Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK

Buruk bir yılbaşı ve sinsi tuzaklar…

Bu önemli konuya başlamadan önce, özellikle şunu ifade etmek istiyorum:

Tüm İslâm âlemi kan ağlarken, zalimler Müslümanların, kadınların, çocukların ve hatta yardıma giden masumların üzerlerine bombalar yağdırırken, ülkemize yedi düvel ŞER güçler acımasızca saldırırlarken, bu sene yılbaşı programlarına meyledecek bir mümin olacağını düşünemiyorum. Öyle ya Haçlı müttefikler; ülkemizi iç savaşa sürükleyerek yağmalamak için, legal ve illegal projelerle bütün itlerini üzerimize salmışken, böyle bir ortamda onların paskalyalarını ve noellerini, hangi mümin gafilce taklit edebilir ki?…

Ne güzel söylemiş bir mütefekkir: “Yedi Hristiyan ortak olup kurban kesmedikçe, ben onlar gibi çam süsleyip yılbaşı kutlamam.”..İşte bu konuda, şuurlu duruş budur…

Arz edeceğim tespitler sıradan tespitler değil, ayet, Hadis ve sosyolojik olaylara dayalı tespitlerdir. Bir Müslüman ülkesi diye bilinen ülkemizdeki yılbaşı gecesindeki, gayri meşru olayları, israfları, kavgaları, gürültüleri, trafik kazalarını, hatta cinayetleri, bir nebze hatırlayarak lütfen düşününüz.

Bir de bunlara, masumca kutlama zannettiğimiz, “gayri Müslimleri TAKLİT” günahlarını, diğer gayri meşru kutlamaları ekleyecek olursak, bu konunun ciddi bir şekilde ele alınması gereği, çok net olarak ortaya çıkar. Bu nedenlerle, bunca çok önemli konular varken, bugün bu konu üzerinde duracağız. Önce şu Allah kelamına bakınız:
"…Sizden kim onları dost edinirse, oda onlardandır…" (Maide: 5/51)“Sen onların dinlerine uymadıkça ne Yahudiler senden hoşnut olur, ne de Hıristiyanlar. …” (Bakara, 120. Âyet.)

Hadîs-i Şerifler:

"Kim bir kavme(topluluğa)benzemeye çalışırsa o da, onlardandır." (Ebû Davud, libas 4.)"Bizden başkasına benzemeye çalışan, bizden değildir" (Tirmizi, istizan 7.) buyuruluyor.

Bakınız İmam Suyûtî bu konuda ne diyor: “Gayr-ı Müslimlere benzemek ve onlarca kutsal sayılan gün ve vakitlerde onlar gibi hareket etmek, dinimizce bid'at (seyyi’e, yani mezmûm, şer) kabul edilir.”

Peygamber Efendimiz SAV bir gün tırnaklarını sırasıyla keserken, bir Yahudi çocuğu onu görmüş ve: “Tırnaklarını aynı babam gibi kesiyorsun!” demişti. 
Bunun üzerine SAV, tırnaklarını karışık olarak kesmeye başladı. (Gazalî, İhyâ-u Ulûmiddin)

Anlaşılan o ki; en küçük bir âdette bile böylesine titizlik gösterilmesi gerekirken, tamamen gayrimüslim âdeti olan yılbaşı kutlamalarından sakınılması için, ne kadar çok titizlik gösterilmesi gerektiği çok net anlaşılıyor.

Dikkatinizi çekmiştir ki, kesinlikle haram olan fiillerden ve bu gecede yarışırcasına tüketilen içkiden ve kumardan hiç bahsetmedik. Çünkü muhatabımız, masum Müslüman kardeşlerimizdir. Fakat yine dekesinlikle haram olduğu halde, bazı saf Müslüman kardeşlerimizin ve sevdiklerimizin de düştükleri günahlardan birini daha hatırlatmadan geçemeyeceğim.

Yüce Dinimizin haram kıldığı “Milli piyango, toto, iddaa veya kumar gibi diğer şans oyunları” talihlilerine (!) genelde,“vayy be, döndü köşeyi” diye gıpta edilir.

Fakat ehli takva kişiler veya din görevlileri ise bu şeytani tuzağa düşenlere çok acırlar ve bu haram gelir, hayra ve hasenata bile harcansa, cezalarının, Ahrette verileceğini haykırırlar. Oysa hırs ve cehaletleri yüzünden bu cürümü işleyenlerin birçoğunun cezalarını, ibret için daha dünyadaki sefaletleriyle çekmeye başladığını da görüyoruz.

Meselâ; Yıllarca deneyip de kazanamayan milyonlarca kişi, zaten kazanamamakla, boşu boşuna beklide bir serveti israf etmiş (haramda tüketmiş)oluyorlar.

Ayrıca, harama bulaştığı için de kazancının bereketi kaçıyor.

Bu tür olaylara çok rastladığım için, en büyük ikramiye çıkan talihlileri(!) inceleme ihtiyacı duydum ve ciddi bir araştırma yaptım. Ortaya çok İLGİNÇ bir netice çıktı:

Pek inancı olmayanların cezaları zaten ahrete bırakılıyor, bu herkesçe mâlum.

Özellikle, az İmanı olup da bu cürmü işleyenlerin çoğunluğu ise başkalarına İBRET için daha dünyada, hatta kısa zamanda sefilleri oynamaya başlıyorlar. Ya aile huzuru tamamen bozluyor, ailesi dağılıyor. Ya da çok düşman kazanıyor veya ondan para koparamayanlar tarafından öldürülüyor. Bazıları da amansız bir hastalığa yakalanıyorlar veya acımasız sefalete dayanamayıp intihar ediyorlar…

Bunlar kuru iddialar değil, günlük haberlerde de gördüğümüz olağan vakıalardır.

  • Peki; bir Müslüman yeni yılı nasıl kutlamalıdır?

Öncelikle bu günü veya bu geceyi; kendisini bu yaşa ulaştıran, sayılamayacak kadar çok nimetlerini bahşeden Yüce Rabbine, hamd ve şükürle geçirmelidir. Her akşam evine giderken kuruyemiş vs. alıyor olsa bile, Allah cc. rızası ve Rasûlüllah SAV hoşnutluğu adına, bu akşam o âdetini (onlara benzememek için) mutlaka ertelemelidir. Her akşam TV açıyor olsa bile, o akşam aynı niyetle TV’u kapalı tutmalıdır. O akşam, kendisine yeni bir yılı bahşeden Yüce Rabbine karşı, şükür, hamd, zikir ve niyazlarda bulunmalıdır. Bu hassasiyetini, aile efradına, komşularına ve ulaşabildiği insanlara, “emr-i bilma’rûf ve nehy-i anilmünker niyetiyle” anlatmalıdır. Eğer bu tebliğe de vakit bulamıyor ise en azından, bu yazıyı ve benzeri uyarıları FW ederek, birçok kimseye ulaşmasını sağlamalıdır. Bu vesileyle, hepinizin yeni yılınızı tebrik eder, âhir ömrümüzü bu ulvî duygularla değerlendirmemizi Yüce Rabbimizden niyâz ediyorum…

NOT: Esasında; Müslüman kişinin yılbaşısı, Hicrî aylardan Muharrem ayının ilk günüdür. Bu tavsiyeler o gecede de uygulanmalıdır.

A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK HAKKINDA

A. Raif ÖZTÜRK... 20 Nisan 1950 yılında Tekirdağ Çorlu’da doğan Raif Öztürk, ilkokulu Çatalca’da okudu. O dönemin şartlarına göre eğitimini ve iş yaşantısını birlikte sürdürmeyi hedefleyen A. Raif Öztürk, Meslekî Ortaokulu Paşabahçe’de sürdürerek, Sultanahmet Meslek Lisesi’nde özel olarak Makine Yüksek Teknik Ressamlığa devam etti. Türkiye Şişe ve Cam fabrikalarında 26 sene ‘Robotik ve Tam Otomatik Makineler Üretim Hattı Makine Teknisyenliği’ & Fabrika Vardiya amirliği yaptı. ‘Özel Araştırma, Geliştirme ve Eğitmen’ (ARGE) görevlisi olarak 1980’de İngiltere’ye, 1986 yılında da Japonya’ya giden yazarımız, dönüşünde de Meslek Lisesi mezunlarına, (Üretim makinaları, Kalite çemberleri ve beyin fırtınası teknikleri hakkında) iş programlamaları, eğitmenlik, rehberlik ve liderlik dersleri verdi. 1990 yılında Türkiye Şişe Cam Fabrikalarından kendi isteğiyle emekli olan A. Raif Öztürk, Öz Emek Spor Ltd. Şt. Mağazalarını açarak, hâlen işletmeye devam etmektedir. 1990’lı yıllarda bir yıl Diksiyon, bir yıl Osmanlıca, iki yıl da Arapça eğitim alan Öztürk, Halen (1962’den beri) Beykoz, Kavacık’ta ikamet etmektedir. Hiç Kur’ân bilmeyen 30-40 kişiye; aynı anda ve 10 Saatte Kur’ân öğretme uzmanı olan yazarımız, 2014 yılında Sakarya Üniversitesinden “Eğitimciye Eğitim” adıyla eğitim aldıktan sonra, “DEĞERLER EĞİTİMİ UZMANI” sertifikası kazanarak, Beykoz Milli Eğitim Müdürlüğünde ve ülkenin çeşitli illerinde 6 yıldan beri konferanslar ve görsel seminerler vermektedir. Yazarımızın, 2002 yılından bu yana; ‘Fikir Bahçesinden BİR DEMET’, “Derdim bana DERMAN imiş”, ‘Biyoenerji ve Kozmik Bilimin ışığında ŞİFA OLAYI’ adlı Belgesel, tevhid ve tefekkür içerikli kitapları yayınlandı. Sn. Öztürk Ulusal ve Uluslararası Sempozyumlarda, 2015’te Kastamonu Üniversitesinde ve 2018’de Ukrayna Üniversitesindeki sunumlarda kürsü almış olup, hâlen köşe yazılarına ve Kitap çalışmalarına devam etmektedir. 2006 Yılından beri “Dost Beykoz Ailesi” mensubudur…

YORUMLAR

Bir adet yorum var

  1. Dün akşam bir toplantıda okunan şu olay bana çok ilginç ve çok anlamlı geldiği için paylaşmak istedim.
    Yılbaşı gecesi yağışlı bir havada kuruyemiş kuyruğuna kafadan yanaşan bir jip şoförüne, kuyruktan şiddetli itirazlar olur.
    -“Hooop, n’oooluyoruz? Zenginsin diye, senin öne geçme hakkın yok!” Vs. O şahıs da bağırarak şu cevabı verir:
    -“Ben zenginim diye öne geçmedim. Bu bayram benim bayramım. Ben Hristiyan’ım. Ben Ramazanda sizin PİDE KUYRUĞUNA giriyor muyum? Ben sizin KUTLU DOĞUM programınız kutluyor muyum? Siz Müslüman değil misiniz? Benim senede bir olan bu noel bayramımda ne işiniz var?…” vs. anlamlı sözler söyleyince, kuyruk ‘sus-pus’ olduğu gibi, 15-20 kişi de kuyruğu terk etmiştir…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER