Beykoz’umuz, malumunuz oldukça sıkıntılı bir coğrafya. Üstelik hizmet üretme açısından da son derece zorlu.
Çoğunuz biliyorsunuz, Beykoz’un yüzölçümüne yakın şehirler, hatta ülkeler var. Hal böyle olunca her köşesine eşit hizmet ulaştırabilmek pek kolay olmuyor.
Üstelik son derece zorlu bir ulaşım kavşağında.
Bir tarafta FSM ve YSS köprüleri ve bağlantı yolları, bir tarafta dünyanın en muhteşem güzelliği, İstanbul Boğazı ve Boğaz’ın kuzey girişinde; ormanlar ve deniz arasında uçsuz bucaksız Beykoz...
Gelecek yıllarda bu zorlu kavşak, vizyon projelerle muazzam bir avantaja dönüşecektir diye düşünüyorum.
Mülkiyetin sahiplerini bulmasıyla çözülen sorunlar sarmalı, imar aşamasına evrilirken, imar barışının bazıları için fırsata dönüşmesi ciddi bir sorun olarak karşımızda duruyor.
Bu tür sorunlar enerjimizle birlikte zamanımızı da tüketiyor.
Artık bizim rantçı konducularla değil, başarılı çalışmalarla, devasa projelerle ve örnek imar çalışmalarıyla anılan bir Beykoz olmamız lazım.
31 Mart seçimlerinden önce kaleme aldığım bir makalemde “Beykoz’a Binali Yıldırım’ı Belediye Başkanı yapsanız bu köhnemiş yasalar ve bu yasaları uygulayan kurumlar olduğu sürece Beykoz’da çivi bile çakamazsınız” demiştim.
Yıllar önce Beykoz Belediyesinin sahilde yaptığı çitleri yıkan Boğaziçi İmar Cumhuriyeti yetkililerinin o gestapo vari tavrını unutmuş değiliz.
Çoğunuzun unuttuğundan eminim.
Hatta Paşabahçe İlkokulu’nda öğrenciler ıslanmasın diye kantinin önüne yapılan minicik bir yağmur saçağını yıkmak için ordu gibi gelen Boğaziçi İmar Zabıtalarını da, öğrencilerin gözü önünde dövdükleri hocamızı da unutmuş değiliz!
Bu gün Boğaziçi İmar Müdürlüğü’nün yetkileri her ne kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oluşturduğu kurulda toplanmışsa da, ana arterler halen İBB’nin yetki alanında.
Bunun önümüzdeki beş yılda Beykoz için avantaj mı yoksa dezavantaj mı olduğunu yaşayıp göreceğiz.
Ancak Beykoz için başta SİT olmak üzere malum yasalar ve kurumlar olduğu sürece, dün Boğaziçi İmar Müdürlüğü yetkililerinin yaptığı faşist uygulamaları yarın başkaları yapacaktır.
Bence bizim en büyük sorunumuz yönetim değişikliği olan İBB’den önce, bu köhnemiş yasa ve kurumlardır...
