Bilgehan Murat MİNİÇ
  • 12/08/2015 Son günceleme: 12/08/2015 16:12
  • 23.703

Geçtiğimiz günlerde, bugüne kadar benim ve Alperen Ocaklı birçok gençlerin yetişmesinde büyük emekleri olan ağabeylerimiz;

BBP Beykoz Kurucu İlçe Başkanımız Melih PERÇİN Bey, BBP Beykoz Eski İlçe Başkanımız Hasan GÜLTEKİN Bey ve Eski Ocak Başkanlarımızdan olup şu anda bir üniversite de öğretim görevlisi olan bir arkadaşımızla bir Hak Dostunu ziyarete gittik.

Manisa’nın Akhisar İlçesi, Sünnetçiler Köyünde ikamet eden bu büyüğümüzün adı “ Kaynakçı Baba” Hacı Ahmet ER Horasani… “Kaynakçı Baba” ismi kendisine BBP’nin kuruluşunda maddi ve manevi büyük emekleri olan Ahmet Kayhan Efendi Hazretleri tarafından verilmiş.

1960 ihtilalında merhum TÜRKEŞ ile birlikte hareket eden “14’ler” den biri olan Ahmet ER Amcamız, MHP ve BBP nin kurucularından olması hasebiyle yakın siyasi tarihimize de canlı tanıklık etmiş isimlerden birisi. Kendi ifadesiyle” Türkçülük hayatına İslamiyet’i getiren adam”…

Neler konuşmadı ki Ahmet Amcamızla, yaklaşık dört saat süren ziyaretimiz boyunca.

Geçmişten geleceğe, TÜRKEŞ ’ten Muhsin Başkan’a, Anadolu’dan Türk- İslam Coğrafyasına uzanan sohbetimizde, bu satırlarda yer veremeyeceğimiz bazı manevi sırlara da vakıf olma şerefine nail olduk.

Sohbetimizin en başında bizlere okuduğu bir Hadis-i Kudsi vardı ki tüylerimiz diken diken oldu desek yeridir.” Sizden birinin bir ihtiyacı olursa onu Benden istesin, hatta ayakkabının bağını bile”…

Yaklaşık iki saatlik bölümünü kamerayla kaydettiğimiz bu hasbıhali ileriki zamanlara bir röportaj şeklinde yayınlamak niyetimiz. Ama o zamana kadar bu sohbetin kayıtlarını isteyecek olan dostlarımıza da görüntüleri ulaştırabiliriz.

Merhum Şehit Liderimizi sorduk Ahmet Amcamıza. Kendisi, Selçuk ÖZDAĞ, İrfan SÖNMEZ ve Muhsin Başkandan oluşan dört kişilik ekibin partinin kuruluşunda Ahmet KAYHAN Efendi Hazretleri ve Seyyid Muhammed Raşid EROL Hazretleri ile yaptıkları istişareleri anlattı önce. Sonra partiye katılması söz konusu olan bazı meşhur siyasilere “ Genel Başkanlık”  teklifi konusu gündeme gelince sözü geçen Hak Dostlarının  “Muhsin bu davanın köşe taşıdır. O isimler ise tuğladır. Bir binada birkaç tuğla çekip alsanız bir şey olmaz, lakin köşe taşı olmazsa bina yıkılır” diyerek rahmetli Şehit Liderimize sahip çıkışlarını.

Elbette bu sahiplenme yalnızca Muhsin Başkanın maddi konumuna değil manevi alem de ki derecesine de işaret ediyordu.         

MHP den ayrılıştan bahsederken sizler particilikle uğraşan insanlarsınız yarın üst kademelerden İslam’a aykırı bazı emirler gelirse derhal partinin anahtarlarını teslim edin diye bizlere nasihat etmeyi de unutmadı Ahmet Amcamız.

Yazımızın başlığına da ilham veren Ahmet Amcamızın Rahmetli şehit Liderimizle olan iki anısını naklederek devam edelim;

“O büyük bir devlet adamı ve bir o kadar da büyük mana adamı idi. Yıllar evvel bir şafak vakti telefonum çaldı. Hoparlörü açtım bu anda tekbir sesleri odayı çınlatıyordu. Bu tekbirler arasında bir ses  “Ahmet Ağabey ben Bizim Muhsin, (Rahmetli Liderimizin kendisine Bizim Muhsin diye hitap edilmesinden hoşlandığını söyleyerek, Yunus Emre ile Taptuk Emre arasında geçen diyalogu hatırlatıyor) şu anda 500 atlı ile Bosna’da tekbirlerle Ayvaz Dede’ye yaklaşıyoruz sizin ve annemin yüksek edep ve hürmet dolu selamlarınızı kendisine ileteceğim”. Dedi .Her ikimiz de bu konuşmadan duygulandık ve çok mutlu olduk.Kalbi Allah, Habibullah, vatan, millet, devlet bayrak aşkı ile dopdolu; ilim ve imanla mücehhez, kalb- selim, lisan-ı sadık, ahlak-ı müstakim idi.

“Yakın bir tarihte beraberce Kırkağaç ilçesinin Karakurt Beldesine uğramıştık, o beldede merhum ve şehit  Yazıcıoğlu bir kahvehanede halk il sohbet ediyordu.Yakınında ki birinden su rica etti, kendisine bir bardak su getirdiler, o esnada ayakta idi.Sandalyeye oturdu suyu içti.Halkın arasından bir ihtiyar ağlamaklı olarak ayağa kalktı.ve kendisine hitap ederek; “Evladım Muhsin! Konuşmanı noktala! Yorulma! Zaman kaybetme! Biz seni tanıdık, git başka yerlerle ilgilen”. Merhum Şehit Yazıcıoğlu sordu “ Nasıl tanıdınız?” İhtiyar konuşmaya başladı” Suyu sağ elinle aldın, oturdun, dudakların kıpırdadı, besmele çektin, dikkatle baktım suyu üç yudumda içtin, daha konuşayım mı? Bunlar yetmez mi? Dedi. “ Milletin mukaddeslerine ve öz değerlerine gösterdiği üstün saygı ve milletini çok iyi tanıması ve çok sevmesi onun bu kadar sevilmesinin sebebidir.”

Son olarak Ahmet amcamızın Türk Milletine mesajı şu şekildeydi;

“ Bahadır Türk Milletinin kıymetli evlatları; Türk İslam Medeniyetinin mayasını İlahi rıza teknesinde tutan ve tekbirlerle yoğuran Alperenler;

Dininizi ve milletinizi seviniz, Kur’an’dan ve Hadisten ayrılmayınız.

Ne isterseniz Allah ve Resulünden isteyiniz.                  

Türk Milletinin birliğini, dirliğini vatanın bütünlüğünü hayatlarının en önünde gören, aklı aşkta eriterek, aşkı akla bürüyerek, ilmi rehber edinen, Türklük şuur ve gururu ile İslam Ahlak ve faziletini temel alan hür, tok, güçlü, mutlu bir Türkiye’nin mimarları olan sizlere Allah’tan başarılar diler her birinize ayrı ayrı içten muhabbet ve hürmetlerimi sunarım.

Gazanız mübarek Cenab-ı Allah yar ve yardımcınız olsun.”

Yazarın Yazıları