Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK

Ciddi bir hatadan dönüldü, FAKAT…

26.04.2021 Pazartesi günkü Bakanlar Kurulunun “TAM KAPATMA” ile ilgili kararını izleyince, o gün tam bir şok yaşamıştık. Adeta kulaklarımıza inanamamıştık.

 

Nasıl olur da 17 gün tam kapalı olan ve bir seneden beri sürüklenen borçlarla iflâsın eşiğine gelen esnaf, bu 17 günün içinde açık bırakılan bankalardaki çeklerini, vergilerini, KGF taksitlerini, kredi yapılandırma borçlarını ve diğer masraflarını ne ile karşılayıp, nasıl ödeyecekti?

Nasıl olur da bu kadar seçkin insanlardan oluşan bir Bakanlar Kurulu, bu kadar önemli bir yanlışa imza atarlar? İçlerinde, esnafın ahvâlini anlayarak itiraz edecek, tek bir Allah’ın kulu nasıl çıkmaz? Bu durum hafızalarda acı bir hatıra olarak kalacak. Böylece, esnafa desteksiz ve tedbirsiz alınan bu karar, “tam kapanma” değil, “ESNAFI FEDÂ ETME, esnafı iktidara destekten koparma” icraatına dönüşmüş olacaktı. Yani bir nevi harakiriydi…

Bu girizgâhta arz ettiğim gaflet; birçok kurum, kuruluş, yazar ve kanaat önderleri tarafından yüksek sesle ve feryat edercesine itiraz edildikten sonra, 29.04.2021 günü bu hatayı kısmen telâfi edici bir EK MADDE yayınlandı. Önce ölüm gösterilip, sıtmaya razı etmek gibi, esnaf biraz rahatlatıldı, fakat bu yeterli değildir…

 

Bakanlar Kurulu bu tedbirleri, TAM KAPANMA kararı almadan önce almalı değil miydi?..

Dahası; birçok ülkelerde olduğu gibi, halkı çok ilgilendirmeyen bazı yatırımlar âcilen ertelenerek, esnafa CAN SİMİDİ olacak ‘Geri ödemesiz veya çok uzun vâdeli’ çok ciddi destekler de yapılmalıdır. Çünkü; bu bir yıllık borç yığılmalarıyla borç batağına saplanmış olan esnaf, 17 kapalı günlerdeki SIFIR GELİRLE hem o sürüklenmiş borçlarını, hem de mu’tâd borçlarını, öngördüğünüz 31.05.2021’de de olsa nasıl ödeyecek?..

Şâyet 5-6 ay ötelense bile, bu borç yığılmalarının altından esnaf nasıl çıkacak?

İlk karar alınırken acaba “ESNAF” denilince; acaba sayın bakanlarımız, her esnafı eşit veya birbirine yakın küçük ticaret birimleri mi zannediyorlardı? Böyle zannedildiği de ilk tam kapanma icraatlardan ve pandemi başlangıcındaki “esnafa destek” adı altında yapılan haksız kredi desteğinden belli oluyor.

Ey bakanlar kurlunun seçkin üyeleri: Danışmanlarınızdan öğrenemediğiniz gerçekleri biz hatırlatalım ki, yaptığınız o hatalı kararları anlayın ve mutlaka telâfi edin artık!..

Sizler galiba 15 000-20 000- TL cirosu olan bakkal, berber, büfe vb. küçük esnafa da “esnaf” diyorsunuz. 500 000- TL’dan fazla aylık cirosu olan; marka giyim mağazaları, beyaz eşya, mobilya, vb. mağazaları da “esnaf” zannediyorsunuz.

Bu zan sebebiyle de “esnafa destek” adı altında yardım yaptığınızda, takdir ettiğiniz miktar, sadece o küçük esnafın derdine bir nebze derman oluyor. Fakat ne orta derecedeki, ne de büyük esnafın, kısıtlamalardaki veya kapatmalardaki bir aylık zararını bile karşılamıyor. Bundan niçin haberiniz olmuyor? Bu feryatları, borçlanmaları ve batmaları niçin zamanında duymuyor, görmüyor ve konuşmuyorsunuz?..

Esnafın; fırın, market, bakkal gibi zorunlu gıda tüketimine hizmet eden kısmı, belki de daha çok avantajlı durumdadırlar. Peki, bunların dışındaki ESNAF, acaba ne durumda?

Bu gerçekler, Bakanlar Kurulumuzun dikkatinden acaba niçin kaçıyor veya kaçırılıyor?..

 

BİR BAŞKA SANCILI DURUM:

Ayrıca, özellikle İstanbul Toplu Taşımada, her gün millet kucak kucağa ve burun buruna seyahat ederken BULAŞ olmuyor da, Pandemi sebebiyle günde sadece 8-10 kişinin uğradığı o tenha mağazalarda mı bulaş oluyor?

Marketlerdeki tıklım tıklım yığılmalarla, ödeme gişelerindeki uzun kuyruklarla BULAŞ olmuyor da, günde sadece 8-10 kişinin uğradığı tenha mağazalarda mı bulaş oluyor?

Toplu taşımalar TEDBİRSİZ, marketler açık, gariban esnaf kapalı! Bu nasıl bir tezattır?..

Mağazaların, yani şu Türk esnafının günahı ne?..

Acaba bakanların danışmanları, şirin görünme adına, “her şey normal sn. bakanım” diyerek sayın bakanlarımızı yanıltıyorlar mı? Oysa Allah indinde özellikle sizler hesap vereceksiniz. Veya seçim yaklaştığında, sizin hakkınızda referansınız ve reklâmınızı yapacak olan esnafın karşısına, onları böylesine ezdiğiniz halde NASIL çıkacaktınız?..

Şâyet yanılgınız böyle değil ise çok daha vahim bir durum var demektir.

Yâ sizleri sinsice tuzağa düşürmeğe çalışan mâlum muhalefetin “TAM KAPATMA YAP” gazına gelip, gaflete düşüyorsunuz. Veya (dilim varmıyor ama) belki de aranızda var olan fetö kalıntıları sizleri yanıltıyor. Her ne olursa olsun, bunları görmek sizin görevinizdi…

Her neyse, eğer bu hatadan dönülmeseydi veya bu gerçekler görülüp KISMEN de olsa telâfi edilmeseydi, bu ezilen esnafı nasıl ziyaret edecektiniz?..

En kısa zamanda, bütün bu gerçekler masaya tekrar yatırılıp, esnafı bu ciddi mağduriyetten kurtaracak daha köklü tedbirlerin alınması ve hiçbir esnafın mağdur edilmemesi için, önemli bir (geri ödemesiz) kredi desteği ve ödemelerde en az bir yıllık daha ötelemeler yapılması dilek ve temennilerimizle saygılarımı sunuyorum. Aksi halde, Jeo BİDEN’İN açık açık desteklediği muhalefet, bu durumu çok istismar eder. Vesselam…

NOT: Yüce Dinimizin “Hakkın hatırı Âlîdir, hiçbir hatıra fedâ edilmez” prensibi gereği olarak, haksızlığa uğrayan esnaf kardeşlerimizin bu dertlerini arz etmek istedim. “Dert acı söyletir” atasözü gereği, ifadelerim biraz incitici olduysa kusura bakılmasın.

A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK HAKKINDA

A. Raif ÖZTÜRK... 20 Nisan 1950 yılında Tekirdağ Çorlu’da doğan Raif Öztürk, ilkokulu Çatalca’da okudu. O dönemin şartlarına göre eğitimini ve iş yaşantısını birlikte sürdürmeyi hedefleyen A. Raif Öztürk, Meslekî Ortaokulu Paşabahçe’de sürdürerek, Sultanahmet Meslek Lisesi’nde özel olarak Makine Yüksek Teknik Ressamlığa devam etti. Türkiye Şişe ve Cam fabrikalarında 26 sene ‘Robotik ve Tam Otomatik Makineler Üretim Hattı Makine Teknisyenliği’ & Fabrika Vardiya amirliği yaptı. ‘Özel Araştırma, Geliştirme ve Eğitmen’ (ARGE) görevlisi olarak 1980’de İngiltere’ye, 1986 yılında da Japonya’ya giden yazarımız, dönüşünde de Meslek Lisesi mezunlarına, (Üretim makinaları, Kalite çemberleri ve beyin fırtınası teknikleri hakkında) iş programlamaları, eğitmenlik, rehberlik ve liderlik dersleri verdi. 1990 yılında Türkiye Şişe Cam Fabrikalarından kendi isteğiyle emekli olan A. Raif Öztürk, Öz Emek Spor Ltd. Şt. Mağazalarını açarak, hâlen işletmeye devam etmektedir. 1990’lı yıllarda bir yıl Diksiyon, bir yıl Osmanlıca, iki yıl da Arapça eğitim alan Öztürk, Halen (1962’den beri) Beykoz, Kavacık’ta ikamet etmektedir. Hiç Kur’ân bilmeyen 30-40 kişiye; aynı anda ve 10 Saatte Kur’ân öğretme uzmanı olan yazarımız, 2014 yılında Sakarya Üniversitesinden “Eğitimciye Eğitim” adıyla eğitim aldıktan sonra, “DEĞERLER EĞİTİMİ UZMANI” sertifikası kazanarak, Beykoz Milli Eğitim Müdürlüğünde ve ülkenin çeşitli illerinde 6 yıldan beri konferanslar ve görsel seminerler vermektedir. Yazarımızın, 2002 yılından bu yana; ‘Fikir Bahçesinden BİR DEMET’, “Derdim bana DERMAN imiş”, ‘Biyoenerji ve Kozmik Bilimin ışığında ŞİFA OLAYI’ adlı Belgesel, tevhid ve tefekkür içerikli kitapları yayınlandı. Sn. Öztürk Ulusal ve Uluslararası Sempozyumlarda, 2015’te Kastamonu Üniversitesinde ve 2018’de Ukrayna Üniversitesindeki sunumlarda kürsü almış olup, hâlen köşe yazılarına ve Kitap çalışmalarına devam etmektedir. 2006 Yılından beri “Dost Beykoz Ailesi” mensubudur…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER