Sosyal medyada, eğitim camiasında, annelerin sohbet ortamında konuşulan konulara kulak misafiri olduğumuzda şu konu muhakkak gündeme gelmektedir;
Çocuğum nasıl daha başarılı ve daha mutlu olur? Mutlu olsun diye etkinliklere, kurslara gönderiyoruz, inşallah hep mutlu olur, inşallah mutsuz olup travma yaşamaz.
Victoria Prooday, günümüz çocuklarının durumunu yaygın ve endişe verici olarak görüyor.
Uzun yıllar eğitim camiasının içinde gözlem yapma fırsatı olan bir eğitimci olarak görmekteyim ki; çocukların sosyal, duygusal ve akademik işlevlerinde bir düşüşün yanı sıra öğrenme güçlüğünde ve diğer teşhislerde keskin bir artış olduğunu gördüm ve görmeye devam ediyorum.
Çocuklarımızın mutlu ve başarılı olmasını istemek en tabii haktır. Ancak gözden kaçırdığımız bir husus var. Muhteşem bir tezatlık gözler önünde; çocuğum mutlu olsun diye uğraşan anneler arttıkça mutsuz, sabırsız ve tatmin olmayan çocuklarımızın sayısı da artıyor.
Çocuğumuz mutlu olsun diye her istediği oyuncağı almamız bile çocuğun birçok erdem kazanmasına engel olacaktır. Bazı ünlülerin çocuklarına lüks evler değerindeki oyuncaklar almasından bahsetmiyorum bile.
“Kimin için çalışıyoruz, çocuklarımızdan değerli mi, ne isterse feda olsun" gibi bir bakış açısı, elindeki ile mutlu olamayan bir kitlenin oluşumuna sebep oldu.
Peki, sabırlı, mutlu ve sosyal becerileri kazanmış bir çocuk nasıl yetiştirilir?
Elbette çocuklarımız her an mutlu olmayacaklar ancak zorluklar karşısında mücadele edip, sabır gösterip başarma hazzını elde edecekler.
Kurallar koymaktan ve sınır çizmekten korkmayın.
Kurallar, çocuklar için uygulanması tercih edilmeyen meseleler olsa da bir rutine sahip olmak çocukların ruh ve zihin yapısına iyi gelecektir. Yemek saati, uyku saati, oyun saati gibi zamanları sistemli hale getirmek oldukça önem taşımaktadır. Denemekten, yapmaktan hoşlanmadıkları şeyleri oyun ile eğlenceli hale getirebilirsiniz.
Ayrıca çocuklara çalışma becerilerini kazandırmak da oldukça önem taşır; çocuklara sofrayı toplama, oyuncakları toplama, yataklarını düzeltme gibi vb. görevler vermek çok önemlidir. Bu görevleri eğlenceli bir uyarıcı ile ilişkilendirebilirsek çocuk bu görevleri yaparken keyif alacaktır.
Teknolojiyle arasında olan ilişkiyi tekrar gözden geçirin
Tablet ve telefonun bilinçsiz ve aşırı kullanımı çocuğun oyun kurmasını engelleyen, iletişim kurmasına zarar veren ayrıca çocuğun tahammülsüz ve sinirli olmasına neden olan bir etkendir. Anneler çok yorulduklarında ya da belirli durumlarda çocuğun ekrana hapsolmasına sebep olabilir. Ancak çocuğa görevler vermek, çocuğu bir uğraşla meşgul etmek çocuğunuza ve size iyi gelecektir.
Sabırlı olmayı, tatmin duygusunu ertelemeyi öğrensin
Onları sabırlı olmaya, beklemeye alıştırın, çocukların sıkılmasından korkmayın unutmayın ki yaratıcılık sıkılma sürecinden sonra gelecektir.
Çocuğun ağlaması, sıkılması ve küçük görünen şeylere üzülmesi büyük zararlar verip travmalar oluşturmaz aksine onları hayata hazırlar, zorluklar ile mücadele etme yetisi kazandırır. “Çocuğum travma yaşar mı” korkusu ile bir çok anne travma travması yaşıyor. Sevgili anneler; rahat ve sistemli gitmekte fayda var. Bir annenin huzuru bir ailenin huzuruna, ailenin huzuru toplumun huzuruna zemin hazırlar. Nice huzurlu toplumlara, nice huzurlu yarınlara...
