Kader GÜR
  • 01/10/2015 Son günceleme: 01/10/2015 13:04
  • 8.090

7 Haziran Seçimlerinden sonra tüm Türkiye'de olduğu gibi AK Parti'nin Beykoz teşkilatlarında da ciddi çalkantılar yaşandı.

Bu çalkantı fiziksel manada olmasa da fikirsel manada oldukça etkiliydi. Bu yaşananlara AK Parti Beykoz Teşkilatı'nın sözüm ona sahipleri hem kör hem sağır kaldı. Fakat Genel Merkez ve İstanbul İl Başkanlığı Beykoz Teşkilatı gibi duyarsız değildi.

Siyasi arena, son zamanlarda; özellikle AK Parti'de o kadar kaygan ki, iyi niyetli söylem ve eleştiriler altında bile bir sahtekârlık aranır oldu.  "Kişi kendisi neyse karşısındakini de öyle zannedermiş" ... derler ya hani... Demek ki kendileri her yaptıkları işte bir art niyet düşünüyor ki, bizim iyi niyet ve samimiyetle yapmış olduğumuz eleştirileri de art niyetli veya çıkara dayalı bir yaptırım çabası olarak yorumlayarak görmezlikten geldiler. Ya da bir takım şeylerin yüzlerine şamar gibi inecek olmasından çekindiler...

Fakat.....

Beykoz'un duymamakta ısrar ettiği ses AK Parti Genel Merkezi, İstanbul İl Başkanlığı ve hatta Beştepe'den bile duyuldu... Çok şükür...

7 Haziran 2015 Milletvekili Genel Seçimleri'nden çıkan sonuçlar tabii samimi insanların canını bir hayli sıkmıştı... Doğal olarak bizim de canımız sıkılmıştı... Ve sonra; dilimizin döndüğünce, elimizden geldiğince tespitlerimizi anlatırken, diğer bir yandan da sorunları ortadan kaldırmaya çalıştık... Gerek Beştepe ve Beykoz'daki ağabeylerimize, gerekse İstanbul İl Başkanlığı ile çeşitli görüşmeler yaptık. Her türlü olumsuzluğa rağmen, hiç bir zaman ihanet içinde olmadığımızı ve bundan sonra da olmayacağımızı kendilerine ifade ettik. Bunun yanı sıra, sıkıntıların bilindiği ve gerekli tedbirlerin alınacağına yönelik te önemli işaretler verildi bize...

Tabii bu süreçte yaşanan birçok şey yazılıp çizilmediği için farkına varılmadı.

Yapılan saha çalışmalarından çıkan sonuçların;  7 Haziran 2015 Seçimlerinden hemen sonra yazdığım, "Seçimden sonra söylenmesi gerekenler" başlıklı yazım ve KRT'de katılmış olduğum canlı yayın programındaki açıklamalarımla örtüşmesi samimiyetimize yönelik 'art niyetlerinin gereği' kuşku duyanların anlayışını ortadan kaldırmasa da, öngörülerimin doğruluğunu teyit etmesi bakımından önemliydi.

Dolayısıyla ilk hamle AK Parti Büyük Kongresi'nde yapıldı...  Yeni Yönetim Kurulu ve MYK, 2002 ruhunu yansıtması bakımından önemli bir değişimdi. Sonuçta, AK Parti ruhu, şımarık, kendini beğenmiş, bencil ve yüksek egolu, tabana hitap edemeyen tepeden inme anlayışı reddederek Anadolu ruhuyla yeniden bütünleşti...

Milletvekili aday listeleri de aynı şekilde yorumlanabilir... Fakat Adam Sefer'in ilk etapta 12. sıraya yazılıp da sonradan çıkartılmasına yönelik söylentiler, teşkilatçılık ruhuna yakışmayan yeni bir durum ortaya çıkardı.

AK Parti'nin yerel ayağında da aynı sorunların olduğunu, AK Parti'nin İstanbul İlçe binalarına ansızın baskın yapan Genel Merkez Teşkilat Başkanı Mustafa Ataş aleni söylemişti. Mustafa Ataş aslında çok şey söyledi. Hepsini söylemek parti etiği açısından doğru olmaz fakat gençlikle ilgili ifadelerini söylemek yerinde olacaktır...

Gençlerde ilk defa oy kullanan kesimin yüze 25’inden oy alabildiklerini ve yüzde 75’inin başka partilere oy verdiğini ifade eden Ataş, genel manada AK Parti’nin gençlerin yüzde 48’inden oy alabildiğini fakat bu rakamın, 2002’ye oranla ciddi oranda düştüğünü söylemesi dikkate alınması gereken bir husustur. CHP'nin, AK Parti'deki bu eksikliğin farkında olduğunun bilmem siz farkında mısınız?

Bunu dikkate alması gerekenler normalde Gençlik Kolları başkanlardır, fakat AK Parti'de gençler başka işlerle meşgul edildikleri için henüz bu çerçevede bir strateji belirleyemediler... O nedenledir ki, ana kademe bu anlamda gençlik kollarını yönlendirmelidir. Beykoz'da AK Parti gençliği diye bir şeyin olmaması önemli bir sorundur!..

Erol Kaya da bayramlaşma programına katılmak üzere geldiği Beykoz'da önemli mesajlar vermiştir!... Erol Kaya'nın “egoya” vurgu yapmasını eminim kimse üstüne alınmamıştır... Çünkü AK Parti Beykoz'da kimsede "ego" yok!.. Herkes vatandaşla öyle bir gönül bağı kurmuş ki, arabasından inip makama gitmesi bir saat sürüyor. Vatandaş yolunu kesiyor... Onu görüp, el sıkışabilmek ya da dertlere derman olduğu için teşekkür etmek isteyen halkımız onun gülen yüzünü görmek için can atıyor.

Yazılarımı okuyan vatandaşlar sokakta, "ya Kader Bey bu adamı siz başımıza sardınız" şeklinde sitem ediyor... Evet doğrudur!.. Koca hükümet ve Recep Tayyip Erdoğan, Paralel yapı ve çözüm süreci konusunda yanıltıldığını itiraf etmiş... Ben de bu konuda yanıltıldığımı itiraf etmekten neden çekineyim ki...

Bu da varsın benim kusurum olsun.

Yazarın Yazıları