Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK

Bunları yalanlayanların, VAY HÂLİNE!

Zaman zaman itirafta bulunuyorum ki; “bendeniz birçok önemli konuları, GENÇ yaşımda değil de, geç fark etmenin ve geç öğrenmenin pişmanlıklarını yaşıyorum.”

Bunları yalanlayanların,  VAY HÂLİNE!

Zaman zaman itirafta bulunuyorum ki; “bendeniz birçok önemli konuları, GENÇ yaşımda değil de, geç fark etmenin ve geç öğrenmenin pişmanlıklarını yaşıyorum.”

Sizlerin ve genç kardeşlerimin bu pişmanlıkları yaşamamaları için, bu gecikme pişmanlıklarımı, zaman zaman bu köşemde paylaşmak istiyorum.

  • Bugün Kur’an okurken, yine geç fark ettiğim konu şudur:

Mürselât süresini okuyordum. Baktım ki şu “Veylüy Yevme izin lil mükezzibîn” âyeti ısrarla tekrar ediliyordu. “Yüce Rabbimiz bir cümleyi ısrarla çok tekrar ediyorsa, mutlaka biz insanlara, çok ciddi ikazları vardır” diye düşünerek, açıklamalı mealini, hatta tefsirini inceledim. Bu ısrarlı ayetin anlamı, “Bunları yalanlayanların, o gün VAY HÂLİNE!” cümlesi idi.

Bu kez “acaba hangi gün ve neleri yalanlayanların vay hâline” diye merak ederek, bu sürenin tamamının daha geniş açıklamalı meallerine baktım. Bu sürede bulunan 50 ayetin, 10 tanesi zaten bu ısrarla vurgulanan, yukarıdaki ayet idi.

Diğer 40 ayette ise “hangi gün ve neleri yalanlayanların VAY HÂLİNE?” sorusunun cevapları sıralanıyordu. Köşe yazısı sınırlarını zorlamamak için, bu sûrenin tamamını ayrı ayrı ayetler olarak buraya almak yerine, hangi gün ve nelerin yalanlanmaması gerekenleri toparlayarak, takdirlerinize sunacağım.

Öncelikle bu sürenin önemini vurgulamak için, bu süreye ilk altı (6) ayette, Yüce Rabbimiz tarafından bizlere gönderilenlerin üzerine”, “Rüzgârların ve meleklerin üzerine”, “Hak ile bâtılı ayıran Kur’ân üzerine” ‘YEMİN EDEREK’ başlanıyor.

Yedinci âyette ise o günün; KIYAMET ve HESAP günü olduğu vurgulanıyor.

Birinci uyarı; KIYAMET ve HESAP gününü yalanlayanların VAY HÂLİNE!

Sonra; Allah’a ve Peygamberlerine isyan eden kavimlerin, helâk edilişlerini yalanlayanların VAY HÂLİNE!

Bir damla sudan (meniden) yaratılıp ana rahminde şekillendiren O Yüce Kudreti yalanlayanların VAY HÂLİNE!

Yeryüzünü bizler için hazırlayan, yüce dağları yaratıp, yerden tatlı suları çıkartan Yüce Allah’ı tanımayıp, yalanlayanların VAY HÂLİNE!

“Yalan saya geldiğiniz KIYAMET ve HESAP gününe doğru gidiniz! Üç boyutlu Cehennem azabına, ne gölgelendiren ne de alevden koruyan bir gölgeye gidiniz. O yer saray gibi kocaman kıvılcımlar saçar. Her bir kıvılcım sanki birer sarı deve(büyüklüğünde)dir.” İşte dünyadayken bunları yalanlayanların VAY HÂLİNE!..

O gün, kâfirlerin konuşamayacakları bir gündür.

Onlara izin de verilmez ki özür dilesinler! İşte bugünden haber verilen bu gerçekleri de yalanlayanların VAY HÂLİNE!

Sizi de, önceden gelip geçmiş olanları da bir araya toplayacağımız o gün, karar ve hüküm günüdür. “İşte hepiniz bir aradasınız. Kurtulmak için, bir düzeniniz, bir hileniz tuzağınız varsa, hiç durmayın, derhal uygulayın!” Denilecek olan bu manzaraları, bugünden haber verildiği halde, yalanlayanların VAY HÂLİNE!

  • Süre, şu MÜJDE ile devam ediyor:

Şüphesiz ki Takva sâhipleri (ise, o gün) gölgelerde ve pınar başlarında, canlarının çekmekte olduğu meyveler arasındadırlar. (Onlara şöyle denilir:) “İşleye geldiğiniz (Salih) ameller sebebiyle (bir mükâfat olarak), âfiyetle yiyin, için!” İşte biz, dünyada iyi ve güzel amellerde bulunanları böyle mükâfatlandırırız. Bu dünyadayken haber verilen, bu gerçekleri de yalanlayanların VAY HÂLİNE!

(Ey kâfirler! Siz de dünyada) az bir müddet daha yiyin, faydalanın! Çünkü siz günahkârlarsınız. Hem onlara: “Namaz kılın, Rükû’ edin!” denildiği zaman, rükû’ etmezler. İşte bunları ve hesap gününü yalanlayanların VAY HÂLİNE!

Bu sûre; (O kâfirler) Artık bu Kur’ân’a da inanmazlarsa, hangi söze inanırlar acaba?” cümlesiyle noktalanıyor…

Saygıdeğer ve bahtiyar dostlarım.

Yüce Rabbimiz, bizler henüz sınavdayken, bu dünya sınavımızı mutlaka kazanabilmemiz için, şu KOPYA mesabesindeki ikazları, ısrarlı bir şekilde bizlere bildirdiği için, binlerce şükürler olsun.

Bizleri böylesine seven ve şu dünya sınavımızı mutlaka kazanabilmemiz için, böyle ap-açık kopyalar veren Merhameti sınırsız olan Allah cc, EN ÇOK SEVİLMEYE ve O’nun cc. emir ve yasaklarına tam riayet edilmeye lâyık değil midir?

  • Mademki O cc. bunlara lâyıktır, hiç vakit kaybetmeden çok samimi bir TÖVBE ve İSTİĞFAR ederek, O’nu cc. gerçekten Esmâ ve Sıfatlarıyla tanımaya, sevmeye ve emir ve yasaklarına kararlılıkla uymaya, haydi BİSMİLLÂH diyelim…
A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK HAKKINDA

A. Raif ÖZTÜRK... 20 Nisan 1950 yılında Tekirdağ Çorlu’da doğan Raif Öztürk, ilkokulu Çatalca’da okudu. O dönemin şartlarına göre eğitimini ve iş yaşantısını birlikte sürdürmeyi hedefleyen A. Raif Öztürk, Meslekî Ortaokulu Paşabahçe’de sürdürerek, Sultanahmet Meslek Lisesi’nde özel olarak Makine Yüksek Teknik Ressamlığa devam etti. Türkiye Şişe ve Cam fabrikalarında 26 sene ‘Robotik ve Tam Otomatik Makineler Üretim Hattı Makine Teknisyenliği’ & Fabrika Vardiya amirliği yaptı. ‘Özel Araştırma, Geliştirme ve Eğitmen’ (ARGE) görevlisi olarak 1980’de İngiltere’ye, 1986 yılında da Japonya’ya giden yazarımız, dönüşünde de Meslek Lisesi mezunlarına, (Üretim makinaları, Kalite çemberleri ve beyin fırtınası teknikleri hakkında) iş programlamaları, eğitmenlik, rehberlik ve liderlik dersleri verdi. 1990 yılında Türkiye Şişe Cam Fabrikalarından kendi isteğiyle emekli olan A. Raif Öztürk, Öz Emek Spor Ltd. Şt. Mağazalarını açarak, hâlen işletmeye devam etmektedir. 1990’lı yıllarda bir yıl Diksiyon, bir yıl Osmanlıca, iki yıl da Arapça eğitim alan Öztürk, Halen (1962’den beri) Beykoz, Kavacık’ta ikamet etmektedir. Hiç Kur’ân bilmeyen 30-40 kişiye; aynı anda ve 10 Saatte Kur’ân öğretme uzmanı olan yazarımız, 2014 yılında Sakarya Üniversitesinden “Eğitimciye Eğitim” adıyla eğitim aldıktan sonra, “DEĞERLER EĞİTİMİ UZMANI” sertifikası kazanarak, Beykoz Milli Eğitim Müdürlüğünde ve ülkenin çeşitli illerinde 6 yıldan beri konferanslar ve görsel seminerler vermektedir. Yazarımızın, 2002 yılından bu yana; ‘Fikir Bahçesinden BİR DEMET’, “Derdim bana DERMAN imiş”, ‘Biyoenerji ve Kozmik Bilimin ışığında ŞİFA OLAYI’ adlı Belgesel, tevhid ve tefekkür içerikli kitapları yayınlandı. Sn. Öztürk Ulusal ve Uluslararası Sempozyumlarda, 2015’te Kastamonu Üniversitesinde ve 2018’de Ukrayna Üniversitesindeki sunumlarda kürsü almış olup, hâlen köşe yazılarına ve Kitap çalışmalarına devam etmektedir. 2006 Yılından beri “Dost Beykoz Ailesi” mensubudur…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

ÇOK OKUNAN MAKALELER

SON HABERLER