Muharrem ERGÜL
  • 23/10/2020 Son günceleme: 23/10/2020 11:10
  • 6.837

Gazetecilik kitle haberciliğinin atasıdır.

Johan Carolus'un 1605 yılında yayınladığı "Aller Fürnemmen und gedenck würdigen Histarie" kağıt üzerine basılan ilk gazete olarak kabul edilmektedir.

Bizde ise Türkçe olarak basılan ilk gazete 1828yılında Kahire'de yayınlanmaya başlayan "Vekayi-i Mısriyye'dir."

İlk radyo yayını ise 24 Aralık 1906 yılında "ABD'li mucit Fessondon"   tarafından gerçekleştirilmişi ilk televizyon yayını ise halka açık olarak 1936 yılında İngiliz yayın kuruluşu "BBC" tarafından gerçekleştirilmiştir.

Bugün hepimizi dört bir yandan haber bombardımanına tutan yazılı, radyo ve televizyonda habercilik yapanlar gazeteci diye tanımlanıyor.

İster gazetede yazsın, ister radyoda veya televizyonlarda haber ve yorum yapsın hepsine gazeteci diyoruz.

Gazete, haber ve gazeteci deyince de hepimiz biran ister istemez düşünüyoruz. Her fikrin, ideolojinin, siyasi partinin ve büyük finans kuruluşlarının yayın organları var.  Bu yayın organları sadece ait oldukları gurubun çıkarlarına hizmet eden bir yayıncılık, gazetecilik yapıyorlar. Evrensel yayın ilkeleri bu tür gazetecilik için hiç bir anlam ifade etmiyor. Orada menfaat için her türlü manipülasyon gerçekleri öreterek bambaşka bir şekilde topluma sunuyorlar.

Bu nedenle, son yıllarda hem ülkemizde hem de dünyada gazeteciliğe güven bir kaç istisna dışında süratle azalıyor.

İnsanlar haber ve haberciye her zamankinden daha çok şüpheyle bakıyorlar.

Her gazete (radyo ve televizyon dahil) siyasi ve ekonomik büyük güçlerin çıkarları doğrultusunda istedikleri haberleri "sözde güvenilir gazetecilerin" eliyle kamuoyuna olduğundan çok farklı yansıtmaktadırlar.

Toplumu dizayn etme, yönlendirme gazeteler ve gazetecilerin eliyle her zamandan daha acımasız bir şekilde yapılmaktadır.

Bugün artık bu durum toplumun büyük kesimi tarafından fark edilmiş durumdadır.

Haber ve haberciye şüpheyle bakan büyük bir kitle oluşmuştur.

Manipülatif haber ve habercilik bir anlamda suç üstü yakalanmıştır.

Ülkemizde ve yerel basında da durum bundan farklı değildir. Küçük ölçekte de aynı yanlışlıklar sürgit devam etmektedir.

Öfkeler, hırslar ve kaprisler doğrunun önüne geçerek habere yansımaktadır.

Bu ülkeyi ve bu coğrafyayı seven gazetecilik anlayışının duygularımızın önüne geçmesi gerekmektedir.

Gazeteciliği ve insanlığı önceleyerek haberin toplum yararına olması gerektiği akıldan çıkmamalıdır.

İşte bu nedenlerle örnek bir gazete olabilmenin arayışı içindeyiz. Yeni yayın döneminde yeni bir anlayışla yayın yapmanın gayreti içinde olacağız.

Bu gazete; yerel bir gazete olarak evrensel gazetecilik ilklerine sahip olacaktır.

Bu gazete; sadece haber verecektir.

Bu gazete; haberi tarafsız verecektir.

Bu gazete; kendi aleyhine bile olsa habere kayıtsız kalmayacaktır.

Bu gazete; kimseye dost veya düşman yaklaşımı içinde olmayacaktır.

Bu gazete; topluma ayna olacaktır. Aynaya bakan kendini görecektir.

Bu gazete; silah değil, tetik değil, tetikçi hiç değildir.

Bu gazete; iyi, güzel, doğru ve erdemli her duruşu takdir eder.

Bu gazete; insan, toplum, çevre ve doğal değerlere saygılıdır.

Bu gazete; duyduğunu, dedikoduyu değil, gördüğünü belgeleyerek yazmayı ilke edinir.

Bu gazete; hizmet edenlerin hizmetlerine onlar kadar saygı duymayı gerekli görür.

Bu gazete; eğitime ve kültüre adanmış gayretleri ve gayret edenleri topluma tanıtmayı görev bilir.

Bu gazete; öncelikle Beykozludur. Beykoz'a hizmet etmeyi önceler. Beykoz'a hizmet edenlere de destek olmaktan asla geri durmaz.

Bu gazete; bu coğrafyanın tüm renklerine saygılıdır.

Bu gazete; ülkede siyaset yapan tüm siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarımıza demokrasimizin temel taşları olması bakımından saygı duyar.

Bu gazete; haber ve haberciliğin kaynağı olmayı kendine ilke edinir.

Okurlara da bir hatırlatma.

Kalem vicdandır.

Kalem kutsaldır.

Kalem emanettir.

Kalem geleceğe ışıktır

Buda böyle biline   

  

                       

Yazarın Yazıları
Yorumlar (0 Yorum)

Bu içeriğe yorum yapılmadı, yorum yapmak ister misin?

Yorum Yaz