Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK

Çalışanlara 50 maaş ikramiye…

1963-1990 Arası 27 Sene Türkiye Ş. ve Cam Fabrikalarında çıraklıktan başlayarak, Makine teknisyenliği ve vardiya amirliğine kadar yükseldim.

Uluslararası AR-GE Teknisyeni olarak, 1980’de İngiltere’ye ve 1986’da da Japonya’ya gönderildim.

70 Küsur yaşıma kadar, kendimi bildim bileli ne ülkemde, ne İngiltere’de, ne Japonya’da, ne de gittiğim ve gezdiğim 18 ülkelerde yüzlerce Fabrika ve işveren gördüm. Çoğunluğunu da yakinen inceleme fırsatım oldu. Bu güne kadar ne gezdiğim ülkelerde, ne de ülkemizde, çalışanına, emekçisine ve işçisine bir yıl içinde 2 maaştan fazla ikramiye vereni pek görmedim.

Ancak müstesna olarak Ülkemizde, sadece Skoda Yüce Auto’da, çeşitli yıllarda 18, 25-29 maaş ikramiye verildiği haberler arasında yer almıştı.

Dünya çapında ise 150’den fazla devasa gemileriyle Tayvan’lı konteyner taşımacılığı ve nakliye şirketi EVERGREEN Marine Corp, geçen sene 50 maaşa varan ikramiyeler verdiği de haberler arasına girmişti. Ancak bu durum tüm personele değil, sınırlı sayıda üst düzey görevlilere olup, birçoğuna 5 ile 8 arasında maaş ikramiye verildiği haberleri de açıklamalarda ortaya çıkmıştı.

Yine ülkemizde 1986 Yılında temeli Mrh. Özdemir Bayraktar tarafından atılan, daha sonra oğulları tarafından geliştirilerek Dünya çapında 76. Sıraya oturan Devâsa BAYKAR da 50 maaşa varan ikramiyeler vermeye başladı.

Gerçi bu 50 maaşa kadar ikramiyeler de, lokomotif konumundaki yüksek seviyeli kişilere ait olsa da tüm personel baz alınınca, ortalaması 18 maaşa tekabül ettiği de detaylarda vurgulanıyor. Bu rakamlar farklı şekilde de telaffuz edilse de, müthiş bir ikramiye veya kâr payı olduğu aşikârdır. Kendilerini cân-u gönülden tebrik ediyoruz…

Benim bu girizgâhı yapmaktaki maksadım, emeklere karşılık azami ikramiyeleri özetleyerek, 50 kat değil, 100 kat da DEĞİL; TAM 700 KAT İKRAMİYE ve KÂR veren Uhrevî bir şirketi nazara vermektir.

Üstelik de bu şirket, size meccanen verdiği sermayenin içinden yaptığınız yatırımlara, tam 700 kat fazlasını veriyor. Hatta bazılarına 5-8 kat, 18 kat da değil, herkese tam 700 kat…

Bu şirketin adı ise İNFÂK’TIR…

İNFÂK; “Allah'ın hoşnutluğunu elde etmek amacıyla kişinin, Allah’ın kendisine nasip ettiği servetinden, hayırda ve hasenatta harcama yapması, muhtaçlara aynî ve nakdî yardımda bulunması” anlamına geliyor.

İNFÂK, kişilere 700 kat ecir ve sevap kazandırmakla kalmıyor. Sosyal hayatı da barışa, güvene, huzura, zengin ve fakir arasındaki kıskançlık ve husumetleri, saygı ve muhabbetlere çeviriyor. İnfakın sadece bu sosyal faydaları bile çok önemlidir.

Zaten bugünkü zenginlerimizin büyük çoğunluğunun, İNFÂK etmedikleri veya edemedikleri için, fakir-zengin, emekçi-patron çatışmaları ayyuka çıkmış durumdadır.

Hatta sendikaların, sosyalizmin, hatta komünizmin kuruluş gayeleri de bu değil midir?..

İslâm’ın İNFÂK ve ZEKÂT prensiplerinin uygulandığı yıllarda, toplum tam barış ve huzur içinde yaşamış. Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’u kuşatmadan önce kıyafet değiştirerek, (yabancı bir misafirmiş gibi)esnafı ve halkı denetlediğini hatırlayınız.

İlk gittiği bakkala verdiği listeden sadece birisini alabiliyor. Diğerleri için “efendim ben siftahımı yaptım, diğerlerini başka bakkaldan alınız, o da siftahını yapsın” diyerek, birçok bakkal dolaştığı dillere destandır.

Diğer yandan da o dönemlerde, tüm zenginler İNFÂK ve ZEKÂTLARINI verdikleri için, zekât ve infak yapacak fakir bulunamadığından, SADAKA TAŞLARI icat edilmiş.

Zenginler infak ve zekâtlarını altın ve gümüş olarak o taşlara bırakıyorlar, hasbelbeşer muhtaç, yoksul ve fakirler ise o taş oyuklarındaki paralardan sadece 1-2 günlük ihtiyaçları kadarını alıyor, “diğerleri, başka muhtaçların hakkıdır” diyerek orada bırakıyorlardı. Sadaka taşlarında her zaman mutlaka bir şeyler kalıyordu. *1.)

Bugün bizler bunun nasıl işlediğini bile idrak edemiyoruz.

Acaba şimdi bu konuda deneme yapılsa ne olur? Daha fakirler ulaşamadan, helal haram tanımayan kişiler tarafından toplanmaz mı acaba?

Bırakınız açıktaki paraların fakire ulaşmasını, maaşını çeken emeklinin bile maaşları çeşitli hilelerle veya dövülerek gasp edilmiyor mu?

Oysa bu müthiş problemin çaresi de reçetesi de mevcut ve YÜZYLLARCA da tecrübe edilmiş. Zerre kadar da yan etkileri olmamış. O ÇARE VE REÇETELERİ UYGULAMAYA, ACABA HÂLA NİÇİN NAZLANIYORUZ?

NOT: *1.) Şu anda bile, sadece İstanbul’umuzda çeşitli cadde ve camilerinde, 160 adet sadaka taşları atıl olarak mevcuttur.

2.) Köşe yazısı sınırını aşmamak için, devamını “İNFÂK YOKSA NİFÂK VAR” başlığı ile takdim edeceğim, inşâAllah…

A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK HAKKINDA

A. Raif ÖZTÜRK... 20 Nisan 1950 yılında Tekirdağ Çorlu’da doğan Raif Öztürk, ilkokulu Çatalca’da okudu. O dönemin şartlarına göre eğitimini ve iş yaşantısını birlikte sürdürmeyi hedefleyen A. Raif Öztürk, Meslekî Ortaokulu Paşabahçe’de sürdürerek, Sultanahmet Meslek Lisesi’nde özel olarak Makine Yüksek Teknik Ressamlığa devam etti. Türkiye Şişe ve Cam fabrikalarında 26 sene ‘Robotik ve Tam Otomatik Makineler Üretim Hattı Makine Teknisyenliği’ & Fabrika Vardiya amirliği yaptı. ‘Özel Araştırma, Geliştirme ve Eğitmen’ (ARGE) görevlisi olarak 1980’de İngiltere’ye, 1986 yılında da Japonya’ya giden yazarımız, dönüşünde de Meslek Lisesi mezunlarına, (Üretim makinaları, Kalite çemberleri ve beyin fırtınası teknikleri hakkında) iş programlamaları, eğitmenlik, rehberlik ve liderlik dersleri verdi. 1990 yılında Türkiye Şişe Cam Fabrikalarından kendi isteğiyle emekli olan A. Raif Öztürk, Öz Emek Spor Ltd. Şt. Mağazalarını açarak, hâlen işletmeye devam etmektedir. 1990’lı yıllarda bir yıl Diksiyon, bir yıl Osmanlıca, iki yıl da Arapça eğitim alan Öztürk, Halen (1962’den beri) Beykoz, Kavacık’ta ikamet etmektedir. Hiç Kur’ân bilmeyen 30-40 kişiye; aynı anda ve 10 Saatte Kur’ân öğretme uzmanı olan yazarımız, 2014 yılında Sakarya Üniversitesinden “Eğitimciye Eğitim” adıyla eğitim aldıktan sonra, “DEĞERLER EĞİTİMİ UZMANI” sertifikası kazanarak, Beykoz Milli Eğitim Müdürlüğünde ve ülkenin çeşitli illerinde 6 yıldan beri konferanslar ve görsel seminerler vermektedir. Yazarımızın, 2002 yılından bu yana; ‘Fikir Bahçesinden BİR DEMET’, “Derdim bana DERMAN imiş”, ‘Biyoenerji ve Kozmik Bilimin ışığında ŞİFA OLAYI’ adlı Belgesel, tevhid ve tefekkür içerikli kitapları yayınlandı. Sn. Öztürk Ulusal ve Uluslararası Sempozyumlarda, 2015’te Kastamonu Üniversitesinde ve 2018’de Ukrayna Üniversitesindeki sunumlarda kürsü almış olup, hâlen köşe yazılarına ve Kitap çalışmalarına devam etmektedir. 2006 Yılından beri “Dost Beykoz Ailesi” mensubudur…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER