Elif ÇELİK
  • 06/05/2020 Son günceleme: 06/05/2020 23:01
  • 8.363

Biz dört kişiydik; Işılay, Elif, Aynur ve Aslıhan…

Dört güzel ruh, dört koca dünya... Adımız kadın, soyadımız anne... Bir tek Işılay kalmış, onun da annelik sırası gelecek elbette, 20-30 yıla kadar Allah'ım nasip ederse...

Anaçtır anne be, anaç, anaç... Yalnız Aynur mu Aslıhan’nın anneannemin çocuğu?

Gümüşsuyunda Emine, Halime, Hatice

Bütün mahalle... Tüm Beykoz... Anneannem için çocuğu gibi...

Annemin tek çocuğu ben miyim sanki? Tek çocuğu kardeşlerim mi?

Koca bir Elmalı Mahallesini yüreğine sığdırmış benim Aynur annem...Bize anneliği yalnız bizi doğurdu diye mi?

Bir Işılay mı benim kuzum? Bir Egemen mi? Bir tek onlara mı annelik ediyorum yani? Yahu kapımın önünden ayrılmayan yavru kedi bile benim öz kızım değil mi?

Ya şu Beykoz'un dört bir yanında açmaya başlayan çiçeklere ne demeli? Her tomurcuğun, her dalın, her yaprağın üzerinde analık hakkı yok mu? Aranmaz mı?

Evrendeki tüm doğa, tüm insanlar, tüm canlılar bir annelik eseri değil mi?

Anne demek, emek demek... Anne demek,  üretmek... Senin annelik dediğin aslında hayatı şekillendiren, ona yön veren anaç duyguların bir yansıması değil mi?

Ağlayan çocuğun tesellisi... Gülen çocuğun neşesi... Sevdaya düşen delikanlının, gelip dizlerinin üzerinde ve önünde çöküp kaldığı anne değil mi?

Umut değil mi anne?

Sevginin eş anlamı değil mi?

Öyleyse tüm anaç insanların, anneler günü kutlu olsun ...

Biz dört kişiydik, Işılay, Elif, Aynur ve Aslıhan...

Dört kadın, dört anne, dört sevgi çiçeği...

Yazarın Yazıları
Yorumlar (0 Yorum)

Bu içeriğe yorum yapılmadı, yorum yapmak ister misin?

Yorum Yaz