Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK

Diyanet açıkladı, sigara haramdır

Kapitalist endüstrinin bir pazarlama ürünü olan sigara, aşırı reklâmlarla ve şeytanın da teşvikkâr vesveseleriyle maalesef büyük kitleleri, kurtulması zor bir tuzağa düşürmüştür.

Öteden beri sigara hakkındaki hükümlerin “değişken” olmasının sebebi, bu konudaki kanaatlerin mevcut şartlara ve her dönemde yeni keşfedilen sigara tahribatlarına göre verilmesinden kaynaklanmaktaydı.

Yıllar önce sigaranın tahribat yönü pek bilinemediğinden ve tütün malzemelerinin maliyeti yok denecek kadar az olduğundan, dînen MÜBAH diyenler bile vardı. Kötü kokusu ile rahatsızlık vermesi dikkate alınarak “tenzîhen mekruh” (yani, nâhoş ve çirkin bir hâl) sayılıyordu. Oysa bugün, çok pahalıya mâl edilmesi nedeniyle, 10 senede bir araba bedeli olan 40 000-50000- TL.’sını duman etme, yani İSRAF etme ile karşı karşıya geliniyor. Bu harcama ile yoksul ve orta halli kişiler, maalesef evlâtlarının rızıklarından kesmiş oluyorlar.

Sigara içmek; yüzyıllardan beri var olan, ancak her dönemde çok farklı şekillerde rağbetler gören bir alışkanlıktır. İnsanlar sigara ile bazen keyif almışlar, bazen bunu sözde ‘rüştünü ispat etmek’ niyetiyle kullanmışlar. Bazen de tutkunu olarak çoluk-çocuğunun rızkını, bu acı ve muzır bir dumana vermişler. Bu nedenle de geçmiş yıllarda, edille-i şer’iyye mihengine göre verilen hükümlerle, sadece “mekruh” addediliyordu.

Oysa bu gün; vücuda olan tahribatı, en modern cihazlarla çok net tespit edilir olmuştur. Saymakla bitirilemeyen tıbbi ve sosyal zararlarını, artık bilmeyen yok gibidir. Sigara vücut için zehirli, tahriş edici, kanser yapıcı ya da kanserin ortaya çıkmasını kolaylaştırıcı 4000’den fazla kimyasal madde içerir. İşte bu nedenlerledir ki; önceleri reklâmlarla ve devlet eliyle teşvik edilirken, şimdi ise tüm Dünya ülkelerinde “sigara ile mücadele” konusu uluslararası dayanışmalarla hız kazanmıştır. Bunun gerçek nedeni ise, dost zannedilen bu muzır dumanın, gerçekte bir insanlık düşmanı olduğu, gelişen tıp teknolojisiyle ayan-beyan ortaya çıkmış olmasıdır.

Peki; Dînî açıdan, ‘sigaranın fıkhî hükmü’ ve içenlerin durumu nedir?

Bildiğiniz gibi İslâmî hükümler, dört esas temele dayanır. I.- Kur’ân. II.- Hadîs. III.- İcmâ-ı ümmet. IV.- Kıyâs-ı fukaha’dır. Bunlara, Edile-i Şer’iyye denir. Herhangi bir konuda Kur’ân’ın hükmü var ise, o konu asla tartışılamaz. Bir konuda net bir Kur’ân hükmü yok ise o zaman Hadîs-i Şeriflere müracâat edilir. Hadislerde de net olmayabilir. (Borsa, kredi kartları, kasko vs.)

O zaman mezhep imamlarının, din âlimlerinin, müctehidlerin ve kutup imamlarının hükümleri dikkate alınır. Şayet burada da o konu ile ilgili fetva yoksa mevcut zamanın fıkıh âlimlerine müracaat edilir.

Şimdi, bu günkü veriler ışığında ve “edile-i şer’iyye” sırasına göre sigaraya tekrar bakalım: Sigara, Kur’ânda “sigara” olarak geçmez. “Vücuda muzır şeylerden sakınılması,” “keyif veren maddeler” ve “İSRAF” yönleriyle ele alınır ve öyle değerlendirilir.

“Mekruh” hükmü, Fatih sultan dönemine kadar devam etti. Fatih döneminin fıkıh âlimleri, sigaranın zararlarının belirginleştiğini izledikçe, “TAHRÎMEN mekruh” yani, harama yakın mekruh hükmünü kabul etmişlerdi. Bu hüküm, 500 seneden beri revaç görmektedir.

Sigara yüzünden çıkan orman, işyeri, depo, ev ve otel yangınlarına hiç girmeyeceğiz…

Şu anda ise sigaranın hem insan vücuduna olan tahribatı, hem de sosyal açıdan nesiller ve aileler üzerindeki tahribatları, çok net bir biçimde belgelendirildiğinden, ilgili hüküm bugün iyice netleşmiştir. Yani “tahrimen mekruh” olduğu kesindir.

Hatta sigaranın kanser yaptığı da kesinleştiğinden, paketlerin üstüne “sigara öldürür” ifadeleri de yazılmaya başlanmıştır. Bu gelişmelerle, “mademki öldürücü tahribatı kesindir, sigara haramdır” diyebilen birçok fıkıh âlimleri bile vardır.

27.01.2019 Tarihinde D.İ.B. Prof. Dr. Ali ERBAŞ ta, sigaranın HARAM olduğunu vurgulayarak ciddi bir açıklama yapmıştır. Hatta bundan sonra “sigara içen imam adaylarının, sınavlara bile alınmayacağını,” “sigara içenlerin birçok aktiviteden mahrum bırakılacağını” bildirdi…

  • Şimdi esas açıklanması gereken, “sigara içen FÂSIK olur mu” sorusuna geldik.

Eğer sigara, açık-açık içilmiyor ise, o sigara içen haram işliyor olsa bile, fâsık değildir.

Eğer sigara; ulu-orta, çocukların gözü önünde, diğer insanlara kötü örnek olacak biçimde içiliyor ise, o sigara içicisi hakkındaki hüküm değişebilir. Yani, “günahlarda ısrar” kapsamına girebilir. Ancak günahlarda ısrarın bile, bir ‘fâsıklık alâmeti’ olduğu unutulmamalıdır. İşte mutlaka sakınılması gereken bu tehlikenin sınırı, maalesef hesaplanamıyor ve çok ihmal ediliyor. Fetva makamında olmadığımız için, sadece bu tehlikeli sınıra dikkat çekebiliyoruz.

Ayrıca; çok nadiren, bazı müptelâ kimseler için sigara, “ilâç” hükmünde de olabiliyor. Bu tip müptelâların durumu biraz farklılık arz edebilir. Onlar da; mutlaka bırakma kararıyla uyguladıkları tedavileri süresince, gizlice içmek zorundadırlar…

Sigarayla mücadele konusunda çok sevindirici gelişmeleri gördükçe, insan sağlığı, toplum huzuru ve günahlardan soyutlanma mutluluğu açısından, çok seviniyoruz. Sigarayı içme alanları, tehlikenin boyutları ölçüsünde ve yasalarla daraltıldığı gibi, sigarayı bırakma kampanyaları, tüm dünya ülkelerinde çığ gibi büyüyor. Teknolojinin nimetleriyle birlikte, sigarayı bırakma zorlukları da tek-tek aşılabiliyor. Daha sağlıklı bir nesil yetiştirme ümitleriyle, mutluluklar yaşıyoruz elhamdülillâh…

Ancak bu konuda, insanlık düşmanları da boş durmuyorlar.

Gençleri dizi ve filmlerle sigaraya, pipo ve nargileye, hatta bonzai, esrar, eroin, içki vs. daha da ötesine özendirme, alıştırma ve zehirleme, bu şekilde de pazar paylarını genişleteme faaliyetleri de bütün hızıyla devam ediyor. Her sigara içen uyuşturucu batağına saplanmaz, fakat her uyuşturucu kurbanının ilk denemeleri, ilk adımları ve ilk aşama da sigaradır…

Üstelik de bu insanlık düşmanlarının, gençlerimiz üzerinden kazandıkları bu paraları, çeşitli adlardaki terör örgütlerine aktardıkları da, çok daha acı bir gerçektir.

Bu nedenlerle bu konuda mutlaka bilinçli olmak, zorundayız.

Ayrıca, kendimiz içmiyor veya bu sinsi zehirden kurtulmuş olsak da, bu zıkkıma bulaşmış kardeşlerimizin de kurtulmaları için, mutlaka onlara telkin ve tavsiyelerde bulunalım. Kendilerinin kurtulmaları için samimi dualar edelim…

Kur'ân-ı kerîmde: “Ey günâhta haddi aşanlar, Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin! Çünkü Allah, bütün günâhları affeder. O, gafûrurrahîmdir, affı ve merhameti çoktur” buyruluyor. [39. Sûre/53. Âyet.]

İLGİLİ HABER İÇİN TIKLAYINIZ

NOT: Devlet Başkanımız; 300.000 adet ilâcın her hangi bir sigorta şartı aranmaksızın, “sigarayı bırakmak isteyenlere tedavi için, ücretsiz verileceğini” ifade etti, kararnameyi imzaladı. Bu karar da sigarayı bırakanlara, çok önemli bir müjde ve destektir…

A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK HAKKINDA

A. Raif ÖZTÜRK... 20 Nisan 1950 yılında Tekirdağ Çorlu’da doğan Raif Öztürk, ilkokulu Çatalca’da okudu. O dönemin şartlarına göre eğitimini ve iş yaşantısını birlikte sürdürmeyi hedefleyen A. Raif Öztürk, Meslekî Ortaokulu Paşabahçe’de sürdürerek, Sultanahmet Meslek Lisesi’nde özel olarak Makine Yüksek Teknik Ressamlığa devam etti. Türkiye Şişe ve Cam fabrikalarında 26 sene ‘Robotik ve Tam Otomatik Makineler Üretim Hattı Makine Teknisyenliği’ & Fabrika Vardiya amirliği yaptı. ‘Özel Araştırma, Geliştirme ve Eğitmen’ (ARGE) görevlisi olarak 1980’de İngiltere’ye, 1986 yılında da Japonya’ya giden yazarımız, dönüşünde de Meslek Lisesi mezunlarına, (Üretim makinaları, Kalite çemberleri ve beyin fırtınası teknikleri hakkında) iş programlamaları, eğitmenlik, rehberlik ve liderlik dersleri verdi. 1990 yılında Türkiye Şişe Cam Fabrikalarından kendi isteğiyle emekli olan A. Raif Öztürk, Öz Emek Spor Ltd. Şt. Mağazalarını açarak, hâlen işletmeye devam etmektedir. 1990’lı yıllarda bir yıl Diksiyon, bir yıl Osmanlıca, iki yıl da Arapça eğitim alan Öztürk, Halen (1962’den beri) Beykoz, Kavacık’ta ikamet etmektedir. Hiç Kur’ân bilmeyen 30-40 kişiye; aynı anda ve 10 Saatte Kur’ân öğretme uzmanı olan yazarımız, 2014 yılında Sakarya Üniversitesinden “Eğitimciye Eğitim” adıyla eğitim aldıktan sonra, “DEĞERLER EĞİTİMİ UZMANI” sertifikası kazanarak, Beykoz Milli Eğitim Müdürlüğünde ve ülkenin çeşitli illerinde 6 yıldan beri konferanslar ve görsel seminerler vermektedir. Yazarımızın, 2002 yılından bu yana; ‘Fikir Bahçesinden BİR DEMET’, “Derdim bana DERMAN imiş”, ‘Biyoenerji ve Kozmik Bilimin ışığında ŞİFA OLAYI’ adlı Belgesel, tevhid ve tefekkür içerikli kitapları yayınlandı. Sn. Öztürk Ulusal ve Uluslararası Sempozyumlarda, 2015’te Kastamonu Üniversitesinde ve 2018’de Ukrayna Üniversitesindeki sunumlarda kürsü almış olup, hâlen köşe yazılarına ve Kitap çalışmalarına devam etmektedir. 2006 Yılından beri “Dost Beykoz Ailesi” mensubudur…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER