Ekrem TUNCER
  • 28/05/2019 Son günceleme: 28/05/2019 19:03
  • 16.227

Mart’ın sonu bahar, Haziran sonu yaz derken; 2019 yılının da neredeyse yarısını bitirdik. 2020 yılına umutlarımız var. 2023 hedeflerimiz, hatta 2071 hayallerimiz. Dünyayı kurtaracak fikirlerimiz var ama yanı başımızdaki arkadaşımıza yetecek zamanımız yok. Bir merhabamızı, bir güler yüzümüzü, bir mütebessim bakışımızı gören son kişi kim acaba? 

Ömür kısa, zaman hızlı geçiyor. Mekânlar çabuk değişiyor, günlük dostluklar, yalan kahkahalar, hayatın gerçekleriyle yüzleşmemizi ertelese de ölüm hakikati her an için dimdik karşımıza çıkabiliyor. Bir bakmışız; köprüden atlayan borçlu bir Doktor, Range Rover jeeple tıra çarpıp can veren zengin iş adamı, kalp krizi geçirip vefat eden esnaf, solunum yetmezliğinden ölen emekli amca, kanserden hayatının baharında solan bir üniversite öğrencisi vs. vs. 

Ölüm; sen ne kadar esaslı bir hakikatsin. Biliyoruz; bir gün, bu can bu bedenden çıkacak ve bir et yığını olarak kara toprağın bağrında börtü böceğe yem olacak. Ama nasılda özeniyoruz bedenimize, saçımıza, giydiğimize, parfümümüze, gözlüğümüze, saatimize, ayakkabımızın pantolon ile olan kombinine, hatta o yüksek ve dar paçanın bizi soktuğu havaya hasta oluyoruz. Nefsimiz o kadar azgın ki; seksenlik dedemizin yarısı yaşına yaklaşmış olmamıza rağmen şehvetimizin esiri olmaktan, dünya hırsımızla aç bir kurt gibi saldırmaktan, benliğimizi yitirmekten korkmuyoruz. 

Evet, kibrimiz dağları aşmış, öldüğümüzde gireceğimiz 2 metrelik çukur değilmiş gibi hiçbir yerlere kendimizi sığdıramaz olmuşuz. Haram/Helal hiç ayırmadan midemize indire indire kalbimiz kararmış. Allah ismi celilini duyduğumuzda, mahşer günü hesap sorulacak dendiğinde; nefesimiz kesilmiyor, Boğazımız düğüm düğüm olup gözlerimiz yaşla dolmuyor. Niye acaba?

Bugün 33 yaşıma girdim. Mahşerde diriltileceğim yaştayım. Yolun yarısı mı? Sonu mu bilemeyiz. Ebu Turab Hz. “Bugünü düşünürüm, dün geçti, yarın var mı? Gençliğe de güvenmem ölen hep ihtiyar mı?” diye sorguluyor ya, işte öyle sorgulamalıyız. Hz. Ömer’in ifadesiyle; her akşam yastığa başımızı koyduğumuzda; ‘Bugün Allah için ne yaptım?’ diye kendimize hakikatli bir şekilde sormalıyız. İnsan kendine yalan söyleyemez ve her daim bu soruyu doğru bir şekilde cevaplar. Verdiğimiz cevaplar; Hadis-i Şerif’te buyrulduğu üzere; ‘iki günü eşit olan zarardadır’ kıstasından geçer not almıyorsa, vay halimize!

Yazarın Yazıları
Yorumlar (1 Yorum)

ali (5 yıl önce)

Güzel kısa ve öz olmuş. Allah razı olsun.

Yorum Yaz