermedeki bakış açımız; mevcut hükümetlerin iyi işlerinin ve icraatlarının, var olan kusur ve günahlarından fazlalığına bakmak olmalıdır. Eğer iyi işleri, günah ve kusurlarından fazla ise o hükümete zarar vermeye çalışmak, bir nevi ANARŞİSTLİKTİR, bozgunculuktur. Artısı, eksisinden fazla olan hükumetleri beğenmeyenlere, ANARŞİST nazarıyla bakılabilir. Çünkü her fert kusurlarla dolu olduğu için, fertlerden müteşekkil hükümetin kusursuz olmasını beklemek, tatlı bir hayaldir ve imkânsızdır. Böyle davrananlar ise bozgunculuklarıyla, öncelikle kendilerine kötülük etmiş olurlar…”
Bugün; özellikle iç ve dış mukaddesat düşmanlarının, ülkemizin “İslâm âlemine lider olmasından ürktükleri için”, kurdukları haçlı seferleri gibi sinsi tuzaklara karşı, hareket tarzımızı belirlemek maksadıyla, Bediüzzaman Hz.’nin bu konudaki engin ilmine müracaat ettik. Onun müthiş ve anlamlı cevabı işte böyleydi! Aksi halde her kafadan farklı sesler çıkacağı için, bu bölünme ve parçalanmadan, sürekli ŞER GÜÇLER istifade edecekler…
- Suriye, Mısır, Filistin ve diğer kan ağlayan İslâm ülkelerinin ahvâli, işte böyle sinsi plânlarla “bölünerek”, o tuzaklara düşmelerinin acı bir neticesidir. 57 İslam ülkelerinin tamamının, şer güçler tarafından işgali de, o İslâm ülkelerinin ümit bağladıkları Türkiye’nin de güçsüzleştirilerek, pasifize edilmesine bağlıdır.
Bu nedenle ülkemizde estirilen şu fırtınalar, kara bulutlar, sinsi oyunlar, gezi olayları, 17 ve 25 Aralık darbe girişimleri, vb. olaylar, hep bu sinsi plânın sahnelenmiş hâlleridir. Bazı figüranlar; ablalarımız, abilerimiz veya kardeşlerimiz (!) de olsa, durum maalesef böyledir!…
İşte bu gerçekler ışığında, 7 Haziran seçimleri çok büyük önem arz etmektedir. İç ve dış tüm şer güçlerin ve İslâm düşmanlarının hedefi; elli küsur İslâm ülkelerinin ümidi olan Türkiye’nin gücünü kırmaktır. Ülkemizi koalisyonlara sürükleyerek, emir verebilmektir… Bu gücü kırdıktan sonra, koalisyonlarla, gerisi çorap söküğü gibi ‘emir altına alınacağı’ planlanmış olup; haram-helâl, yalan-iftira, doğru-yanlış, hak-hukuk tanımadan, sınırsız YALAN VAADLERLE, icraatlara KÖR bakış, habbe kusurları KUBBE göstermeler, sınırsız iftiralarla, her türlü saldırılara geçilmiştir. Hatta, Paralel-PKK arasında bile gizli anlaşmalar ifşâ olmuştur. Dış tüm ŞER güçler tarafından verilen emir ve talimatlar da bu doğrultudadır…
- Bu tablo karşısında sağduyulu her aklıselimin, mutlaka SAVUNMASI gereken son ve TEK KALE, Türkiye’dir ve ürktükleri ve korktukları bugünkü istikrar ve iktidardır…
Evet, Bediüzzaman Hz.’nin buyurduğu gibi bu iktidarın da birçok kusurlarının ve yanlışlarının olduğunu da kabul edeceğiz. Bütün bunlara rağmen; İslâm’a, Kur’âna, Ülke kalkınmasına, sağlık reformlarına, ekonomiye, dev ulaşım yatırımlarına bakacak ve diğer yüzlerce önemli icraatlarını da dikkate alacağız. Diğer partiler içinde, güven verebilen tek bir alternatifinin dahi olmadığını da bileceğiz. Şimdi bu duygularla Bediüzzaman Hz.’nin, bu konudaki diğer sözlerine de, dikkatlice kulak vererek konumuzu noktalayalım:
–“..Hayat-ı içtimâiyeye (sosyal hayatımıza) ve vatanımıza dehşetli bir tehlike teşkil eden bu partinin (CHP’NİN) iktidara gelmemesi için, (o günkü-1950-60) Demokrat Parti'yi, Kur'an-ı Kerim, Vatan ve İslâmiyet namına muhafazaya (desteklemeye) çalışıyorum." (Emirdağ Lhk.-2.)
Bediüzzaman Hz.’nin oy verme konusundaki şablonu çok nettir: “Yüce Dînimizin men ve reddettiği Irkçılığı savunmayan (!), İslâm’a müsamahakâr olan, muhafazakâr, KİTLE ve SAĞ bir partiye, tereddütsüz OY verilmelidir.” Bu günkü AKP bu şablona, o günkü DP’den çok çok daha uygun olduğu, çok net ortadadır. (İsimler değişebilir fakat bu şablon değişmez.)
NOT: Bu gün bu konuya çok önem vermemizi merak ederlere, Bediüzzaman Hz.’den bir hatıra ile cevap vermek istiyorum. Üstadın talebesi M.Fırıncı Ağabey anlatıyor: Üstadın o günkü Demokrat Parti LEHİNDE açıkça tavır almasını, muhalif basın diline dolayınca, talebelerinden birisi bundan tedirgin olmuştu. Üstad ona şu cevabı vermişti: “Ne var bunda? Demokratlar Dine yardım etti, Din de Demokratlara yardım ediyor.”...Bizler de Yüce dinimize, Vatanımıza, Milletimize böylesine müthiş imkânlar sunan bir iktidarı takdir ediyor, ŞER İTTİFAK karşısında, AKP’yi Allah cc rızası için destekliyoruz…
Sayın Hocam,
Vergi dairesinde bir yığın dosya dururken apartopar ben icraya veriliyorum iflasıma neden olunuyor.
Elin oğlu danışmanlık yaparken benim oğlum 3 sene işsiz geziyor.
Herkes ballı börekli gelirler elde ederken Benim eşimin Bağkur Maaşı kesiliyor..
ŞİMDİ SAYIN HOCAM BEN ANARŞİST OLUYORUM ÖYLEMİ
Kaynağı belli olmayan paralarla umreye giden müslüman oluyor….Ben Anarşist Oluyorumm…
OLSUN HOCAM CANIN SAĞOLSUN..
ANCAK BU PARTİZANLIĞIN DOLAYISIYLA KUL HAKKINA ORTAK OLUYORSUN VEE SİZLERE HAKKIMI HELAL ETMİYORUM..İNŞALLAH BENDEN BETER OLURSUNUZ..
(Dost beykoz yönetimi bu mesaj yayınlanmazsa sizede hakkımı helal etmiyorum.)
sn.akp nin silahşör hocası şehit liderimiz muhsin yazıcıoğlu’nu lütfen artık o paslanmış dilinize almayın sn yazıcıoğlu 2.dönem meclise ittifakla girmiş ve o mecliste her türlü baskı ve tehdide rağmen milletin sesi olmuştur
Sn Yazar sen hala nelerden bahsediyorsun! Mersinde 80 yaşında ihtiyar, bir derneğe kurban verdi bağış yaptı diye gözaltına alınıyor onu gözaltına alan polis bile başını öne eğip ihtiyarı götürüyor artık sözün bittiği yerdeyiz Millete onyıllardır kan kusturanlar.. ve pkk dışarı Müminler içeri. Ve bütün bunlar senin gibilerin desteğiyle yapılıyor ve sen hala savunuyorsun artık sözün bittiği yerdeyiz Zalimleri ve zalimlik yapanları destekleyenleri ALLAHA HAVALE EDERİM. Ve biz yalnız ona güvenip yalnız ondan yardım bekleriz. Ve o mutlaka hem burada hemde ötelerde gerekeni yapacaktır bundan hiç şüphemiz yok.
Hırsızlık yapanlara yolsuzluk yapanlara Bebek Katili Terörist başıyla müzakere pazarlık yapanlara Şehit Liderimiz Muhsin Yazıcıoğlunun Suikaste uğradığı helikopterin enkazını 2 günde bulamayanlara{Enkazı Köylüler Buldu} 17-25 aralık yolsuzluk operasyonu yapıpda ucunun kendilerine değeceğini anlayan devlet gücünü elinde bulunduranlar yolsuzlukları hırsıklıkları ortaya çıkaran polisleri emniyetçileri valileri devlet görevlilerini ordan oraya sürenler gözaltına alıpda suç bulamayanlar sonra 2-3 olmadı 4.defa gözaltına alıpda suçu olmadığı halde cezaevine koyanlar Şehit Muhsin Yazıcıoğluna gelince kılını kıpırdatmadılar şimdi çıkmışlar Şehit Muhsin Yazıcıoğlunu Referans gösteren açıklamalar yapıyorlar onlara sadece HADİ ORDAN HADİ ORDAN SİZİ GİDİ SİZİ HERŞEYİ İSTİSMAR ETMEYİ ALIŞKANLIK HALİNE GETİRDİNİZ DEĞİLMİ? 7 Haziranda oyumuz TÜRK İSLAM BİRLİĞİ Diyenleredir.Oyumuz HAK GELDİ BATIL ZAİL OLDU DİYENLEREDİR.OYUMUZ MİLLİ İTTİFAKA SAADET PARTİSİNEDİR.
doğru tercih, evet doğru tercih yapmak lazım. tercihimizi yaparken oy vermeyi düşündüğümüz siyasetçinin adının neler ile anıldığını,siyasete başlarkenki serveti ile bu günki servetinin arasındaki farkı,kendisine ve partisine yapılan muhalefeti ve elştiriyi sürekli olarak bi yerlere bağlayıp kişileri ya ateist,ya vatan haini yada paralelci ilan edip etmediğini,aslında bunların kabak gibi kendi adi ve anayasal suçlarını örtbas etmeye çalışmak olup olmadığını,islam ile dalga geçen,evinde işyerinde kolunda haram paralar ve eşyalar taşıyan insanlara sahip çıkıp çıkmadığını vs. vs. vs düşünmek lazım….ya bu tür adamlara oy verip onların günahına,suçuna,ayıp ına,zulmüne ortak olacağız yada hiç denenmemiş,adı bu kirli işlere karışmamış,ailesi hırsız olmayan,haramzadelerle iş tutmayan..peygammer ile kıyaslandığında, yahu siz ne yapıyorsunuz,beni nasıl bi vebalin içine atıyorsunuz,bu günahı sizde bende nerede nasıl öderiz diyebilen, utanma duygusunu,insanlığını henüz unutmamış birine oy atarız…. seçim bizim,isteyen istediği yere oy atsın ama….3 kuruşluk basın köşelerinde yer bulup birilerine yağdanlık olan lara,günahı bile bile islamı siyaset e alet eden 3 kuruşluk günahkar köşe yazarlarına inanmasın….
syn. karasakaloğlu… öncelikle geçmiş olsun ve allah yardımcınız olsun. beyefendi, hocam ile bir kişiye hitab edersek onun kişiliğinden ve hakkaniyete dikkatinden emin olmamız gerekir diye düşünüyorum. yorumunuzda bahsettiğiniz sebepler ortada dururken hocam hitabını kullanmanız pek yerinde olmamış gibi geldi bana. bu lakabı haketmiş ve sindirmiş, allaha ve onun verdiği akli melekelere saygısı olan biri bu yazıyı yazıp bu insanlara destek isteyemez……ve hatta bence bugünden tezi yok tevme etmesi gerekir…..allah yar ve yardımcınız olsun inşallah
Sn Ahmet Öztürk. Allah sendende diğer yorumculardanda razı olsun, Cesurca inandıklarınızı doğruları yazdınız. Hata benim yazmak isteyipte yazmadıklarımıda yazmışsınız. Çok önemli bir ayrıntıyıda ben yazayım, Allah kimseyi HASET hastalığına yakalatmasın maalesef! bu hastalık insana en çılgın en hain en gaddar günahları işletir kardeşlerini bile hain ilan ettirir kıskançlığın en ileri derecesi olan bu çaresiz hastalık insana bir bandrola kardeşlerini bile sattırır. (Anlayan anladı.)
Ayrıca, bizim yorumlarımızı kesmeden demokratça, hoşgörüyle, tarafsızca yayınlayan Dost Beykoz sitesine de Teşekkürü borç bilirim.
Sn yazar, Üstadın siyasetle ilgili yani o günlere has Demokrat partiyle ilgili görüşlerini bu güne yorumlamış peki aynı şekilde şu adnan hoca var ya hani A9 TV kanalında manken gibi kızları akşamları muz gibi soyup oynattıran kişi, oda kendisinin mehdi olduğunu adeta iddia ediyor hemde saçının teline kadar tarif ederek ve bunu da Üstadın mehdilikle ilgili yazılarını delil gösteriyor sadece üstad değil said özdemir abi ve salih özcan abininde açıklamalarını sürekli kendini desteklettirerek yayınlayan, hemde her akşam, ne yani şimdi biz bu adama Üstada hörmeten Üstad böyle diyor diye inanacakmıyız.Üstad o güne has bir yorumla Demokrat partiyi destekledi bunuda açık yaptı o günün şartlarını o güne bırakmalı Üstad şimdiki çakma nurcular gibi Asla zalimlere teslim olup boyun eğmez zalime cesurca karşı çıkardı. Kimse Üstadın adına insanları kendi yanlışlarına alet etmesin! yoksa bu, ahireti kaybettirecek vebali boynuna dolanır. Bizden uyarması artık ne yazarsanız yazın.
sayın abdullah KUL tşk. ederim yorumunuz için..ancak şunu bilmekte fayda varki.bence bu yorumların bura da yayınlanmasının bir perde arkası var bence….bu yorumlar olası bir akp seçim kazanımında başımıza iş açacağı olasılığı hayli yüksektir bence. sayın KARASAKALOĞL nun yorumunu okuduysanız dediğimle benzeştiğini de görebilirsiniz…..şundan eminimki syn. yazar bu yorumları çoktan klasörlemiş ve çekmecesine kaldırmıştır….yarın resmi kurumlarda önümüze gelirse hiç şaşırmayalaım ve doğru bildiğimizi ALLAH yolunda söylemeye devam edelim….zira bunlardan korkup bunların yalanlarına karşı durmazsak, yarın önce hakkın önünde,sonra ailemizin en sonundada milletimizin önünde yüzümüz yerde kalır….varsın bu dünyamız heder olsun,varsın bu köşeleri tutmuş yazarlar gibi iktidar kuvvvetinden faydalanmayalım, doğru birdir ve biz o doğrudan ayrılmayalımda içimizde ahiretimizde heder olmasın…saygılarımla
Sn Ahmet bey, kardeşim.. demirden korkan trene binmez, Hani ruslar doğuyu işgal ettiğinde yüzyıllardır Müslüman Türklerin içinde yaşayan bu Vatanın ekmeğini yiyip suyunu içen ermeniler rusların gelmesiyle Türkleri ruslara ihbar etmeye başladı o zamanlarda rus ve ermeni birlikteliği ile Müslümanları Camilerde yaktılar çocukları katlettiler hamile kadınların karınlarını süngülediler. Allaha şükür, şimdilik biz mazlumlara böyle bir şey yapmıyorlar ama ihbarlar şikayetler gırla gidiyor insanlar işlerinden atılıyor hapislere giriyor ve bunuda her gün sohbet ettiğimiz yan yana namaz kıldığımız çay içtiğimiz yemek yediğimiz bir arada çalıştığımız hatta aynı binada oturduğumuz adıda müslüman olan kardeşim dediklerimiz yapıyor. Bu günlerde güçlüden yana olup sahipsiz zannettikleri mazlumlara bunları yapanlar yarın rüzgar ters estiğinde eminim bunlar gene bizler gibileri arkada bırakıp bu sefer yeni gücün yanında çığırtkanlığa başlarlar kesinlikle bu böyledir İnsanlık Tarihine baktığımızda biz bu filmleri çok gördük tıpkı dün darbeci dediklerinin bu gün yanında oldukları gibi. Başkada söze gerek yok sanırım. Ama önemli değil, eninde sonunda hep beraber Allahın önüne onun ilahi mahkemesine çıkacağız o zaman kimin ne yaptığını o bize söyleyecek. Bundan hiç şüphemiz yok.