Beykoz’un en büyük düşünce platformu Dost Beykoz, BEYTAŞ Teras Kafeterya’da ailecek bir araya geldi.
Beykoz’un en büyük düşünce platformu Dost Beykoz, BEYTAŞ Teras Kafeterya’da ailecek bir araya geldi.
Kurulduğu günden bu yana ilçedeki haberlerden Beykoz’da yaşayanları haberdar eden ve yayımlanan haberleri birçok kez ulusal basında konu edilen Dost Beykoz, yazarlarıyla bir akşam yemeğinde buluştu.
Yeni Başyazarımız: Muharrem Ergül
Yayın Kurulu ile yaptığı görüşmelerden sonra bir karara varan İmtiyaz Sahibi Kader Gür ise gazetenin Başyazarlığı’na Muharrem Ergül’ün getirildiğini duyurdu. Aynı zamanda Beykoz Belediyesi eski Başkanları’ndan olan Muharrem Ergül ise kendisinin Dost Beykoz Başyazarlığı’na getirilmesine sevindiğini ancak bunun kendisi için ‘bir sürpriz’ olduğunu ifade etti. Yenilen akşam yemeğinin ardından yapılan konuşmalarda ise Dost Beykoz Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Sinan Kavrak, gazetede yayımlanan haberlerin ulusal basında da yer aldığını hatırlattı. Dost Beykoz Haber Müdürü Ferdi Güngör ise gazetede köşe yazısı kaleme alan tüm yazarları, yalnızca Beykoz’un değil ülkenin en iyi ve objektif haberlerinin yer aldığı Dost Beykoz ile gurur duymaya çağırdı.
Dev yazar kadrosu bir arada
Beykoz’un en büyük düşünce platformu olan Dost Beykoz’un BEYTAŞ Teras Kafeterya’da gerçekleştirdiği yemekli aile toplantısına, gazete yöneticileri ve dev yazar kadrosu katıldı. Yenilen akşam yemeğinin ardından ise geceye katılanlar tek tek söz alarak, Dost Beykoz’la ilgili düşüncelerini paylaştı. İlk olarak açılış konuşmasını gerçekleştiren Dost Beykoz İmtiyaz Sahibi Kader Gür, gazete Başyazarlığına Muharrem Ergül’ün getirildiğini söyledi. Gazetenin Yayın Kurulu ile birlikte ortaklaşa bu kararı aldıklarını anlatan Kader Gür, şunları anlattı:
“Dost Beykoz, ilçedeki en kıymetli markalardan birisidir. Biz, buranın bir düşünce platformu olduğunu söylerken, gücünü halktan alan yazarlarımızın, farklı bakış açılarında olan kişilerden meydana geldiğinin gururuyla bunu söylüyoruz. Bu zenginlik, bırakınız gazeteyi, bir sivil toplum kuruluşunda bile kolayca rastlanılmayacak bir zenginliktir. Ben şahsım adına, böyle bir topluluğun içerisinde olduğum için gurur duyduğumu ifade etmek istiyorum.
Herkes bizim kıvancımızdır
Biz, Yayın Kurulumuzda bir süredir bir konuyu konuşuyorduk ve sonuçta bir fikir birliğine vardık: Bundan sonra Dost Beykoz Gazetesi’nin Başyazarı Muharrem Ergül Bey’dir. Kendisi, gerek genel kültür konusundaki zenginliğini yazılarına yansıtması, gerekse geçmişteki tecrübesiyle Dost Beykoz Başyazarlığı’nı en iyi şekilde taşıyacaktır. Yine Muharrem Bey gibi Ferda Kazancıbaşı, Prof. Dr. Faruk Şen ve Raif Öztürk gibi deneyimli ve duayen haline gelmiş yazarlarımız da bizim Dost Beykoz olarak kıvancımızdır. Hepinize katılımlarınız dolayısıyla teşekkür ediyor ve nice güzel günlerde bir arada olmamızı Cenab-ı Allah’tan niyaz ettiğimi bilmenizi istiyorum.”
Dost Beykoz İmtiyaz Sahibi Kader Gür’ün ardından sırasıyla şu isimler söz aldı ve duygularını, düşüncelerini şu şekilde dile getirdi:
Muharrem Ergül
“Ben daha önce birçok gazetede yazılar yazdım. Zaman Gazetesi ilk kurulduğunda orada günlük yazı yazdım. Belki bilenleriniz vardır. Fehmi Koru, ben, Nabi Avcı ve birkaç arkadaş. Hatta yayın kurulundaydım o zaman. Sonra birkaç gazetede yazdık akabinde bürokratik işlerimiz... Yazıyoruz çiziyoruz ama bu işten hiç kopmadım. Hatta Türkiye'nin de ilk kitap dergisini çıkarmak da bana nasip oldu. 1986 yılında Türkiye'de yayınlanmış ilk kitap dergisinin uzun yıllar editörlüğünü yaptım. Yine bir yayın kuruluşunun Genel Müdürlüğü'nü yaptım.
Kader Bey bana ‘Yazı yaz’ demeden önce günlük bir gazete de yazmam söz konusuydu... Şöyle bir şey yaptım: ‘Niye günlük gazete yazayım?’ dedim. Artık yerel ve evrensel diye bir şey yok ki… Yani sizin yazdığınız bir yazı, New York'ta bile okunuyor. Artık basında yerel ve ulusal diye bir kavram kalmadı.
Dost Beykoz aslında yerel bir gazete değil. Yerel haberleri önceleyen bir ulusal gazete... Ben öyle söyleyince iki şeyi reddettim: Bir tanesi, Kültür Bakanlığı'nda Eski Eserler ve Müzeler Müdürü olarak kararnamem çıktı ama benim kadro almam lazımdı. Ben reddettim ve Beykoz'da kaldım. Bir de gazetemiz o kadar renkli ki, farklı seslerin çıkması beni mutlu ediyor. Bir arkadaşımız Tanrı Dağları'ndan seslenirken, başka bir arkadaşımızın başka bir yerden seslenmesi büyük bir mutluluk… Gerçekten farklı renklerin, farklı seslerin olması büyük bir mutluluk... Çünkü biz seslerimizi kaybettik. Seslerimizi kaybettik. Bizim artık ‘tek-tip’ toplum yaratma hevesinden sıyrılmamız lazım. Aykırı söyleyen olmalı; hatta bize kızan olmalı... Biz istiyoruz ki, birisi bir cümle kursun; onun peşinden gitmeye devam edelim. Hayır! Ben buna şiddetle karşıyım.”
Bayram Çevik
“Ben doğma büyüme Beykozluyum aslında. Bu sene vesile oldu siyaseten birçok insanla tanışmaya başladık. Asıl mesleğim: Mimarlık… Yazar değilim ama 2006'dan beri internetle bir haşir neşirliğimiz var. Blog tutma alışkanlığım vardı. Kader Bey de -hatta seçimlerden öncedir tanışıklığımız- blog da değil de ‘Burada yaz’ diye teklif edince, ben de kendimi geliştirmek ve gazeteye belki bir katkım olur düşüncesiyle kabul ettim. Aslında gazetede biraz siyasi yazıyoruz ama ben mesleki yazmayı daha çok seviyorum. Burada aslında yazarak aklımda tutamadığım şeyleri kâğıda dökmek ve ilerde yapacağım hataları engellemek için yazıyorum.”
Güliz Köksal Gürpınar
“Sizin gibi değerli insanlarla birlikte olmaktan gayet keyif aldım. Çok memnun oldum sizleri tanıdığıma… Ben de doğma büyüme Beykozluyum. 7 kuşak Beykozluyuz diyebilirim. Adım Güliz Köksal Gürpınar… Marmara Üniversitesi Almanca Öğretmenliği mezunuyum. Gıda sektöründe İthalat Müdürü olarak görev yapmaktayım. Kader Bey'e ben kendim ulaştım. Yazı yazmayı seviyorum ve ilgim vardı. Yazılarımı gazetenizde paylaşmak istiyorum şeklinde bir mail attım. Şimdi anlıyorum ki, o zaman bu maili atarak çok önemli bir iş yapmışım. Siz değerli insanlarla beraber aynı ailenin içerisindeyim. Ben Kader Bey'e tekrar bana böyle bir fırsat yaratmış olduğu için teşekkür ediyorum.”
Prof. Dr. Faruk Şen
“Kader, Sinan ve Ferdi arkadaşlarımıza candan teşekkür ediyorum. Böyle bir özveri olmasa, ortaya bu kadar sağlıklı bir şey çıkacağını düşünmüyorum. Olayın Türkçesi bu… Eğer yazını geciktirirsen, ilk fırçayı Kader Bey'den yiyorsun, ikinci fırçayı Ferdi'den yiyorsun.
Değerli dostlar, Muharrem Bey'i dinlerken benim de Almanya anılarım aklıma geldi. Kanlıca'da Almanya'dan olan çok az kişiden birisiyim. ‘Yahu bizim niye kardeş kentimiz yok?’ diye düşünüyordum ama kardeş kent olabilmesi için Almanya'nın herhangi bir yerinde, o bölgeden gelen çok sayıda insan olması lazım... Ben Mülheim an der Ruhr diye 210 bin nüfusu olan çok elit bir şehirde yaşıyordum. O zaman beni orada buldu Muharrem Bey ve orada bir gazete çıkarmıştık. Kendisi Belediye Başkanlığı'nı nasıl burada yaptı hâlâ bilemem. Çünkü ben 2012'nin Aralık ayından beri burada oturuyorum. Fakat Avrupa'da imajımızı çok iyi ortaya çıkardı ve kendisine teşekkür ediyorum. Üç yıldır Kanlıca'da yaşıyorum. Bir buçuk yıl evvel, Kader Bey telefon etti: O günden bu yana zevkle yazıyorum.
Şunu söyleyeyim: Dost Beykoz, hakikaten ciddi bir Sivil Toplum Kuruluşudur. Her açıdan bunu düşünüyorum. Ben mesela bir sorun olduğu zaman Kader Bey'e telefon ederim. Hemen dakikasında bana ya çözüm bulur ya da ‘Hocam, bu şekilde çözebiliriz’ der. Paşabahçe'de pazara geldikçe Sinan Bey'e uğrar çayını içer, bir dost sohbeti yaparız. Ferdi'nin de hakkını yememek lazım. O da büyük emekler veriyor. Ben bu yapı içindeki bütün herkese emeklerinden dolayı teşekkür ediyorum.”
Ömer Kasap
"Dost Beykoz Ailesi'nin içinde yer almaktan dolayı çok mutluyum... Burada köşe yazmanın dışında diğer büyüklerimden bir çok şey de öğreniyorum... Beykoz'da bulunduğum hemen her platformda, Dost Beykoz ile ilgili övgü dolu sözler duyduğumda gururum bir kat daha artıyor. Ben özellikle köylerde Dost Beykoz'un daha fazla yer almasını bu anlamda da gazete olarak köylere yönelik projeler geliştirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Eğer bu konuda Ömer Kasap olarak benim de üzerime düşen birşey olursa seve seve yapacağımı ve her türlü katkıyı da sunacağımı bilmenizi istiyorum."
Raif Öztürk
“1973 yılında ulusal bir gazetede yazı hayatıma başladım. İstanbul İlim ve Kültür Vakfı Yüksek İstişare Kurulu Üyesiyim. Makine Teknisyeniyim. Emekli oldum ve ticaretle uğraşıyorum. Bu gazetede 10 seneye yakın bir süredir haftalık olarak yazılarım yayımlanıyor. Özellikle yazılarımın yüzde 90'ı maneviyat ağırlıklı… Çünkü hepimiz sonuç olarak ahret yolcusuyuz. Hiç kimse ‘Ben dünyada kalacağım!’ diyemez. Kabir hayatından Mahkeme-i Kübra'ya kadar gidecek olan 50 bin senelik bu yollardan bahsediyorum yazdığım köşe yazılarımda... Onlara ışık tutmaya çalışıyorum. Bunu da Dost Beykoz'da paylaşmaya çalışıyorum. Allah birliğimizi, dirliğimizi daim etsin.”
Ferda Kazancıbaşı
“Diğer arkadaşlarımızın da değindiği bir konuya değinmek istiyorum. Dost Beykoz Gazetesi’nde aynı çizgide olmayıp, fakat bir arada olabilmek çok önemli… Benim üzerinde durduğum tek konu budur. Bunu birçok gazete, birçok yapı başaramazken; biz başarıyoruz. Bunun sağlanmasında emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum.”
Çetin Ünlü
“Dilinizle söyleyemediğiniz bazı şeyleri yazı yazarak iletmek istediğiniz kişiye iletebiliyorsunuz. Belki Dost Beykoz'un bize verdiği en büyük özellik budur. Gazeteye yazmadan önce çoğu kişi bizi tanımazdı ve biz de onları tanımazdık. Öyle durumlar içinde oluyorum ki, bazen gazete yoluyla bu durumları çözüme kavuşturuyoruz. Çalıştığımız kurumla ilgili bir örnek vermek gerekirse; Başhekimimizin dahi duymadığı şeyleri, sokaktaki vatandaşımız bizimle paylaşıyor ve biz de bunu ilgili yerlere iletiyoruz. Bir nevi kurumlar ile vatandaş arasındaki köprü görevini biz üstleniyoruz. Bu vatandaş için de bizim için de kurumlar için de bir nimettir.”
Bilgehan Murat Miniç
“Dost Beykoz ile ilgili söylenecek her şeyi bizden evvel büyüklerimiz, ağabeylerimiz ifade ettiler. Fazla söze gerek olmadığını düşünüyorum. Ben de doğuma büyüme Beykozluyum. Şehir Hatları'nda kaptan olarak çalışıyorum. Yerel Seçimlerde Büyük Birlik Partisi'nin Beykoz Belediye Başkan Adayıydım. O sürece kadar da ben yine bu ekip içerisinde yer alıyordum. Fakat siyasi faaliyetlerimiz nedeniyle ara vermek durumunda kaldım. Tekrar sizlerle birlikte olduğum için gayet mutluyum.”
Büşra Şen
“Bu gazeteye Temmuz 2014'te yazmaya başladım. İlk yemeğe katıldığım zaman bir kavram üzerinde çok durdum: Samimiyet ve aile olmak kavramı… Ben artık her toplantıda bunu hissediyorum. Her hangi bir STK'nın yemeğine gelmiş gibi hissetmiyorum: Çünkü yapmacık olaylardan çok hoşlanmıyorum. Buraya geldiğim zaman ailemle birlikte olma mutluluğunu hissediyorum ve çok mutlu bir gece geçiriyorum. Muharrem Bey’in de Raif Bey’in de Faruk Bey’in de bu gazetede bizlere çok şey kazandıracaklarını düşünüyorum. Yaş olarak değil de ilim olarak bizlere bir şeyler kazandıracaklarını düşünüyorum.”
Ümit Yılmaz
“Beykoz'da amatör spor kulüplerinin amatör spor camiasının elimden geldiği kadar sesi olmaya çalışacağım. Açıkçası çok heyecanlıyım. Atatürk Havalimanı'nda çalışıyorum. Spor üzerine yayın yapan bir internet sitesinde de yazılar yazıyorum. Dost Beykoz ailesine katılmaktan çok memnunum ve uzun zamandır takip ediyordum. Bu ailenin iyi bir okuruyken artık içerisinde olduğumdan dolayı da çok mutluyum.”
Sinan Kavrak
“Bizi, bu platformu, Beykoz'un en büyük ailesi olarak adlandırıyorum. Ayrıca en seçkin ailesi olarak da adlandırmak istiyorum çünkü herkesin kendine ait bir dünyası var ama ortak paydalar çerçevesinde burada bir arada olabiliyoruz. Bundan dolayı ben, hepinize çok teşekkür ediyorum. Muharrem Bey'in ‘Artık yerel gazete yok’ kavramına da fazlasıyla katılıyorum. Şöyle bir şey var: En basit tespiti, mesela Türkiye'de yayım yapan birçok gazete Beykoz'u Dost Beykoz'dan takip eder. Alıntı yaparlar. Keşke o alıntı yapılan haberlerin altında da ‘Kaynak: Dost Beykoz’ ibaresini görebilsek… Dost Beykoz, işte böyle bir platform... Sırtımızı belli bir yere dayamadık! Yeri geldiğinde, iktidar partisini seviyeli ama en ağır şekilde eleştiriyi yapan tek gazete biziz…”
Nimet Er
“Şahsen ben içinizde olmaktan, sizden bir parça olmaktan; her toplantıda nasıl memnuniyet duyduğumu zaten anlatıyorum. Hepinizi her zaman okuyor, hepinizden ayrı ayrı istifade ediyorum. Yazı, bence konuşmaktan daha önemli... Tamam, iletişim konusunda yüz yüze konuşmak her zaman daha iyidir ama o an için belki karşı tarafa söylemek istedikleriniz konuşma sırasında aklınıza gelmeyebilir. Bu nedenle yazıyı ve yazı yazmayı çok kıymetli buluyorum. Tek temennim şu büyük ailenin hep ‘Elif’ misali dik ve diri olmasıdır.”
Konuşmaların ardından ise Dost Beykoz yöneticileri ve yazarları, Prof. Dr. Necmettin Erbakan Kültür Merkezi’ndeki BEYTAŞ Teras Kafeterya’da toplu olarak poz verdi. Dost Beykoz Aile Fotoğrafı çektiren yazarlar, kendi aralarında da gece boyu uzunca bir süre sohbet etti.
Haber Merkezi
