Kader GÜR
  • 01/01/1970 Son günceleme: 11/01/2013 23:11
  • 57.851

Yerel Seçimlerin yaklaşmasıyla Beykoz acı gerçeğiyle maalesef yüz yüze kalıyor…. Her taşın altından bir şeyler çıkıyor… Beykoz’da adeta bir güç gösterisi yapılıyor…

Herkes zahmetsiz bir şeylere ulaşmaya çalışıyor… Emek vermek yok, mücadele yok, yorulmak yok… Hepsinden önemlisi bir proje yok… Bir köşe başı kapan kendini bir şey zannediyor…

 
Yerel Seçimlerle ilgili kafasında bir şeyler çizenler kendini fark ettirmenin peşinde koşuyor… Bundan sonraki dönem bundan öncekinden farklı mı olacak? Hayır… Bundan önce nasıl olduysa bundan sonra da öyle olacak… Bugün Beykoz’u yönetenlerde bundan önce bir yerlerde dernek başkanıydı, iş adamıydı vs. vs… 29 Mart Yerel Seçimleri’nden önce yetenekli olduğunu, amacının Beykoz’a hizmet etmek olduğunu söyleyenler ne yaptı? Hiç!..
 
Beykoz’un yerel yöneticileri arasında toplasan Beykoz’a faydalı olan adam sayısı 15’i geçmez. Bunlar gece gündüz çalışıyorlar… Millet bizi fark etsin diye de bir çabaları yok..
 
Birtakım şeyler yaparak kendini fark ettirmek için yırtınanlara şaşırıyorum… Bunlar nasibe inanmıyor mu? Allah’ın takdiri yok mu? Bu savaş niye? Beykoz için mi? Yalanın bu kadarı olmamalı!
 
‘Beykoz için ne yapabiliriz’ toplantıları artık bitmeli? Türkiye’nin uzaya uydu fırlattığı bir dönemde hala Beykoz için ne yapabiliriz tartışması yapanlar Beykoz için hiç bir şey yapamazlar… Artık onlar inandırıcılığını kaybettiler… Yok, ‘bize değer vermeyenlere değer vermeyeceğiz, yok İl Dernekler Birliği’ne katılabilmesi için 1 yılı doldurmuş olması lazım’ Saçma sapan aptalca düşünceler… Tamam dernekler bir araya gelip fikir alışverişinde bulunabilirler, fakat kendilerinin resmi bir statüsü yokken kimse ile ilgili yaptırımda bulunamazlar… Herkes haddini bilmeli…
 
Artık Beykoz halkının Beykoz’a sahip çıkması lazım… Beykoz’a sahip çıkması lazım derken; Beykoz’da bu kelimeye yapılan bir yorum var. Sanki Beykozlu Beykoz’dan kovuluyor. Kovulan kimse yok, olamaz da. Ama hiç kimse de 70 milyona ait olan devasa arazilerin bedava verilmesini beklememeli. Artık Beykoz halkı süslü, fiyakalı adamlardan bir şey olmayacağını anlamalı; hemşerim deyip geleceği ile ilgili yanlış kararlar vermemeli… Dünya değişiyor beyler, Beykoz’da değişecek, değişmek zorunda!
 
Bu değişimi kim nasıl yapacak?
 
Dernekleri basamak olarak kullananlar mı?
Basına para dağıtıp; sonra da, satılmış kalemler diye eleştiri yapanlar mı?
Beykoz’a yapılan yatırımları üç beş kişinin menfaati için engelleyip mahkeme kapılarında avanta peşinde koşanlar mı?
 
Artık buna bakmak lazım… Allah aşkına gerçekleri görelim… Beykoz’a 7 yıldızlı otel yapılıyor… Türk Alman Üniversitesi, Medipol Tıp Fakültesi… Bunlar en somut şeyler ve önümüzdeki 1 yıl içinde faaliyete geçecek projeler…
 
Beykoz’da Şişe Cam, Deri Kundura ve Tekel Fabrikası olduğu dönemlerde her şey çok daha kolaydı… Ama şimdi sadece Beykoz’da değil, Dünya’da her şey zorlaştı. Artık, ‘nasılsa çocuğumu bir fabrikaya işe koyarım, geçinir gider’ devri kapandı… Bunu kabul edelim ve eğer Beykoz’da yaşama niyetimiz varsa, çocuklarımızın turizme yönelik eğitim almaları için bir an önce seferberlik başlatalım. Tabi eğer Beykoz’da yaşamak istiyorsak.
 
Beykoz Belediye Başkanı’na buradan sesleniyorum; Milli Eğitim Bakanlığı ile irtibata geçerek Beykoz’a derhal bir Turizm ve Otelcilik Yüksek Okulu yapılması için girişimleri başlatması ve bunu somut olarak Beykoz’a kazandırması lazım… Bu okul Beykoz’un ve Beykoz halkının geleceği için son derece önemlidir…
 

Beykoz’un istihdam alanında rahatlayabilmesi için beş yıl, on yıl sonrasının gözde sektörü olacak olan turizm konusunda nitelikli işgücüne ihtiyacı vardır. Beykozlu için fabrika dönemi bitti. “Ne iş olsa yaparım” döneminin de çoktan bittiğini görmek zorundayız artık!

Yazarın Yazıları