Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK

Bukalemunların dil mucizesi

Bukalemunların en belirgin ve en bariz mucizevî özellikleri; renk değiştirmeleri, gözlerinin birisinin radar gibi ön-arka ve SAĞ yönünü tararken, diğer gözünün ise ön-arka ve SOL yönünü taramasıdır. Farklı yönlere bakan bu gözleri ile hem avını takip eder, hem de düşmanından sakınmaya çalışır.

Ayrıca; dört ayağının da dalları kavrayacak kıskaç şeklinde ve kuyruğunun da dengesini sağlayacak ve bazen dala sarılıp tutunacak biçimde oluşu da ayrı bir sanat mucizesidir.  

Bu özellikleri taşıyan 180’den fazla çeşidi, hatta bazı kaynaklarda 202 türünün olduğu biliniyor.

Bu bariz özelliklerinden başka öyle orijinal ve üstün sanat hârikası bir dili var ki, bu dilin yapısını, yani mekanizma olarak sanat yönünü düşündüğüm zaman, bir de böylesine hârika bir mekanizmanın kendi kendine oluştuğunu iddia eden lâik (sözde) bilim adamlarını gördükçe, iliklerime kadar ürperiyorum.

Çünkü bendeniz Japonya’da ve Japonlarla birlikte 3,5 sene (mekanik, elektronik, hidrolik ve pnömatik sistemlerle işleyen) robotik makinaların eğitimini almış olduğumdan, her türlü mekanizmaya bu göz ve bu bilinçle bakıyorum, o laik prof’lar gibi tesadüfen veya evrim geçirerek oluştuğunu asla kabullenemiyorum.

bukalemun hGA2E4o5J3

Öyle yâ; o yüzlerce Profesörlerin bile Hâlâ işleyiş teknolojsini bile çözemedikleri bu gözlerin yapısını, renk değiştirmelerini, ayakların ve kuyruğun özelliklerin hatta sadece DİL’i, cansız, akılsız, kör, sağır olan atomlar, mineraller, moleküller vs. nasıl icad etsinler ki?

Zerre kadar aklı, ilmi ve şuuru olan kişiler bile, sadece bu hârika DİL mekanizmasının bu atomlar ve diğerleri tarafından icad edilemeyeceğini, hatta tesadüfen asla olamayacağını idrak eder. Yeter ki inadına aykırı düşünmesinler…

Bakınız bilimsel kitaplarda bu renk değiştirme olayı nasıl çelişkili anlatılıyor:

Araştırma sonuçlarına göre bukalemunların bir pigment hücresinin içinde 130 nanometre boyutunda çok sayıda küçük kristallerin bulunduğu ve bu kristaller arasındaki boşluklar arttıkça ya da azaldıkça kendisine gelen ışınların farklı yansıtılmasını sağladığı tespit edilmiştir. Hatta bu pigment hücrelerinde kristal katmanın bir değil, iki tane olduğu görülmüştür.

Kristaller arasındaki boşlukları arttırarak, hangi rengin seçici olduğunu değiştirilebilir ve yansıtılır. Kristaller arasındaki boşluklar arttıkça daha uzun dalga boyları yansıtılabilir. Yani kristaller arasındaki boşluk arttıkça renk maviden yeşile, daha sonra sarıya sonrada turuncuya döner.

2015 yılında, Cenevre Üniversitesi bilim insanlarının yaptığı araştırma aslında bukalemunların renk değiştirmesi ile ilgili tüm bildiklerimizin yanlış olduğunu gösterdi. Bilim insanları, sakin yeşil bukalemun ve heyecanlı sarı bukalemunların deri örneklerini karşılaştırdıklarında; heyecanlı bukalemunun derisi içindeki kristal aralıklarının çok daha fazla olduğunu bulmuşlardır. 

Kâinatta onu daha iyi anlamamızı sağlayacak milyonlarca gizem, SIR mevcut. Bukalemunların nasıl renk değiştirdiklerini anlamak onlardan sadece biridir. …

Önceden renk değişiminin, renkli hücrelerdeki ayrışan pigmentlerle sağlandığı sanılıyordu. Ama bilim insanları, değişen şeyin aslında alt taraftaki kristaller olduğunu buldular. Aslında renk değiştirmiyorlar. Bukalemunların pigmentlerle ilişkilendirilen renk değiştirme özelliğinin farklı ortaya çıkmasının yanında bukalemunların derilerinde normal renkleri olan yeşili içeren pigmentlerin bile olmadığı bulundu.

Bukalemunlar kristaller arasındaki mesafeyi arttırarak hangi rengin seçilerek yansıtılacağını değiştirebilirler. Kristaller arasındaki daha büyük boşluklar daha uzun dalga boylarını yansıtmada daha iyidir. Yani aralık arttıkça renk maviden yeşile, sarıya, turuncuya ve kırmızıya doğru değişir. 

Yani bir bukalemunun yeşil görünmesinin nedeni pigmentten gelen sarı ışık ve onun altındaki kristal yapıdan yansıyan mavi ışığın kombinasyonudur. …deniliyor  

Gördüğünüz gibi bu bilimsellik adı altında yapılan anlatımlar ve biyolojik olarak o günkü şartlarda tespit edilenler, daha sonra yalanlanabiliyor.

Üstelik te bu tespitler doğru bile olsa, sadece var olan işleyişin tespitleridir ve hiçbir işleyiş asla tesadüfen olamaz.

Fakat bir takım isimler takılarak Yüce Yaratıcının sanat eseri olduğunun kamufle (ört-bas) edilmeye çalışılması, hem insanları ahmak yerine konulması, hem de Yüce Yaratıcı kabul edildiğinde oluşacak bazı mükellefiyetlerden sıyrılmaya çalışılması utanç vericidir…

Bukalemunun Mûcizevî dili hakkındaki anlatım şöyledir:

“Avı tespit edip avlanma mesafesine girdiğinde iki gözüyle odaklanıp, sağa sola sallanır tam mesafeyi tespit ettikten sonra büyük bir hızla (22 km/saniye {79 200 Km./saat} hız ile) avına dilini atar. Dili birbiri içine geçmiş kıkırdaktan oluşup, salgıladığı kaygan sıvıdan ibarettir. Birbiri üzerinde kayan kıkırdaklar, ucundaki daha sert parça ve vantuz kısmı sayesinde avına isabet eden dil, ava yaşama şansı tanımaz.”

Hollandalı iki araştırmacı; Leiden Üniversitesi’nden Jurriaan de Groot ve Wageningen Üniversitesi’nden Johan van Leeuwen, bukalemun dilinin avı yakalama sırasında nasıl çalıştığını anlayabilmek için saniyede tam 500 kare yakalayan, hızlandırılmış x-ışını filmi çektiler. Filmler, bukalemun dilinin ucunun 50 g’de (g= yer çekimi sabiti) hızlandığını ortaya çıkardı. Bu hızlanma ise, bir jet uçağının erişebileceği hızlanmadan 5 KAT daha fazla. Bu DİL mekanizmasının ne kadar çok ilginç ve hârika olduğu anlaşıldı, değil mi? Allahü Ekber…

İşte sözlerin en doğrusu:

“Sizin için hayvanlarda da, elbette ibretler vardır, … …” (Nahl Suresi, 66)

“Sizin için yerde olanların tümünü yaratan O’dur. Sonra göğe yönelip (istiva edip) de onları yedi gök olarak düzenleyen O’dur. Ve O, her şeyi bilendir” (Bakara Suresi, 29)

A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK HAKKINDA

A. Raif ÖZTÜRK... 20 Nisan 1950 yılında Tekirdağ Çorlu’da doğan Raif Öztürk, ilkokulu Çatalca’da okudu. O dönemin şartlarına göre eğitimini ve iş yaşantısını birlikte sürdürmeyi hedefleyen A. Raif Öztürk, Meslekî Ortaokulu Paşabahçe’de sürdürerek, Sultanahmet Meslek Lisesi’nde özel olarak Makine Yüksek Teknik Ressamlığa devam etti. Türkiye Şişe ve Cam fabrikalarında 26 sene ‘Robotik ve Tam Otomatik Makineler Üretim Hattı Makine Teknisyenliği’ & Fabrika Vardiya amirliği yaptı. ‘Özel Araştırma, Geliştirme ve Eğitmen’ (ARGE) görevlisi olarak 1980’de İngiltere’ye, 1986 yılında da Japonya’ya giden yazarımız, dönüşünde de Meslek Lisesi mezunlarına, (Üretim makinaları, Kalite çemberleri ve beyin fırtınası teknikleri hakkında) iş programlamaları, eğitmenlik, rehberlik ve liderlik dersleri verdi. 1990 yılında Türkiye Şişe Cam Fabrikalarından kendi isteğiyle emekli olan A. Raif Öztürk, Öz Emek Spor Ltd. Şt. Mağazalarını açarak, hâlen işletmeye devam etmektedir. 1990’lı yıllarda bir yıl Diksiyon, bir yıl Osmanlıca, iki yıl da Arapça eğitim alan Öztürk, Halen (1962’den beri) Beykoz, Kavacık’ta ikamet etmektedir. Hiç Kur’ân bilmeyen 30-40 kişiye; aynı anda ve 10 Saatte Kur’ân öğretme uzmanı olan yazarımız, 2014 yılında Sakarya Üniversitesinden “Eğitimciye Eğitim” adıyla eğitim aldıktan sonra, “DEĞERLER EĞİTİMİ UZMANI” sertifikası kazanarak, Beykoz Milli Eğitim Müdürlüğünde ve ülkenin çeşitli illerinde 6 yıldan beri konferanslar ve görsel seminerler vermektedir. Yazarımızın, 2002 yılından bu yana; ‘Fikir Bahçesinden BİR DEMET’, “Derdim bana DERMAN imiş”, ‘Biyoenerji ve Kozmik Bilimin ışığında ŞİFA OLAYI’ adlı Belgesel, tevhid ve tefekkür içerikli kitapları yayınlandı. Sn. Öztürk Ulusal ve Uluslararası Sempozyumlarda, 2015’te Kastamonu Üniversitesinde ve 2018’de Ukrayna Üniversitesindeki sunumlarda kürsü almış olup, hâlen köşe yazılarına ve Kitap çalışmalarına devam etmektedir. 2006 Yılından beri “Dost Beykoz Ailesi” mensubudur…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER