A. Raif ÖZTÜRK
  • 08/02/2021 Son günceleme: 08/02/2021 10:15
  • 3.641

Bursa’da; çok saf ve temiz, hayırsever, yardımsever ve diğer gamlığı ile tanıdığım muhterem bir dostum var.

 

Ayrıca kendisine ELfâbe ilmi ile Ledün ilmi (isimlerin fıtrata uyumu) hakkındaki uzmanlığı da Yüce Rabbimiz tarafından bahşedilmiştir.

Kendisiyle her hafta mutlaka birkaç kez telefonla görüşüyoruz.

Bugün (08.01.2021) kendisiyle, ilk defa sabahın erken saatlerinde görüştük.

Çünkü kendisinin çok etkilendiği ve sanki bu rüya vasıtasıyla insanlığa ciddi mesajlar olduğunu düşündüğü, çok ilginç bir rüya ile uyanmış. Bu rüyayı bana anlattığında, ben de çok etkilendim ve hayırlara vesile olması için dua ve niyazlarda bulundum.

Gerçi Yüce dinimizin prensiplerine göre rüya ile amel edilmez”, fakat bazı ilim ve din adamlarımızın kaleme aldıkları RÜYA TABİRLERİ kitaplarına göre, “fecir saatlerinde görülen bazı rüyalar vardır ki, Rahmani mesajlar içerebilir” hatırlatması uyarınca, bu rüyayı ünlü bir Rüya tabirleri uzmanına anlattım.

Gerçekten de Rahmanî rüyalara ait çok vasıflar taşıdığına ve mesaj yönlerinin hem güncel, hem de Corona hakkında çok önemli uyarılar olduğuna kanaat getirildiği için, sizlerle de paylaşmayı, dertleşmeyi veya mütalaa etmeyi uygun gördüm.

İsteyenler istifade etsin, istemeyen de yok saysın ve dilediği gibi hareket etsin…

Bu rüya tam ‘sadık ve Rahmanî rüya saati’ olan FECR zamanı görülmüştür.

Aslında “görülmüştür” ifadesi bile eksik kalıyor, adeta “yaşanmıştır” ifadesi daha da uygun gözüküyor. Çünkü bana anlatan Bursalı Mustafa hocamız, “hocam, gördüklerimin rüya mı, yoksa gerçek mi olduğunu merak ettiğim için, görüştüğüm o mübarek zatın yüzünü tuttum, omuzlarını tuttum, ellerini de tuttum. Rüyada değil de gerçekten görüştüğüme inandım” diyor.  

Rüyadaki o Sadık adındaki zât, Rüyayı gören Mustafa kardeşime; “Gel sana İmam-ı Rabbani Hazretleri'nin Doğduğu yeri göstereyim” diyerek, onu kerpiç bir eve götürüp, “İşte burada doğdu ve burada büyüdü. Doğduktan 1584 gün (4,5 sene) sonra Kur'anı Hıfz etmeye başladı, 3500 gün (9,5-10 sene) sonra âlim oldu” diyor. (Hâlbuki bu tarihleri ve bu rakamları, Mustafa kardeşimiz o güne kadar hiç bilmiyormuş. Yani, sanki rüyanın sağlaması gibi.)

Sonra o Sadık adındaki zât, bana çok önemli bilgiler veriyorken, bu arada uyandım. ..dedi ve devam etti. Uyanınca da annemi başucumda gördüm. Annem bana ‘oğlum, yatak içinde telefonla mı konuşuyorsun? Demeye geldim’ demez mi? iyice şaşırdım. Demek ki sesli konuşuyormuşum, diyordu...

Mustafa hocanın rüyası çok uzun olduğu için, ben burada sadece özetlemekle iktifa ederek, rüyanın en can alıcı mesaj kısmına geçmek istiyorum. Bu Mustafa hocam, gerçekteki annesini odasına uğurladıktan sonra tekrar uykuya dalıyor. Bu kez o Sadık ismindeki muhterem zatın, beyaz elbiseler içinde evinin kapısına geldiğini söylüyor ve devam ediyor…

Sadık ismindeki zata “nereden geldiğini” sorduğumda ise “Ben Hz. Muhammed’in SAV yanından geliyorum” demesiyle birden irkildim.

Anladım ki; Allah Resulünün SAV yanına gidenler, beyaz elbiselere bürünüyormuş.

Gayri ihtiyari ona dedim ki; “Bu Corona Virüsü, daha ne kadar devam edecek?” O zât:

-Ben Allah Resulünden SAV, “bunun çok daha şiddetlisinin geleceğini” işittim, dedi.

Ben tekrar sordum: Bu yeni gelecek olan, insanları mı yoksa Hayvanları mı vuracak? O üzerine basarak: Hayır, sadece insanları vuracak, dedi…

Ben Mustafa hocanın sözünü keserek kendisine; “Allah rüyanı hayreylesin, hayırlara tebdil eylesin” diyerek, aklıma gelen yorumumu; “..bazı rüyaların tersi de çıkıyormuş. Bu rüyada biz insanlara ikaz yerine, bir müjde olabilir mi” diye kendi düşüncemi ekledim.

Rüyanın kısaca özetini ve kendi yorumumu size arz ettikten sonra, şimdi benim bizzat müracaat ettiğim, Rüya Tabirleri uzmanının bu konudaki açıklamalarına bakalım:

-Kardeşlerim, bu rüyadaki işârî mana; hani Hz. Muhammed (SAV), Tebük seferinden dönünce, “..Küçük cihattan büyük cihada geldiniz” diye buyurmuştu ya. Bunun üzerine Sahabeler, büyük cihadın ne olduğunu sordular. Hz. Peygamber (asm): “Büyük cihad: nefsin hevâ ve heveslerine karşı yapılan cihaddır” diye açıklamıştı.

Yâni insanlar bu Corona sınavından sonra da İlâhî ikazları idrak edip, nefisleriyle ve Hevâ-hevesleriyle mücadele etmelerinin gereği ve zorunluluğu hatırlatılıyor.

Bu kilit cümleyi biraz açalım. Efendim, bir sene gibi uzun bir süre Corona baskısı altında kalan insanlık âleminin, güzel örf ve âdetleri zorunlu olarak erozyona uğrayacak. Yani ihmali büyük günahlardan olansıla-ı rahim” terk edilecek. Kucaklaşma ve musafaha sünnetleri, el-kol işaretleriyle geçiştirilecek. Sosyal dayanışmalar, yardımlaşmalar, cenazelere, acı ve tatlı günlere katılımlar sakıncalı sayılacak. Cevaz verilmeyen sağlık sigortalarına vb. cevaz verilecek. Çok rağbet gören doktorluk mesleği, tercih edilmez olacak. Yüce dinimizce çok makbul olan toplu ibadetlerden, vaazlardan, dini konferanslardan ve yüz-yüze sohbetlerden ürkülecek, çekinilecek. Tehlike atlatıldıktan sonra; ‘Yüce Rabbimizin sadece birkaç gramlık Corona ordusuyla, insanlık üzerinde nelere Kâdir olduğu’ ispat edildiği halde, nasipsiz bilim adamlarının ve şeytanın telkinleriyle unutturularak, eski zulüm, ihanet ve nankörlüklere dönülecek. Şayet bu corona musibeti sonrasında da insanlar, kendilerine çeki-düzen vermezlerse, işte o zaman bu Coronadan çok daha şiddetlisinin gönderilebileceği anlaşılıyor bu rüyadan.

17 Yıllık rüya tahsilim ve tecrübelerimden ben bunu anlıyorum, dedi… Şimdi düşünelim:

Ülkemizdeki Boğaziçi Ün. olayları, Mukaddes KÂBE ile provokasyonlar, teröristleri savunmalar, nankörlükler, her tür ihanetler, Allah’ın emir ve yasaklarına isyanlar, müstehcenlikler, fuhşiyâtlar, tecavüzler vs. de ABD vb. şer güçlerin atakları, hâlâ akılların başlara gelmediğini gösteriyor. Corona da elbette (önceki yazılarımda arz ettiğim gibi) görevini yerine getirmeden gitmez!.. Sözün kısası; Coronadan kurtuluş, bizlere bağlı.

  • Eğer biz düzelmezsek, Corona gitse de başkası gönderilecektir… Vesselâm.
Yazarın Yazıları