Geçen gün bir müzisyen arkadaşımla sohbet ettim.
İşçinin alın teri kurumadan hakkını almalı diyen DİSK, 1 Mayıs konseri için sahneye çıkardığı müzisyene parasını vermemiş. Genç müzisyen İTÜ'de konservatuar öğrencisi ama sokaklarda çalarak para kazanıyor. Kendi cebinden harcama yaparak gittiği konser sonunda parasını vereceğini söyleyen DİSK yöneticileri telefonlarına bile çıkmıyor. Müzisyen mağdur oldu, evinin kirasını bile ödeyemedi. DİSK üyelerine bu durumu defalarca anlatmasına rağmen verdikleri söz tutulmadı ve hakkını bir türlü alamadı.
Türkiye'de sol da emekçinin sırtına biniyor. Milyonlarca dolar parası olan DİSK, işçilerin hakkını savunuyor ancak 1 Mayıs konserine çıkardığı gencin ücretini vermiyor.
Türkiye'de bu sol zihniyetin iktidar olduğunu bile düşünemiyorum, kim bilir kimlerin hakkını yiyecekler. Sohbetten aklımda kalan en önemli cümle ise genç müzisyenin 'Ak Partili belediyeler herkesin parasını vaktinde tıkır tıkır ödüyor’ sözleri oldu.
DİSK, KESK veya bir başka sol sendika işçilerin hakları üzerinden yaptıkları propagandanın ekmeğini yiyorlar. İşçileri ise sömürmeye devam ediyorlar.
Türkiye'de baştan aşağı bir değerler cinayeti işleniyor. Ahlaklı, erdemli, ilkeli, sözünde duran insanlar ortadan kayboluyor, bu değerlerin siyasetini yapanlar ise bu değerlere en fazla savaş açan insanlar. Yozlaşma tam da bu işte. Savunduğu hakları çiğneyen, konuştuğu gibi yaşamayan, göründüğü gibi olmayan, olduğu gibi de görünmeyen insanlar siyaset yapıyor.
DİSK yöneticileri ahlaksızlığın en şiddetlisini genç müzisyenin emeğini çalarak gerçekleştirirken, karşısındakileri adaletsizlikle suçlamaya devam edecek.
