Cumhuriyet Halk Partisi Beykoz’da önce İlçe Başkanı Aydın Düzgün’ü görevinden aldı. Yerine Mahir Taştan’ı atadı. Sonrasında her mahallede delege seçimleri yapıldı.
Özellikle bazı mahalle seçimleri ilçe kongresi havasındaydı. CHP’nin seçilmiş delegeleri hür ve özgürce ilçe kongresine doğru gidiyordu. 3 aday vardı. Cemal Sataloğlu, Mahir Taştan ve Temel Karadeniz… Adaylar ciddi bir şekilde kongreye hazırlanıyordu. Sonra kongreye çok az bir zaman kala Cemal Sataloğlu adaylıktan çekildi. Eldeki meclis üyeliğini bırakmak zor geldi. Sataloğlu kusura bakma ama bu siyaseti öğrenmen için 40 fırın ekmek yemen lazım. Herkesten önce çıktın aday oldun. Herkesten önce pes ettin, yokum dedin. Ben kongreye gittim. Kongrenin açılışından sonuçların açıklanmasına kadar salondaydım. Birçok arkadaşıma görüşme, buluşma, sohbet imkânı yakaladım.
Temel Karadeniz ve genç ekibi iyi çalıştı, çok çalıştı. Lakin bu kadar olabildi. Gençlerin iddiası gelecekte partide söz sahibi olacaklardır. Özellikle Zafer Pehlivan, Murat Metin Yıldız ve Ümit Serdar Okuyan rüştünü ispat ederek gelecek vaat eden isimler oldular.
Mahir Taştan kongreyi biraz farklı kazandı. Çok çalıştı. Profesyonelce çalıştı. Bir oy bir oydur, dedi, peşine düştü. Defalarca kapı çaldı. Bu da kongre zaferini getirdi. İyi bir liste yaptı. Beykoz’un tamamına yakınını hem mahalle bazında, hem de yöresel olarak listeye taşıdı. Bu başarının içinde Mahir başkanın eşi Pembe Taştan’ın olduğu bir gerçektir.
Her şeyden önce kongrede kutuplaşma olmadı. Kazanan ve kaybeden taraflar sonuçların öncesinde ve sonrasında hep güzel yüzle iç içeydiler. CHP için bunlar özlenen günlerdi. Bundan sonra Başkan Taştan sağladığı bu birlikteliği yerel seçimlere kadar sürdürebilmeli… Belediye başkan adayı kim olursa olsun, Meclis üyeleri Listelerini aynı kararlılıkla birliktelik adına sağlarsa, dağınıklığa fırsat vermeden düzenli bir şekilde seçimlere girebilmelidir.
Temel Karadeniz ve Mahir Taştan’ın konuşmalarını dikkatlice dinledim. İkisinin de ana teması Beykoz’da yerel seçimlere yönelikti. CHP Beykoz’da seçim alabilir mi? Sevgili CHP’li arkadaşlarım ben hep gerçekleri, gerçekçi yazılarımla var olan bir yazarım. CHP’nin Beykoz’da yerel seçimi kazanması çok zor. CHP’nin Beykoz’da iki rakibi var. Biri AK Parti, biri Murat Aydın. Ne demek bu? AK Parti Beykoz’da çok güçlü, Murat Aydın’da çok güçlü. İster kabul edin ister etmeyin, vaziyet bu.
Diyelim Murat Aydın aday olmadı. Büyük ihtimalle ibre Muhammet Hanefi Dilmaç’a döner. Onunda Murat Aydın’dan aşağı kalır tarafı yoktur. Kongrede CHP Beykoz’ un bilinen ismi Zerrin Bekar’la ayak üstü sohbette, kongre sonuçlanmış Mahir Taştan tebrikleri kabul ederken, sordu bana, ‘ne düşünüyorsun’ dedi. ‘Her şey olumlu seyrediyor’ dedim. Seçimi alabilir mi bu kadro söyleyince dedim ki, ‘Zerrin hanım CHP’nin seçim çalışmaları 70’li yılları, AK Parti’nin seçim çalışmaları 2020’li modelde. Önce buraya değinilmeli’ dedim.
Şimdi CHP’li arkadaşlarım bu satırları okurken, ‘ne yapalım Sayın Öztürk AK Parti karşısında bırakıp çekilelim mi?’ der gibi olduklarını hissediyorum. Ben zorlukları ve gerçekleri dile getiriyorum. Tabi ki zor ama imkânsız değildir. Önce inanılmalı, sonra dokunulmalı, sonra çalışmalı çalışmalı, çalışmalı… Hep yazıyorum hep aynı çalışmalarla farklı sonuçlar beklemek akıl işi değildir.
Divan heyetini de buradan kutlamam gerekiyor. Yücel Akdemir, İsmet Konca ve Zerrin Bekar hiçbir tartışmaya mahal vermeden görevlerini tamamladılar. Kaybeden listenin gençlerine yer verdim. Kazanan listenin gençlerini de kutlamadan geçmek haksızlık olur.
Coşkun Atalar, Yusuf Çavdar, Ercan Karadeniz, Erdal Taşçı, Uğur Gökdemir, Veli Gümüş… Beykoz sizlerden çok şey bekliyor. Bunu bilesiniz. Gümüşsuyu mahallesinden yönetime giren İbrahim Bülbül’ü ayrı kutlamak istiyorum. Ne de olsa bende Gümüşsuyuluyum. Yazmadan geçmeyeyim, Gümüşsuyu öyle hoppala zıplama kişilere fırsat vermez. CHP Beykoz’da altılı masanın bileşenlerinin tamamı olmasa en azından İYİ Parti, Saadet Partisi ve Deva ile mutlaka birliktelik yapmalıdır. O zaman şartlar AK Parti’ye karşı eşitlenir. Tek başına CHP 9 ile 13 arasında meclis üyeliğinde kalmaya mahkûmdur. Ayrıca ‘ben varsam bu iş olur, ben yoksam bu iş yürümez’ diyen bütün zihniyetleri kapı dışında tutmakta kesin yarar vardır. Gençler bu işi daha güzel yapar. Hem bagajları dolu değil, hem eskilerden kalan kavgaları yoktur. Ayrıca ben yoksam, benden sonrası tufan eylemleri olmaz. Haydi hayırlısı… Benim gibi kimse içten böyle yazı yazmaz sizlere.
