Coronanın mucize yönleri ve perde arkasındaki el

Gayet net bir şekilde görseniz ki; masanın üzerinde duran bir kurşun kalem, kendiliğinden kalkıp oradaki kâğıdın üzerine anlamlı mesajlar yazıyor. Siz ne düşünürsünüz? Elbette bu şuurlu hareketleri, o odundan yapılmış olan kalemden değil, o kalemi bir illüzyonistin veya (Cin gibi görünmeyen) bir şuur sahibinin işlettiğini anlarsınız.

Yine sizin telefonunuza bir mesaj sinyali gelse; o anlamlı mesajı elbette o cansız ve şuursuz olan telefondan bilmezsiniz. Akıllı ve şuurlu birinin, özel iradesiyle size gönderildiğini hemen anlarsınız, değil mi?..

Girizgâh adına bir örnek daha arz edeyim ki, çok önemli olan konumuz iyice anlaşılsın:

Trafiğe açık büyük bir caddede bir araba görseniz ki içinde şoför yok, fakat gayet şuurlu bir şekilde drift veya gayet şuurlu manevra hareketleri yapıyor. Siz ne düşünürsünüz?

Bu şuurlu hareketleri; o metal yığınından değil, o trafikteki diğer araçları da gören ve uzaktan kumanda ile şuurlu bir kişinin yönettiğini hemen anlarsınız? Hatta, insansız olan İHA ve SİHA faaliyetleri de bir şuur tarafından uzaktan kumanda edildiğini haykırıyor…

Hiç birimiz, henüz aklı ermeyen küçük bir çocuğun, Karagözle-Hacivat gibi hokkabaz oyunlarına odaklandığında, perdenin arkasındaki eli fark etmediği gibi gaflete düşmeyiz.

• Çünkü akıllarımız, tahsillerimiz, tecrübelerimiz ve şuurumuz buna engel olur…

Fakat Corona veya benzeri olaylarda; koca koca insanlar maalesef perdenin arkasını fark edemeden, o saf çocuk gibi cahilce davranıyorlar. 7-8 Milyar insanı kasıp kavuran, koca koca dev ülkeleri tamamen âciz bırakan, tümünün sadece 3-5 gram bile olmayan Coronanın becerdiğini zannediyorlar. Coronanın arkasındaki o Yüce Kudreti yâ fark etmiyorlar veya işlerine gelmediği için görmezden geliyorlar. (Bkz.: Şûra S., 30. Âyet.)

Oysa Katrilyonlarcası bile, birkaç gram etmeyecek kadar küçücük olan şu hârika sanat eseri corona virüsü,  hiç insan yapısı veya tesadüf olabilir mi?..

Hâlbuki bilim insanları, en gelişmiş laboratuvarlarda, var olan virüslerin genetik yapıları üzerinde çalışılarak sadece değişiklik yapabiliyorlar. Bu itibarla; isterse Çin’in Wuhan şehrinde laboratuarda üretilmiş bile olsa, 6. S., /59. âyetle bildirilen “tek bir yaprak, Allah’ın ilmi ve izni olmadan düşmediğine” göre, her şeye Kâdir olan yüce Rabbimizin bu virüsü engellemediğinde, mutlaka bir Murâdı olmalıdır. Bu gerçek asla ıskalanmamalı…

Peki, tüm dünya üzerindeki Corona Virüslerin toplamı sadece 3-5 gram olduğu halde, nasıl oluyor da 7-8 MİLYAR insanları ve koskoca güçlü devletleri âciz bırakabiliyor?..

• İşte tam burada; yukarıdaki örnekleri hatırlayalım ve perdenin arkasındaki eli mutlaka görelim.

Birlikte mütâlâa ederek, o Kudret elini kolayca görebilmemiz için, tamamının sadece 3-5 gram bile olmayan Corona Virüs ordusunun, birkaç ay içinde neler yaptığına bir bakalım: (Hatta bazı bilim adamları; tüm dünyayı kuşatan corona ordusunun, 1-2 gram olduğunu hesaplıyor.)

Sadece birkaç gram olan Corona ordusu, milyarlarca insanı evlerine hapsetti ve bir MİLYAR TON petrolü depolarda tuttu, sattırmadı. 100 MİLYON insanı işsiz bıraktı.

Tüm ülkelerin kapılarını birbirilerine kapattırdı. 100 BİNLERCE şirketi, iflas ettirdi. Tüm dünya borsalarını alt-üst etti. Sadece birkaç gram Corona ordusu, herkesi suya, sabuna ve bir nevi peçe olan maskeye mecbur etti. Tüm hemşireleri tam tesettüre büründürdü.

Sadece birkaç gram Corona ordusu, dünya üzerinde bütün okulları tatil ettirdi. Bütün insanları eşit konuma (yani hizaya) getirdi. Düğünleri, nişanları, sinemaları, tiyatroları, hatta seyircili maçları iptal ettirdi. Hatta meşru Restoranları bile boşalttı. Tüm dünyadaki camilerde, hatta KÂBEDEKİ ibadet şeklini değiştirdi.

Sıla-i Rahimi engelleyerek, nine ve dedeleri torunlarına hasret bıraktı.

Diğer yandan insanlığın menfaatine olarak; Sadece birkaç gram Corona ordusu, birkaç ayda OZON tabakasını onardı. K. Kore-ABD, Katar-ABD, Sudan, Kolombiya, Myanmar, Filipinler vs. tam 45 savaşı durdurdu. Tüm dünyanın gündemini değiştirdi. Hava kirliliğinin %75’ini temizledi. Trafik sorunlarının çoğunu çözdü. Kurye motosikleti, tekstil, ilâç vb. sektörler satış rekorları kırdı. Monoton hayatı aktive etti.

Sadece birkaç gram Corona ordusu, dev-âsâ laboratuarları seferber etti.

Sadece birkaç gram Corona ordusu, tüm dünya hastanelerini ve yoğun bakımlarını tamamen doldurdu ve tüm sağlık teşkilâtlarını âciz bıraktı.

Allah aşkına; hem bu kadar tahribât ve hem insanlık menfaatine işler, şu tümü birkaç gram coronanın işi olabilir mi?.. Yukarıdaki üç örneği hatırlayarak, lütfen düşünelim!..

Asrımızdaki ihtiyaçlara göre donanımlı gönderilen ve tüm insanlık âlemine ışık tutan Badiüzzaman Hz. bakınız bu konuyu nasıl özetlemiş: Hayat; musibetlerle, hastalıklarla tasaffi eder, (arınır-temizlenir) kemâl bulur,(mükemmelliğe döner) kuvvet bulur, terakki eder, netice verir, tekemmül eder; vazife-i hayâtiyeyi yapar. (kendine gelip yaratılış gâyesine göre yaşamaya başlar.) ..Veya diğer yandan; Yeknesak(monoton) istirahat döşeğindeki hayat, (ise) hayr-ı mahz (hayrın tâ kendisi) olan vücuddan (varlıktan) ziyade, şerr-i mahz (şerrin tâ kendisi) olan ademe (yokluğa) yakındır ve ona gider. Yani dünya sınavını kaybederek mahvolur gider… (Edebî ve anlam yüklü ifadeleri, (… kelimelerle) bir nebze açıkladım.)

Evet, netice itibariyle; sadece birkaç gram olan Corona ordusu, tüm dünyayı sarstı ve tüm insanlığı şaşkına çevirdi, fakat insanların belki de büyük bir çoğunluğu, hâlâ bir gram bile akıllanmadı. Yâni hâlâ gaflet içinde yaşamaya devam ettiği için, ibret alıp kendine çeki düzen vermedi.

Herkesin bildiği gibi, bu Corona icraatında da maksat hâsıl olmayınca, “Corona ordusu da görevine devam edecek” demektir. Maksadın hâsıl olması için ve bu ağır sınavın sona erdirilmesi için, perdenin arkasındaki her şeye hükmeden O EL’İ idraklere arz ettim. Tâ ki Corona da artık görevini tamamlamış olup gitsin… Vesselâm…

A. Raif ÖZTÜRK HAKKINDA

A. Raif ÖZTÜRK... 20 Nisan 1950 yılında Tekirdağ Çorlu’da doğan Raif Öztürk, ilkokulu Çatalca’da okudu. O dönemin şartlarına göre eğitimini ve iş yaşantısını birlikte sürdürmeyi hedefleyen A. Raif Öztürk, Meslekî Ortaokulu Paşabahçe’de sürdürerek, Sultanahmet Meslek Lisesi’nde özel olarak Makine Yüksek Teknik Ressamlığa devam etti. Türkiye Şişe ve Cam fabrikalarında 26 sene ‘Robotik ve Tam Otomatik Makineler Üretim Hattı Makine Teknisyenliği’ & Fabrika Vardiya amirliği yaptı. ‘Özel Araştırma, Geliştirme ve Eğitmen’ (ARGE) görevlisi olarak 1980’de İngiltere’ye, 1986 yılında da Japonya’ya giden yazarımız, dönüşünde de Meslek Lisesi mezunlarına, (Üretim makinaları, Kalite çemberleri ve beyin fırtınası teknikleri hakkında) iş programlamaları, eğitmenlik, rehberlik ve liderlik dersleri verdi. 1990 yılında Türkiye Şişe Cam Fabrikalarından kendi isteğiyle emekli olan A. Raif Öztürk, Öz Emek Spor Ltd. Şt. Mağazalarını açarak, hâlen işletmeye devam etmektedir. 1990’lı yıllarda bir yıl Diksiyon, bir yıl Osmanlıca, iki yıl da Arapça eğitim alan Öztürk, Halen (1962’den beri) Beykoz, Kavacık’ta ikamet etmektedir. Hiç Kur’ân bilmeyen 30-40 kişiye; aynı anda ve 10 Saatte Kur’ân öğretme uzmanı olan yazarımız, 2014 yılında Sakarya Üniversitesinden “Eğitimciye Eğitim” adıyla eğitim aldıktan sonra, “DEĞERLER EĞİTİMİ UZMANI” sertifikası kazanarak, Beykoz Milli Eğitim Müdürlüğünde ve ülkenin çeşitli illerinde 6 yıldan beri konferanslar ve görsel seminerler vermektedir. Yazarımızın, 2002 yılından bu yana; ‘Fikir Bahçesinden BİR DEMET’, “Derdim bana DERMAN imiş”, ‘Biyoenerji ve Kozmik Bilimin ışığında ŞİFA OLAYI’ adlı Belgesel, tevhid ve tefekkür içerikli kitapları yayınlandı. Sn. Öztürk Ulusal ve Uluslararası Sempozyumlarda, 2015’te Kastamonu Üniversitesinde ve 2018’de Ukrayna Üniversitesindeki sunumlarda kürsü almış olup, hâlen köşe yazılarına ve Kitap çalışmalarına devam etmektedir. 2006 Yılından beri “Dost Beykoz Ailesi” mensubudur…