Ekrem TUNCER
  • 01/01/1970 Son günceleme: 17/09/2012 00:11
  • 18.573

Öncelikle; uzun bir aranın ardından, Beykoz yerel siyasetine değineceğim bu yazı için üzeceklerimin anlayışına sığınıyorum.

Genel konular üzerine yazmaya devam etmek düşüncesindeyken; Belediye Başkanımızın köşe yazarlarına vermiş olduğu kahvaltıya katılınca bunun üzerine bir değerlendirme yazısı yazmanın doğru olacağını düşündüm.

 
Çünkü bundan önceki her iki davete de katılmış ama değerlendirme yapmamıştım. Başkanımızın ‘bunları da yazın’ sitemini de duyunca; ‘yazmazsak ayıp olur’ düşüncesine kapıldım.
 
Sonuçta; ‘adam’ yerine konulmuş ve çağırılmışız. Başkanımız o kadar yoğun programı içerisinde vakit ayırmış ve 100 dakikadan fazlaca ayakta konuşmuş ve bir o kadar daha ayakta ‘çok önemli’ sorulara cevaplar vermiştir. Şimdi benim gibi bir ‘çocuk’ tüm bunlara rağmen yazmazsa; gerçekten yakışıksız olur.

Ben yazmalıyım ve Başkanı karşıma alıp; sosyal, siyasal ve duygusal mesajlar vermeliyim. Toplantıda sormaktan çekindiğim, soramadığım, konuşamadığım şeyleri Beykoz halkına ‘tüm yürekliliğimle’ haykırmalıyım. Ve halk adına hesap sormalıyım. Mesela; kitlelerin cevap beklediği o en önemli konuyla başlamalıyım;
 
“Nostaljik büfemiz ne oldu?”
 
Peşinden döktürmeliyim; “Biz yıllardır o büfeden yaz aylarında limonata içerdik. Babamız; bize (sağlıklı) sosisli sandviçler alır, bizde iştahla yerdik. O Paşabahçe’nin çocuklarının bağrında çok güzel bir yer işgal ederdi. Amcalarımız büfenin kumar makinelerinde sıraya girerken biz onları seyrederdik. Büfenin ‘fakir’ sahipleri şimdi ne yer ve ne içerler? Yıllardır Beykoz halkına ‘bedavadan’ yiyecek ve içecek satıp kıt kanaat geçinirken; şimdi ne yapacaklar? Bu mudur insanlık? Bu mudur sosyal belediyecilik? Bunu ilk toplantıda gündem yapacağım!”..
 
Ve devam etmeliyim; hazır ‘adam’ yerine konduk; ‘Hacı amca’ diye hitap ederek kendimi iyice muhatap aldırmalıyım. Yazdıklarım Belediye başkanının diline dolanmışsa bundan sonra yazacaklarımla popülaritemi daha da artırır ve halkın gerçek sesi olurum. Diğer Belediye yandaşı, Candaş kişilerden farkımı ortaya koyarım.

Mesela o benim gibi soru sormak için soru soran ama yalakalık yapan ‘bızırcıktan’ bahsetmeliyim. Onun Belediye’den, halkın verdiği vergilerden her ay ‘reklam’ adı altında sömürdüğü paralardan bahsetmeliyim. Onun gazetesinin sahibiyle Başkanın akraba falan olduğunu da söyleyebilirim..
 
R. Şahin Köktürk Spor Kompleksi ve satılan arsalarla ilgili yapılan açıklamaları çarpıtarak havaya girebilirim. 

Daha birçok konulara da değinebilirim ama Başkanı görünce yavşadığımdan falan kesinlikle bahsetmem. Bunu iddia edenler olursa; ‘O Belediye Başkanı ben Onun şahsına değil makamına saygı duyuyorum’ der ve yazarken duymadığım saygıyı ve nezaketi hatırlatırım.
 
Sıradan bir okulu bile okumayı beceremediğimi unutup Başkanın, engin fikirlerimden yararlanmadığına hayıflanarak; bu toplantıyla ilgili Beykozlu; çiftçinin, memurun, işçinin merakla beklediği değerlendirmemi sonlandırır ve gelecek telefonların hayaliyle ‘köşeme’çekilirim.
 
Asli konular geride tali meseleler gündemde kalır ve bu döngü böylece gider. Ben gazetecilik oynarım, Belediye Başkanımızda siyasetçilik …Ne güzel
 
Selam ve dua ile
Yazarın Yazıları